COVID-19’un şaşkınlığı içinde bile küresel çapta çok hızlı bir değişimi göğüslediğimizi zannettikçe, Ukrayna’daki savaş uzadıkça, Rusya’nın gücü törpülendikçe, stratejik silahlar gerginlik alanlarına sevk edildikçe, dünyanın dikkati Hint-Pasifik eksenine doğru çekildikçe, yeni tür ekonomik düzenin çalkantılı halinin yeni normalleri bağlamındaki alışkanlıklar için toplumların sürüklenmesini izledikçe, her şey tepetaklak oldukça, hatta geleceğe bakarken duyulan endişenin bile artık kanıksanır halde olduğunu gördükçe, size ne diyeyim? Sizce bugün için Dünyanın Sürüklenmesi (Senaryo-2) görünümü insanlığı nerelere taşıyacak? Bizlere Yeni-Karanlık Çağ’ı yaşatıyorlar diyebilir miyiz? Bundan maksat Yeni-Aydınlanma mı olacak?
Bu makale strateji temelli bir analizdir. ABD'nin Ulusal Güvenlik Stratejisi, Avrupa'nın güvenliği, Rusya, enerji, Ukrayna'daki savaş, Avrupa'dan Asya'ya uzanan Türkiye stratejisi olarak açıklanacaktır.
2019 yılının sonlarında Çin’in Wuhan bölgesinde ortaya çıkan Covid-19 ile 2020 yılı tamamen pandeminin etkisinde geçti. Konu sağlıkla ilgili kalmadı, aynı zamanda, adeta sosyo-ekonomik bakımdan küresel çapta el freni çekilmiş etkisi yarattı. İnsanlar evlerine kapandı ve ekonomide derin sorunlar yaşandı. 2020’nin son aylarında aşı bulunduğu bilgileri yayıldı ve ülkeler aşı üretimi ve tedarikinde yoğun çaba içine girdiler. Halen Covid-19’dan en fazla etkilenen ülkeler arasında ABD, en az etkilenenler arasında ise Çin var. Bakın yeni tartışmalar neler?
Davos 2016’da Dördüncü Sanayi Çağı konusu üzerine bilim insanları tartışıyorlar. Belli ki bazı anlayışlar ve metotlarda değişiklikler yapılacak. Peki, Türkiye bu sürecin neresinde, biliyor muyuz? Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) hesabı konusundan hareketle gelin genel bir eleştiri yapalım. Türkiye’de iktisat okuyanlar bildiklerini unutsunlar. Dünya Ekonomik Forumu’nda (WEF) IMF Başkanı Christine Lagarde, Nobel ödüllü Prof. Joseph Stiglitz ve MIT’de Prof. Erik Brynjolfsson ekonominin değerlendirilmesinde GSYH’nın (GDP) sağlıklı bir hesaplama yöntemi olmadığını ve yerine yeni bir metodun bulunması gerektiğini hep bir ağızdan ifade ettiler. Halbuki biz de tam GSYH’mızı artırdığımızı söyleyip övünüyor, işlerin rayında gittiğinin kanıtı olarak bu veriyi sürekli tekrarlıyorduk. Oldu
Yakın geçmişe göre yaşamın bu döneminde görülenler bir sonraki dönemlerin ne denli yoğun değişimler içereceğinin de kanıtıdır. Çoğu şeyin değişimini seçebiliyoruz ama göremediğimiz bir alan var ki bu insanlık tarihinde hemen her dönemde oldu, oluyor da.