siber-savas-ticaret-savasi-ve-huawei-oykusu
Siber Savaş

Siber Savaş, Ticaret Savaşı ve Huawei Öyküsü

12 Aralık 2018
Okuyucu

Çin’in telekomünikasyon devi Huawei Şirketinin Kanada’daki Mali İşler Direktörü (CFO) ve aynı zamanda şirketin patronlarından birinin kızı olan Bayan Meng Wanzhou’nun tutuklanması konusu tartışılmaya devam ediyor. Konular; küresel ticaret savaşları ve bu kapsamda Çin-ABD rekabeti, bu olayla ilişkili olarak ABD’nin İran’a uyguladığı ambargonun Çinli Şirket Huawei tarafından delinmesi, Çin’in öteden beri bu şirket vasıtasıyla ABD’den yüksek teknoloji çaldığı, yani casusluk, siber casusluk, bilgi savaşları konuları. Bayan Meng bu kapsamda bir iş döndüğünün biliyor muydu acaba!

Sondan başlayalım, siber casusluk: Bundan üç ay önce (5 Ekim 2018) yazmıştım, “Siber Casusluk ve Türkiye” diye. Burada sözünü etmiştim, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’na ait bir birimin ABD merkezli Super Micro Computer şirketini kurması ve burada mikroçip üretmesi üzerine gelişen olaylar… Bu şirket işi büyütmüştü ve Amazon’un Elemental yazılım şirketini satın alma safhasına gelmişti. Bu esnada durum anlaşılmıştı. Ama öncesinde Apple ve Amazon için mikro çip üretmişlerdi. Bu çipler çeşitli gereçlerde kullanılmıştı. Önünüzdeki bir bilgisayar veya telefonda bile olabilirdi. Ancak daha ilginci bu şirket, ABD Savunma Bakanlığı bilgi merkezleri, CIA’nın insansız hava aracı operasyonları ve donanma savaş gemilerinin yerleşik ağları için parçalar üretmişti. Ne olacak canım çip işte denmemeli. Çipte pirinç büyüklüğünde bir de “casus arka kapı çipi” ekli idi.

Daha önce Çinlilerin Amerikan C-17, F-22 ve F-35 uçaklarına dair sistem bilgilerini çaldığı hakkında çıkan haberlere ilişkin ilginç öyküleri ele almıştım. ABD’de değişik eyaletlerdeki 2014 yılında sonuçlanan mahkeme sonuçları basına Mart 2016’da düşünce bu tür bilgileri edinebilmiş idik. Yıl 2018 ve şimdi de bu tür konularla karşı karşıyayız.

Bu tür bilimsel ve teknolojik casusluk faaliyetlerini sadece Çinliler değil, gücü yeten, ama en çok ABD, İngiltere, İsrail, Rusya yapıyor. Çin güçlendikçe onlar da yapmaya başlamışlar. Casusluğu ispat edersen gereğini yaparsın. Çünkü bu alan asıl ama perde arkasında dönen bir savaş alanıdır!

Şimdiki konu ne? Huawei. Meng’in tutuklanması konusu Huawei’nin yan kuruluşu olan Skycom’un ABD’nin “İran’a uyguladığı yaptırımları delmesi” şeklinde işaret edildi. ABD tarafı Skycom’un “İran’a yasaklanmış teknoloji ve ekipman ihraç ettiği”ni ileri sürmektedir.

Türkiye dahil yaklaşık 170 ülkede faaliyet gösteren Huawei siber cihazlar, akıllı telefonlar, telekomünikasyon altyapı inşasında lider konumunda olan bir firmadır. Hatta geçenlerde açıklanmıştı, “Huawei akıllı telefon satışında Apple’ı geçti,” diye. Özellikle 5G alanında yaptığı teknolojik atılımla Huawei hızlı internet hizmeti sunacağı, yapay zekâ, akıllı şehirler gibi konularda da ABD’li şirketleri geride bırakacağı açıklanıyor. Bunlar önümüzdeki on yılların işleri…

Çin’e karşı hareket eden ülkeler kimler? ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve İngiltere. Bu ülkeler gelecekte Pasifik’te Çin ile (özellikle Güney Çin Denizi’nde) büyük gerginliklerin yaşanacağını düşünerek küresel bakımdan stratejik işbirliği halindeler. Böyle bir gerginlik öncesi Çin ve diğerleri silahlanma yarışı içine girdiler. Halen büyük ve sinsi bir İstihbarat savaşı yürütüyorlar. Huawei şirketi ise bu kapsamda sözü çok edilenler içindedir.

Öğrenilen bilgilere göre Huawei devletle ilişkisi olan ve birkaç muhabere subayının 1987’de kurduğu bir şirkettir. İyi de zaten başka ülkeler de, devlet olarak bu tür hassas konularda çalışan şirketleri ya kurdurmuştur ya da kurulan şirketle anlaşma yapıp ondan istifade etmektedir. ABD’li veya İsrailli şirketlerin isimlerini burada saymayalım şimdi.

Huawei’nin tarifi nasıl yapılıyor: “Bu şirketin teknolojisi ve sağladığı alanda Çin istihbaratı küresel amaçlarda hizmet verecek ve ayrıca sözünü ettiğimiz Pasifik’teki güç mücadelesine hazırlık yapacak güçte.” Tam da bunu söylüyorum; hemen her ülke için de olan de bu değil midir?

Bugün (örneğin) İsrail malı bir araç takip sistemi cihazı ithal etmeye kalkın. Bu cihaz önce devletin organlarınca (örneğin Rusya ithal edecek ise FSB, yani eski KGB tarafından) incelenir, hakkında rapor yazılır. Hepsi bu; usul budur!..

Tanımlanmış cihazın ötesinde başka bir işlem var ise elbette kontrol etmek ve durumu açığa çıkarmak şarttır. Eğer güçlü bir devletin var olması söz konusu ise bunlarla ilgilenir. Yani sadece portakal çürükmüş deyip geri gönderilmez, teknolojik cihazların ithali ve imali süreçlerinde de devlet gerekeni yapar. Yapmayan varsa kendi bilir.

Ya sonra? Mahkeme işleri başlar veya başka pazarlıklar… Bunlar da bilinen işlerdir. Huawei’nin durumunu ancak mahkemeler belirler, çünkü o bir tüzel kişiliktir, diğer şirketler gibi hakları vardır. Eğer siz (örneğin) IBM veya SUN bilgisayar donanımı alıp Maliye Bakanlığı ofislerine koyduktan sonra ABD’nin casusluk yaptığını dünürseniz, bunun ne amacı olabilir ki? Satın almasaydın. Hepsi aynı türden değerlendirilmesi gereken cihazlar ve konular bunlar. Delil varsa koyarsınız masa üstüne. Spekülasyon neden o zaman? Bir ticari yarış mı var? Çin’in (örneğin) Rusya ve Hindistan ile de ilişkisi farklıdır.

Huawei’nin hızla gelişmesi dikkat çekiyor. Burada çalışanların şartları en üstte tutulmaktadır. Hatta, ABD mahkemelerindeki davalarda öne sürülenler doğruysa, şirketin devlet istihbarat birimleriyle işbirliği belliymiş! Yukarıda saydığımız karşı gruptaki ülkelerin resmiyet içeren her birimince, Çin üretimi akıllı telefon, santral ve bilgisayar kullanımının yasaklandığı haberleri var. Acaba bunlar “casus” diye mi, “yerli malı” kullanılsın diye mi açıklanmalıdır.

Bu işleri bilmeyenler sürekli medyada ve sosyal medyada “aracılık-ajanlık” ediyorlar, kendilerini göstermenin peşindeler. “Bak ben bu işlerden anlarım!..” havası var biraz… Hakkınızda bir mahkeme açarlar ayıklarsınız pirincin taşını, öyle basit değil bu işler, bilerek konuşmak gerekiyor, öyle değil mi. Daha dün okudum, Tayvan hükümeti bir altyapı ihalesi için Huawei’yi istememiş… Bu bilgiyi her işe atlayan birisi, “İşte Meng’in konusu, işte ticaret savaşı, işte casusluk…” deyip şişirmiş. Şurası açık: Tayvan konusu Çin’in savaş alanıdır, ABD ve Çin bu alanda henüz anlaşmış değildir, eğer Pasifik’te bir savaş olursa Tayvan için olacaktır. Tayvan Hükümeti değil Huawei’nin internetini, Çin’den pirinç bile almak istemiyor.

Bütün bunları sapla samanı karıştırmamak adına hatırlatmak istedim. Casusluk her zaman vardır, gücün varsa engellersin. Öyle kimse bilmediği işlere balıklama atlamasın, başkalarının aleti olmasın. Ticaret savaşı da gerçek ve bugün en başat konulardan birisidir. Çinli Apple değil de Huawei satılsın istemez mi? Savaşırlar elbette. Bir de şu var, algı yaratmak, propagandanın her türünü yapmak; işte bilgi savaşı…

İran konusu: Evet, ABD açıkça (Ulusal Stratejisinde yazıyor, çok sebepten dolayı) İran’da rejimi değiştirmeye karar verdi ve hemen her ülkeyi bu konuda uyarıyor. Hakkı var veya yok, ama dünya böyle işte, gücü yetebilene!..

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

analiz-israilin-askeri-gucu
ÖNCEKİ YAZI

Analiz: İsrail’in Askeri Gücü

yeni-casusluk-skandali-jedi
DİĞER YAZI

Yeni Casusluk Skandalı: JEDI

Güvenlik 'ın son yazıları

22 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
72 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
124 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
177 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
189 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme