ABD Tarihi Bir Yalana İmza Attı

26 Nisan 2021
Okuyucu

24 Nisan’da, 1915 Olaylarının yıldönümü münasebetiyle, ABD Başkanı Joe Biden, önceki başkanların onay vermediği sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısına onay verdiklerini yazılı olarak duyurdu. Bu konunun tarafımızca anlamı nedir, kısaca bakalım.

Özetle ifade ediyorum, Birinci Dünya Savaşı’nda İngiltere başta olmak üzere İttifak Devletleri var, buna 1918 Wilson Prensipleri de tuz biber ilavesi oldu, dolayısıyla ABD de var, bunlar bir taraf, karşılarında ise 1917’den itibaren SSCB olan Rusya var. Bu iki taraf rekabetle Osmanlı Devleti’ni parçalama projelerini yürüttüler. Malum Osmanlı’ya 1853’te “Avrupa’nın hasta adamı” yakıştırmasını yapan ilk Rus İmparatoru Birinci Nikolay idi. 1916’da İngilizler ve Fransızlar Sykes-Picot olarak anılan gizli anlaşmayı yaptılar. Harita aşağıdadır:

Ermenistan ve Kürdistan bahsettiğim bu rekabetle geliştirilen bir proje oldu. Halen PKK terörü ve Ermeni konuları bu çerçevededir. Aklınızı çok ayrıntıya takmayın, esası budur.

14 May 1915’te Tehcir ve İskan Kanunu’nun çıkarılması özetle Çanakkale Savaşı’yla ve Rus istilalarıyla ilgilidir. Savaşta alınan önlemdir. O ortamda Ermeni siviller çeteciliğe teşvik edilmekteydiler, diğer taraftan bunların zararlı faaliyetlerden korunmaları gerekmekteydi. (Bugün değişik yerlerde yapılanlar da benzerleri değil mi?) 

Müttefikler, ama özelde İngiltere, Çanakkale’de ve Kut-ül Amara’da Osmanlı Ordusu, bu aziz milletin ruhundan çıkardığı cevher olan Türk askerleri tarafından mağlup edilmiştir. Bunun üzerine 1916’da İngiltere “Mavi Kitap” propaganda malzemesini yayımladı. Bu kitabın içinde suni vesikalar ve ithamlar vardı. O gün de bugün de yalan dediğimiz konuların esas vesikası Mavi Kitap’ın kendisidir. Sonuçta zorunlu tehciri (göçü) uygulamaktan sorumlu Cemal Paşa idama mahkûm edilmişti.

30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi’nde İngiltere yine intikam doluydu. “Ermeni devleti” ve “Kürt özerk yapısı” projeleri uygulamaya kondu. Müteakiben Osmanlı’ya dayatılan Sevr Andlaşması bununla ilgilidir. Harita aşağıdadır:

Bugün Batı dünyası ve Joe Biden tam olarak değilse bile bahsedilen projelere yakın biçimde ve Türkiye’nin güneyine bir Kürt Devleti de kuracak biçimde eski haritaları tekrar canlandırmak istemektirler. Halen ABD, Suriye’de PKK/YPG terör örgütünü kullanarak Irak’takine benzer bir özerk bölge daha inşa etmeye çalışmaktadır. Buna en büyük engel Türkiye’den ve bölgede yer alan Rusya’dan gelmektedir.

Birinci Dünya Savaşı’nda o kıt şartlarda dahi Türk askeri evlerine kadar girmiş haldeki düşmanlarını savuşturmayı bildi. Kazım Karabekir Paşa’nın tarih sahnesine çıkışındaki en önemli savaşlardan biri budur. Sonunda Ermenistan ve Türkiye 2 Aralık 1920’de Gümrü Anlaşmasını imzalandılar. Bu sınırları belirtiyordu ama aynı zamanda aslında mezalim yapan tarafın Ermeniler olduğunu teyit eden anlaşmaydı. Anlaşma 18. Maddesi gereği yürürlüğe girmesi için parlamentolarının onayını bekliyordu.

1917 Ekim Bolşevik Devrimi tam bu arada gerçekleşti ve Ermenistan, Sovyetler Birliği toprağı oluverdi. SSCB ile Türkiye sınırı 16 Mart 1921 tarihli Moskova, 13 Ekim 1921 Kars Andlaşmaları ile belirlendi. 

Bugün ABD, Ermenistan’ı Rusya nüfuzundan koparmak istemektedir. Rusları Güney Kafkaslardan (Trans-Kafkas Bölgesi) kuzeye doğru uzaklaştırmak istemektedir. Turuncu Devrimler ile Gürcistan projesi bu şekilde gerçekleştirilmiştir. Ermenistan’a ABD ve Fransız diasporası etki etmektedir. Nikol Paşinyan yönetimi Batı’ya hizmet amacıyla çaba sarf etmektedir. Rusya bunun önüne geçmekle uğraşmaktadır ve kendi yöntemlerini kullanmaktadır. Esasında Gümrü’deki Rus askeri üssü de bu amaçla Bağımsız Devletler Topluluğu sınırlarını korumak amaçlıdır.

Soğuk Savaş bitti ve sınırlar tekrar belirlendi. Bu dönemde Rusların nispeten zayıf olduğu dönemde Ermeniler fırsatçılık yaptı. Birinci Karabağ Savaşı (20 Şubat 1988-12 Mayıs 1994) Dağlık Karabağ işgal edildi. 26 Şubat 1992’de Hocalı Katliamı gerçekleşti, Ermeniler Azeri sivilleri katletti. Azerbaycan (27 Ekim-10 Kasım 2020) 2. Karabağ Savaşı’da Ermenilerce işgal edilmiş topraklarını geri aldı. ABD diasporasının desteklediği Ermenistan ve yönetimdeki Paşinyan mağlup edildi. Her şey Rusların kontrolünde gerçekleşti. Ayrıca Azeriler Türkiye’nin desteğini gördü. Kafkasların istikrarının bölge ülkelerinde olduğu mesajı Azerbaycan, Türkiye ve Rusya olarak birlikte verildi. Bugün itibarıyla (25 Nisan 2021) Paşinyan istifa etti, seçime gidecek. Görünen o ki Türkiye ve Rusya Güney Kafkasya’da ABD planını bozdu. Joe Biden’ın, her ikisine de “otokrat” dediği Putin ve Erdoğan’ı kendince cezalandırmak istemiş olabileceğini göz ardı etmemek gerekir.

Her neyse, Wilsonculuk yapar gibi sürekli “insan hakları” ve “özgürlük” diyen Demokrat Joe Biden yönetimi ABD Federal Hükümeti bağlamında sözde Ermeni soykırımı yasa tasarını onayladığını açıkladı. Metin aşağıdadır:

Burada geçen ifadeler bir “dost ve müttefik” diye bilinen, hatta bir dönem “stratejik ortak” şeklinde dahi tanımlanan ABD’ye yakışan bir tutum değildir. Skandaldır!

Bununla da kalmamış, Biden’ın metninde İstanbul yerine “Constantinople” ifadesi yer almaktadır. Kendince Biden, “Megali Idea” taraftarı kendini Bizans zanneden, Birinci Dünya Savaşı’nda Anadolu istilası için İngilizlerin kullandığı, bugün ABD’nin hava sahasını, limanlarını, tersanelerini, toraklarını, idarecilerini kullandığı Yunanlıları da onurlandırmak (!) istemişlerdir. Yazık! 1915 Olayları ile bu konunun ne ilgisi var, diyeceksiniz. Ama bakın başından beri anlattığım bu akıl böyle düşünüyor, gerekçeleri dikkatinize sunarım.

Türkiye Cumhuriyeti cevabını verdi. Cevap aşağıdadır:

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı hukuki bakımdan nedir, diye bir belge yayımladı, o da aşağıdadır:

Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in de mesajı bellidir. “Biden’ın beyanatını kınıyorum,” diyor. Aliyev de biliyor asıl mesele ne…

Sonuç: Sorun Türkiye’de değil! 1918’den beri Wilson Prensipleri ile bölgeye “insan hakları” söylemiyle gelen ama aslında bölücülük yapan ABD emperyalizminde ve o Mavi Kitap yalanını 1916’da yazan İngiliz emperyalizmindedir. Eğer bugün sözde soykırım tasarısı kabul edildi ise aslında bu emperyalist akıl utansın! Tarih bunları unutmaz! Bu hususları göremeyene tüm gücümüzle ve kararlılığımızla göstereceğiz. Bu zaten Türk medeniyetinin temel hassasıdır.

Türkiye bu yalanlarla sürdürülen sürecin getireceği sorunları da çözer. Birinci Dünya Savaşı’nda en zor şartlarda Ermenilerin Taşnak ve Hınçak isyanına, Rusya’nın ve İngiltere’nin saldırılarına, hatta Yunan mezalimine, ABD hazırcılığına rağmen başarmıştı. Kurtuluş Savaşı ve Lozan Andlaşması bunun kanıtıdır. Yeni Türkiye Cumhuriyeti dimdik ayaktadır ve bugün yine mazlum milletlerin umudu halindedir. Bugün Türkiye çok çok daha güçlüdür. Öyle bir dünya savaşı olmayacak, ancak bunlar emperyalizmin politik manevralarıdır, yaptıkları bu kadardır, ileri gitmez.

Gürsel Tokmakoğlu

Politika 'ın son yazıları

27 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
35 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
68 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
112 views

İsrail, İran ve Gazze

Genel bir değerlendirme yapalım, çünkü İsrail, 7 Ekim saldırısından 6 ay geçti ve "bugün Gazze'de üçüncü aşamaya geçtik" dedi. Bu ne demektir, bölgede başka ne gibi gelişebilir olabilir, hepsini inceleyelim.
85 views

Modern Rekabet

Burada modern rekabetin küreselleşmesi öyküsünü kendi içindeki kavramlarını tartışarak, Rusya ve Çin örnekleri üzerinden otoriter yönetimlerin eleştirisini yaparak açıklayacağım. Kavramsal olarak "modern rekabet" anlayışını bu şekilde açıklama imkanı bulacağım. Sonlara doğru kapitalizmin yozlaşmasını açıklayacağım. Bu kısımda da Anglo-Sakson yapıyı ve Kıta Avrupa'sını işaret edeceğim. Burada anlaşılması gereken şu olacak: Demokrasi ve insanlığın gelişimi kimsenin insafına kalmamalı, rekabetin yapılma amacı değer üretmek esaslı olmalı.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme