turkiyenin-buyuyen-enerji-sorunu
Türkiye'nin Büyüyen Enerji Sorunu

Türkiye’nin Büyüyen Enerji Sorunu

11 Aralık 2015
Okuyucu

Günümüzde küresel enerji piyasasının belirleyicisi Amerika oldu. Bu durum yakın gelecekte daha da güçlenecek. Amerika 2025’lerde enerji üretiminin dışında, alternatif enerjilerle, depolama teknolojileriyle ve enerjiyi tüketme alışkanlıklarını değiştirmek suretiyle küresel piyasalar üzerinde daha hakim bir konumda olacak. Bu gözle bakılırsa, Amerika’sız enerji ve güç politikası takip edenler sorun yaşayacaklar denebilir.

Bugüne kadar kendini sadece boru hatları yoluyla hayati bir bağlantı köprüsü görmenin dışında Türkiye’nin ikna edici bir enerji politikası oluşturulamamıştır. Küresel enerji piyasasının stratejileri ve uygulamaları bağlamında, mevcutlarda ve ileriye dönük olanlarda vizyon ve hedef bozuklukları ve eksiklikleri söz konusudur. Bu konuda kısa, orta ve uzun vadeli yapılabilecekler uzmanlarca bilinmektedir. Ama asıl sorun nedir? Sorunlar; jeopolitiğe, yatırım stratejilerine ve bilim-teknoloji perspektiflerine yanlış gözle bakmaktan ileri gelmektedir.

Oran olarak yüzde doksanların üzerinde petrol ve gazı dışarıdan ithal ediyoruz. Petrole dayalı olmayı bir yere koyalım, neticede pahalı bile olsa bunu tankerlerle hiç olmadık yerlerden temin etmek söz konusudur. Yokluğu sıkıntı yaratan ve depolama alanı olmayan, bir kısım gaz ile elektrik üretmeye çalıştığımız doğal gaz acil sinyaller vermektedir. Eğer çok önemli küresel ve bölgesel güvenlik dahil riskler olmaz ise bölgemizde inşa edilen boru hatları ile (ki TANAP da bunlar içinde önemli görülmektedir,) ancak 2020’lerde artan gaz arzı sebebiyle doğal gazda bir rahatlama görülebilecektir. Bu sebeple Türkiye’nin Kafkasya jeopolitiğine daha dikkatli yaklaşması mecburiyeti vardır.

Sadece enerji penceresinden bakılsa bile Türkiye; Rusya, İran ve Doğu Akdeniz (İsrail, Mısır, Suriye, GKRY-Yunanistan) jeopolitik yaklaşımlarında dikkatsiz davranma lüksüne sahip bir ülke değildir. Gerilimler ve yanlış politikalar Türkiye’yi bulundu konumda rahat eden bir ülke konumunda zorlar.

Türkiye, petrol rafinerileri konusunu tartışma konusu dışında tutuyorum, küresel ve bölgesel bir enerji şirketine sahip değildir, ortaklığı yoktur, yatırım çekememektedir. Başka ülke topraklarında dişe dokunur yatırımı yoktur. Bu konuda oyuncu değildir, oyuncu olmaya aday olmaya kalktığında ise engellerle karşılaşmaktadır. Ancak bunu başarabilirse ileri hedeflerinde başarılı olma şansı bulabilir.

Basit bir örnek verelim. Enerji alanında en kritik bahislerden biri de nükleer yakıt kullanılan santrallerdir. Nükleer santral görüşmeleri yapılırken yatırıma ilave olarak Güney Kore teknoloji transferini de yapacak idi. Ancak halen Koreliler bile şaşkın, Türkiye neden bu alanda başlatılan çalışmaları sürdüremedi? Rusya ile anlaşma yapıldı ve bugünkü krizle Akkuyu santralinin akıbeti sekteye uğrayabilir. Karadeniz’in sürdürülebilir güvenliği sağlanamaz ise Sinop’taki Japonlarla yapılacak santralin akıbeti sorgulanabilir.

Başka bir örneği de petrolle ilgili verelim. Çin, Kazakistan’daki petrol sahaları ile Türkiye’den sonra ilgilendi. Ancak Tengiz’de önemli üretici olma imkanını bulabildi. Türkiye’nin petrol şirketi Kazakistan’a ilk giden olma hüviyetine sahipken bugün orada ne yaptığını Kazaklar bile bilememektedir.

Bu konuda bir başka soru, Türkiye, Afrika ile yakın zamanda çok ilgili oldu; peki, enerji ile ilgili ne angajmanı var? Piyasalar geliştirirken sadece (örneğin) mobilya, tekstili veya pahalı taş ticareti ile ilgilenmek gerekmiyor, başka önemli konular da var, değil mi?

Halen Katar’dan sıvılaştırılmış gaz alımına dair belli bir gayret var. Barzani ile görüşmeler yapılıyor. Türkiye 2020’ye kadarki acil sorunlarını atlatabilmenin telaşına düşmüş görülüyor. Enerji uzmanlarınca bu tür çabalar verimli ve kısa süreli dertlere çare olabilecek türden görülmüyor.

Küçük ve kısa vadeli düşünerek enerji konusunda ilerleme sağlanamaz!

Bugün hükümeti en fazla yoracak konu enerji ile ilgilidir. Geçmişin hataları bellidir. Herşeyden halk öncelikle ikna edici ve ümit vaat eden yaklaşımları duymak istiyor.

Görsel: CNNTÜRK

Politika 'ın son yazıları

13 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
33 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
37 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
71 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
114 views

İsrail, İran ve Gazze

Genel bir değerlendirme yapalım, çünkü İsrail, 7 Ekim saldırısından 6 ay geçti ve "bugün Gazze'de üçüncü aşamaya geçtik" dedi. Bu ne demektir, bölgede başka ne gibi gelişebilir olabilir, hepsini inceleyelim.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme