yaptirimci-amerika-dunyaya-sorun
Yaptırımcı Amerika Dünyaya Sorun

Yaptırımcı Amerika Dünyaya Sorun

19 Ekim 2018
Okuyucu

Peki, Amerika’ya kim yaptırım uygulayacak? Amerika diplomasisi son günlerde bu sopa gösterme işine çok önem verdi. Bizler, yani Amerika dışındaki dünya, bu yaptırımlar konusunu sanki kanıksadık. Neden Amerika, diye sormuyoruz da, yaptırımların hak edildiğini veya hak edilmediğini, az veya çok olduğunu, erken veya geç kalındığını, uygulanıldığı yerleri, yöntemlerini ve derecelerini tartışıyoruz. Biz ne güne duruyoruz? Bu nasıl bir dünya?..

Son olaya bakalım. İstanbul’da Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda bir olay oluyor, ki çok önemlidir, insanlıkla alakalıdır, dünya düzeniyle ve adaletle ilgilidir, hemen herkes Donald Trump’ın ağzına bakıyor. Trump, “Çok kızdım, çok kötü, beğenmedim…” diyor ve bizler de tekrarlıyoruz, “ABD bu olaydan dolaya Suudilere çok kızdı,” gibisinden. Ardından bir Senatör mektup yazıyor, “Suudilere de yaptırım ilan edin,” diyor. Hemen bizler, “İşte Amerika harekete geçti, oh olsun…” diye yaklaşıyoruz olaya. Benim tepkim şu: Bizler, yani Amerika dışındaki dünya; kimiz, neyiz, var mıyız? Bizim yaptırımımızın önemi yok mu, bu tür reflekslerimiz olmamalı mı, sadece Amerika mı yapmalı, sopayı onlar mı tutmalı?

Bugün çeşitli biçimlerde Amerika dünyaya yaptırım uygulamaktadır. Ticaret savaşlarının uygulanmasında görülen bazı malların gümrük ve vergi düzenlemelerini bile bir yaptırım olarak düşünmek gerekir, ama kavram karışmasın isterim. doğrudan kullanılan bu kavrama muhatap Rusya’yı, Türkiye’yi, İran’ı, Almanya’yı, vs. hatırlayın. Amerika ceza kesen bir ülke konumunda. Role bakın! Bu mu jandarmalık veya patronluk? Cezalık bir konu varsa kesilsin; ama bu iş tek taraflı bir tasarrufa endekslenmesin.

Eğer tek taraflı bir tasarruf kullanımı söz konusu ise bu durum nasıl sorgulanmalı? Geçenlerde yine ABD basını içinden birileri bazı Senatörlerin tepkilerini referans alarak ve Cemal Kaçıkçı meselesini örnek vererek, “Bu durumda ABD Ortadoğu’da uyguladığı politikalarının yanlışlığını gözden geçirmeli…” dedi. Şunu kastetti: “Suudileri yanlış yapmaya sen teşvik ettin, dolayısıyla politikasını gözden geçirmesi gereken de sensin!”

Nasıl bir dünya, dedik ya!.. Yanlış politikalar, yanlış teşvikler, yönlendirmeler, ekosistemin belli açılardan yanlış gelişmesini sağlayan tek taraflı bir düzen ve sonuçta yaptırım uygulaması. Ey Amerika, önce kendine bir yaptırım uyguladın mı ki bugün başkalarına ceza kesiyorsun!..

Eğer dünya düzeninde böyle bir dengesizliği Amerikalılar da istiyorlarsa işler kötü! İnsanlık için dengesizlik, eşitsizlik, kontrolsüzlük, hukuksuzluk, ahlaki bir durum söz konusu… Bu iş sonra Amerikalıya döner!

Popülizm, kleptokrasi, otokrasi… Günümüz demokrasi anlayışının ve devlet gerecinin sorgulanmasının asıl kritik noktası bu fiili duruma dayanıyor. Dünya dengeye ve adalete ihtiyaç duyar. Başka halde dünya döner ama sallanır da!..

Jeopolitik, güçler dengesi, stratejiler ve yaptırımlar; bizler bu kavramları adalet, kurumsallaşma, küreselleşme, dünya düzeni ve insanlık bağlamında tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor. Ne için? Hepimizin menfaati için. Eğer bu yapılmaz ise terör artar, devlet terörü kırbaç halinde kullanılır, yaptırımlar anayasa olur; bunlara karşı tepkili toplumlar çıkar, kavga büyür ve kaotik durumun zemininin hazırlar.

Amerika hem kendi çıkarlarını hem de insanlığın geleceğini görmezden gelmemeli ve bu durumu iyi düşünmelidir. Çok bariz konularda bile insanlık olması gerekeni yapamıyor, atılması gereken adımı atamıyor, çünkü arada bir noter var. Amerika noterlik mi yapıyor?

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

diplomatik-misyonlar-teror-yuvasi-degildir
ÖNCEKİ YAZI

Diplomatik Misyonlar Terör Yuvası Değildir

kirli-ittifaklar-ve-suudi-kralligi
DİĞER YAZI

Kirli İttifaklar ve Suudi Krallığı

Politika 'ın son yazıları

84 views

İsrail, İran ve Gazze

Genel bir değerlendirme yapalım, çünkü İsrail, 7 Ekim saldırısından 6 ay geçti ve "bugün Gazze'de üçüncü aşamaya geçtik" dedi. Bu ne demektir, bölgede başka ne gibi gelişebilir olabilir, hepsini inceleyelim.
60 views

Modern Rekabet

Burada modern rekabetin küreselleşmesi öyküsünü kendi içindeki kavramlarını tartışarak, Rusya ve Çin örnekleri üzerinden otoriter yönetimlerin eleştirisini yaparak açıklayacağım. Kavramsal olarak "modern rekabet" anlayışını bu şekilde açıklama imkanı bulacağım. Sonlara doğru kapitalizmin yozlaşmasını açıklayacağım. Bu kısımda da Anglo-Sakson yapıyı ve Kıta Avrupa'sını işaret edeceğim. Burada anlaşılması gereken şu olacak: Demokrasi ve insanlığın gelişimi kimsenin insafına kalmamalı, rekabetin yapılma amacı değer üretmek esaslı olmalı.
61 views

Seçimler ve Beka

31 Mart Yerel Seçimleri gerçekleştirildi ve Türk demokrasisi kazandı diyoruz. Ben ise size bu seçimleri örnekleyerek bir "beka seçimi" ne demek oluyor, bunu açıklayacağım. Buradan hareketle yapılması gerekenleri de gözden geçirmiş olacağım.
82 views

Politikada Gri Kavramlar

Size politika amaçlı yapılan propaganda konusu içinde yer alan kavramsal bir temayı sunuyorum, grilik. Gri kavramların dış ve iç politika yansımalarına bakacağım. Özellikle ABD dış politikasında kendi çıkarına yaklaşımlar sergilemesi neticesinde görülen gri kavramlar konusunu işleyeceğim. Buna örnek olarak Filistin-İsrail, terörle mücadele, sözde soykırım tasarısı gibi konular da yer alacak.
148 views

Yerelde Yapısalcılık

Bir olaya bakış yöntemimde felsefe ve tarih olmaz ise ben bunu oldukça eksik görürüm. Hemen herkesin siyaset, seçim, belediye, vs. konuştuğu noktada ben, bu işte temel felsefe ve asıl stratejik açıklama nerede diye arıyorum. Dolayısıyla felsefi yaklaşım ve stratejik bakış tarzı siyaset üstüdür. Benim açıklamalarım bu noktada değerlidir; mevcut yapılanlar gibi değil, başka türlü tartışmaları kapsamaktadır. Açıkça yazayım: Kim kazanacak, iktidar veya muhalefet ne yapacak, türü ifadelerle değil; imar neye göre olmalı, altyapı ve üstyapı nasıl planlanmalı, ülke ekonomisine uyumluluk ne şekilde sağlanmalı, kanunlar ne içerikte olmalı, gibi piramidin üstündeki meseleler önemlidir.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme