Oruç Reis Yeniden Doğu Akdeniz’de

14 Ekim 2020
Okuyucu

Karadeniz’den yeni müjde geliyor. Oruç Reis Meis güneyinde görevine başladı. Yunanistan ve AB’nin karşı çabaları neler? Oruç Reis sismik araştırma gemimizin 12-22 Ekim 2020 tarihleri arasında Meis Adası güneyi bölgede faaliyette bulunması hakkında Navtex yayımlandı ve gemimiz görev bölgesine ulaştı. Oruç Reis’in Antalya Limanı’na döndüğü 12 Eylül 2020’den bu yana neler yaşandı, bugün gemimizin göreve çıkması ne anlam taşıyor, ana hatlarıyla bakalım.

1-2 Ekim 2020 tarihlerinde AB ülkelerinin devlet ve hükümet başkanlarından oluşan AB Konseyi, Türkiye ile ilişkileri görüşmek üzere Brüksel’de toplandı. Türkiye’ye bir yaptırım uygulanması için Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi (GKRY) tarafından AB’ye müracaat olmuş idi, gerilimi düşürmek açacıyla liderler bu konuyu konuştular. Sonuçta Türkiye’ye tek yanlı tutumlarından ve gerilimi artırıcı faaliyetlerinden dolayı şimdilik yaptırım uygulanmayacak ama Oruç Reis sismik araştırma gemisini Doğu Akdeniz’e çıkartırsa bu durumda yaptırım kararı tekrar gündeme getirilecekti.

Bu durumda zaman dilimini ikiye ayıralım: 1) 12 Eylül – 1 Ekim Arası Dönem 2) 2 Ekim – 12 Ekim Arası Dönem. Tarafların bu dönemlerdeki faaliyetlerine göz atalım.

12 Eylül – 1 Ekim Arası Dönem

(13 Eylül) Bu dönemde Yunanistan Meis Adasına, ki askersiz olması şartıyla bu ada Yunanistan’a devredilmiş idi, Deniz Komandosu birliği intikal ettirdi.

(14-18 Eylül) Yunanistan ve ABD birlikleri Batı Trakya İşkece’de bir Türk köyü yakınlarında tankları da kullanarak tatbikat yaptılar.

Türkiye Navtex ilanları ile Lozan Andlaşması’nın hilafına Adaları silahlandıran Yunanistan’ın durumunu tespit amaçlı diplomatik girişimlerde bulundu. (15 Eylül Sakız, 23-24 Eylül Limni ve 9-13 Ekim Midilli adalarını kapsayan.)

(27 Eylül – 2 Ekim) Yunanistan andlaşmaları hiçe sayacak biçimde Notam ve Navtex’ler ile silahsız olması gereken adalar bölgelerinde atışlı askeri tatbikat yaptı ve buna dair ilanlarda bulundu. Yedi ayrı tatbikat alanı Sakız’dan Rodos güneyine kadar Ege’nin yarısından fazla Türkiye’ye yakın yerde belirlenmiş idi. Bu tam bir provokasyon idi.

(1 Ekim) Yunanistan 6 ve 8 Ekim’de uygulanacak olan bir Navtex yayımladı. Askersiz olması şartıyla Yunanistan’a devredilen Meis Adası güneyinde bir askeri tatbikat icra edilecekti.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo GKRY (12-13 Eylül) ve Yunanistan’ı (27-29 Eylül) ziyaret etti. ABD GKRY’ye askeri yardıma başlıyordu. Yunanistan’dan ilave askeri üs ve liman kolaylıkları aldı. Ayrıca ABD Yunanistan’a da silah yardımı yapacağını onayladı.

2 Ekim – 12 Ekim Arası Dönem

Bu periyotta AB sürekli Yunanistan’a tam destek verdiklerini açıkladı.

Türk tarafı Doğu Akdeniz’de barış ve istikrarın tesis edilmesine dönük kapsamlı bir konferans toplanması önerisini her fırsatta yinelemektedir. Hatta AB’nin de konuya dahil olması çağrısında bulunulmaktadır. Ancak bu yönde bir cevap alınmadığı ortadadır.

(5 Ekim) NATO Genel Sekreteri Jean Stoltenberg Ankara’ya geldi. Türk-Yunan askeri teknik görüşmelerin devam edeceği bildirildi.

(8 Ekim) Slovakya’da düzenlenen Bratislava Küresel Güvenlik Forumu sürecinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunan mevkidaşı Nikos Dendias ile görüştü. İstikşafi görüşmelerin Ankara’da gerçekleşeceğini, ancak tarih üzerine çalıştıklarını açıkladılar.

(13 Ekim) Yunanistan’a ziyaret gerçekleştiren (AB Dönem Başkanı) Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas Yunanistan’a destek sözlerini yineledi. Oruç Reis’in faaliyete tekrar başlamasını ”tahrik” olarak niteledi. İstikşafi görüşmelerin başlatılmasına uygun şartların bulunmadığını işaret eden Maas, Türkiye’ye yaptırımlar görüşülmeli, dedi. Oruç Reis’in görev yerinin Yunanistan kıta sahanlığı içinde olduğunu belirten Maas, AB’nin ve ABD’nin kabul etmediği, aslında hiçbir geçerliliği olmayan Seville Haritası olarak bilinen bir çizimi, dolaylı da olsa destekleyerek kendi içinde çelişkili davranmaktadır.

Yunanistan, Ege’de silahsız/askersiz olması gereken adaların civarında 11 Kasım – 29 Aralık 2020, yani yılın sonuna kadar, hava ve deniz unsurlarının fiilen kullanılacağı tatbikatların Notam ve Navtex’lerini ilan etti. İşaretlenen sahalar Saros Körfezi bölgesinden başlıyor, Meis güneyinden Girit güneyine kadar, bütün Ege ve Akdeniz sahasını kapsıyor. Demek isteniyor ki; bu sahalar Yunanistan’ın egemenlik sahası! işaretlenen yerlerde sivil gemiler faaliyet sürdüremeyecek. Konu, FIR hattı ve kıta sahanlığı ihlalleriyle doludur, tam bir provokasyondur.

(8 Ekim) Buna ilave olarak Yunanistan tarafından Midilli Adası güneyinde de bir atışlı tatbikat ilanı yayımlanmıştır.

(9 Ekim) Benzer şekilde 12-13 Ekim’de Midilli güneyinde, 12-16 Ekim’de Sakız güneyinde atış eğitimleri yapılacağı ilan edilmiştir.

Bütün bunlar Türkiye’nin Lozan vurgusu yapan Navtex’lerine verilen cevap niteliği taşımaktadır. Yunanistan tarafından deniyor ki, ben Lozan’ı kabul etmiyorum.

Her iki ülke 1988 Atina Mutabakatı ile dini ve milli bayramlarda askeri faaliyet yapmama konusunda anlaşmışlardı. Yunanistan bunu da hiçe sayarcasına 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı günü için iki tatbikat duyurusu yaptı. Mütekabiliyet gereği cevaben Türkiye ‘de 28 Ekim, Yunanistan Milli Günü için bir ilanda bulundu.

Türkiye bütün bunları göz önünde bulundurarak 12-22 Ekim’de Meis güneyinde ve Türkiye’nin kıta sahanlığı içinde kalan deniz sahasında sismik araştırma yapacağını duyurduktan hemen sonra Yunanistan bu sahayı da içine alan bir Notam ilan etti. Bu Notam’ın kapsandığı zaman 13-18 Ekim’i kapsamaktadır. Demek ki Yunanistan savaş uçakları gemimizin üzerinde uçacaktır, buna reaksiyon gösterecek Türk savaş uçaklarını tuzağa çekmek isteyecektir. NATO’nun kazaları önleme girişimine karşı da Yunanistan’ın bu ilanı tahrik edicidir.

Sonuç

Yanlı davranan ve hukuken Doğu Akdeniz ve Ege’deki meseleler üzerine yetkisi olmayan AB’yi arkasına alan Yunanistan ve tabii GKRY’nin önümüzdeki günlerde Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını tekrar gündeme getirecektir. Sahada her türlü provokasyonda bulunmayı sürdüreceği açıktır. Türkiye ise taviz vermeksizin ”enerji başımsızlığı” faaliyetlerini sürdürecektir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan Karadeniz’deki doğalgaz rezerviyle ilgili yeni müjdenin Cuma günü Fatih sondaj gemimizden verileceğini ifade etti. Bununla beraber; Yavuz sondaj gemimizin ikmal için limana çekildiğini, Kanuni sondaj gemimizin Karadeniz’e açıldığını, Barbaros sismik araştırma gemisinin Akdeniz’de görevine devam ettiğini, Oruç Reis sismik araştırma gemimizin görevine başladığını bildirdi. Türkiye Akdeniz ve Karadeniz’de faaliyetlerini aralıksız sürdürmektedir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Kafkasya’da Rusya’nın Denklemi Ne?

DİĞER YAZI

Hazar ve Doğu Akdeniz Jeopolitiği

Politika 'ın son yazıları

30 views

Amerika’da Gazze Protestoları

Gazze'deki yaşanan zalimce olayların gerçekliği ve Batılı politikacıların ikiyüzlü uygulamaları bugün Amerika'da tartışılıyor ve protesto ediliyor. Yarın bu protestolar Avrupa'da da yaygınlaşabilir. Öyleyse diyebiliriz: Gazze sınırlarını aştı!
39 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
52 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
56 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
85 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme