irenizme-duyulan-ihtiyac
İrenizme Duyulan İhtiyaç

İrenizme Duyulan İhtiyaç

2 Ekim 2013
Okuyucu

İnsanlar konuşma, iletişim kurma ve kendini ifade etme yeteneği ile donatılmış, bu yolla bilinç atmosferine katkı sağlayan ve dünyada gelişmenin bir anlamda motoru olan üstün varlıktır. Öyleyse bir an için konuşmada ve iletişimde ne sorunumuz var diye düşünelim.

“İrenizm” kavramını hatırlayalım. Tam karşılığı “iletişimde barış” olarak ifade edilebilir. Bizim için yeni bir şey değil. Ancak bunun iyi bilinip kurallarının belirgin olarak açıklanmış olmasına rağmen toplum liderlerinin, politikacıların veya kamuoyu huzurunda beyanat verenlerin nezdinde yansıması ne derece etkin kullanılıyor? Biraz bu konuya yaklaşmamızda yarar vardır.

Batı kültürü, iletişimin ve bu bağlamda medyanın olanca gücüyle topluma etkili olmasını görünce çok önceleri irenizmin analizini yapmış ve bazı sonuçlar çıkarmıştır. Bize dönelim. Örneğin, nasıl televizyon yayıncılığını Batı’dan öğrendiysek, büyük ihtimal iletişim şablonlarını da öyle aldık. Lider, politikacı, spiker, yorumcu veya toplum önüne çıkan her kimse, Batılı değil kendi insanımızdır. Eğer küreselleşme açısından söylenecekleri bir tarafa bırakırsak “toplumsal barış için iletişimde barışın kuralına göre bilinip uygulanması” da garipsenmemelidir.

Özellikle politikanın kuralları bellidir. İktidar olmak ve iktidarı devam ettirmek için bir çaba sarf edilir. İşin doğası bunu gerektirir. Eğer demokrasi varsa ve hatta ileri (virtual) demokrasiden söz ediliyorsa, o halde iletişim konusunun da demokratik, toplumsal ve barışçı çerçeveye oturtulması şarttır. Bu şarta en fazla bağlılık gösterecek olanlar da politik liderlerdir. Çünkü onlar toplayıcı, kucaklayıcı, açıklayıcı ve örnek olanlardır. İktidar hırsı ile tavizler verilmez. Ayrışma değil toplama, öteleme değil kucaklama, saklama değil doğru bilgi verme, saptırma değil örnek olma en önemli politik işlevlerdir.

İdeolojilerin kendine has dilleri vardır. Her bir ideolojik format kendi algısı içinde bir iletişim barışı içindedir. Ancak ileri demokrasi ideolojik çatışmanın değil, değişik ideolojik düşüncelerin konuşup anlaşabildiği bir rejimdir. O halde irenizm bu noktada devrede olacaktır.

Politika, bir partinin veya siyasi görüşün diğerine iktidar için bir meydan okumasıdır. Meydan okuma sertlik içermeden gerçekleştirilirse ve şiddeti menederse demokrasi çarkları işliyor demektir. Zaten şiddeti benimsemeyenler demokraside yer bulabilirler. Ancak günümüzün örnekliğinde demokrasilerin hoşgörüsü içine sinmiş şiddet yanlılarının ileride kendi kuracakları bir demokrasi için dili sertleştirdikleri görülmektedir. Bu bir şekilde yerli yerine oturmamış veya oturtulmaya çalışılan toplumsal düzenlerin handikabıdır. Stratejik vizyon dili ve eğitilmiş kitlelerin mevcudiyeti bu handikabın en belirgin tedavi aracıdır. Eğer ideolojik şartlanma ve şiddet dili içinde bir eksik aranıyorsa, küresel ihtiyaçların sıradan çözümü olunup olunmamasına bakılması gerekmektedir. Bunun için vizyon ve stratejik öngörü demokrasilerin gerekliliğidir.

Aynı dilden konuşmanın ne mahzuru var? Bu iktidar mücadelesi içinde olanların projelerini aynılaştırmaz. Aynılaşan sadece üsluptur. Halka dönük olgun bir ifade tarzıyla kendini ifade edebilme becerisidir. Temelde sorunlar ve kökenleri herkesçe çok iyi bilinir ve çözümler de üç aşağı beş yukarı aynı gibidir. Arada belirgin fark varmış gibi sunulması gereken bir üslup takınmak irenizmin getirisinin reddidir.

Hani çok insan şöyle der ya; “İktidar için bir düşman yaratmak gerekir,” bu motto olmaya yüztutmuş anlatım metodu aslında demokrasiler için bir kayıptır. Düşmanlıkla ilgili dil demokratik platformun ötesindedir. Demokrasi refah ve güvenlik, esenlik ve hoşgörü, barış ve huzur, birleşme ve kaynaşma, anlaşma ve büyüme cennetidir. Düşmanlık burada bir veba olur ve yayılırsa, sağlıklı bir toplum düzeni hep ötelenmiş olur. Demokrasi düşman yaratmayı ret eder!

Taraf olmak için bilmek şarttır. Çünkü ayrıştırıcı, kavgacı ve düşman besleyen tarzlar taraftarlarının yönelimleriyle hızlanır veya yavaşlarlar. Eğitimin ve toplumsal hazmetmişliğin böylesine doğal bir paradoksundan söz edebiliriz. Huzur, refah ve güven için toplum, eğiticisi konumundaki liderlerinin diliyle beslenir. Onlar sertleşirse tarafgirlik uçlara yönelir. Eğer toplum eğitimli, bu kez liderler ideolojik gerekçelerle sertlikten yana tavır almayı seçmiş ise gitgide demokratik alanda huzursuzluklar ve anlaşmazlıklar baş gösterir. Haliyle toplum bundan etkilenir. Lideri dâhil, toplumun her katmanını aynı arzu ile ileri demokrasiyi istemesi önemlidir.

Bir de politik alanda çokça işitilen dikotomik;  “ilerici-gerici” veya “çağdaş-muhafazakâr” sözcükleri vardır. Bu bir sarmaldır: Elli yıl öncenin ilerisi şimdi normlarla gerici, şimdinin ilericisi elli yıl sonranın gericisi olabilir. Bu sarmalın kolaylık sunan cazibesi politik dilin de kolay anlatım şekilleridir. Toplum önderlerinin çeşitli nedenlerle bu kolaylıktan etkilenip kendi sunumlarında halka, “Artık paradigma değişti…” benzeri önermelerle şartlama yolunu seçmesi, her ne kadar demokratik alanda söylenebilecek bir üslubu barındırıyor olsa bile, paradigma değişenin zaman içindeki etkisini iyi anlatamıyorsa, sorun kapıda demektir. Demokrasi kandırmayı, doğrunun üstünü örtmeyi ve yanlışı parlatmayı asla kabul etmez. Çünkü ileri demokrasi bir toplam erdemlilik rejimidir. O halde irenizm palyatif, süslü ve parlatılmış sözcükleri de sevmez. Demokratik politik irenizm sürekli yanlı bakışı kabul etmez.

Bu anlamda değerlendirilirse, medya çalışanlarının çok dikkatli olması gerekmektedir. Haber çıkarmanın kolaycılığıyla irenizmin gerekliliklerini bir tarafa koymamalıdırlar. Neticede iletişimin en başat sergilendiği platform kendi ellerindedir. Tek tek onları da bir ileri demokrasi sınavına sokmanın yararı var mıdır? Ancak Batı teknoloji, uygulama, değer ve sistemlerinin küresel bir eksen yarattığı ve gereklilikleri buna göre aşıladığı fikri kendi içinde bir hazırcılık oluşturmasın. Kavramları ve değerleri öznelleştirememek de bir erdem eksikliğidir. Önemli olan “dili güzel” bir tartışmanın sağlıklı işlemesine zemin oluşturabilmektir. İrenizm bunu gerektirir.

Modernizmi yeterince hazmetmeden ileri demokrasiyi kullanıma alan ülkelerde sadece politik değil, toplumun her alanında irenizmin konusu kapsamında tartışmalar görülür. Önemli olan toplumun öz-erdemlilik sermayesini iyi kullanabilmesidir. Derme çatma dille ve değerler sistemiyle küresel sistemde aktör olmanın bir bedeli vardır. Bedeli bireysel ödenecekse kabul edilebilir. Ancak topluma ödetilecekse burada durmak gerekir. Hiçbir toplumun iletişimiyle ilgili ilacı kendinden başkasında değildir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

uretim-ve-tuketim
ÖNCEKİ YAZI

Üretim ve Tüketim

kontrole-kontrol-netizenlerle-netpolitisation
DİĞER YAZI

Kontrole Kontrol: Netizenlerle Netpolitisation

Kültür 'ın son yazıları

370 views

Eleştiriler

Sizlere günümüzün iyi algılanması gerektiği bağlamında, özellikle bizi ilgilendiren yönleriyle, sosyal bilimler ve dış politikaya dair bazı eleştirilerimi aktaracağım. Dünya hızla değişiyor, güç dengeleri bildiğimiz biçimden oldukça farklılaştı, eğer bunlara ait kavramlara ve anlayışlara vakıf olamıyorsak, konuşuruz ama aslında başka bir şey anlatırız.
367 views

Devrim

Bize devrimin ne tarafı kaldı? Diyeceksiniz ki hangi devrimin? Açıklayacağım. En başta şöyle sloganik işaret edeyim: Devrimden değil, sapkınlardan ve geç kalmışlıktan kork!
562 views

Generalist

Ülkeler ve dünyamız için iyi bilinmesi gereken bir konuyu işleyeceğim, generalist olmak. Buna karşılık gelen bir sözcük aradım bulamadım, yine de ben genele yetkin diyeceğim. Genele yetkin kimseler kimler, örnekleri neler? Uluslararası İlişkiler, Ekonomi ve Askerlik sahalarında örnekler vereceğim, neden gerekli, bunu açıklayacağım.
513 views

ENTELEKTÜEL SORUNSALI

Temelde insanın doğası, zamanın getirdikleri ve sürekli gelişen küresel zorluklar var. Bunun üzerine her alanda tereddüt uyandıran değişik adımlar ve gerçek bir hedef. Sözü edilen şu, kalkınmak! Eğer artık kalkınmışlar sınıfında olmak istiyorsanız!.. Gerçekten istiyor musunuz? İşe bu emelin ne denli büyük bir mücadeleyi gerektirdiğinin farkında olmakla başlanmalı. İşte tam da bu noktada, düşünsel içerikli bir açıklamam olacak. 
2K views

Sıradan ve Mükemmel

Bu makalede sizlere insan zihni içerisindeki tarif veya algı ile gerçeğe ilişkin olanın farkını açıklayacağım. Ele alacağım temalar sıradancılık, mükemmelcilik ve gerçeklik ötesi hakkındadır. Başta soralım, karşılaştığınız şey gerçek mi, yoksa gerçek ötesi mi?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme