Kültür - Page 8

simbiyotik-iliski-mutualizm
16 Temmuz 2018

Simbiyotik İlişki – Mutualizm

Simbiyoz, iki veya daha fazla farklı tür (organizma) arasındaki yakın etkileşimleri açıklar, birbirleriyle birlikte yaşayarak fayda sağlayan olmayı tanımlar. İki türün karşılıklı yardımla yaşama fikri simbiyotik bir ilişkinin özü olarak kabul edilir. Simbiyoz, genel olarak canlılar arası bir ilişki türü olmakla birlikte bu ilişkiye
antagonizma
29 Şubat 2016

Antagonizma

Antagonizma karşıtlık ve belli bir amaca sebep teşkil eden olmak demektir. Antagonist
bilgelik-2
27 Şubat 2019

Bilgelik

Bilgeye ve bilgeliğe yeterince ihtiyaç duymuyor muyuz? Çağımızın konularında ileriye atılım yapılamamasının
5 Temmuz 2018

Gelenek

“Şöyle bir geleneksel Türk tatlısı olan baklavaya ne dersiniz?” Bu cümlede konu
elitizm-egemencilik

Elitizm, Egemencilik

16 Ocak 2017
2.9K views
12 mins read
Elit (seçkin), bir ülkede (veya coğrafyada) fazlasıyla yüklü sermayeye sahip olan ve/veya iktidarı elinde tutan küçük bir insan grubudur. Demek ki sermayesi olacak ve iktidarı etkileyebilecek, böyle bir yapıdan bahsetmekteyiz. Elitist toplum içindeki bu yapıyı bütünüyle hazmetmiş ve hatta sistemini buna göre dengelemiş toplumdur. Elitist, egemenci toplumlardan ayrılır. Egemenler baskın zenginlik ya da zora dayalı güç kullanımıyla belirginleşirler ve ülke siyasetini doğrudan etkilerler. Buyurgandırlar, doğrudan yap derler. Elitler ise yönetimin dolaylı biçimde içindedirler. Önde politikacılar, finansçılar, hukukçular vardır. Sistemi desteklerle, sistemi yıkmaya çabalamazlar. Günümüzde elitle küreselleşmişlerdir. Coğrafi değerlendirmeleri de yapılabilir. Elitist toplumlarda kapitalizm ve demokrasi genel karakter olmuştur. Bu tür
maksatli-aforizmalar-vii

Maksatlı Aforizmalar (VII)

2 Ocak 2017
935 views
8 mins read
Yalanım yok! Bu aforizmaları aklımın köşesinde beliren resimli ögeleri düşünerek yazıyorum, saf camın yansımasıyla, iç ve dışbükeysiz. Böyle yansıyor kağıda sözcükler; belki maksatlı, belki saklı… Düşünceme göre bu aforizmalar insan yaşamı için bir kan damarı! Nedendir bilmem, böyle demek geçti içimden. Ancak bir tıkanıklık durdurur akışı. Daha canlı ironiler var elbette, ama “an” için bunlardan söz etmek gerekli. Bu an için elzem, yalnız al kanla ilgili olandır; kanla, damarla, kalple… Bu dünya ve hatta yaşam kurgusu öyle bir döngü içinde ki her şey bir diğerine bir şekilde dokunmakta. Yıldızlar yıldızlara, insanlar insanlara… Yalıtılmak, dışarıda durmak veya kaçmak mümkün değil. Bu
yeni-musriklik

Yeni Müşriklik

27 Aralık 2016
1.1K views
2 mins read
Ne yazık ki bu coğrafyada inanç konusu Yahudilerin dinine dönüşmüş durumdadır. İlah kavramı üzerinde birleşilmiştir. Buna göre sahte Müslüman inanışı, “sahih İslam” dininden tamamen ayrı bir yönelişe dahil olmuş ve bu bağlamda her ne kadar adı başka olsa da çoğu yönü ile Yahudileşmiştir. Burada kullanılan tabir “Yahudileşmek” biçimindedir; Yahudi olmak değildir. Yahudiler zamanında her nasıl Museviliği saptırarak kendi algılarını meydana getirdiler ise bugün görülüyor ki benzer yöntemlerle sapkın Müslümanlar kendi algılarını yaratmışlardır. Aile içi ilişkilerle, okullarla, sosyal düzenle, siyasal oluşumlarla birlikte kurumsallaşmışlardır. Yahudiler binlerce yıldır nasıl kendi algılarını kurumsallaştırdılar ve zamana uygun biçimde dönüştürdüler ise müşriklerce de benzer biçimde bir
yayim-dunyasina-destek-gerek-yayimadestekgerek

Yayım Dünyasına Destek Gerek #yayimadestekgerek

24 Aralık 2016
997 views
4 mins read
“Üç ve yedi yaş arası çocuklara ebeveynleri kitap okurlarsa gelişimleri yerinde olur.” Bilim insanları böyle diyor. Konuyu açmaya buradan başlarsak daha iyi anlatmış olurum ama bu noktaya geçmeden önce bir soru ile bu hususu pekiştirip öyle geçelim: “Hangi ebeveynden bahsediyoruz?” Benim niyetim eleştiri yapmak değil, aslında tam tersine. Ben 2017 yılı için kişisel bir dileğimi dile getirmek istiyorum, siz de katılırsanız eğer… Yayım dünyasına destek vermek memleket için iyidir! Çok yayın olsun, seçebilelim, alabilelim, çok okuyalım…
sozun-ozu

Sözün Özü

22 Aralık 2016
1.6K views
3 mins read
Söylemenin de bir yolu yordamı var, değil mi? Neden ters söylenir ki bardağın dolu tarafını tarif etmek varken? Neden sözlerin süslüleri, bilinenleri, aldatacak olanları seçilir ki yalın hali duruyorken?.. Yalın derken henüz söz kısmındayım ben, ifadede elbet eksiksiz bir tarif olmalı. Ne söylenecekse söylensin, üstelik kimse düşünceye engel koymuyor. Sadece sözlere değil yapılanlara, dolaylı kaymalara, etkileşimlere ve maruz kalınanlara da bakıyor insan. Yeter ki suça davet eden, tuzak kuran sözler sarf edilmesin, iş üresin ve adalet yerini bulsun. Yeter ki söylemeden düşünülsün, söylendiyse de söz senet olsun. Görülüyor ki olup bitenin farkında olanlar daha da sert bir dille konuşmayı yeğliyorlar.
biyoritmin-hukuku

Biyoritmin Hukuku

8 Aralık 2016
1.2K views
2 mins read
“Biyoritmin hukuku” diye bir şey duydunuz mu? Hayır. Neden? Çünkü yok! Ben size bunun bir gereklilik olduğunu anlatayım, hem de bilinen “pozitif hukuk” anlayışı ile… İnsanın doğal ve üstün irade sahibi bir varlık olduğunu unutanların çoğaldığı, enerjinin altın gibi kıymetli kabul edildiği büyük savaş zamanlarında, herşeyin olduğu gibi enerji tasarrufunun da önemli olduğu zamanlarda, çıkıp, “Benim doğal dengemi bozuyorsunuz,” diye devleti, kurumu veya herhangi birini mahkemeye verebilir miydiniz? Hayır. Neden? “Kamu yararı” diye bir kavramdan söz edilir. Gerekirse birey veya bir grup bu sebebe dayandırılarak adil ve hatta doğal olmayan bir yaptırıma boyun eğdirilebilir. Tam tersine “kamu yararı” diyerek devlet
inandiricilik

İnandırıcılık

21 Kasım 2016
2.6K views
23 mins read
İnanç, inanmak, inandırıcılık… Bu insanla ilgili bir özellik mi? Evet. Çünkü içinde benimseme-benimsememe ve doğru-yanlış seçimi, kuvvetli-zayıf ayrımı ve önemlisi duygu var. Karşımızda duran “inan” köklü kavram, ancak benim burada işaret etmek istediğim daha çok “inandırıcılık” olacak. Bir insanın diğer insanı bir şeye inandırmasına dönük sürecin geri planını kavramsal açıdan tartışacağım; yani benimsemeye esas olan sebepler, doğrunun sorunsallığı, inanmanın derecesi ve beslenen duygu. Takdir edersiniz ki inanç ve inanmak çok değişik konularla ilişkilendirilerek açıklanabilir.
sozcuklerin-sihri

Sözcüklerin Sihri

29 Ekim 2016
1.4K views
12 mins read
Kültür, dil, sözcükler, anlam, kavram gibi çok temel konular üzerinde durmaktayım. Her defasında başka ve derin sorunlarla karşılaştıkça bu ve benzeri konuları kendi açılarından tekrar ele alma ihtiyacı duyuyorum. Aynı bakışla burada örnekleriyle beraber günlük yaşamda kültürümüze dahil olmuş biçimde iki önemsediğim konuyu irdeleyeceğim; “sözcüğün karşılığını doğru bulmak ve kullanmak” ile “aracı dil ögesi kullanmamak”. Sözcüğün Karşılığını Doğru Bulmak ve Kullanmak İletişimde dilin bir çağrışım yapması, iz bırakması, anlamlanması, mana oluşturması önemli olduğundan dolayı sözcüklerin kaynağını bilmemiz ve buna göre seçmemiz gerekmektedir. Bu bakışla önce dilde en basit olarak sözcük seçiminde farklılıkların kaynağını bulmamız gerekiyor. İnsanlar örneğin konuşurken ve konuşulanı
dunyalik-yuk

Dünyalık Yük!

15 Ekim 2016
1.1K views
14 mins read
Dünyalık yükten kasıt, milletin omuzlarına binen, yüksek siyasetle tercih edilenlerden dönüp millete çöken bir yük bu. Uygulamadaki tartışmalar ise çok başka yerlerde ve oldukça dağınık halde. Biz buralara girmeyelim, ana kalemler üzerinde duralım, küreselleşmenin getirdikleri, yeni savaş yöntemleri ve milletin asıl üzerinde duracağı noktalar.
duzeyden-anlasilan-ne

Düzeyden Anlaşılan Ne?

12 Ekim 2016
1K views
11 mins read
Düzey sözcüğü bir seviyeyi gösterir; kültürde, tartışmada, yaşam kalitesinde önemlidir. Düzeyin artması istenir, ama hangi boyutta? Bu temel soru insanlığın hayalleri ve imkanları ile harmanlanır, toplamından ortaya çıkan bir anlayışa bağlı şekilde doğal bir eşik ile belirginleşir; insan bunu inkar edemez, bu belli bir ölçüdür, kabul edilmeye açıktır. Bu düzey-eşiği bir dirence maruz kalırsa ne olur? Bu yine bir insanlık problemidir. Ancak bu da doğal bir süreç çözümlemesi, evrimleşme gibi bir konudur: İnsanın diğer bir insanı ilk planda anlamaması, aralarında yön tayini için mutabakat sağlanamaması, kopuş ve kavga ile devam edecek yeni bir sürece geçilmesi, bu süreç ile daha da
1 6 7 8 9 10 32

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA