Doğu Akdeniz’de Gelişmeler

10 Mart 2021
Okuyucu

Doğu Akdeniz’de kartlar yeniden karılıyor. Yeni öneriler neler? Sadece Mısır ile yakınlaşma mı? Türkiye Mısır ile Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmasına gidebilir mi? İsrail, Avrupa Birliği (AB) ve ABD’nin yeni yönetimi Joe Biden ne diyor? Bugün Türkiye’ye önerilen çalışma zemini, Doğu Akdeniz Gaz Forumu (EGF)! Ayrıntılara bakalım.

Geçtiğimiz günlerde peşi sıra Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Savunma Bakanı Akar ve Cumhurbaşkanı Sözcüsü Kalın Türkiye’nin Mısır ile Doğu Akdeniz’de hidrokarbon yatakları ile ilgili meselelerde yakınlaştıklarına dair emareler vermişlerdi.

Panikler içerisinde Yunanistan Başbakanı Miçotakis Mısır Devlet Başkanı Sisi’yi aramıştı. Sonrasında ise Dışişleri Bakanı Dendias Kahire’ye gitti.

Konu şuydu, Mısır hidrokarbon yatakları olarak işaret ettiği 18 numaralı sahayı ihaleye çıkarmamıştı. Bunun temel sebebi ise Mısır’ın, Türkiye’nin tezlerine uygun bir biçimde Yunanistan ve Mısır arasındaki deniz yetki alanları anlaşmasındaki sahada inisiyatif kullanmak istemesiydi.

Hal böyle olunca sorulmaya başlandı, Türkiye ve Mısır yakınlaşıyor, hatta aralarında bir deniz yetki alanları anlaşmasına gidebilirler, böyle olursa Yunanistan’ın Meis Adası ile hak iddia ettiği tezi çöpe mi atılıyor, diye.

Dar düşünenler bu tarz düşüncelerle konuyu açıklamaya devam etsinler. Hatta Mısır ve Türkiye’nin yakınlaşmasının yararlarını anlatmak isteyenler de büyük sözler ediyormuşçasına konuşmalarını sürdürsünler. Zaman kaybetmeyelim!

Asıl anlaşılması gereken nokta nedir? Bunu anlamak için önce İsrail Dışişleri Bakanı Steinitz ne demiş, ona bakalım: ”Umarım Türkiye Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun (EGF) bir parçası olur. Biz Türkiye ile işbirliğine hazırız. Türkiye’yi partner olarak görmek isteriz.”

İsrail, Mısır, Kıbrıs (GKRY) ve Yunanistan ile başlarılan bir süreç var. 2019’da başlatılan Doğu Akdeniz Gaz Forumu sürecinde Türkiye yok. EGF’ye daha sonra Doğu Akdeniz’de çalışan enerji şirketleri de dahil oldular. Yetmedi Avrupa ülkelerinden Fransa ve İtalya’da üye, derken ABD ve AB gözlemci oldular. 16 Ocak 2020’ye gelindiğinde tablo Doğu Akdeniz’de netleşti, Türkiye dışındaki herkes işin içinde! Bugün Türkiye’ye, ”Kazan kazan diyorsunuz, buyrun en pratik zemin EGF, konuşalım,” diyorlar.

O halde olayların geri planında EGF ile ilgili bir süreç işletilmektedir. Türkiye’ye Mısır’ın ve İsrail’in sunduğu şartlar EGF ile birlikte okunmalıdır. Ama bunun geri planında ABD ve AB planının da ne olduğuna iyi bakılmalıdır.

ABD belli, Biden yönetimi Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinde bir karar vermesini istiyor. Rusya yerine tamamen kendisi ile yürümesini bekliyor. Doğu Akdeniz’de sorunları çözmenin temelinde ABD’nin talebi Rusya karşıtlığı üzerine açıklanabilir.

Rusya! Suriye’de, Libya’da ve Mısır’a silah veriyor, üs açma talebi var. Türkiye ile bazı farklı adımları olsa da ilişkileri sürüyor. Rusya, Doğu Akdeniz’de gücünü artırıyor, bu durum ABD’nin tepkisini çekiyor.

ABD’nin Biden yönetimi Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) politikalarını birleştirdi. Bu işlerin başına McGurk’u getirdi. İsrail’i CENTCOM’un sorumluluğuna aldı, iki ay öncesinde EUCOM görev kapsamında idi. Geri planda Doğu Akdeniz sahası için Exxon-Mobil ve Chevron arasında yetki paylaşımı anlaşması oldu. Biden yönetimi İbrahim Anlaşması’nı ve ”normalleşme” sürecini geliştirmek istiyor. ABD, Suriye’ye (Fırat’ın Doğusu) yeniden odaklandı. Ayrıca ABD, Yunanistan’da Dedeağaç ve Pire’de imkanlarını geliştiriyor.

AB ise enerji bağımsızlığı konusunda ilerleyebilmek için Rusya’dan kurtulmak istiyor. Rusya’nın işin içinde olmasından dolayı bir hayli endişeli, bu merkezden yaklaşılırsa Türkiye’nin de pozisyonunun netleşmesini bekliyor.

ABD ve AB’nin ortak meselelerinden birisi Ukrayna meselesi. Rusya’nın Ukrayna’yı rahat bırakması politikaları önemseniyor.

Yunanistan maksimalist politikalarını sürdürüyor. Mısır ile anlaşmasını kalıcı kılmak yanı sıra Doğu Akdeniz ve Adalar Denizi’nde (Ege) her türlü çözümün kendi tezleri çerçevesinde gelişmesi için her fırsatta Türkiye aleyhine çabalarını sıkılaştırıyor.

Türkiye’nin önerisi şöyle: Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridi Türkiye’ye ait. Türkiye’siz çözüm olmaz. Avrupa’ya uzanan enerji koridorunda Türkiye en efektif imkanlara sahip. Yunanistan ile olan sorunları iki ülke çözsünler. Eğer konu Doğu Akdeniz ise temel çözüm bekleyen sorun Kıbrıs meselesidir. Kıbrıs meselesi merkezinde bütünüyle Doğu Akdeniz meselesini ele alan bir konferans toplansın.

ABD ve AB’nin önerisi ise şöyle: Konferans için platform belli, gel EGF’de görüşelim.

Bunu bugünlerde Türkiye’ye hangi yolla söylüyorlar? Mısır ve İsrail ile. Bu iki ülke Türkiye gibi Doğu Akdeniz’deki sorunların çözümünde güçlü ülkeler.

Önümüzdeki günlerde AB zirvesi olacak. Burada Türkiye’ye hatırlatılacak konu yine EGF olacak.

Türkiye zaman içinde EGF gibi cazipleşen yeni bir süreç açılımında ancak KKTC’nin haklarını gözeterek sonuç almak istemektedir.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Politika 'ın son yazıları

80 views

Yerelde Yapısalcılık

Bir olaya bakış yöntemimde felsefe ve tarih olmaz ise ben bunu oldukça eksik görürüm. Hemen herkesin siyaset, seçim, belediye, vs. konuştuğu noktada ben, bu işte temel felsefe ve asıl stratejik açıklama nerede diye arıyorum. Dolayısıyla felsefi yaklaşım ve stratejik bakış tarzı siyaset üstüdür. Benim açıklamalarım bu noktada değerlidir; mevcut yapılanlar gibi değil, başka türlü tartışmaları kapsamaktadır. Açıkça yazayım: Kim kazanacak, iktidar veya muhalefet ne yapacak, türü ifadelerle değil; imar neye göre olmalı, altyapı ve üstyapı nasıl planlanmalı, ülke ekonomisine uyumluluk ne şekilde sağlanmalı, kanunlar ne içerikte olmalı, gibi piramidin üstündeki meseleler önemlidir.
126 views

Emperyalizm

Bugünün anlayışı, küresel imkanlar içinde sahip olunan alanları artırmak ve güçlenmek, değer üretimi rekabetinde gerilerde kalmamak fikri üzerinedir. Ruslar gibi sürekli “kahrolsun emperyalizm” diyeceğinize, “ben hangi değeri üretebiliyorum, hangi büyük pazarda kaça satıyorum,” diye bakın isterim. Bugün ülkeler bazında ABD, İngiltere, Çin, Japonya, Güney Kore, birlik bazında Avrupa Birliği, küresel şirketler bazında sürekli sayısı artan ve yenilik üretenler, esasen bunlar değerleri zorluyorlar ve muhatap alınıyorlar. Daha fazla muhatap alınabilmek için yapılması gerekenler belli! Olan şu: Muhatap alınanların ve değer üreticilerinin daha fazla yayılması fikri!..
137 views

Doku Bozumu

Bu makale Ortadoğu'da kangren olan meseleleri stratejik düzlemde incelemektedir. Mevcut dokuyu bozan yapay düşünceler ile gerçekte olanlar arasındaki farkı bütün çıplaklığıyla dile getirmektedir. Halen bölgede savaş, çatışma, suç, terör, işgal, soykırım, gibi pek çok olumsuzluk yaşanmaktadır. Uluslararası sistem bu olup bitene çare bulamamaktadır. Suriye, Irak, Lübnan, Yemen, Libya, gibi ülkelerin halkları harap ve bitap düşmüş durumdadırlar.
192 views

Devlet-dışı Aktörler

Burada gayet karmaşık, iç içe geçen ve masum insanların istismarına dönük olayları ihtiva eden, bütün gayrimeşru faaliyetleri, politikaları, planları ve operasyonları, terörizmden tutunuz, vekalet savaşlarına, buradan iç savaşlara, gri bölge operasyonlarına, meşru görünse de esasen çıkara hizmet edenlere, meşru siyaset yapmak ve bunu geliştirmek varken, siyaset alanını anti-demokratik yöntemlerle daraltanlara kadar, birçok durumu kısaca da olsa açıklama imkânımız oldu. Meşruluk ile gayrimeşruluk arasındaki perdeyi görmek veya belirlemek çok çok önemlidir. Ben de sizler de hep birlikte bu dünyada birer aktörüz, tıpkı devletler, hükümetler, liderler, şirketler, gibi. Politika, insana has bir yetenek, işlev ve özelliktir. Meşruiyet dahilinde kalabilmek çok önemlidir. İnsanlar, istikrar, barış ve esenlik içinde yaşamayı, gelişmeyi, evlatlarını refah ve güven içinde yetiştirmeyi istemektedir.
127 views

ABD ile Yeni Bir Sayfa mı?

Geleceğe bakıyoruz, öyle değil mi? Mesela NATO’nun genişlemesi yönüyle İsveç’e onay verildi, bunun karşısında F-16 modernizasyonu gerçekleşecek. Hatta şimdiden aradaki başka tıkanıklıkların giderilmesi açısından olumlu açıklamalar yapılıyor, kamuoylarına bilgiler veriliyor, bunların bir anlamı olmalı.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme