liderlerin-beyaz-saray-gorusmesi
Liderlerin Beyaz Saray Görüşmesi

Liderlerin Beyaz Saray Görüşmesi

Okuyucu

Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin seyri üzerinde duracağız. Görüşmeler sonrası anlaşılan o ki, bir rahatlama havası var!..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 16 Mayıs günü Beyaz Saray’da ABD Başkanı Trump’ı ziyareti sonrası değerlendirmelerde bulunan uzmanların çoğu Türk-ABD ilişkilerinin olduğu yerden devam ettiğini teyit eder cümleler kurmaktalar. ABD tarafı Türkiye’nin iyi bir müttefiki olduğunu işaret etmeye devam ediyor. IŞİD ve PKK terör örgütlerine karşı sürdürülen mücadeleye destek var, bunda da değişiklik yok. Bu gibi açıklamalardan daha başka türden beklentide olanların ise kuvvetli endişeleri olmalı ki kendilerine göre bazı çıkarımları değerlendirme olarak yazma gayreti içine girdiler. Esasen bu liderler zirvesinin özeti, zor olmayan bir görüşme olduğudur. Eğer sahada bazı zorluklar görülecekse, bunlar zaman içinde meydana gelecek detaylara göre açıklanacak mahiyette olacaktır.

Ziyaret öncesi Ağır Silah Meselesi ve Türk-ABD İlişkileri başlıklı yazımda savunduğum görüşlerde pek bir değişiklik olmadı. Trump, Suriye Kürtleri olarak ifade ettiği PYD’yi IŞİD’e karşı kullanmaya devam edecek görünüyor. ABD, Türkiye’nin bu yöndeki endişelerini dinlemiş ve ileride doğabilecek bu türden meseleleri düzenleyici tedbirleri almaya söz vermiştir. Ama görüşmede özellikle PYD ile ilgili bir başlığı irdelemeye gerek duymamış olabilir. Nitekim basın önünde yapılan açıklamalar da durumun bu yönde olduğunu teyit eder niteliktedir.

Trump’ın, Türkiye bizden silah istedi, verme kararı aldık, türünden bir açıklamada bulunması aynı zamanda, ben istediğime silah veririm, size de veriyorum, PYD’ye de, kimse buna müdahale edemez, anlamına gelen bir konuşma yapması, durumu tüm çıplaklığıyla açıklar mahiyettedir. Ayrıca bu sinyal Türkiye’nin Rusya-Çin-Hindistan ekseninde arayabileceği yeni silahlanma programlarına ve güvenlik politikalarına da engel olunması türünden bir ifadedir.

Neler beklenebilir? Türkiye ABD önderliğindeki bölgesel ve küresel dış politikalara dahil olarak durumunu muhafaza edecek görülmektedir. Yani Türkiye belirlediklerini orada söylemiş ama diplomasi gereği güçlük çıkaracak bir tavra girmemiştir. Buna karşılık Türkiye’nin önemli ve özel isteği ise daha çok iç sorun hüviyetindeki FETÖ konusunda yapılan müracaatlara olumlu cevap alınması olacaktır. Bu konudaki alınacak sinyallerin yönü yakın zamanda görülecektir. Eğer FETÖ’ye karşılık ittifak halinde IŞİD’e (Rakka’ya, Musul etrafını temizlemeye…) bir harekât görüşmesi yapıldı veya yapılıyor ise durumun netleşmesi için bunu da göz önünde tutmak gerekebilir. Daha önceleri ifade ettiğim gibi, Suriye ve IŞİD sorununun ağırlıklı yüklerinden kurtulacak olan ABD gözünü büyük ölçüde Pasifik’e kaydıracaktır. Dolayısıyla mevcut ortaklarıyla bir biçimde işi tamamlamanın planını yapmaktadır. Bu planının değiştirmediği görüldüğüne göre Türkiye ABD ile birlikte hareket edecektir. Peki, PKK ne olacak? Belki yeni bir isimle ve vizyonla karşımıza çıkacaktır ve herkesin kabullenmek durumunda kalabilceği bir tabloyu Suriye olayı netleştikten sonra anmış olabileceğiz!

İki liderin görüşmesinde Trump tam bir iş adamı gibi davranmıştır. O halde işler bu bağlamda devam edecek, denilebilir. Elbette bu görüşme, hukuku ihlal ettiği nedenle Trump’ın görevden azli gibi bir tartışmanın başlatıldığı aynı günde yapıldı. Dünya böyle!..

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Ağır Silah Meselesi ve Türk-ABD İlişkileri

DİĞER YAZI

Brüksel Sonrası

Politika 'ın son yazıları

Çin Balonu

Geçtiğimiz hafta Çin'e ait bir balonun ABD hava sahası üzerinde uçması hadisesini izledik. Bu olay Çin'in

Konsolosluk Kapatma

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bazı ülkelerin konsolosluk kapatmaları ile ilgili konuyu Psikolojik Harp olarak niteledi, ilgili

Pivot Türkiye

ABD’den propaganda mermisi taşıyan politik silahlarla yaylım ateşi açılmak suretiyle Türkiye’nin NATO müttefikliği ve bu anlamda

Jeopolitik Köprü

Bu makale bir Almanya Şansölyesi Olaf Scholz eleştirisidir. Karizmatik lider Angela Merkel’den sonra kendinden belli oranda