Eşitlik - Page 2

insanligin-stratejileri
29 Nisan 2014

İnsanlığın Stratejileri

Serüvene kara, deniz ve hava stratejileri ile başlayacağız. Bu konularda öne çıkan stratejistleri hatırlayacağız. Yeni egemenlik stratejisine geçiş aşamasındaki karmaşayı tartışacağız. 2030’ların stratejisini açıklayacağız. Stratejist Yaklaşımı Asıl kara stratejistleri Türkler idi. Neredeyse Pasifikten Atlantik’e kadar at sürdüler. Ancak belirgin bir kara stratejisi yazıp bırakmadılar,
politik-gravitasyon
12 Mart 2015

Politik Gravitasyon

Bu yazıda politikamı açıklayacağım. Seçim atmosferine girilen bu günlerde böyle bir açıklama
muttaki
1 Ekim 2013

Muttaki

Siteye adını veren bu kavram aynı zamanda “Muttaki” isimli kitabımın da konusu idi.
uzun-savas
15 Ocak 2015

Uzun Savaş

Daha yakın zamanda Nijerya’da Boko Haram iki bin kişiyi katletti. Aynı tarihlerde
muttaki-icin-dua
23 Aralık 2013

Muttaki İçin Dua

Duanın kendisine söylenecek söz yok. Aslında din hakkında ne deniyorsa hepsi duadır.
pozitif-hukukun-esitligi

Pozitif Hukukun Eşitliği

2 Ocak 2016
1.2K views
4 mins read
İleri demokraside hukuksal eşitsizlik olamaz. Bu bir temel prensiptir. Bu prensibin pratikte başka bir yansıması var. Bundan söz edeceğim. İleri demokraside pozitif-hukuk kavramı esas alınır. Devlet-birey, birey-birey arasındaki hukuki ilişkiler eşitlikçi şekilde güvence altındadır, biri diğerine hukukun baskısını hissettirerek avantaj elde edemez. Örneğin Amerikan hukuk sisteminde yargıçlar ve yüksek mahkeme bu tür konuları usul olarak yürürlükte tutmaktadır. Bizden basit örnekler verelim. Birey daha devlet kapısına müracaat etmesini, nasıl hak arayacağını, şikayetini ne şekilde ifade ederse kazanacağını, uğradığı haksızlığın altından nasıl kalkacağını bilmez. Diyelim biliyor, müracaatını başlattı, sürecin ne şekilde ilerlemesi gerektiğini bilemeyebilir, müdahale edilmesi gereken noktalarda üstüne düşeni yapamadığından davası
turkiye-cumhuriyeti-acisindan-ileri-demokrasinin-gerekceleri

Türkiye Cumhuriyeti Açısından İleri Demokrasinin Gerekçeleri

11 Kasım 2015
907 views
51 mins read
Tarihin gösterdikleri ve yaşanmışlıklar elbette yok sayılamaz; dekorlar, insanlıkla ilgili olan konular, medeniyet ve kazanılmış değerler… Tarihten dersler çıkartılır ve bu dersler ileriye gitmenin çabası içinde kullanılmalıdır. İnsanlar dününü ve bugününü bir bütünlük içinde görüyor. Ama daha ilerilere aldığı derslerle bakıyor. Düşünceler “İleri demokrasinin gerekçeleri” için Türkiye özelinde dikkate alınması gereken; din istismarı; ülke, devlet, millet istismarı; politika, ileri demokrasi ve küresel değerler; bütünsellik hakkındaki düşüncelerimi aşağıya listeledim. Ele aldığım konulara göre bu düşüncelerimi uygun bir akışla yazı içinde doğrulamaya çalışacağım, dolayısıyla gerekçelerimi daha ayrıntılı bir şekilde açıklamış olacağım.
ekonomi-ve-politika

Ekonomi ve Politika

3 Ekim 2015
964 views
2 mins read
Ekonomiyi fazla hafife alanlar var herhalde… “İki kere iki kaç eder?” sorusuna cevap verirken bile, “Acaba bu sorunun altında ne hinlik var?” diye düşünen takıntılı kafaların ekonomiye odaklanmalarını anlamak güçtür.
kas-yaparken-goz-cikarmayalim

Kaş Yaparken Göz Çıkarmayalım

3 Mayıs 2015
1.1K views
13 mins read
Ülkemizde sosyoloji ve politika neleri söylüyor, olması gereken ne? Din siyasetin bir aracı mıdır, öyle olmasını mı tercih ediyoruz? Siyasetin hızlandığı bir seçim atmosferindeyiz. Siyaset konuşuyoruz. Ayrıca bölgemizde din önemli bir tartışma konusudur. Entelektüeller her cephede düşünce üretmekteler. Gündemde sürekli ileri-geri, din-iman, sağ-sol, köy-kent vs bildiğimiz ikilikler var. Hatta bu ikiliklerden dolayı ortam sürekli geriliyor. Bu başlığı atamın sebebi, belli kavramları ele alan sosyologlara bazı hatırlatmalarda bulunmak istememdendir. Tartışılan konular var, tartışmalar bir kısmıyla yararlı oluyor. Ama tartışmalar içinde kullanılan kavramlardaki nüansı irdelemezsek esasa ilişkin önemli hatalar yapmış oluruz, diye düşünüyorum. Açıklamalarım sosyologların gündeme getirdiği konulara ilişkin olacaktır. Örnek olarak
demokrasi-dersi

Demokrasi Dersi

9 Aralık 2014
1.3K views
6 mins read
Kanadalı meşhur “aktivist” Profesör David McNally’nin tezini[1] okuyorum. David bu dünyanın küreselleşme ve kapitalist gidişine dikkat çekiyor ve “Başka bir dünya mümkün” diyor. Çok merak ediyorum, çünkü ben de yaşanan eşitsizlikleri ve sıkıntıları inceleyerek, acaba bir çözüm var mı diye düşünenlerdenim. İlk, David’in bir çözümü olabileceğini düşünüyordum, yakın zamanlarda dünya çapında gerçekleşen çok önemli ayaklanma ve gösterilere ilham veren bu düşünce önderinden bir şeyler öğrenebileceğimi umuyordum. Ne yalan söyleyeyim, beni hayal kırıklığına uğrattı. Tezinin özünde kapitalizmin panzehrinin demokrasi olduğuna işaret ediyor. Obur kapitalizm öyle son asrın büyüttüğü bir şey değil, neredeyse insanlıkla yaşıt. MÖ 600’lerde o zamanın Yunanlıları demokrasi dedikleri
bana-necilik-uzerine

Adamsendecilik Üzerine

24 Şubat 2014
2.1K views
6 mins read
Kolay bir söylemden yola çıkalım; adamsendecilik ne demek, ona bakalım. Muttakilik anlayışını bu söylemle açıklayalım. İnsanımızın adamsendeci olmamasına bir katlım olsun istiyorum. Çünkü, uzaktakiler neyse de, etrafımdaki insanların “bana ne” demelerini pek kabullenemiyorum. Bu söyleme bir im koymayı amaçlıyorum. Tereddütsüz “bana ne” demeyen Yaratan’ın idrakiyle başlayalım düşünmeye. Yaşamı boyunca, peygamberlik öncesi ve sonrası, son nefesine kadar hiç “bana ne” demeyen insanlık önderi Hz. Muhammed’in (s.a.s.) örneğine bakalım. Buradan hareketle benim öğretim der ki; Muttakinin en belirgin işaretidir “bana ne” dememek! İlk bakışta adamsendeciliğe bir ahlak konusu bağlamında da yaklaşabiliriz. Ahlak konusunda en önemli söz Hz. Muhammed’e (s.a.s.) ait: “Ben güzel
teshirin-yonetimi-ve-aynilasmanin-kuresel-yontemi

Teşhirin Yönetimi ve Aynılaşmanın Küresel Yöntemi

27 Kasım 2013
1.5K views
14 mins read
Bir kavram çalışması ve bunu daha çok toplumsal yönleriyle inceleyerek yapalım. “Teshir” kavramından yola çıkarak bazı analizler yapalım ve sonuçta toplumların etkileşimine dair bir metot ortaya koyalım. Aynılaşma insana dair bir sentez kültür mü? Küresel kapitalist sistem teşhiri yönetmekle ilgili bir yöntem üzerine mi çalışıyor? İşin içerisinde liderlik, nesnellik, dönüşüm, teknoloji dahi vardır. Şimdi bunları bir sıra ile görelim. Teşhir Kavramı ve Toplumsal Algı Teşhir sözcüğünü sevimsiz bulanlar vardır. Temelde yaygın kullanım bulan bir sözcüktür. Teşhir; göstermek, sergilemek, herkese duyurmak, dile düşürmek, topluma tanıtmak demektir. Bu yönleriyle bakıldığında kavramsal çok konunun tartışılması da mümkün olabilmektedir. Kavramların çağrışımı toplumlar arasında farklılıkların
kuresel-sermaye-ulke-politikalari-ve-ustun-insan-gucu

Küresel Sermaye, Ülke Politikaları ve Üstün İnsan Gücü

14 Kasım 2013
1.4K views
9 mins read
Basit bir anlatımla başlayalım, herkesin elinde olmaya başlayan cihazların edinimiyle ilgili hesapla yola çıkalım. Buradan devlet işleyişi, bütçe uygulamaları, küresel sermayenin düzeni, insan gücü, liderlik, gelişme, politikalar ve erdemlerle ilgili konulara değinelim. Sonuçta da muttakinin görüşünü vurgulayalım. Göreceğiz ki bireysel gücün önemi her noktada kendini hissettiriyor. Teknolojiden Alınan Vergi Üretilmeyen ve tüketime konmayan her teknolojik üründen dolayı sayısız kaybın olduğunu devletten çok vatandaş bilmeli. Örneğin bir teknolojik ürünün üretildiği ülkede parakente satışı 1.000 $ olsun. Aynı ürünün örneğin ülkemizdeki satışının 4.000 TL olduğunu biliyoruz. Ürün satışı normal şartlardaki bir hesapla 3.000 TL’yi geçmemesi düşünülürken arada 1.000 TL’lik farkın olmasını neyin
mutluluk-kenti-icin-meykirlik-sanati

Mutluluk Kenti İçin “Meykırlık Sanatı”

13 Kasım 2013
1.2K views
13 mins read
İnsanlara aynı türden bir hayal işlemek mümkün mü? Magazinde yer alan kentleşmekle ilgili albenili görsellerin amacı nedir? Size, “Mutluluk için para kazanmanız gerekiyor, bununla refah ve güvenlik içinde olacaksınız…” denmesi yeterli geliyor mu? İdealinizde neler var? Rantla geçinen mi, yoksa sorumluluk içinde yaşayan bilinçli biri olmak mı? Bu tür sorulara “meykırlık sanatı” ironisiyle açıklık getireceğiz. Kente Dair Meykırlık Sanatı Tarihsel algıda insanlar için kent bir ülkedir. Toplumla bazen kent bazen ise ülke devletleri kurmuştur. İleride nasıl bir yapıya girileceğini değişik vesilelerle irdelemekteyim. Antik anlatımlarda filozoflar, “Bu kent…” der ve bilgece konuşmalar yaparlardı. Şimdinin insanı daha çok politikacıların ve medyanın işbirliğiyle

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA