dokunulmazlik-hdp-politika-kulturu-ve-isabetsizlik
Dokunulmazlık

Dokunulmazlık, HDP, Politika Kültürü ve İsabetsizlik

10 Mart 2016
Okuyucu

Politikacıların dokunulmazlıklarını ele alan fezlekelerle ilgili gündemi işgal eden konuyu daha ziyade HDP konusu üzerinden ve başka bir açıdan ele alacağım.

HDP kapsamında gündemi işgal eden konular tartışılıyor. Dokunulmazlığın, “kürsü dokunulmazlığı” şeklinde ele alınması hususu önde geliyor. Diğer dokunulmazlıklar ise kısıtlanacağa benziyor. HDP’nin bir kitle partisi olmadığı veya olamayacağı, ayrıca hem Kandil hem de halk nazarında itibar kaybettiği de tartışılıyor. Bazıları, Selo’nun (Eş-başkan Selahattin Demirtaş) saz çalmasını neden alkışladık ki, diyor.

HDP yakın zamanda Amerika’ya ve Rusya’ya ziyaretlere gitti, sürekli bir arayış ve meşruiyet peşinde. Meseleyi Diyarbakır’da başka, Moskova’da başka anlatmaya çalışırsa bu doğru olur mu? Kitle partisiyse gelsin önce yurtdışı ziyaretlerini Meclis’te açıklasın. Mecliste siyaset yapsın. Orası Millet Meclisi. Ayrıca; (örneğin) Diyarbakır benden sorulur, tüm dünyanın terör bildiğineyse, haklı bir mücadele, demesin. Açıklık, şeffaflık, eşitlik, samimiyet, güven tüm kanallarıyla işlesin.

Bu Şarkın kehribar kokulu siyaset anlayışı bazen ilerlemeyi ve gelişmeyi isteyen normal düşünen insanları yoruyor.

Politika, HDP, eşitlik, hak ve özgürlükler, ileri demokrasi… Konu başlıkları sadece bunlar değil. Ama belli bir seviye tutturamadan çok şeye kolları sıvamak demokrasilerde ters tepki yapabilir. Bunu yine politik kurumlar kendi içinde irdelerler.

Bütün bu konulardaki tartışmalar “kültürel melezleme” evresi sonrasında değişime uğradı. Bu nasıl oldu? Ülkede bir yandan küreselleşmenin etkisiyle doğal şartlarda meydana gelenlerin etkisiyle, diğer yandan kasıtlı olarak gerçekleştirilen politikalar sonucunda ortaya çıkan, az değerdekini dominant yaparak negatif yöne yönlenmek suretiyle oldu. Bunun adı bana göre, “isabetsizlik” oldu.

İsabetsizlik bahsini çok genel ifadelerle açıklayayım. Bu paragrafta işaret edeceğim konu bir partiyi ve politikacıyı hedef alamayan genel açıklamalar olacaktır. Ama Türkiye’deki tabloya bir açıklama getirir mahiyettedir. Bahsettiğim isabetsizliğin en büyük göstergesi genel çerçevede sosyal ve siyasal alanda kendini gösterdi. Değer verme yetimizi kaybettik. Burada aslında normal insanların değersiz olana her nedense değer vermelerinden bahsediyorum. Böyle yapınca iyi-kötü, yarım-tam, doğru-yanlış, güzel-çirkin, bütün değerler arapsaçına döndü. Her şeyi abartır olduk, doğru veya kabul edilebilir değerlendirmeler yapamaz olduk. Kendimizi bir tür hayallerle avuttuk. Çünkü karşımızdakini gerçek ve tam değeri üzerinde tartamadık, olmasını istediğimiz gibi gördük veya bizlere öyle düşünmemiz telkin edildiğinden bu yanlış yola girdik. Bu en büyük hatamız oldu. Değersize, değersizsin kardeşim, diyemedik. Şans tanımakla ilgili bir savunma politikası izledik. Politika; belli bir kısmı yalan, niyet, hayal, kağıt üzerinde kalan sözler! Bu ayağımıza dolanan birçok sorun yarattı.

Şarkın kurnaz görünümlü siyasetçisi olmaya devam edilirse sorun daha da büyüyeceğe benziyor. Özünde cevheri olmayandan fazla şeyler beklenirse olacağı ne?

Şimdi konuyu özele indirgeyerek birkaç noktaya değinelim. Bugünlerde kendinden belli çevrelerin ümit besleyip esasında ülkenin ayağına dolanan bir siyasi grubu konu etmek isterim. HDP ve öncesinde değişik isimlerle anılmış bu siyasi akım, esasen Kürtçülük yapmıştır ve yapmaya da devam etmektedir. Bu ülkenin belli kesimleri ise çeşitli sebeplerle, ki daha çok isabetsiz yaklaşımlarla bunların tümünden çok şey umut etmektedirler. Şimdi olan bu! Ayrıca ben Demirtaş ‘ın dokunulmazlıkla ilgilendiğini de zannetmiyorum, o meşhur olma yolunda. Kim alengirli siyasetçiliği, HDP ve Demirtaşı olması gerekenden çok önemsediyse o düşünsün!

Benim düşüncem şu: Bu ülkede değersizi baş tacı etmeyi gelenek, kültür ve siyaset görenler her ne yaparsa yanlış yaparlar, çünkü görüşleri isabetsizdir. Bu ülkede değeri ve değersizliği bilen normal insanların ne suçu var? Normal düşünen değerliden yana isabet kaydeder. Değerliye herşey serbest; çünkü o nerede ne yapacağını bilir, kürsü de serbest. O halde kimi kimden koruyoruz? İleri demokrasilerde en önemli ilke, ki çok ilkel bir ilkedir, had bilmektir, dolayısıyla eşitlik her yönü ile tesis edilir, eşit kişinin bir dokunulmazlık zırhı arkasına saklanması anlaşılır gibi değildir. Bu, “Ben bir kere seçilmiş kişiyim, sen kim oluyorsun da beni sorguluyorsun!” demek olur, git göğe yüksel bari… Hesap verebilirlik ileri demokrasinin en önemli konusudur ve şeffaflık da buna bağlıdır. Normal insan için bakış açısı şu: Bir suç mu işliyorsun da ilave korunmaya ihtiyaç duyuyorsun?

Her yönüyle, yanlışlara köklü şekilde bakalım ve değersizleştirmelere müsaade etmeyelim. Hep beraber…

Politika 'ın son yazıları

15 views

Politikada Gri Kavramlar

Size politika amaçlı yapılan propaganda konusu içinde yer alan kavramsal bir temayı sunuyorum, grilik. Gri kavramların dış ve iç politika yansımalarına bakacağım. Özellikle ABD dış politikasında kendi çıkarına yaklaşımlar sergilemesi neticesinde görülen gri kavramlar konusunu işleyeceğim. Buna örnek olarak Filistin-İsrail, terörle mücadele, sözde soykırım tasarısı gibi konular da yer alacak.
100 views

Yerelde Yapısalcılık

Bir olaya bakış yöntemimde felsefe ve tarih olmaz ise ben bunu oldukça eksik görürüm. Hemen herkesin siyaset, seçim, belediye, vs. konuştuğu noktada ben, bu işte temel felsefe ve asıl stratejik açıklama nerede diye arıyorum. Dolayısıyla felsefi yaklaşım ve stratejik bakış tarzı siyaset üstüdür. Benim açıklamalarım bu noktada değerlidir; mevcut yapılanlar gibi değil, başka türlü tartışmaları kapsamaktadır. Açıkça yazayım: Kim kazanacak, iktidar veya muhalefet ne yapacak, türü ifadelerle değil; imar neye göre olmalı, altyapı ve üstyapı nasıl planlanmalı, ülke ekonomisine uyumluluk ne şekilde sağlanmalı, kanunlar ne içerikte olmalı, gibi piramidin üstündeki meseleler önemlidir.
152 views

Emperyalizm

Bugünün anlayışı, küresel imkanlar içinde sahip olunan alanları artırmak ve güçlenmek, değer üretimi rekabetinde gerilerde kalmamak fikri üzerinedir. Ruslar gibi sürekli “kahrolsun emperyalizm” diyeceğinize, “ben hangi değeri üretebiliyorum, hangi büyük pazarda kaça satıyorum,” diye bakın isterim. Bugün ülkeler bazında ABD, İngiltere, Çin, Japonya, Güney Kore, birlik bazında Avrupa Birliği, küresel şirketler bazında sürekli sayısı artan ve yenilik üretenler, esasen bunlar değerleri zorluyorlar ve muhatap alınıyorlar. Daha fazla muhatap alınabilmek için yapılması gerekenler belli! Olan şu: Muhatap alınanların ve değer üreticilerinin daha fazla yayılması fikri!..
160 views

Doku Bozumu

Bu makale Ortadoğu'da kangren olan meseleleri stratejik düzlemde incelemektedir. Mevcut dokuyu bozan yapay düşünceler ile gerçekte olanlar arasındaki farkı bütün çıplaklığıyla dile getirmektedir. Halen bölgede savaş, çatışma, suç, terör, işgal, soykırım, gibi pek çok olumsuzluk yaşanmaktadır. Uluslararası sistem bu olup bitene çare bulamamaktadır. Suriye, Irak, Lübnan, Yemen, Libya, gibi ülkelerin halkları harap ve bitap düşmüş durumdadırlar.
221 views

Devlet-dışı Aktörler

Burada gayet karmaşık, iç içe geçen ve masum insanların istismarına dönük olayları ihtiva eden, bütün gayrimeşru faaliyetleri, politikaları, planları ve operasyonları, terörizmden tutunuz, vekalet savaşlarına, buradan iç savaşlara, gri bölge operasyonlarına, meşru görünse de esasen çıkara hizmet edenlere, meşru siyaset yapmak ve bunu geliştirmek varken, siyaset alanını anti-demokratik yöntemlerle daraltanlara kadar, birçok durumu kısaca da olsa açıklama imkânımız oldu. Meşruluk ile gayrimeşruluk arasındaki perdeyi görmek veya belirlemek çok çok önemlidir. Ben de sizler de hep birlikte bu dünyada birer aktörüz, tıpkı devletler, hükümetler, liderler, şirketler, gibi. Politika, insana has bir yetenek, işlev ve özelliktir. Meşruiyet dahilinde kalabilmek çok önemlidir. İnsanlar, istikrar, barış ve esenlik içinde yaşamayı, gelişmeyi, evlatlarını refah ve güven içinde yetiştirmeyi istemektedir.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme