Ben, Siz ve O

Benden Size; siyaset, barış, terör, istihbarat, devlet, millet, hem de Onun hakkında…
Size akıl vermek ne mümkün, Siz her şeyi biliyorsunuz!
Siz dediğim hepiniz, öndekiler, o veya bu kanattakiler, bugünün fotoğrafına girenler, siyasiler, parti liderleri…
Henüz Biz diyecek ortak akıl kümeleşmedi, Ben de bu durumu düşünebiliyorum; dağınıklar ve daha çok kutuplardakilerin etkisindeler, bildik siyasilerin etkisindekiler; legal olanlar da var, illegaller de.
Ben diyeceğim, kusuruma bakmayın, bencil değilim, ama bireysel tavrıma dayanıyorum.
Ben, aynı zamanda başka Ben’ler için, tam merkezde olmanın gerekliliğine inanacaklar için Ben; şimdiki düşünceyle tarafsızlar için Ben.
Ve Ben, Size bakıp şaşırmadan edemiyorum.
Şaşkınım, haykırıyorum; bu nasıl siyaset?
Ankara’dan kan damlıyor ve siz nelerden bahsediyorsunuz; devletime , milletime küfredercesine…
Bakın Ben bir vatandaşım desem sizce anlamı olacak mı?
Ama söyleyeyim; bu işler nasıl olur biliyor musunuz?

O diyebileceğim bir güç vardır. Onun bölgede emelleri vardır; toprak, ideoloji, din ve diğer isteklerin tümünden mürekkep.
O, taşeron kullanır, hem de kaynağı Bizim içimizden.
Onun bir gizli servisi vardır, Sizdeki gibi değildir; fiil üretecek akla sahiptir, güçlüdür, deneyimlidir…
Gizli servis ne demek? Adı üzerinde gizlidir. Gizliyi Siz göremezsiniz elbette, öğrendiğinizde O başka bir şeydir Size göre.
Neyi arıyorsunuz, kimleri düşman biliyorsunuz, birbirinizi neden düşman belliyorsunuz, anlamıyor musunuz?
O, elini kana bulamaz, terördür bu, şeytanın yöntemi diyebileceğimiz türden.
Meğer siz terörü bunca yıl anlayamamışsınız…
O, arka plandadır, öndekileri şekillendirir, vesvese vermek ve fiilen kullanmak için.
O, terörü ve propagandayı hedeflediği yerlerde uygulatır; dokuları değiştirmek ve akılları şaşırtmak için.
O, örneğin IŞİD’i taşeron tutmuştur, belki daha fazlasını da yapmıştır; başkaları olamaz mı? Olur elbet, başka terör örgütleri, adını bildiğimiz veya henüz bilemediğimiz.
O, elindeki zehri şırıngayla verdirir, planlıdır, sıraya koymuştur işleri; henüz düşünemedik mi?
Örneğin O, taşeronuna öyle sıralı eylemler yaptırır ki; gözlerimizin önünde HDP’yi mağdur yapar, AKP’yi mesul, halkı şaşkın, çaresiz ve sindirilmiş…
Gençler, kadınlar, yaşlılar parçalanır ellerinde bayraklarla.
Kan aranır anonsla, akraba aranır morglarda.
Ambulanslar, doktorlar sınav verir, diğer devlet organları da.
Medya yayındadır.
Her beceriksizlik bir bahane olur konuşmak, tartışmak ve birbirinizi suçlamak için…
O, Sizi birbirinize düşürür, hem de elinizdekilerle, Sizin kanınızla, Sizin meydanlarınızda…
O, Diyarbakır’ı, Niğde’yi, Suruç’u, Ankara Garı’nı seçer, ki Siz iyice birbirinize düşün diye.
Gizli servis arkada, taşeron önde, eylemci aramızda! Kurban Bizim çocuklarımız, kardeşlerimiz, halkımız…
Peki, siyaset nerede? Sizin siyasetiniz, siyasetçiliğiniz, aklınız, beceriniz, sevginiz; vatan ve millet sevginiz?
Benim devletime neden katil, milletime neden düşman diyorsunuz?
Ben tarafsızım ve bu sözlerinizi kabullenemiyorum.
Örneğin, Size sıfır bir memleket ve bir de halk versem, Siz bu akılla onu bu şekilde mi koruyup kollayacaksınız, geliştirip büyüteceksiniz?
Söyleyin bana…
Yoksa Siz işi garanti etmek için Onun kanatları altında mı olacaksınız, bu denli kolaycı mısınız?
Hazırcılar, tarihinden feyz almayan cahiller…
Neyse, Sizi suçlamak ve akıl vermek ne mümkün!
Ama duramıyor insan, merkezde duran insan.
Bakın O, Sizleri de kullanıyor, tıpkı şeytan gibi, propagandayla, söylediklerinizi O söyletiyor aslında, dil sizin ama şartları O düzenlemiş, sonuçta Sizin aklınızı yönetiyor, Siz şartlara bakıp, duyduklarınızı tartıp, bu benim fikrim diyorsunuz, daha ne?
O, Sizin vasıtanızla Sizin imkanlarınızı kullanıyor, Memleket Sizin, eller Sizin, diller Sizin, akıllar da…
O patron ise, Siz çalışansınız, çünkü ilişkiniz var; O şeytan ise, Siz şeytana uyansınız, çünkü göremediğiniz bir dünya var…
Siz bir-iki uyuşturucu müptelasını veya aklı çalınmışı yakalayıp, eylemde şu kadar kalıp dinamit vardı deyip, olayı kapatacak mısınız? Failler yakalandı mı diyeceksiniz? İşinizin bittiğini mi düşüneceksiniz?
O, Size bunu böyle yapın, dosyayı bildiğiniz yollarla, kanunlarınıza göre kapatın, beyanatlar verin demeyecek, bunlar Sizin yapacaklarınız, O bunu biliyor.
Lütfen, benim milletimi Sizler temsil ediyorsanız eğer, dikkatli olun!
Dilin kemiği yoktur, siyaset konuşmaktan ibaret değildir.
Vizyonunuz yok Sizin.
Milletimi kamplaştırmayın, Onun emellerine kurban etmeyin, şeytana alay konusu olmayın.
Devletimin itibarı Sizin söylemlerinizle iki paralık olacaksa, Siz neden varsınız?
Siz aslında yoksanız, Ben varım!
Ortada duran, merkezdeki Ben.
Memleketi bölemezsiniz, kurda kuşa yem edemezsiniz.
Bodrum katlarda dinamit lokumu imal edilmesine göz yumamazsınız.
Beni zayıf düşüremezsiniz.
Elinizdeki silahla Bana barış demeyin. Siz o silahı nereden buldunuz?
Asıl suçluyu idrak etmeden, Onu tanımadan yola çıkmayın, bir söz dahi etmeyin, o aklı kim verdi size?
Bana bilmediğim birşey mi söylüyorsunuz ki?
Bakın; cebinizdeki para böyle gider, fakirleşirsiniz, gerçekten muhtaç olursunuz, altınızdan halıyı bu şekilde şekerler, bölen olursunuz, kendinizi bir şey zannedersiniz, yönetilen olursunuz, modern-müstemleke olursunuz, üzerinize elbise giyersiniz ama bol gelir, yakışmaz, şımarırsınız ama mutlu olamazsınız, başkalarının tarihi emellerini gerçekleştirmelerinde sebep olursunuz… Ve Ben Sizi affetsem bile tarih affetmez!
Ben, Benim, peki Siz kimsiniz? Durum bu ise sorun kendinize…