pkk-teror-orgutunun-guncellenen-hedefleri
PKK Terör Örgütü’nün Güncellenen Hedefleri

PKK Terör Örgütü’nün Güncellenen Hedefleri

10 Eylül 2019
Okuyucu

PKK terör örgütü 2005 yılında Kandil’de gerçekleştirilen Kürdistan Toplulukları Birliği (KCK) toplantısı ile stratejisini belirginleştirmiş idi. Buna göre Irak, İran, Suriye, Türkiye bölgelerinde neler yapılacağı, kırsalda ve kent merkezlerindeki hedefleri belirlenmişti. İlk planda terör örgütü Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKYB) konusunu bir kazanım olarak görüyor. Şimdi terör örgütü esasen ABD’yi (ve İsrail ile Avrupa’yı,) arkasına alarak Suriye’de bir kazanım elde etme aşamasına geldi. Bu da; Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ismiyle, Suriye’nin Fırat nehrinin kuzey-doğu bölgesinde yeni bir özerk bölge elde etmek için çaba göstermeleri, şeklindedir. Tam da bu noktada karşılarında duran Türkiye ile ilgili belirgin bir plan ortaya çıkıyor. Böylelikle teröristler ara bir stratejiyi belirlediler. Buna, “KCK stratejisinin güncel uygulama alt başlığı,” olarak bakılabilir. Çünkü Suriye’deki hedefleri için Türkiye’yi geri adım attırabilirler ise kazanımlarını elde edeceklerini düşünüyorlar. Kendi düşüncelerine göre sonuca çok yaklaştılar, bunu kaybetmek istemiyorlar. Şimdi bu doğrultuda bakalım, neler var, inceleyelim:

Aşağıda bazı önemli konuları listeledim. Okunduğunda görülecektir, PKK/PYD terör örgütü kendisini bugün ABD yönetime ve NATO’ya dahi akıl verme noktasında görebiliyor! Bu çok anormal bir durumdur. Zira kendisi bir taşerondur. O halde bu durumun tek bir açıklamasının olabileceğini tahmin etmek gerekiyor: PKK/PYD’ye bu aklı ABD içinden belli kesimler ve yine olsa olsa Avrupa’dan bazı düşünce kuruluşları ve İsrail verebilir. Bu durumda önde ABD yönetimi içindeki uçların da törpülenmesi, yönlendirilmesi ve etki altına alınması gibi bir husus var ki, son günlerde ABD medyasında çıkan makaleleri dahi bu şekilde değerlendirmek mümkün olabilir.

Bu ilişkiyi tekrar açıklamalıyım, ki bu tip taşeronların çalışma şekilleri daha iyi anlaşılabilsin. ABD, İsrail, Avrupa’da belli kesimler var. Buna güç odakları diyelim. Güç odakları, PKK terör örgütü gibi bir vekile (proxy) “Sen şunları seslendir, talep et, iddia et,” der. Hatta ileri gidelim, şöyle bir eylem planla diye dolaylı olarak hatırlattıkları bile olabilir. Vekil güç odağının dediğini harfiyen uygular. Uygular, çünkü iki sebep var; ilki para kaynaklarının çalışmasına da onlar göz yumarlar, ikincisi aralarında simbiyotik ilişki vardır da ondan. Sonra güç odağı çevresindekilerin bunu kabullenmesi için çaba sarf edilir. İnanmayanlar bile artık inanır veya durumu kabul eden olma yoluna girer. Güç odağı akıl sahibidir, taşeron bu işte dahi kullanılır. Örneğin ABD’de iç siyasi mekanizmanın ikna edilmesi için bu tip uygulamalar söz konusu olabilir. PKK terör örgütü hadisesine de böyle bakılabilir. Okunan bazı mektuplar, makaleler buralardan çıkar; eylemler buralardan akıl verilerek kurgulanır; diplomatik metinlerdeki özgürlük, demokrasi, eşitlik vs. ilkelerle ve haklarla dolu sözcükler bu şekilde ortama doldurulur. Sonra uluslararası hukuktan bile söz edilir, uluslararası anlaşmalar gündeme getirilir.

Gelin PKK terör örgütü tarafından belirlenen önemli noktaları inceleyelim. Bunlara bakıp küresel, bölgesel ve ülke içindeki konuları, Suriye’deki gelişmeleri ve Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) düşünelim. Teröristlerin boyunu aşarak işaret ettiği noktaları, siyasi meselelere ilişkin çıkarımlar yapacak şekilde okuyalım. Güncel Güvenlik Bölge konusunu da aklımızdan yorumlayalım.

KCK stratejisinin güncel uygulama alt başlığı, hedefler (Aşağıdaki açıklamalar terör örgütünün tasarısı, hedefi olarak onların ağzıyla yazılmıştır. PKK ve diğer uzantıları terör örgütüdür):

  • Dağdaki teröristler kayıp almadan bu süreci atlatmalı.
  • Batı’nın tüm desteğini alacak medya çalışmalarına ağırlık verilmeli. (Cemil Bayık Washington Post’ta yazı yazmıştı. Geçen gün de HDP Washington temsilcisi Giran Özcan National Interest’te bir makale yayımlattı.
  • Silahlı unsurlarının önemli kısmı Suriye’de toplanmalı.
  • Türkiye’ye karşı ve Batı kamuoyunu genişletmek için kullanılacak unsurlar:
    • Türkiye’de; HDP, Abdullah Öcalan, Selahattin Demirtaş, başka hapisteki tutuklu isimler, politikacılar, akademisyenler, aktivistler, gazeteciler, muhalifler.
    • Batı’da; çeşitli düşünce kuruluşları, medya organları ve sosyal medya imkanları.
  • Türkiye karşı kullanılacak propaganda temaları/iddialar:
    • Ana tema; Türkiye kendi iç konusunu (PKK) çözmeden, ABD gibi bir müttefiki olduğu halde, neden SDG ile Suriye’de gerçekleşmesi çok mümkün bir barış çabasına askeri müdahale ile karşılık veriyor? Bu soru üzerine yoğunlaşma sağlanacak.
    • ABD’nin Kürt halkını dünyanın pek çok alanında demokratikleşme örneği olarak göstermesini sağlamak.
    • Türkiye, Suriye için sürekli dış politika alanına çekilmeli.
    • Türkiye’de otokratik bir devlet yönetimi var. Hukukun üstünlüğü temel ilkesini bozuyorlar.
    • Erdoğan tek taraflı düşüncelerle Suriye’ye girmek istiyor. Etnik ve dini ayrımcılık yapıyor.
    • NATO’nun kuruluş anlayışına ters bir Türkiye ve yönetimi var. (Türkiye ittifaka barış ve güvenlik için girdi. Özgürlüğü savunması gerekiyordu. Şimdi Suriye’de sağlanmaya çalışılan barış ve güvenliği bozmak ve bir halkın özgürlüğünü elinden almak için ABD’ye karşı görüş ve hatta mücadele içinde. Hatta bunu Rusya ile işbirliği içinde yapıyor.)
    • S-400 gibi konuları Batı’da sürekli işlemek.
    • Suriye Kürtlerine ve Batı kamuoyuna Türkiye’yi işgalci olarak tanıtmak.
  • ABD ile çalışmada Türkiye hakkındaki tezler/faaliyetler:
    • Türkiye’yi NATO normlarına zorlamak gerekiyor.
    • Coğrafyadaki Türkmenleri yok saymak gerekiyor.
    • Türkiye Kürt meselesini uluslararası bir mesele olarak görmelidir, sadece iç mesele olarak görmemelidir.
    • DAEŞ (ISIS) konusunu sürekli kullanmak ve varlığını ara sıra göstertecek türden fiiller üretmek gerekir.
    • Türkiye’yi barış yoluyla SDG’yi kabule zorlamak, bu amaçla Güvenli Bölge oyununda ABD yanında rol almak şarttır.
    • Türkiye’yi Rusya ile bağlantısı noktasında askeri ve politik açıdan zorlamak gerekiyor.
    • Türkiye’nin Suriye’ye girmesine engel olmak, operasyonları durdurmak üzerine yoğunlaşılmalı. Bunun için Güvenli Bölge sürecini kullanmak gerekir.
    • Türkiye’ye SDG’yi tanıma noktasında baskı uygulamak şarttır.
    • Türkiye Kürtleri sadece terörist olarak görüyor, ancak haklı bir iddiası olan siyasal bir hareket olduğunu kabullenmiyor. Bu yönde Türkiye’yi zorlamak ve uluslararası kamuoyunu yönlendirmek gerekir.
    • ABD’nin Ortadoğu’daki hedeflerini kolaylaştırıcı en yakın müttefiki Kürtlerdir ve bu yeteneğe sahiptir.
    • PKK’nın sadece askeri amaçlar için değil, esasen siyasal oluşum olduğunu ABD’ye kabul ettirmek gerekir. ABD’nin, PKK’yı salt askeri hedef gösteren Türkiye gibi ülkeleri ikna etmek için çaba sarf etmesini sağlamak gerekir. (Bu maksatla Kürt direnişi ve Saddam Hüseyin örneklerini kullanmak gerekir.) Sivil seçim ve özerklik temalarının yaygın kabulü için zemini her yönüyle zorlamak gerekir.
    • Kürt halkını ve şu an başı çeken PKK’yı ABD, Ortadoğu’da daha geniş amaçlar içinde kullanabilir. Bu yetenek gösterilmelidir. Ortadoğu’da özellikle Irak’ta 6 milyon, İran’da 12 milyon, Suriye’de 2 milyon ve Türkiye’de ise 20 milyon Kürt yaşıyor. ABD’nin resme böyle bakıp bir kurgu içinde olmasında PKK’nın rolünü kabul ettirmek gerekir. Siyasal bağlamda; liberal, laik, etnik ve dinsel tezi olmayan, ademi merkezci, bölgedeki çeşitliliği gösteren Kürt halkının tanıtımı yapılmalıdır. SDG pratiği bu tezler için PKK’ya fırsat yaratmıştır. Benzer stratejiler Ortadoğu’da başka alanlarda ABD desteğiyle kurulmalıdır.
    • Suriye Çalışma Grubu’nun Ara Değerlendirme Raporu faaliyetleri devam ettirilmeli ve ABD’nin konuya katılımı artırılmalıdır. “Türkiye ve PKK arasında bir orta yolun bulunması demek, Suriye ve diğer ülkelerdeki Kürtler için barış demek olacaktır,” fikri sürekli işlenmeli, raporlara geçirilmelidir. Eski CENTCOM Komutanı Emekli General Joseph Votel şöyle demişti: “Katılan tüm partilerin güvenlik ikilemlerinin ideal çözümü Türkiye’nin kendi iç Kürt sorununu barış içinde çözmesidir ve ABD bu konuda diplomatik olarak ilgilenmelidir.” Bu tür açıklamaların çoğalması için uygun platformlar açmak gerekir.
    • Washington’da temsilciliği olan HDP’nin çalışma alanı desteklenmeli ve kuvvetlendirilmelidir. Burada ABD politikacıları ile müşterek çabalar içine girilmelidir. Türkiye’de 6 bin Kürt tutuklu olduğu konusu işlenmelidir. Savaşa karşı çıkan bu kesimin terör suçu işlediği husus açıklanmalıdır. İnsan Hakları Komisyonlarında özellikle HDP ve Selahattin Demirtaş olayı konu edilmelidir.
    • PKK (sözde) lideri Abdullah Öcalan, avukatları aracılığıyla Türkiye’de barışı desteklediğini teyit etti. SDG’yi destek konusunu öne çıkardı. Türkiye’ye siyasi çözüm için çağrıda bulundu. Burada amaç, Türkiye ile barışçı çözüm için görüşmeler yapmaktır. Temmuz ayında Washington Post, (terörist) Cemil Bayık’ın makalesini yayımladı. Örgütün bir kez daha Türkiye sınırları içinde Kürt sorununun politik bir çözümünü müzakere etmeye kararlı olduğunu ilan etti. Bu tür çabalar yoğunlaştırılacaktır.

İşte şimdi Güvenli Bölge konusuna başka bir pencereden bakmanız da mümkün oldu, değil mi? Görüldüğü gibi, Suriye’deki konular öyle pek sıradan meseleler şeklinde gelişmiyor. Türkiye’nin ihtiyacı olan nedir? Bu konuları önce iyice idrak etmek ve birlik-beraberlik içinde hareket etmek gerekir. Bu tarihsel bir görevdir. Maalesef durumu çözemeyen veya bile bile teröre ve bölücülüğe dolaylı da olsa alet olanlar mevcuttur. Bu milli bir meseledir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

g7-ve-baska-bir-olusum-mu
ÖNCEKİ YAZI

G7 ve Başka Bir Oluşum mu?

cagimizin-dinamik-guc-parametreleri
DİĞER YAZI

Çağımızın Dinamik Güç Parametreleri

Politika 'ın son yazıları

19 views

Amerika’da Gazze Protestoları

Gazze'deki yaşanan zalimce olayların gerçekliği ve Batılı politikacıların ikiyüzlü uygulamaları bugün Amerika'da tartışılıyor ve protesto ediliyor. Yarın bu protestolar Avrupa'da da yaygınlaşabilir. Öyleyse diyebiliriz: Gazze sınırlarını aştı!
32 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
44 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
47 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
79 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme