Antagonizma karşıtlık ve belli bir amaca sebep teşkil eden olmak demektir. Antagonist imalatçısı, karşıtlığı sistemli şekilde kullanmayı yöntemine ustaca yerleştirmiş olan demektir. Bu, öyle de böyle de söylense iyi bilinen bir tamındır. Örneğin Kutsal Kitaplara göre insanın antagonist karşıtı sadece şeytandır. Doğru ve iyi
DevamıKonu temel eğitim ve öğretim sistemi. Öğretmenlerimize ve eğitim kurumlarımıza hatırlatmalarım var. Hatta velilere de bu kapsamda hatırlatmam olacak, basitçe.
DevamıGeçenlerde bir bilim adamı tarafından zamanın ne olduğu sorusunun cevabının bilindiği düşüncesi üzerine reklamı yapılan bir belgeseli izleme fırsatım oldu. Ne öğrendim?.. Bilinenler ve yeni tür sorular listeleniyor ama zaman yine havada kalıyor. Peki, benim somut olarak bildiğim ne? Onu söyleyebiliyorum zaman için. Dünya zamanı kendi ve ortamındaki döngüsü ile ilgili bir kavramdır. Saat, gün, hafta, ay, mevsim, yıl… Bunlar tarafımızdan hesabı yapılan birimlerle anılabiliyorlar. Ama zaman bu değil ki? Zaman bir kavram, çok şeyin mukayesesine dayalı hesabını yapmak zor olsa da tahayyülü yapılabilir bir tanımlama. Bizim Samanyolu halısından evrende trilyonlarca olduğunu düşünürsek!.. Trilyonlarca galaksiye bütüncül mü bakmak istersiniz, trilyonlarca
DevamıKonuşunca yeterince anlaşabileceğimizi zannediyoruz. Ama toplum genelinde büyük bir anlaşma sorunu yaşıyoruz. Dil, anlamak, kavramak, emin olmak, güvenmek için anlaşma sürecinin proseslerinin tamamlanması şarttır. Salt konuşmak, ses çıkarmak, sembolleşmek yeterli değildir. Yeterince anlaşmak için önce bilmek ve sonra karşı tarafa yeterince hazmetme süresi vermek gerekir. Çünkü istemli veya istemsiz çok proses yürür; bilmek gerekir. Biz ne yapıyoruz? Çok aceleciyiz ve geçip gidiyoruz; aman dikkat: İnsanız, bir milletiz, kültürümüz de var, sakın bozmayalım, yobazlaşmayalım! Elbette konu felsefi değerde ve biraz da teknik konudur. Ben bu konuyu Muttakilik sitemde “Dilin Kökeninden Posthegemonik Atmosfere İnsan Etkileşimi” başlığıyla yayımladım. Ama gerçekten önemli gördüğüm için
DevamıDilin kökenine ilişkin tartışmalar tamamlanmış değildir. Ernest Renan, “İnsanlık sık sık hedefinden uzaklaşıyor gibi görünürken aslında yaptığı şey hedefine yaklaşmaktır,” diyor. Canlılar refleksleriyle hareket ederler; ama bu hepsi için geçerlidir. Biz ise insana özgü ve daha gelişkin hatta en gelişkin yapıyı irdeliyoruz. Renan, reflekslerin azının içgüdüyü öldürdüğüne inanır; fakat bu tamamlandıkça değerlenecek bir sürecin açlığını anlatır. Yani insanın doğası sürekli açlık duyar; bilgide de, yaratmakta da, anlamakta da, anladıklarını ifade etmekte de. İnsanın biyolojik yapısının diğer canlılardan ayrı tutulması gerektiğinden hareketle Renan’ın aynı bağlamda bir beklentisinin geliştiği anlaşılmaktadır. Buna göre sürekli analiz ve sentez yapan insan refleksleri gereği bitmek tükenmek
DevamıSözcükler bir anlamı, ismi, hareketi, durumu, arzuyu temsil ve ifade ederler. Bütüncül ifade ile aslen sözcükler bir anlamı olduğu kadar belli bir kültür açısından da yüklüdürler. Kültür, doğal durumlardan ve yine doğal olan canlıların etkisiyle sonuçlardan etkilenir ve şekillenir. En belirgin kültür kapasitesi insana özgüdür. Kültür, bireyin usunda, insanlığın ise ilk başından itibaren geliştirip birbirine aktardığı ve bir yerde yoğunlaşarak kendini bir atmosfermişçesine hissettirdiği bilincinde, gelişir ve kendini belirginleştirir. Bireye, bir şey veya durum ile karşı karşıya iken “Bu nedir?” diye sorulduğunda verilecek cevap erişilmişlerle, hazmedilmişlerle ve bilinen kadarıyla olacaktır. Kültürler kendi bilgi dağarcığından istifade ile sorulara cevap bulurlar. Size
DevamıDilin Önemi Eğer kavramlar akılda bir yer bulduktan ve buradan başka kavramlarla ilişki kurabildikten sonra dışa açılıp kullanılabiliyorsa anlam kazanırlar. Kavramlar zihinde işleme tabi tutulmalı, sözle veya yazıyla kullanılmalıdır. Konuşulan dil bu amaçla önemli bir işlev görür. Kullandıkça dil kavramları, kavramlar da dili beslerler. Bütünüyle birey için bu bir sürekli gelişme demektir. Farklı bir sonuç daha gerçekleşebilir; bu işin olumsuz gelişmesi ile ilgilidir. Dil sürekli aynı şeyleri kullanıyorsa, hatta eskileri tekrarlıyorsa ve artık soru olmaktan öte geçmiş konuları gereksiz yere açıklıyorsa körleşir. Bu durumda değişmeyen veya gelişmeyen bir kültüre dayalı kör kavramlar akılda kökleşir, yani bir sabitlik hali mevzubahistir. Toprağın
DevamıOkullarda öğrendiklerimiz bilmemiz gerekenler değil mi? Çok basit ve geçerli olanlar anlamamız gerekenler değil de nedir? Günlük yaşamın başarısını inkar edebilir miyiz? Yaşamla gerçek arasında büyük bir kopukluk mu var? Kültürümüzde neden farklı bir anlatım ve dil var? Farklılık neden bir istismar konusu olabiliyor? Size farklı düşünceleri bütünleştirecek bir anlatımla çok kapsamlı ve derin bir konuyu aktaracağım. Okuduktan sonra, kimliği, kisvesi veya sundukları ne olursa olsun, “Beni farklı bir algıya sürükleyenlerden kurtulmalıyım,” deyin doğrusu budur.
DevamıBu yazıda politikamı açıklayacağım. Seçim atmosferine girilen bu günlerde böyle bir açıklama yapmayı uygun gördüm. Yazı içinde farklı bir anlatım bulacaksınız, fizik kuramları ile size politikayı takdim edeceğim. Neyse, ben böyleyim… Politika Hakkında Politikanın Newton kanunları ile anlatımı diye bir şey olabilir mi? Malum, fizik kuramları madde ile ilgilidir. Politika ise fikirler, inançlar, kabuller, talepler, kararlar gibi değerleri ifade eder. Ancak yine de işin ucu rakamlara dayanır. Örneğin parti, eylem, seçmen veya oy sayısı; projeler, fiyatlar, bütçeler vb. Bütün bunlar sonuçta bireyin maddi dünyasını gösterir, ortaya koyduğu iradenin tezahürünü somutlaştırır. Bir başka ifadeyle insan politikayla tıpkı belli ortamdaki fiziksel parçacıklar
DevamıSözlükler doğal sözcüğünü kısıtlıyor diye bizler de aklımızı kısıtlamayalım. Canlı, cansız, doğal, yapay, mantıklı, mantıksız gibi kavramları kullanarak tümel doğanın ancak ve ancak belli bir kesitini anlatmış oluruz. Kapsayıcı doğallık nedir? Kapsayıcı doğallık, belli bir amaca, anlama, tasavvura, sisteme, kurguya, modele, sürece bağlı olarak yaratılan (veya var edilen) unsurların kendi içinde türemeleri, devinmeleri, evrilmeleri, gelişmeleri için gerekli olan her şeydir. Kapsayıcı doğal bir şeyin içinde veya dışında değildir; tümündedir ve her şeye nüfuz etmiş haldedir. Sebep ve sonuç ilişkilerini kendi içinde veya bünyesinde yaratır. Kapsayıcı doğallık kendine özgü sistematikle ölçü, denge, uyum gibi her türlü gerekli işlevi ve özelliği kendi
Devamı