abd-heyeti-libyada
ABD Heyeti Libya'da

ABD Heyeti Libya’da

23 Haziran 2020
Okuyucu

Son dönemde Libya’da hangi konulara dikkatle bakıyorduk? 1) “ABD Libya konusunda sessiz, acaba ne yapacak?” diyorduk, gözlerimiz o cephedeydi. 2) Rus heyeti Ankara yapılması planlı Libya konulu Dışişleri ve Savunma Bakanları toplantısına son anda gelmekten vazgeçti, “Acaba neden?” diyorduk. 3) Mısır’ın darbeci Devlet Başkanı Abdülfettah es-Sisi Libya konusunda, “Sirte ve el-Cufra kırmızı çizgimizdir,” dedi, cevapsız kalmadı, Libya’nın meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanı Fayez el-Serrac, “Bu bir harp sebebidir!”şeklinde sert bir açıklama yaptı. Sonra sorduk: “Sisi’ye de ne oluyor?” 4) Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Türkiye Libya’da tehlikeli oyun peşinde,” dedi, garipsemedik. Nitekim, birkaç gün önce de Libya açıklarında bir Fransız savaş gemisine Türk savaş gemileri tarafından tacizlerin olduğunu iddia eden ve buna karşı derhal Türkiye ile NATO’dan gerekli cevabı alan Macron’un sürekli Türkiye’yi hedef alması Doğu Akdeniz’de ne denli yanlışlık içinde olan Fransız yönetiminin son bir göstergesiydi.

Libya’da durum ne? Darbeci Hafter neredeyse Başkent Trablus’u zapt edecekti. Türkiye devreye girdi ve oyunu bozdu. Kimin oyununu? Bir bloğun. Ne bloğu bu? Libya’yı bölme ve petrolünü çalma ümidiyle bekleyen ülkelerin kurduğu çıkarcı blok.

Genel olarak böyle söylenebilir, ancak Rusya faktörü biraz daha külliyatlı. Avrupa’yı ve NATO’yu güneyden de kuşatmak amacı güden Rusya daha jeostratejik bir hamlenin peşindeydi.

Yukarıda sıraladığımız gelişmelerin içinde en sürpriz konu ABD’den geldi ve nihayet bir heyetini dün Libya’ya Serrac ile görüşmeye gönderdi. Bu memnuniyet verici bir konudur. Zira Rusya’ya karşı dengenin ortaya konması, Avrupa Birliği’nin çatlak sesi Macron’a ve Ortadoğu’nun çatlak sesi Sisi’ye sağlam bir cevap vermek gerekmekteydi.

ABD’nin Afrika Kuvvetleri Komutanı (AFRICOM) Stephen Townsend, Libya UMH Başbakanı Serrac ile görüşmek üzere Libya’nın Zuwara kentine geldi. Görüşmede ABD’nin Trablus Büyükelçisi Richard B. Norland de hazır bulundu. Serrac’ın yanında ise İçişleri Bakanı Fethi Başağa ve Libya Ordusu Batı Harekât Dairesi Komutanı Usame Cuveyli ve bazı üst düzey komutanlar vardı.

Görüşme masasında hangi dosyalar olabilir? 1) UMH’nin Sirte ve Cufra planları, 2) Mısır’ın pozisyonu, 3) Ateşkes şartları, 4) Akdeniz trafiğinin emniyeti, 5) Küresel terörizm, 6) Rusya’nın Libya’daki faaliyetleri.

Açıklamada, “Toplantıda Libya’da yaşanan askeri alan ve güvenlik konularındaki son gelişmeler ve Amerika’nın Libya’da istikrarı sağlama çabaları gözden geçirildi. Ayrıca Libya Devleti ile ABD arasındaki stratejik iş birliği çerçevesinde ortak koordinasyon ile terörizmle mücadelede AFRICOM’la iş birliği konusu tartışıldı,” ifadelerine yer verildi.

ABD’nin Libya Büyükelçiliği’nden yapılan yazılı açıklamada ise görüşmelerde, Libya’da artan dış müdahelenin ışığında, çatışmadaki tüm tarafların askeri operasyonlarına stratejik biçimde ara vermesine yönelik fırsatların masaya yatırıldığı bildirildi. Büyükelçi Norland, Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde ateşkes ve siyasi diyaloğu önceleyen diplomasiye Washington’ın desteğini aktardığını bildirdi.

Bir de ABD’nin artık olağan kabul edilebilen konularına vurgu yapıldı: “Mevcut çatışma, DEAŞ ve el-Kaide’nin Libya’da yeniden belirmesi ihtimalini yükseltiyor. Ülkeyi yabancı aktörlerin lehine daha da bölüyor ve insanların çektikleri sıkıntıları uzatıyor. Dış aktörler savaşı körüklemeyi bırakmalı, BM silah ambargosuna saygı duymalı ve Berlin Konferansı’nda verdiği sözlere bağlı kalmalı.”

Townsend ise görüşmede Rusya’nın Wagner operasyonlarına verdiği desteğin oluşturduğu tehlikeye dikkati çekerek, gerilimin tırmanmasına yönelik askeri perspektifi Libyalı taraflara anlattı. Akdeniz’deki deniz trafiğinin güvencesinin önemine işaret eden Townsend, “Libya heyetine tüm tarafların BM liderliğindeki ateşkes ve siyasi görüşmelere dönmesi gerekliliğini vurguladık. Çünkü bu trajik çatışma tüm Libyalıların geleceğini çalıyor,” dedi.

Mısır’a bakalım. “Bir maşadan ibaret olan darbeci Sisi kimin umurunda,” dememek gerekiyor. Sorun çıkarabilir. Kendi koltuğunu garanti edecek her türlü girişime öncelik verebilir.

Sisi, Libya sınırı yakınlarındaki Hava Kuvvetleri birliklerini ziyareti sırasında, “Mısır ordusunun, gerek duyulması halinde ülke sınırları dışında askeri bir görevde bulunabileceği,” ifadesini kullandı. Libya’daki kabileleri ve aşiretleri eğitip silahlandıracaklarını belirten Sisi şu mesajları verdi: “Sirte ve Cufra kırmızı çizgidir. Libya’yı Libyalılardan başkası savunmayacaktır. Yardım etmeye ve destek vermeye hazırız. Sınırlarımız içinde veya gerekirse sınırlarımızın dışında herhangi bir görevi yerine getirmek için hazırlıklı olun.”

Esasında Sisi’ye cevap BM’den geldi. BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, Sisi’nin Libya’ya “doğrudan askeri müdahale,” açıklamasına tepki gösterdi. BM açıklaması şöyle: “Libya’nın şu an en son ihtiyaç duyduğu şey savaştır. Libya’da daha fazla askeri seferberlik, daha fazla silah transferi ve daha fazla yabancı savaşçı olduğu açıktır.” Sözcü Dujarric, Libya’ya yurt dışından silah ve paralı asker sokulması ve silah ambargosunun ihlal edilmesinden endişe duyduklarını dile getirdi.

Türk yetkililer bütün bu gelişmeleri dikkate alarak, Libya’da barış ve istikrarı ve UMH’ni korumaya devam edileceği mesajları verildi. Özetle Libya konusunda Türkiye “meşru ve barışçı” taraftadır. Türkiye; 1) Berlin Konferansı için barışçı çaba gösteren Almanya ve İtalya ile birlikte hareket etmeye açık politikalarını sürdürüyor; 2) ABD ve Rusya ile görüşmeye, Libya’nın toprak bütünlüğü, barış ve istikrarı için her türlü katkıya sıcak bakıyor; 3) BM ve NATO gibi kurumların barışa katkılarının yararına inanıyor.

Gürsel Tokmakoğlu

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

yeni-kuresel-catismalarin-karakteri
ÖNCEKİ YAZI

Yeni Küresel Çatışmaların Karakteri

abdnin-terorizm-ulkeler-raporu-ve-turkiye
DİĞER YAZI

ABD’nin Terörizm-Ülkeler Raporu ve Türkiye

Güvenlik 'ın son yazıları

54 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
88 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
145 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
190 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
215 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme