Afganistan’da İç Savaş Potansiyeli

11 Ağustos 2021
Okuyucu

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, “11 Eylül” tarihi itibarıyla askerlerinin yirmi yıldır bulunduğu Afganistan’dan tamamen çekilmesi emrini verdi. Bu çekilme üzerine Taliban ile bir anlaşmaya varıldı. Bu anlaşma özetle Taliban’ın “uslu durması” şeklindeydi. ABD güçleri çekilince Afganistan’da barış ve istikrar açısından atılması gereken diplomatik ve politik adımların ise Katar’ın Başkenti Doha’da başlatılan görüşmelerin bir sonuç vermesine bağlandı. Taliban “uslu durma” politikasına söz verecek, Kabil yönetimi devleti yönetecek, anayasal bir düzenle Afgan güçleri anlaşacak, plan ve beklenti böyle.

Beyaz Saray Sözcüsü Ned Price dün açıklama yaptı, Afganistan’dan çekilme planı ile ilgili, “Taliban varılan anlaşmaya uymadı,” şeklinde. Ayrıca, Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki de Afganistan’da Taliban’ın hızlı ilerleyişinin farkında olduklarını, ancak Afgan yönetiminin ve güvenlik güçlerinin Taliban’a karşı koyacak güce sahip olduğunu söyledi. Yirmi yılın sonucu bu itiraf mı?

Şimdi düşünün, ABD, Doha’ya ve Taliban’a güvenerek barış ve istikrarın gerektirdiği biçimde sonlandırılması sürecinin tamamlanacağını mı hesap etti? 

İşte plan: ABD, Taliban’ın ne yapacağını gayet iyi hesap ediyor olmalı. ABD çekilince bölgenin istikrarsızlaşmasından başka bir çıkar elde edilecektir. Bu istikrarsızlığı yönetecek olan ABD, özellikle Çin’e, İpek Yolu inisiyatifine (BRI) bu projeyle ilişkili gelişmeyi bekleyen bölge ülkelerine karşı başka adımlar atacaktır.

AFP’ye göre Taliban kontrolündeki alanları gösteren harita (10 Ağustos) aşağıdadır:

Bu haritaya bakarak halen ABD’nin bir planının olmadığını iddia etmek mümkün müdür?

Taliban’ı bilmeyenler açısından hatırlatayım. Soğuk Savaş’ın sonlarında Afganistan’ı on yıl işgal eden Sovyet güçlerinin (Rusların) burada başarısız olmalarını temin etmek için ABD, Pakistan’a kaçan Peştunlara dini ve askeri eğitim verdirdi. Arapça talib (öğrenci) kelimesinin çoğulu Taliban (öğrenciler) adını benimseyen örgüt, ülkenin güneyinde Molla Ömer Ahund liderliğinde yaklaşık elli medrese öğrencisiyle birlikte hareket etti. Aslen Kandaharlı olan Molla Ömer, bir süre Pakistan’da ardından da Kandahar’ın kuzeyindeki Meyvend ilçesinde medrese eğitimi aldı. Taliban Afganistan’a girdi ve burada genişleme imkânı aradı. Soğuk Savaş bitti. Taliban 1994 gelince Afganistan’da bildiği ve öğrendiği usulleri geliştirdi ve bir şeriat yönetimi kurmaya çalıştı. 11 Eylül 2001’de ABD, Afganistan’a girdi. Ama bu kez başka bir olay daha vardı, aynı Taliban George W. Bush’un küresel terörizmle savaş ilan ettiği düşmanı olan El Kaide ile ele eleydi. Taliban uzun yıllar Usama Bin Ladin’i sakladı. Taliban, Ladin’i ‘misafir’ olduğu gerekçesiyle iade etmeyeceğini bildirdi. Bunun üzerine ABD, 7 Ekim 2001’de Kuzey İttifakı’nın da desteğiyle Taliban’a yönelik operasyon başlattı. Kısa sürede başkent Kabil dahil elindeki tüm şehirleri kaybeden Taliban, kalesi konumundaki Kandahar’a çekildi. Ardından burayı da kaybetti ve dağlara çekilmek zorunda kaldı. Bu arada ABD operasyonlarının başlamasının ardından Taliban lideri Molla Ömer, düzenlenen bir saldırıda öldürüldü. Örgüt 2002’den sonra gerilla taktiği ile ABD ve Batı destekli Kabil hükümetine karşı savaş vermeye başladı. Sonra 2 Mayıs 2011’de Barack Obama’nın döneminde bir operasyonla Pakistan’da öldürdü. Yirmi yıl sonra 2021’de ABD, Afganistan’da çıkıyor ve “Taliban ile anlaştım,” dedi. Kabil Yönetimi ise ABD’nin yirmi yıllık çabası ile bu kadar olabildi! İşte, yukarıdaki haritada görülen Taliban kontrolündeki saha bize ne olup bittiğinin açıklar mahiyettedir.

ABD, Afganistan ve Taliban konulu yazılar için bakabilirsiniz: 

Sahada neler oluyor, haberciler açıklıyor. Şöyle: 

Rusya, askerlerini Tacikistan sınırına yığdı. Geri planında Kırgızistan’da da Ruslar gerekli askeri önlemleri aldı. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün teröristlerin Afganistan’dan kendi topraklarına sızması olasılığına karşı hazır olması gerektiğini açıkladı. Şoygu, Afganistan’ın Özbekistan ve Tacikistan’la olan sınırını şu anda Taliban’ın kontrol ettiğini ifade etti. Şoygu, Taliban’ın Afganistan sınırındaki bölgelere, saldırmama ve sınırı geçmek girişiminde bulunmama, yönünde kendilerine söz verdiğini hatırlattı (geçtiğimiz ay Taliban Moskova’ya ziyaret gerçekleştirmişti). Şoygu şöyle dedi: “Yine de Rusya için Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nden müttefiklerinin olası provokasyonlara hazır olması çok önemli. Bu anlamda gereken her şeyi yapıyoruz.”

Çin, gelişmeleri izliyor ve bekliyor. Afganistan ile sarp dağlık dar bir sınırı var ama buranın uzantısında etnik ve dini yönden sorun yaratılabilecek Çin’i Uygur ve Tibet bölgeleri yer alıyor.

Taliban, Afganistan’ı kontrol etmek adına ilerlemesini sürdürüyor. Bir yandan Kabil Yönetimi’ni diğer yandan Kuzey İttifakı’nı çekilmeye zorladı. Geçtiğimiz günlerde Taliban, Aybak kentini ele geçirdi. Daha önce de Nimroz vilayetinin merkezi Zaranc ile Cüzcan vilayetinin merkezi Şibirgan’ı ele geçiren Taliban güçleri, şiddetli çatışmalar sonrası geçtiğimiz pazar günü de ülkenin kuzeyindeki önemli kentlerden Kunduz, Sar-i Pol ve Talokan’da kontrolü sağlamıştı. Son olarak Farah vilayetini ele geçirdi. İlerlemesi durdurulamıyor!

Afganistan Genelkurmay Başkanı General Abdul Wali Ahmadzai görevden alındı. Yerine General Haibatullah Alizai getirildi. Ahmadzai son dönemde çok eleştiriliyordu.

Dün Cumhurbaşkanı Eşref Gani Mezar-ı Şerif’e gitti ve Taliban karşıtı gruplarla bir toplantı gerçekleştirdi. Afganistan’ın kuzeyinde vilayet merkezlerinin peş peşe Taliban kontrolüne geçmesinin ardından Eşref Gani, siyasi liderler Mareşal Raşid Dostum, Muhammed Muhakkik, Cuma Han Hamdard ile kuzeydeki Belh vilayetinin merkezi Mezar-ı Şerif kentinde toplandılar.

Pakistan ise zor durumda! Topraklarında Afgan sığınmacılar ve mülteciler var ve otuz yıldan fazla süredir Taliban Pakistan’ın yarı coğrafyasını avucunun içi gibi biliyor.

Durum şu, Taliban sahayı ele geçirdi ve bazı merkezlerde Kabil Yönetimi ile Kuzey İttifakı Taliban’ın ilerleyişine karşı birlikte savaşma hazırlığı içerisinde, Doha’daki görüşmelerden bir barış anlaşması çıkmayacak. Bu dudumda, “Afganistan’da bir iç savaş çıktı çıkacak!” demek mümkündür. Peki, ABD neden burayı terk etmekte ısrarlı?

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Güvenlik 'ın son yazıları

53 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
87 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
143 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
189 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
214 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme