Arktik Bölge Jeopolitiği ve NATO

5 Nisan 2022
Okuyucu

Son yıllarda gelişen ve Avrupa’da bir savaşa dahi neden olan Rusya ve NATO merkezli temel sorunları Arktik Bölge kapsamında da açıklayabilmek hiç de güç olmayacaktır. O halde bu jeopolitik gelişmeleri müştereken okuyalım ve bazı tespitlerde bulunalım.

Eğer yerküreyi jeopolitik açılardan parsellere bölecek olursak, dört parsel şeklinde açıklamak mümkündür. Bugün ilgilendiğimiz Arktik Bölge konusu IV. Parseldedir. Bununla ilgili gelişmelerin günümüze yansıması hakkında durmaktayız. Kuzey Atlantik Andlaşması Örgütü, NATO, Arktik bölgede kontrolü elinde tutmak istemekte, birinci elden Rusya buna karşı durmaktadır. 

Küresel Rekabet Parselleri

NATO’nun 73. yıldönümü. Küresel konjonktür neye yeşil ışık yakıyor? Bundan üç-beş yıl önce olsaydı bunu söyleyemezdik, ama şimdi söyleyebiliyoruz, İsveç ve Finlandiya tarihi bir karar verip NATO’ya girebilir. Yakın zamanda girmeseler de NATO’nun istediği bu, halen ısrarcılığını sürdürüyor. Her ne kadar Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin böyle bir karar çıkarsa bir bedeli olacağını söylemektedir. Ancak biliyoruz ki Rusya III. Parsel olan Avrasya’da bir savaş içerisinde. Rus yetkililer, Finlandiya ve İsveç’in Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, NATO’ya katılması halinde askeri ve siyasi sonuçları olabilecek olası bir misilleme konusunda uyardılar.

Zamanı gelince olaylar üst üste gelişiveriyor… Bu noktada bilinmesi gereken hususlar neler? İnceleyelim.

BİRİNCİ bilinmesi gereken köklü bir konudur. Küresel İklim Değişikliği her şeyi derinden etkilemektedir. Bu çok temel konuda stratejik kararlar veren güçler bir hakimiyet yarışı içindeler ve öne geçmeye çaba sarf etmekteler. 

Hemen bununla bağlantılı İKİNCİ konumuz var; Arktik bölge deniz trafiğine açılıyor. Kuzey Buz Denizi her zamankinden daha fazla önemsenecek evrede. Çin’in Kuşak Yol Girişimi (BRI) Arktik bölge deniz taşımacılık yolu Pasifik’ten Atlantik’e bu kısa yolu kat ederek geçecek. Rusya ve Çin, Arktik Bölgedeki yeni yola Kutup İpek Yolu demektedir (Rusya’nın Valdai toplantılarından bir görseli ekleyelim, konuyu nasıl görüyorlar diye).

Kutup İpek Yolu

Aralarında temel sorunlar olsa da son on yılda Rusya’nın ve Çin’in politik ve ekonomik yakınlığı dikkat çekici gelişti. Ancak Rusya bölgede etkili hem Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ile hem de kendi ticaretini buradan sürdürerek büyümek istiyor. Rus donanmasını en önemli üsleri Kuzey Kutbundadır.

Arktik Rusya

ÜÇÜNCÜ konu, bu ayın başlarındaki yedi Arktik ülkesinin Rusya’ya karşı aldıkları karardır. Yedi Arktik ülke, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Grönland (Danimarka), İzlanda, Norveç, İsveç ve Finlandiya’dan oluşur. Bu yedi ülke, bölgenin en büyük ülkesi, ekonomik ağırlığı olan ve şu an Kutup Bölgesinde en büyük ülke olan Rusya ile ortak çalışmalarını askıya aldıklarını açıkladılar.

Kutup Deniz Yolları

DÖRDÜNCÜ konu ise NATO’nun 70. yıldönümünde alınan kararlar gereği ve NATO 2030 vizyonunda da açıkça ifade edildiği üzere, Atlantik Örgütü küresel bir misyona dahil oldu ve bu manada Arktik bölge de kapsanmasıdır. Nasıl? NATO’da hazırlıklar 2019’dan bu yana imza altına alınmaya başlamış bile! Üstelik 2020’de NATO’nun Baltık Planı da kabul edilmiş idi. 

Araya yine bir küresel sorun olan pandemi girdi, biraz planlar aksadı denebilir… Ancak en nihayet NATO dahil ABD ve Ortakları ile Rusya, Doğu Avrupa’da Ukrayna cephesinde başlangıçta “istila” sözcüğünün kullanıldığı bir savaşa başladılar. Büyük savaşın 24 Şubat’ta konvansiyonel silahlarının kullanıldığı kesiminde, 25 Mart’ta Savunma Bakan Yardımcısının ilan ettiği üzere Rusya, Ukrayna’ya karşı Özel Operasyon yürütmektedir. Bu BEŞİNCİ önemli konudur.

Rusya, Kırım’ın ilhakını 2014 yılında gerçekleştirdi. Çoğu kişi için bugün, 2022’de, pek anlaşılmayan tablo görüntüsü vardı. Neden Rusya Ukrayna’ya böyle saldırdı, dendi durdu? Hatta bir aydır bir istila görüntüsü veren Özel Operasyon, tam bir ay sonra, birden Donbass ve Kırım konusuna dönüşüverdi. Birkaç yıldır tekrarladım, bu yıl başından itibaren yazdım, hatta savaşın başlangıcından bu yana ifade ettim, aslında savaş hattı Doğu Avrupa’da, Baltık’tan Karadeniz’e kadardır dedim. Hemen herkes küçük resme odaklandı, ama aslında ABD böyle olmasını istedi. Neticede Ukrayna’da sıcak bir savaş vardı ve elbette somut olan buydu. Bugün de gözlendi, savaş zorluklarla doludur, iyi yönetilemezse sorunlar büyüyüverir. Örneğin bugün savaş suçları dahi gündeme oturmuş görünüyor.

Özel Operasyon başladıktan bir ay sonra önemli gelişmelerden birisi, Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky’nin NATO’ya girme talebinden vazgeçmesi oldu. Bugün Putin yineledi, Finlandiya ve İsveç NATO’ya girmemeli, diye. 

Konuya odaklanmak için tekrar ediyorum, ABD ve Ortakları ile Rusya arasındaki bu küresel savaşı görmeden bir adım bile ileriye gidilemez, bir kelime söz bile anlamlı olmaz. Neden Nükleer Savaş’tan söz ediliyor dersiniz? Nükleer çıkacağından değil; ama onun küresel ve stratejik baskısını politikada kullanmak esas olsa gerekir. 24 Mart’ta NATO zirvesi yapıldı. Peşinden ABD Başkanı Joe Biden 26 Mart’ta Varşova’dan dünyaya seslendi ve aynı zamanda, daha önceden de yaptığı gibi, Putin’e adamakıllı yüklendi. Bu neyin meselesiydi ki? Sadece Ukrayna olamaz diyenler çoktur! Hatta NATO neden Ukrayna ile dolaylı ilgilenirken Brüksel İsveç ve Finlandiya başlıklarını öne koysun? Demek ki zamanın icaplarıyla hareket ediliyor; Rusya tam da gelişmelere itiraz edemeyecek bir noktada yakalanmak isteniyor ve bu konjonktürde bu iki önemli Kuzey Ülkesinin NATO’ya dahil olmalarına çaba sarf ediliyor.

ABD ve Ortakları Rusya’ya karşı Küresel Stratejik İzolasyonları, başka bir tabirle Yaptırımları devreye koydu. Bunun tersine Rusya bu ülkeleri hedef alarak bir nevi düşmanlarını açıklarcasına çıkışta bulundu. Aslında bu durum bir bölünme anlamına geldi.

Rusya’nın Karşısındaki Ülkeler (Düşmanları)

Ukrayna Savaşı’na gerekçe teşkil eden önemli hususlardan biri, NATO’nun Rusya’nın nüfuz alanından elini çekmesini istemesi ve İsveç ile Finlandiya’nın NATO’ya girmesi konusunu birlikte değerlendirdiğinizde, üç koldan NATO’nun Moskova’ya uzaklığı yaklaşık 800 kilometreye gelmektedir. Moskova kendisini NATO tarafından sarıldığı ve tehdit edildiğini düşünmektedir. Bugün Zelensky’ye bu tezini savaşla kabul ettirmiş görünüyor, ama diğer konu da İsveç ile Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği oluyor.

Moskova’nın Tehdit Algısı

Finlandiya Başbakanı Sanna Marin Cumartesi günü yaptığı açıklamada, ülkenin NATO üyeliğine başvurma konusunda bahar sonuna kadar bir karar vereceğini açıkladı. Buna gösterdiği neden açık: “Çünkü, Rusya sandığımız komşu değil!” Finlandiya’nın Rusya ile ilişkilerinin “geri dönülemez” bir şekilde değiştiğini söyleyen Marin, Finlandiya’nın NATO’ya girmemesi yönündeki fikrinde değişiklik yapması gerektiğini ifade etmektedir. 

Geçtiğimiz ay İsveç ve Finlandiya’nın katıldığı bir tatbikat yapıldı. Mart 2022’deki tatbikat, Finlandiya ve İsveç kuvvetlerinin ilk kez Kuzey Kutbu Norveç’te “Soğuk Müdahale” olarak bilinen planlanmış bir NATO tatbikatında birleşik bir tugay oluşturmasıydı. Her iki ülke de NATO ittifakına üye değil. Tatbikat uzun süredir planlanıyordu, ancak Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgal etmesi, savaş oyununa yoğunluk kattı.

Finlandiya kararlı görünüyor, Nisan ortalarında parlamentolarına NATO konusunu getirecekler. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise bu konuda yeşil ışığı çoktan yakmıştı.

Henüz I. ve II. Parsellere, Pasifik ve Hint-Pasifik meselelerine gelemedik. Bunun zamanı var. Sürekli ifade ediyorum, bunun zamanı 2049 şeklinde. Çin, Büyük Gençleşme hedefini 2049’da bitirecek. Bunun öncesinde 2035’te deposundan 1.000 adet nükleer silah başlığı olacak, ordusunu tam yeterli ölçekte modernize etmiş olacak. Şu an bu hakimiyet yarışında başat güçler pozisyonlarını geliştiriyorlar. Klasik Rusya merkezli jeopolitik senaryo üzerinde hareket ederek, daha sonra asıl küresel jeopolitik senaryoya gelmiş olacağız. Çin bunu yaparken Rusya ile de birlikte hareket etmek istiyor. En azından Rusya böyle olduğunu düşünerek kendi nüfuz alanında ilerlemeyi istiyor ve NATO’nun Moskova’yı tehdit edercesine genişlemesinin önüne geçmek istiyor.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Politika 'ın son yazıları

20 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
37 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
40 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
73 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
117 views

İsrail, İran ve Gazze

Genel bir değerlendirme yapalım, çünkü İsrail, 7 Ekim saldırısından 6 ay geçti ve "bugün Gazze'de üçüncü aşamaya geçtik" dedi. Bu ne demektir, bölgede başka ne gibi gelişebilir olabilir, hepsini inceleyelim.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme