2021 Yılı Değerlendirmesi

31 Aralık 2021
Okuyucu

2021 nasıl geçti? Sanırım dünyada Amerika Birleşik Devletleri seçim sonuçları sonrası Beyaz Saray’a yerleşecek Joe Biden Yönetimi için yaşanan o kargaşa görülünce hemen herkes aynısını düşündü: 2020 gibi olmasın! 2020 gerçekten kâbus gibiydi. Kongre Binası baskını sonrasında ABD’de herkes safını tuttu ve Biden Yönetimi işbaşına geçti. Biden’ın not defterinde koronavirüs pandemisi, iklim krizi, küresel ekonomi ve ticaretteki sorunlar, nükleer ve yeni teknoloji silahlar, Rusya’ya ve Çin’e politikalarının belirginleştirilmesi, gibi hususlar vardı. Ama benim anladığım çerçevede akıllarda kalması gereken bir sonuç var, yeni bir Soğuk Savaş sürekli gündeme getirilen bir konu oldu.

En belirgin olaylardan birisi de ABD Afganistan’dan asker çekerken yaşanan o ibretlik görüntülerdi. ABD başka bir oyun oynamaya başladı, Orta Asya’da Çin sınırına yakın alanda radikal terörü, pimi çekili el bombası gibi ortaya bıraktı ve çekti gitti. Görüntüler yeni bir küresel algıyı çağrıştırır nitelik taşımaktaydı; sanki birileri alışın der gibiydi. Afganlıların o uçaklardaki ve düşme görüntüleri unutulur gibi değil. 

Diğer yandan ABD, Biden Doktrini’ne göre küresel çapta G7, Avrupa Birliği, NATO, AUKUS ve QUAD ortaklıklarıyla Tam Spektrumlu Savaşa (Siber, Hibrit, Uzay, Asimetrik, vs. savaşlar bunun içindedir) odaklandı ve Akıllı Güç uygulamasına geçti. G7, AB ve NATO ile beraber Doğu Avrupa ve Karadeniz bölgesinde Rusya’ya karşı bir cephede varlık göstermeyi seçti. Daha çok QUAD ve AUKUS ile Hint-Pasifik ekseninde varlık göstermeye başladı. Çin’e ve yayılma güzergahlarına karşı alternatif küresel değişik içerikli projeler başlatıldı. Sanırım Biden’ın başlattığı politikaların sonuçlarının çok azını 2022’de alabileceğiz, çünkü daha çok hedefler 2030’lara ait. Biden’dan sonra geliştirilse de onun doktrini uygulamada olacak. 2022-2030 arasında yaşanacaklar sürekli dünyayı gerebilir.

Biden’ın seçilmesini müteakip gözler diğer coğrafyalara kaydı. Ülkelerin iç politikaları ile dışarıda olacakların sıkı bir bağı vardı. İlk akla gelenleri sıralayalım.

İsrail seçimlerinden sonra Naftali Bennett liderliğinde hükümet kuruldu. İsrail özellikle Orta Doğu için önemliydi. Benjamin Netanyahu’nun başlattığı projeler daha sessiz de olsa sürüyor: Yüzyılın Anlaşması (Abraham Accords), Normalleşme, Suriye’yi, Lübnan’ı ve İran’ı baskılamak, Doğu Akdeniz’de enerji ittifakları kurmak.

Almanya’da Angela Merkel dönemi bitti ancak onun dönemi politika akademilerinde uzun süre örnek diye okutulacaktır. Avrupa Birliği’nin ana aktörü Almanya’da seçimlerden sonra Olaf Scholz Yönetimi işe başladı. Henüz belirgin bir politik çizgi öne çıkmadıysa da yeni bir köklü Avrupa perspektifine hazır olunsa hiç fena olmaz. İlk görülen tabloda zaten Avrupa’da gerilim var. Almanya ve AB’nin Rusya ekseninde, enerji ve güvenlik sorunları var. ABD’yi küstürmeden Çin ile ticarette irtibatı devam ettirme konusu var.

Fransa’da ise seçim kampanyaları henüz başladı. Fransa, Macron ile mi, yoksa başka biriyle mi yürüyecek, göreceğiz.

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Komünist Partisi Genel Sekreteri ve Devlet Başkanı Xi Jinping kendi başkanlık sürelerini ilerilere taşıdırlar. Buralarda seçim heyecanı olmadı, Putin oligarklarla, Xi ise Komünist Parti ile anlaşma yaptı. Ancak Biden’ın işaret ettiği üzere, dünyada belirgin politik çatışma demokrasiler ile otokrasiler arasında gerçekleşiyor, şeklinde açıklandı. 

Kısa kısa 2021’in üzerinden geçelim. Kovid dalgaları devam ediyor, her geçen gün bir yeni versiyon tanımlanıyor. Aşılar henüz düzene girmedi, bir de ilaç arayışı sürüyor. Küresel ısınma nedeniyle küresel yangınlar arttı. Önümüzdeki süreçlerde bu tür felaketler artarak devam edecek görülüyor. 2021’de çokça konuşulan konulardan birisi göç oldu. Küresel göç dalgası artık uluslararası ilişkilerle ilgilenenlerin önemli bir araştırma konusudur. Özellikle Avrupa göçmenler konusunda kendini fazlaca kasıyor, bakalım ne çıkacak ortaya. İklim zirvesi yapıldı, Glasgov anlaşması imzalandı. Ama buna uyum sağlamak adına ipleri Batı elinde tutmak istedikçe dünyanın diğer tarafı buna itiraz edecektir. Afrika’da olaylar eksik olmadı. Sudan’da darbe, Çad’da Başkan’ın ölümü gibi olaylar var. Güney Asya da karıştı. Miyanmar’da darbe oldu. İsrail ve Hamas arasındaki savaş ilginç görüntülere sahne oldu. Bir yandan Filistin meselesi sürdü, diğer yandan bazı ülkeler İsrail politikalarına yaklaştı. Tayvan-Çin gerilimi ise önümüzdeki yılların en fazla konuşulacak konusu. Siber ve Hibrit Savaş fazlaca sözü edilen konular oldu. Yeni uygulamalarla ülkelerin ve yönetimlerinin iç çamaşırları ortaya dökülmekte ve bu dünyada bir sistemli çaba görüntüsü verir oldu. Başka başlıklar da var. Örneğin artık uzay turizmi fiilen başlatıldı. Tokyo Olimpiyatları sönük geçti.

Değerlendirmeme göre küresel çapta dikkat çeken bir önemli konu da Fintech uygulamalarının yaygınlaşması oldu. Halen küresel finans krizleri dalgasının etkisi atlatılamamışken bu teknolojik yeniliklerin belirgin etkisini önümüzdeki dönemlerde daha fazla konuşacağız. Koronavirüs, yeşil enerji, derken bir de bu ekonomik konular var. 2021’e etkisiyle yaşanan tedarik zincirleri konusu var. Ancak küresel çapta enflasyon ve büyüme rakamlarında dalgalanmalar dikkat çekici oldu.

Elbette Dördüncü Sanayi Devrimi’nin etkilerinin geliştiği bir 2021’i daha geride bırakırken, 2022’de bu yönde fazlaca etkilenmiş biçimde bir yıl daha geçireceğiz. Düşünceme göre her bir başlık altında bu devrimsel konular yer alacak. Diyelim Yapay Zeka’yı (AI) konuştuk. Ancak uygulamaları ve günlük yaşama etkileriyle bu yeniliklerin yeni ihtiyaçlar bağlamında etkisini yeni yeni görmekteyiz, işte bu doğrultuda dünyanın belirli kısmı çok farklı algılamalarla meşgul oluyorken diğerleri ile sosyo-ekonomik ve hatta politik uçurumlar ortaya çıkacak. Taşların yerli yerine oturması elbette kolay görüşmüyor.

Bir sonraki paragrafta Türkiye ve uluslararası ilişkiler yönüyle başlıkları gözden geçirceğiz. Ama burada bir tespit yaparak geçelim isterim: Dördüncü Sanayi Devrimi bazı ülkeleri çok bazılarını az vurur! Bu bir kapsamlı ve etkili devrim ise ki öyle, her yönüyle adaptasyon planları gerekir. Türkiye ne yaptığını biliyorsa mesele yok, değilse uzun yıllar meşguliyeti ne-nedir bağlamında olur. Küresel krizlerin (iklim, pandemi, ekonomik, terör, göç, enerji…) her birinin bu devrim ile katlanan etkileri vardır ve bunlar çok rasyonel planlara ihtiyaç duyar.

Türkiye’nin bulunduğu bölgede en önemli konu Ukrayna. Ukrayna, NATO ve AB’ye girme yolunda. Rusya ve ABD askerleri sahaya yerleşmiş konumda. Her ne kadar tansiyonu azaltmak için görüşmeler devam ediyorsa da sorunları haliyle olacak görülüyor. Karadeniz, Balkanlar, Boğazlar, Rusya ile ilişkiler… Her fırsattan kendine kazanç çıkarmak isteyen Yunanistan Türkiye’ye karşı silahlanmasını devam ettirdi. Öyle görünüyor ki 2022’de 12 NM meselesi çokça konuşulacak bir başlık. Türkiye’nin Kıbrıs bağlamındaki önerileri fazlaca dikkate alınmadı görüldü. Doğu Akdeniz’de Yunanistan, Güney Kıbrıs, İsrail ve ABD eksenindeki yeni oluşum giderek tartışmalara neden olacak. Suriye için anayasa yazma komisyonu işlevsiz. ABD ve Rusya’nın Suriye’deki rekabeti Türkiye’yi olumsuz etkiliyor. Libya’da seçimler yapılamadı ve askeri çatışmalar ve sorunlar devam ediyor. Irak’ta ve Lübnan’da istikrarsızlık sürüyor. İran’ın nükleer programı sürüyor, ABD ve İsrail bu konuda henüz net bir adım atmadı, belki 2022’de bu konu belirginleşebilir. Ancak Hizbullah ve İsrail savaşı sürüyor. ABD’nin İran Devrim Muhafızları’nı terörist ilan etmesi konusu yinelenmiş durumdadır. Mısır, ABD ve İsrail çizgisinde kalmayı yeğliyor. Diğer yandan İngiltere bölgede etkisinin daha belirgin hissettirmeye başladı. 2020 Azerbaycan-Ermenistan Savaşı sonrasında Trans-Kafkas bölgesinde ise 2021’de barışa doğru adımlar var. Sözünü etmeden geçmemek gerekir, küresel denklemlerde küresel şirketlerin ağırlığı fazlaca hissedilir durumdadır. 

2022 keşke iyi geçse! Bütün iyi dileklerimle…

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Politika ve Güvenlik

DİĞER YAZI

Küresel ABD ve Çin Rekabeti ve Türkiye

Politika 'ın son yazıları

57 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
99 views

İsrail, İran ve Gazze

Genel bir değerlendirme yapalım, çünkü İsrail, 7 Ekim saldırısından 6 ay geçti ve "bugün Gazze'de üçüncü aşamaya geçtik" dedi. Bu ne demektir, bölgede başka ne gibi gelişebilir olabilir, hepsini inceleyelim.
75 views

Modern Rekabet

Burada modern rekabetin küreselleşmesi öyküsünü kendi içindeki kavramlarını tartışarak, Rusya ve Çin örnekleri üzerinden otoriter yönetimlerin eleştirisini yaparak açıklayacağım. Kavramsal olarak "modern rekabet" anlayışını bu şekilde açıklama imkanı bulacağım. Sonlara doğru kapitalizmin yozlaşmasını açıklayacağım. Bu kısımda da Anglo-Sakson yapıyı ve Kıta Avrupa'sını işaret edeceğim. Burada anlaşılması gereken şu olacak: Demokrasi ve insanlığın gelişimi kimsenin insafına kalmamalı, rekabetin yapılma amacı değer üretmek esaslı olmalı.
70 views

Seçimler ve Beka

31 Mart Yerel Seçimleri gerçekleştirildi ve Türk demokrasisi kazandı diyoruz. Ben ise size bu seçimleri örnekleyerek bir "beka seçimi" ne demek oluyor, bunu açıklayacağım. Buradan hareketle yapılması gerekenleri de gözden geçirmiş olacağım.
93 views

Politikada Gri Kavramlar

Size politika amaçlı yapılan propaganda konusu içinde yer alan kavramsal bir temayı sunuyorum, grilik. Gri kavramların dış ve iç politika yansımalarına bakacağım. Özellikle ABD dış politikasında kendi çıkarına yaklaşımlar sergilemesi neticesinde görülen gri kavramlar konusunu işleyeceğim. Buna örnek olarak Filistin-İsrail, terörle mücadele, sözde soykırım tasarısı gibi konular da yer alacak.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme