hedef-kandil
Hedef Kandil

Hedef Kandil

7 Haziran 2018
Okuyucu

Yaklaşık üç aydır askerimiz Kuzey Irak’ta karadan operasyonlarına devam ediyor. Özel Kuvvet ve komando operasyonları dikkatli bir biçimde sürdürülüyor. Hemen hemen Zap ve Hakurk hatları geçildi. Bölgede on bir geçici üs oluşturuldu. Hava Kuvvetleri hemen her gün sayısız sorti ile operasyon bölgelerinde havadan baskı kuruyor ve kara unsurlarının önünü açacak taarruzlar gerçekleştiriyor. Buna karşılık şehitler de veriliyor. Unutmayalım! Bunlar boşuna değildir. En az Afrin Harekatı kadar önemlidir.

Türkiye Kandil’den sonra Sincar’a da askeri harekat yapacaktır. Amaç Kuzey Suriye’de Fırat’ın doğusuna sürülen YPG/PKK güçlerini her iki kanattan sıkıştırmak olacaktır. Hatta yetkililerin söylediği gibi, Sincar’ın ikinci bir Kandil olmasına imkan verilmeyecek.

Her ne kadar kamuoyunda Menbiç ile ilgili kazanım pek dikkat çekmedi ise de Kandil ile bu güvenlik konusu tekrar hatırlanacak. Bilindiği gibi ABD ve Türkiye Menbiç konusunda anlaşmaya vardılar. YPG Menbiç’te silahlarını ABD’ye geri verecek ve başka alanlara çekilecek. Söylenen şu, Fırat’ın doğusuna geçecekler. Boşalan bölgeye gerçek sahipleri ve önemli bir kısmı Türkiye’deki sığınmacılar geri dönüşe başlayacak. Bu ne zaman olacak? Muhtemelen Kasım veya Aralık 2018 sonrasında. İran sınırına yakın bir coğrafyadaki Kandil ise her yönden büyük bir adım olacaktır. Çünkü psikolojik yönü olan bir hedeftir.

Kandil Türkiye Cumhuriyeti açısından siyasi bir hedeftir. Kuzey Suriye konusunda ABD ile müştereken bir plan yürürlüğe girdi, bu coğrafyada Türkiye gücünü gösterdi. Şimdi Kuzey Irak’ta da bir hedef elde edilir ise bölgesel güç gösterme bağlamında Türkiye önemli bir aktör olarak Ortadoğu politikalarında kendini bir kez daha ispat etmiş olacaktır. Askerimiz Kandil’e bayrağımızı çekerse bunun hem ülke içinde hem de bölgesel çapta pozitif bir etkisi olacaktır.

Seçim sürecindeyiz. Değişik mihraklar (böyle diyelim!) FETÖ ve HDP konularını bir şekilde sulandırmak istediler. FETÖ’nün kendisi durumun böyle olması adına yoğun medya operasyonu başlatmıştı ve bu yöndeki çabası devam etmektedir. FETÖ propagandası ve dezenformasyonu durmayacaktır. Diğer yandan anayasal kurum HDP seçime katılıyor. HDP yöneticilerinin kanunlar çerçevesindeki hukuki süreçleri devam ediyor; bu başka bir yön. Ancak halkın vicdanındaki konu ise daha başkadır. HDP’li belediye çalışanlarının bazılarının daha yakın zamanda Güneydoğu’da yaşanan Hendek Savaşı diye bilinen PKK kalkışmasına fiilen destek vermesi, insan kaynağı, iş makinesi, araç-gereç vermesi, belediye bodrumlarında terör toplantılarının yapılması, unutulmuş değildir. Bu konuyu bizzat Cumhurbaşkanı açıklamıştır. Elbette konu siyasi ve hukuki bakımdan hassas olduğu nedenle seçim kampanyalarında bir dereceye kadar ele alınıyor. HDP seçimlerde oyunu kaybetmemek için kapı kapı dolaşmaktadır. HDP yurtdışında miting ve basın toplantıları yapıyor. FETÖ bu toplantıların gerçekleştirilmesinde HDP’lilere destek veriyor. Bu siyasi propaganda sürecinde hata yaptıklarını değil, tam tarsine (kendilerince) davalarında haklı olduklarını dile getirmektedirler. Nedir davaları? Siyasilerin ve güvenlik uzmanlarının söylediği gibiyse, PKK ile birlikte hareket etmekse, emperyalistlerin maşası olarak ülkeyi bölmekse, seçmenler bu durumu değerlendirecektir.

Ancak seçime az bir süre kala alevlenen bu Kandil meselesi üzerine hemen hemen bütün siyasiler ortak tavır takındılar. Kandil milletçe siyasi bir hedef halinde kabul görmüş haldedir. Kandil’e tarihi bir harekat yapılıyor.

Asıl hedef Kandil. Basında yer aldığı şekilde Kandil’e kilometreler kaldı. Arazinin ne denli zor olduğu bilinmektedir. Elbette temkinli ilerlemek gerekmektedir.

Terör odaklılar tarafından sosyal medyada, “Her gün şehit var Türkiye, haberiniz var mı?” türünden milleti endişeye sevk edecek propagandalar yapılıyor. Millet bu propagandayı önemsemiyor. Bu kez aynı kesim tarafından seçime giren ittifakları kendi içinde tartıştırmak amacı güdülüyor. Ama bu da tutmadı. Çünkü Kandil haliyle önemlidir ve işaret edildiği gibi, Diyarbakır’ın güvenliği Kandil ile ilişkilidir. Millet bunun farkındadır.

Beka ve dolayısıyla bir güvenlik konusu olarak Kandil hiç de öyle yabana atılacak bir konu değildir. Gerçekten bir ilk olacaktır, etkilerini ise zaman içinde hep birlikte göreceğiz. Halen TSK yoğun bir biçimde terör örgütü PKK’ya yönelik Kuzey Irak’ta mücadelesini sürdürüyor. “Kandil an meselesidir!” diye hatırlatılan bu konu seçim kadar önemli görülmeye başladı bile.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Yeni Enerji Savaşı

demokrasi-ve-teror
DİĞER YAZI

Demokrasi ve Terör

Güvenlik 'ın son yazıları

191 views

Etki Ajanlığı Yasası

Bu çağda, etki ajanlarına karşı önlem almak ve ülke yararına çalışanların eline mücadele etmek adına imkan vermek gibi konularda aksi düşünülebilir mi? Bu gerekli, ülke güvenliği açısından yerinde bir hamle. En azında caydırıcılık çok önemli. Ajanlar ve etki ajanları öyle cirit atmasınlar... Gerekli önlemleri ve bu kapsamda belli yasal düzenleme imkanlarını yaratalım. Her türlü tehdit var. Onları caydıralım, caydırıcı nitelikte ülkenin somut eylemleri olsun. Türkiye'de istihbarat hizmetleri 2014'dan itibaren iyi bir seyirle gelişiyor. İlk olarak operasyon yapma imkanı oldu. Kötü mü? Operasyonel İstihbarat gayet başarılı. Teröristler ve bölgemizdeki hasım ülkeler bunu görüyorlar, dikkatleri çekildi. Şimdi de bu tür ilave yasalar olsun isterim. Doğru adım! Elbette ben bu konuyu istihbarat açısından ele alacağım, uzmanlığım bu yönde. Hukuk konusu ayrı.
85 views

Yeni Üstünlük Mücadelesi ve Savunma Anlayışı

Temel konumuz silahlanma ve polemoloji olacak. Bu alanda yeni anlayışları irdeleyeceğiz. Genel savunma ve silahlanma politikalarına, büyük güçlerin aldıkları pozisyonlara, örnek olarak ABD'nin savunma yöntemine ve son olarak yeni üstünlük mücadelesi kavramlarına değineceğim. Bahsedeceğim yeni üstünlük mücadelesi terimleri neler? Oyun değiştiricilik, sistemlerin sistemi mimarisi, otonom kor sistemler, tam baskılama veya üstünlük kurma (dominasyon), bütün yönleriyle nüfuz etme (penetrasyon), istihbaratın penetrasyonu ve caydırıcılık için silahlanmak, olacak. Bunları neyle yapabilirsiniz? Bu makalede size ipuçlarını vermiş olacağım.
80 views

Otonom Orduların Tartışması

Teknoloji geliştikçe otonom sistemler cephede yerlerini alıyorlar. Kara, hava, siber-uzay, deniz, derin ve geniş cepheler... Bu konu başka ülkelerde hem askeri hem sivil, çeşitli uzmanlarca tartışılıyorken, Türkiye'de henüz o noktaya gelinemedi. Savaşın bilim ve sanatı yönüyle ben size özgün bir tartışma başlatmak isterim.
115 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
163 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme