rusya-libyaya-savas-ucagi-konuslandirdi
Rusya Libya'ya Savaş Uçağı Konuşlandırdı

Rusya Libya’ya Savaş Uçağı Konuşlandırdı

27 Mayıs 2020
Okuyucu

Dün ABD Afrika Kuvvetleri Komutanlığı bir belgeyle ve bugün yüksek trajlı basında yer alan haberleriyle konu belirginleşti; darbeci Hafter’i desteklemek amacıyla Rus av-bombardıman uçakları Suriye’deki Hmeymin hava üslerinden kalkarak Libya Cufra’ya intikal ettiler. Bu demek oluyor ki bundan böyle Rus devleti Libya’da askeri varlığıyla duruma müdahildir.

Durum bundan önce nasıldı? Rus Wagner şirketine bağlı yaklaşık 2.500 paralı asker darbeci Hafter’in hizmetindeydi. Kremlin Wagner’in kendi kontrolleri dışında olduğunu iddia etti. Rus menşeili yaklaşık 2.000 zırhlı araç ve tank gücü ile Hafter silah ve mühimmat ile de destekleniyordu. Yakın zamanda görüldü ki Rus menşeili hava savunma silahları BAE aracılığıyla Hafter’e teslim edilmişti. Ancak bunların on kadarı UMH SİHA’ları ile vurulmuştu.

Şimdi Libya’ya Su-24 ve Mig-29 uçaklarının intikali Rusya adına artık şu anlama gelmekte: Ben varım! Kime karşı? Meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Sarac’a, Libya’nın barış ve istikrarına, BM’ye, NATO’ya, ABD’ye ve dahası Türkiye’ye karşı.

Türkiye, Libya’nın meşru yönetimi ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması ve ayrıca güvenlik anlaşmasını imzalamış, halen burada askeri danışmanlık desteği vermekte ve UMH silahlı güçlerini eğitmektedir.

Hafter’in Nisan 2019’da başlattığı başkent Trablus’u ele geçirme harekatı geri püskürtülmüştür. Yakın zaman içinde UMH güçleri Vatiyye üssünü Hafter güçlerinden geri almış ve Libya batısını isyancılardan kurtarmıştır. Başlattığı karşı harekatı Trablus, Tarhuna bölgesi istikametinden güneye ve Mistara deniz kıyısı bölgesinden doğuya, Sirte’ye doğru iki koldan başarıyla sürdürmektedir. İşte tam bu noktada Rusya hava desteğini göndererek durumu tekrar Hafter lehine nasıl çevirebilme arayışı içindedir.

Bir kere şunları anladık: 1) Rus devleti darbeci Hafter’i resmen destekliyor. 2) Rusya’nın Hahfter ve Sarac arasındaki ateşkes görüşmelerindeki arabulucu çabası göstermelikmiş. 3) Suriye’deki üslerinin varlığı Doğu Akdeniz’de Rus yayılmacılığı için önemli, burayı bölgeye müdahale etmek için kullanıyor, kullanacak. 4) Rusya hem Suriye hem de Libya’da bulunur ise daha sonra başka ülkelerde de var olma girişimini artıracak ve bu yeni istikrarsız bölgeler demek olacak.

Rusya Libya’da ikinci bir Kırım oldubittisi peşindedir. Avrupa ve Amerika kendi dertleriyle uğraşırlarken Rusya stratejik hamlesini yaparak Afrika’nın kuzeyinde ve önemli hidrokarbon potansiyeliyle piyasalara etki etme gücüne sahip bir bölgenin kontrolünde pay sahibi olma iradesini gösteriyor. Elbette bu son savaş uşağı intikalinin uluslararası anlaşmalar ve hukukla açıklanabilir bir tarafı olmayacaktır. Zira gayrimeşru tarafta yer aldı ve Berlin’deki uluslararası barış görüşmeleri sürecine karşı bir harekette bulundu. Ama yine de merak ediliyor, acaba Kremlin bu konuya nasıl bir kılıf uyduracak diye.

Yine merak edilen bir konu var, BM bu duruma nasıl yaklaşacak? Cenevre’de ve Berlin’de sürdürülen barış görüşmeleri nasıl gelişecek?

Dengeler değişti mi? Geçen haftalarda Genel Sekreter Jean Stoltenberg, sanki bu gelişmelerin olacağını biliyormuşçasına, NATO Libya’da meşru yönetim Sarac’ı destekliyor, mesajını verdi. Acaba Rusya Libya’ya gelirse NATO görev alır mı demek istedi? Bu soru şimdi daha net görünür oldu.

Fransız ve ABD savaş gemileri COVID-19 sebebiyle geri çekildiyse de Libya açıklarında deniz sahasında durum öteden beri karışıktı. NATO gemileri ile Rus gemileri neredeyse karşı karşıya bekliyorlardı. Türk deniz kuvvetleri tatbikatlar yapmaktaydı. Rusya füze yüklü iki muhribini Doğu Akdeniz’de tutuyordu. Denizaltılar devamlı seferdelerdi.

ABD’den de çeşitli açıklamalar vardı, meşru yönetimin desteklenmesi konusunda. İsrail, ABD paralelinde olacaktır. Fransa, eğer her ne olacaksa ben payımı isterim, türünden bir izlenim vermektedir ama biraz da ortalığı alevlendiricidir. İtalya şu an itidalli, yine de Libya ülkemi yakından ilgilendiriyor, der gibidir. Almanya Avrupa ve enerji güvenliğine odaklanmış gözükmektedir, ama bu Rus hamlesi onu tedirgin edeceğe benziyor. Mısır’ın BAE ve Suudi Arabistan ile müşterek hareket etmesi yerine, saf değiştirip, en azında nötür kalabileceği bir pozisyonda kalacağı ve ABD’nin talimatına odaklanacağı beklenmektedir.

Ama bütün bu karmaşa şunu gösteriyor gibi, ülkelerin resmi söylemleri bir yana dursun, içindeki güç odaklarının gizliden gizliye Libya’yı bölmekle ilgili bir planı akıllarının gerisinde tuttukları ve buna göre sağlı sollu değişik davranışlar sergiledikleri gözlenmektedir. Bu şüphelerin yoğunlaştığı bir atmosferdir.

Gürsel Tokmakoğlu

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

libyada-yeni-dengeler
ÖNCEKİ YAZI

Libya’da Yeni Dengeler

abd-cin-jeostratejik-analiz
DİĞER YAZI

ABD-Çin Jeostratejik Analiz

Güvenlik 'ın son yazıları

56 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
88 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
145 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
190 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
217 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme