Fransa, Almanya, Amerika neden Yunanistan'a silah veriyor? ABD ve AB'nin Stratejik Hatası ne? Batı dünyası Türkiye'yi ötekileştirerek asıl mücadeleyi kazanabilir mi? Bu gibi soruların cevabı bu yazıda.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nda "ağır toplar" devreye kondu. Henry Kissinger, Niall Ferguson ve şimdi de Richard Haass. Neden bu zaman aralığında ve neden öneriler birbirine yakın? Sonuçta bir barış olsun da kimin aracılığıyla ve formülüyle gerçekleşirse gerçekleşsin, fark etmez, diyeceksiniz. Ama o kadar basit değil! Eğer bir barış, yanlış şartlarla yapılır ise bir sonraki savaşın da gerekçesi olur ve belki de daha büyük bir yıkıma yol açabilir. Bu nedenle barış süreçlerinde ileri sürülen öneriler ve isimler öne çıkar. O halde belli güç odaklarınca bir çıkar öngörüsü hesabı yapılmış olmalıdır; bu sadece bir entelektüel birikim işi değildir. Daha doğrusu, politikacılar beyaz yakalılardan ve tanınmış kişilerden yararlanırlar, ancak onların önerdiklerinden farklı sonuçların elde edilmesi de doğal bir sonuçtur; her kişi kendi yerini ve sorumluluğu bilmek zorundadır. Peki burada bir başlık atsak, sizce bu ne ile ilgili olmalı? Evet, şimdiki başlık, doğru bir barış stratejisidir.
Türkiye AB nezdinde birçok diplomatik girişimde oldu, Yunanistan ve GKRY ile münasebetler ve Doğu Akdeniz konularında ilerleme kaydedilsin isteniyor. Nasıl?
Geçtiğimiz günlerde Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron, bugün de Angela Merkel, Avrupa Ordusu kuralım, bu tür bir ordu NATO’ya karşı değildir, ama zaruridir, diyorlar. Türkiye’ye etkisi nasıl olur, bu bir fırsat mıdır? Kısaca inceleyelim
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Paris’te Fransız Büyükelçilerine 27 Ağustos günü yaptığı konuşmada Güvenlik ve Türkiye konularında önemli açıklamalar yaptı. Ardından Türk DİB’lığı tepkisini ifade etti. Öyleyse bakalım, Macron ne dedi, ne anlaşıldı?
Sn. Meral Akşener bugün partisini resmen açıklıyor. İşin başındayken bu konudaki değerlendirmemi sunmak isterim. Hem de dostlarıma. Ağır yazayım da dokunsun!.. Belki işin başında veya kenarında olanlara bir ateş verir. “Biz bunu atlamışız,” derler. Eleştiriyi biliyorlarsa…