Kazakistan Krizi ve Yeni İç-Dış Gelişmeler

10 Ocak 2022
Okuyucu

Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, “Darbe girişimini atlattık,” dedi. Bu konuyu bir darbe manzumesi altında irdeleyelim. Kim, ne şekilde darbe yapacaktı ve hatta bunun üstüne neden Rus askerileri Kazakistan’da diye. Esas anlatmak istediğim ise küresel siyasette ısrarla sözü edilen “Amerikan demokrasisi” ile “Rus oligarşisi” nelere sahne oluyor, bunu açıklamaya çalışmak olacak.

Biliyoruz ki Cumhurbaşkanı Tokayev, isyancıların yurtdışında kapsamlı eğitim aldıklarını iddia etti ve Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) üyelerine yaptığı çağrıda, “hükümetinin bir terör tehdidini aşmak için yardıma ihtiyacı olduğu” konusunu ileri sürdü. 

Rus birlikleri Kazakistan’ın stratejik tesislerini korumak amacıyla ülkeye geldiler. ABD ve Avrupa’dan tepkiler geldi. Zamanlama manidar! Ukrayna, NATO, Avrupa’da güvenlik, vs. konuşuluyorken… Şimdi yabancı eleştirmenler kritik ediyorlar ve şöyle soruyorlar: Başka bir ülke (örneğin ABD) neden Kazakistan’ın stratejik merkezlerini yıkmak için ülke dışındaki kamplarda uzun yıllar içinde terörist eğitsin ve Rus askerinin Kazakistan’ın bu stratejik tesislerinin korunması için davetine sahne olsun? 

Cumhurbaşkanı Tokayev, Putin’i arayarak, KGAÖ’nden yardım istemesiyle bütün riski üstüne almış oldu. Bu kez başta Batılı eleştiri Tokayev’e çevrildi. Son on yıllar içinde Kazakça konuşmak için okullarda müfredatını düzenlemeye çalışan ve kendi dillerini konuşmaya yeni yeni alışan Kazakların karşısında, “Dur geçemezsin, yoksa vururum!” diyecek olan KGAÖ askerleri Rusça seslenecekler. Vur emri teröriste karşı ilan edildi. Öyle ki her ne kadar KGAÖ şemsiyesi olsa da bu Kazak vatandaşı olmayan askerler, “barış gücü” adı altında bu ülkede görev yapacaklar. Ortam olağanüstü şartları içinde barındırıyor, peki ya işin doğası gereği olabilecek provokasyonlar devam ederse ve gerçekten masum bir olay içine yerleşik biçimde Tokayev’in terörist dedikleri tuzak kurarlarsa, bunun üstüne Rus askerleri sivillere ateş ederlerse, bu durumda ne olacak? Böyle bir olay hem krizi hem de Rusya’nın müdahalesinin anlamını sorgular ve önemli bir sorun çıkarsa bu konuyu başka noktalara çeker. Yani Rus askeri geldi ve riskler ortadan kalktı denemeyecek gerçek bir olağanüstü durum şimdi de söz konusudur. Büyük olasılıkla Tokayev farkındadır ama görünen o ki, bu şartlarda Kazak milliyetçiliği konusunda derin tartışmalara sebep olacak bir süreç ateşlenmiş oldu. 

Aslında, KGAÖ “barış gücü askerlerinin” varlığı Kazakistan’daki politik şartları düzenlemek içindir. Bu politik şartlar hem ülke içinde bir stabilizasyon sürecini gerektirir hem de dışarıya karşı bayrak göstermek amaçlıdır. Hani Tokayev tarafından söylenmişti, “yabancı eli var” diye, işte bu uluslararası güç gösterme şartlarındayken, o yabancı ele karşı Rusya bayrak gösterecek, bu bayrak gösterme hali bağımsız ve egemen olmak adına otuz yıldır çaba gösteren Kazakistan’ı “Rus NATO’su” diye bilinen KGAÖ tarafından koruyor durumuna sokacak. 

Açık olan şudur, kültürlü bir Kazak aileden gelen, özü sağlam bir kişi, yetişmiş, daha önce Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı ve Parlamento Başkanlığı dahil devletin her kademesinde görev yapmış, 2019’dan itibaren Cumhurbaşkanı olan Tokayev, kendi yetki ve meşruiyeti hakkında yetersiz kalıp kalmamayı yansıtan öyle bir bıçak sırtı noktada karar verdi ki, bu bütünüyle şartların zorluğunu bize açıklar nitelik taşır. Belki onu bu ağır ve riskli kararlar almaya zorlayan Kazakistan’daki oligarşiydi, belki de Kurucu Başkan Nursultan A. Nazarbayev’in etrafında kümelenmiş çok yakınlardaki çıkarcılar, oligarklardı. İşin bu tarafı daha düşündürücüdür. Başka ifadeyle Kazaklar kendi içlerinde güç mücadelesine başladılarsa ve bu arada dışarıdan terör devşirilip içeriye getirildiyse, bu daha acı, Kazaklaşma konusunda çaba gösteren masum vatandaş için bu hesaplaşma aşırı pahalı bir faturadır.

İlk anda Cumhurbaşkanı Tokayev, Hükümeti ve Ulusal Güvenlik bürokrasisini tasfiye etti. Bunların içinden bazı isimler, örneğin Karim Massimov, “vatana ihanet” ile suçlandı. Yan yana yıllardır görev yapanların bir kısmı vatan haini! Nasıl? Bu durum Türkiye’de 15 Temmuz’u yaşayanlara yabancı gelmedi tabii. Acı faturayla yaşadığı için Türkiye biliyor; yan yana görev yapan devlet ve hükümet yetkilileri ve bürokrasi, politika ve iş alemi içinde birçok vatan haini varmış ve kanunlar çerçevesinde kalan ve sadece işine bakan kimseler bunların farkına varamamış, diğer yandan politik ikbal ve maddi çıkar sebepleriyle olup bitenler hakkında az çok fikri olduğu halde sessiz kalanlar çokmuş, ta ki o hainler vatandaşa uçaklarla ve tanklarla mermi atmalarına dek!

Neticede Tokayev böyle karar verdi, başlatılan karşı operasyonun selameti için de KGAÖ’nden asker talep etti. Düşünün, görünene bakıp söylenirse, bu olağanüstü şartlar nasıl hızla kontrol edilmeksizin gelişti ve iki gün içinde KGAÖ askerlerinin Kazakistan’ı koruması gereği ortaya çıktı?  Soruldu, iyi eğitimli polis ve güvenlik güçleri ve tam donanımlı bir ordu ile yetkililer neden protestoları kendi başlarına yönetemediler? Büyük olasılıkla, içlerindeki vatan hainleriyle baş edebilirlerdi. Ancak Putin’i arayarak Tokayev, bu iç sorunu, organize rakip grupların silahlı hareketini de içinde barındıran eylemlerini bastırmak için, kendi kurallarını destekleyeceğine dair emin olduğu başka bir yolu seçti. Acaba görüşmede Putin, Tokayev’e neler söyledi? Devlet teşkilatı içindeki tutuklamalar için de bir ipucu verdi mi? 

Protestolar ve mitingler başlangıçta nispeten barışçıl ve çoğunlukla genç erkek ve kadınlardan oluşsa da, 4 Ocak’ta organize gruplar ortaya çıktı ve depolara ve silahlara el koymaya başladı. Hükümetin resmi çizgisi, bu grupların yabancı paralı askerler olduğudur. Şimdi olaylar bastırıldı ve tutuklulardan bu iddiaların doğru olduğu şeklinde sonuçlar alınıp sergileniyor. Ülke çapında ama özellikle nüfusu iki milyon civarında olan Almatı’da, bir yanda binlerce Kazak halkı, diğer yanda yüzlerce silahlı eylemci ve provokatör ve onların içinde onlarca yabancı militan; iç içeler ve birçoğu kim kimdir, nedir bilmiyor bile!.. Ama bu tür konuların uzmanı olarak ifade edeyim, öyle yüzlerce paramiliter ki içinde yabancılar da olacak, bunlar aniden ülkede fark edilmeden ortaya çıkabileceği fikrine inanmak yanlıştır. Öncesi mutlaka vardır, en azından son iki yıldır neden kontrol edilmedi sorusunu sormak da yanlış değildir.

Yine bu tür konularda uzman biri olarak ifade ediyorum, burada Orta Asya’dan bahsediyoruz, bu tür yarı-askeri, paramiliter grupların, olayları kendi lehlerine etkilemeye çalışan yerel oligarklardan özel eğitim desteği ve fon almadan hareket etmeleri pek de mümkün değildir. Orta Asya’da çok sert gruplar kol gezer ve bunlar bilinir. Bunlarla teması olan Kazak gençlerinin bilgisine sahip değilim diyen çıkarsa buna inanmam. Devam edelim, bu bahsedilen paramiliter gruplara yapılan desteğin bir kısmı şu anda iktidarda olan yetkililerden bile gelebilir ve hatta bu konuda net bir açıklama var: Kurucu Başkan Nazarbayev’e Enformasyon Bakanlığı yapanve eski Danışman Yermukhamet Yertysbayev, geçtiğimiz günlerde “Kazakistan Ulusal Güvenlik Komitesi, ülkedeki militanların eğitim kampları hakkında yıllarca bilgi sakladı,” dedi. Bunu durup dururken mi söyledi? Eğer o söylediyse diğerleri ne yaptı? Bu iddia üzerinden gidersek Massimov’un görevden alınmasını ve vatan hainliğiyle suçlanmasını anlayabiliriz, ama önlem almak için neden geç kalındı ve KGAÖ’nden medet umulmak zorunda kalındı, türü soruların cevabını merak ediyoruz. Başka söylentiler de var, Tokayev zamanında iktidardan uzaklaştırılan Nazarbayev ailesinden güçlü kişilerin bu askeri grupları her şartta kullanmaya çalıştığıveya çalışacağı konuşuluyor. Bu oligarkların seçimleri etkilemek için paramiliter grupları harekete geçirmek istedikleri de bahsedilenler arasında. 

Bu ülkeleri bilenler size rahatça söyleyebilirler, sokağa çıkarılacak eğitimli gençlerin hazırlıkları genellikle onların toplandığı, spor yaptığı yaptığı ve nakit para aldığı oligark sponsorluğundaki spor kulüpleri ve dağ kampları adı altındaki yerlerde gerçekleştirilebilir. Unutulmasın, Ruslar tarafından SSCB zamanında bu yöntem geliştirilmişti, yaz kamplarında ideoloji ve bazı savunma teknikleri eğitimleri verilirdi. Bu yöntem onlara uzak değildir.

Başka konular da var, örneğin ülke dışındaki organize suç baronlarından bazı isimler de bu durumu fırsat bilip ülkeye girdi. Bazı isimlerden birkaçı polis tarafından tutuklandı. Bunlar olacaktır, leş kargaları denir ya…

ABD Dışişleri Bakanı Antony Bilinken geçtiğimiz gün Kazakistan’dan açıklama istedi, neden KGAÖ askerini davet ettiniz, gerekçeleriniz neydi dedi. Bu soruyu ABD soramaz diyenler de var. Konu öyle değil, Rusya’nın olduğu gibi kuruluş sürecinde ABD ile Kazakistan’ın da bazı ikili güvenlik anlaşmaları oldu. En azından şunun bilinmesi gerekir, ABD bütün Kazakistan’ın sınır güvenlik karakollarını, birliklerini, kapılarını, gümrüklerini inşa etti, eğitim ve maddi destek verdi. Aralarındaki anlaşmalar gereği ABD bugün çıkıp sınırları koruyamadınız ve Rus askerinden medet umdunuz, benimle neden irtibat kurmadınız, diye sorabilir.

Hatta Türkiye bile soru sorabilir, neden benden yardım istemedin diye. Türkiye orada savunma ve güvenlik konusunda çok yardımda bulundu. Amaç hesap sormak değil, yanlış anlaşılmasın, yardımların etkin kullanılması, politikalar… Türkiye ne oldu benim yetiştirdiğim Kazak askerler, zaman içinde görevden neden el çektildi bugüne kadar diye sorabilir. Bu günlerin gelebileceğini söyleyen uzmanlarınızın işaret ettiklerine neden kulak asmadınız diyebilir… Ama oldu işte, Türkiye de badire atlattı ve sonra yetkililerce gösterilen zaaflardan bahsedildi. Zaaflar devletler için yeni bir tartışma konusu olsa gerekir. Hatta ABD Kongre binası baskınından sonra bile büyük tartışmalar yapılıyor, öyle değil mi? Ben de bu vesileyle 2020’lerin konu başlığını zaaflar şeklinde işaret edeyim. Görüyorsunuz, Rusya böylesi zaaflardan çok iyi anlıyor ve politik açıdan affetmiyor…

Dış destekli terör! ABD mi yaptı, Rusya mı? Ben bu tür sorulara daha önce kendi üslubumca cevap verdim. Ama şurası açık, Kazakistan’da ekosistem bu tür olayların gelişimine hazırdı, gerekli önlemler alınmalıydı. KGAÖ askerinin gelmesi uzun yıllar sorun olacak yeni bir uluslararası problem yarattı. Şimdi şartlar fiilen değişti. Bu şartlar bundan sonra daha başka tezahür edecektir. Büyük oranda bir iç mesele halinde olan konu, dış jeopolitik meseleyle birlikte açıklanır hale dönüştü.

Şimdi net anlaşıldı, bu bir darbe girişimi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de söylediklerine bakılırsa, ki bu Ukrayna meydanında kullanılan tekniklere benzeyen bir eylem demişti, öyleyse saflar belirlenmiş oldu: Darbeye sebep olanlar, bu durumda hem içeride hem de dışarıda odaklar var elbette ve darbeyi önleyenler. Ama bakılırsa ABD de Rusya da işin içinde olduğu şekliyle bu bölgede nüfuz mücadelesi veren güçlerin ve destekçilerin büyük rekabeti ile sahnelenmiş bir olay. Olayları büyütmek için dışarıdan taşınarak getirilen yabancı dil (açıklanmadı ama Arapça olma ihtimali yüksek) konuşan, kimlerin işin içinde olduğu anlaşılmasın diye karakoldan cesetleri alıp kaçıran önemli organize işler var bu olayda. Tokayev bu hususları açıklamaktadır, daha da açıklayacaktır.

O zaman soru şöyle: Evet, ülkede ekosistem bir biçimde sorunluydu ve sonra bu dış kaynaklı darbe girişimi gerçekleşti, içinde silahlı gruplar vardı, ülkeye çok önemli zararlar verdiler, hatta küresel piyasalar bile etkilendi, peki böylesi bir iç meselede Kazakistan neden KGAÖ’den (Rusya’dan) asker desteği istedi, günümüzde darbeleri ve darbe önleme operasyonlarını ABD ve Rusya gibi küresel başat güçler mi organize ediyorlar, başka ülkelerdekileri de böyle mi anlamalıyız? Bir sonuç daha, toparlanmaya çalışan Kazak halkı böylesi bir olayla acaba “demokrasi“ ve “oligarşi“ kıskacına mı girdi?

Yıllar önce bir AGİT toplantısında Avrupa’dan gelen genç bir yetkiliyle uzun uzadıya tartışmıştık. O diyordu ki, bu yolsuzluk bir gün Kazakistan’ın başını yer. Ben de diyordum ki, siz bunu diplomatik yöntemlerle akıl vererek bu ülkede hemen önleyemezsiniz, zaman gerekiyor. Zaman bu şekilde gelişti, ne dersiniz?

Bugün 10 Ocak, Kazakistan için yas ilan edildi. Tüm Kazak kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha bildirmek isterim.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Politika 'ın son yazıları

30 views

Amerika’da Gazze Protestoları

Gazze'deki yaşanan zalimce olayların gerçekliği ve Batılı politikacıların ikiyüzlü uygulamaları bugün Amerika'da tartışılıyor ve protesto ediliyor. Yarın bu protestolar Avrupa'da da yaygınlaşabilir. Öyleyse diyebiliriz: Gazze sınırlarını aştı!
39 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
52 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
56 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
85 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme