Stratejide Kazanmak

10 Temmuz 2022
Okuyucu

Sürmekte olan önemli bir savaş var, ancak küresel çapta odaklanılan nokta Ukrayna cephesi olmaktan giderek uzaklaşılıyor. Yazarlar Rusya’nın ne yapabileceği hakkında değerlendirmeler yapıyorlar. Tatminkâr bir cevap vermek adına buna ben hep hazırlıklı oldum, zira yazdıklarım baştan beri bu bahsi inşa eder şekilde gelişti. Size bazı hatırlatmalarım olacak. Operatif ve stratejik bakış açılarını ve aktörlerin durumlarını gözeterek Ukrayna ve diğer cepheleri içerecek şekilde kim ne kazanıyor veya kaybediyor tartışmasına esas jeopolitik, stratejik açıklamalarda bulunacağım.

UKRAYNA VE SAVAŞAN TARAFLAR

Ukrayna- Rusya Savaşı hakkında, 24 Şubat’ta başladığı andan itibaren, gözlemlerimi ve değerlendirmelerimi sizlere kesintisiz sunuyorum. Diyelim bugün Foreign Affairs’te[1] yayımlanan bir makaleye bakıldığında, ne görüyoruz? Yaptığım analizlerden ne derecede ileri ne derecede geride değerlendirmeler bulmak mümkün? 

Çok yazdım… Hatta bazı noktalar var ki, onların işaret ettiklerinden aylarca önce gündeme getirdim, onlar yeni farkına varmış gibi görünüyorlar. Periyodik raporlarım var, örneğin bir öncekini[2] ve en son[3] olanı referans vereyim, burada her yönüyle durumu değerlendirmekteyim.

İncelemelerimde operatif ve stratejik ayrımına gitmemin bile bir anlamı var. Bu yaşananlara doğru gözlükle bakmanın bir nedenidir ve isabetle kaydedilen hususlar buna göre inşa edilmektedir.

Bu savaş biter mi ve nasıl biter, asıl soru bu mu? Yoksa asıl soru, bu kimin savaşı mı? Olmadı, bu savaşta tarafların stratejileri neler, bunu mu arıyoruz? Ben bunların cevaplarını defalarca verdim. 

İlk günden beri sunduğum bir analitik yöntem var. Burada şu soruların içerisinde bazı hesaplar yaparak durumun seyrini gözlüyorum. İncelediğim noktalara bakın, kapsanmayan ne var? Şöyle ki:

  • ABD’nin ve ortaklarının cayması: Rusya’nın yaptırımlara direnmesi, Çin’in Rusya’ya açıkça desteğini artırması, Çin’in küresel ticaretini yavaşlatan etkisinin atması, NATO’nun savaşa etkisinin zayıflaması, Avrupa’da enerji sorununun artması, Nükleer Savaş riskinin aşırı artması, Biden’ın politikasının geçersiz kalması, Küresel gıda krizinin yükselmesi, Küresel tedarik zincirlerinin kesilmesi, ABD ekonomisinde daralmanın artması, Rusya’nın Ukrayna’da yenik düşmeme olasılığının artması.
  • Putin’in cayması: Sosyo-Ekonomik ve Teknolojik yaptırımların baskısı, Sosyo-Politik ve Medya yaptırımların baskısı, Ukrayna’nın direnmesinin artması, Rusya’nın içerisindeki güç odaklarından tepkilerin artması, Harekatın istenen şekilde gitmemesi, Rus ordusunun sorunlarının derinleşmesi, Putin’in politikalarının geçersiz kalması, ABD’nin Siber Savaş baskısının artması, Putin’in asıl savaşını başlatma zamanı için kaygılanma derecesindeki artış, Putin’in Özel Operasyon planında çıkmaza girilmesi, Putin’in psikolojik durum göstergesi, NATO’nun Doğu Avrupa’daki baskısının artması.
  • Zelensky’nin cayması: Rusya’nın baskısı, Halkın zor şartlara itilmesi, Ukrayna altyapısının çökmesi, Ukrayna kaynaklarının Rusya kontrolüne geçmesi, Ordunun desteğini kesmesi, Kiev’de yönetimin değişmesi, ABD ve ortaklarının aktif politik desteğini kesmesi, Zelensky’nin politikasının geçersiz kalması, Mariupol’un Rusya kontrolüne geçmesi, Dış askeri yardımın Rusya’yı ülkeden çıkarmaya yetmemesi, Teknoloji ve istihbarat desteğinin Rusya’yı ülkeden çıkarmaya yetmemesi, Milislerin desteğinin kesilmesi, Donbas direnişinin kaybedilmesi, Askeri birlikler bulundukları bölgeleri tutamazlarsa ve ağır zayiat alırlarsa, Deniz bağlantısının kesilmesi, Hava Üstünlüğünün kaybedilmesi, Ülke topraklarının 1/3’nün istilası, Moral ve motivasyonun kaybolması.

Bu ölçümlerin sonunda matematiksel bulgularla desteklenerek değerlendirmeler yapıyorum. Örneğin:

  • ABD ve Ortakları, “Rusya’ya baskı artırılmalı,” şeklinde düşünmektedir. Halen ABD ve Ortakları zaman yönetiminde daha avantajlılar. Son dönemde politikalarının ve Ukrayna’ya verdikleri desteğin etkili olduğunu gördüler ve daha da etkili olmak için çaba içine girdiler. Ancak küresel sorunlar baş gösterir oldu: Tahıl ve enerji sorunları, tüketim mallarına olan ihtiyacın artması, tedarik zincirlerindeki sorunlar, gibi. Bütün bunlar ABD’nin ekonomisinin, buna bağlı diğer kalkınmış ülke ekonomilerinin daralmalarına ve enflasyonla mücadele amaçlı faiz artırımlarına neden olmaktadır. Küresel sorunlara rağmen Batı tarafı, Ukrayna’ya desteğini (sofistike silahlar ve diğer maddi katkılar) giderek artırmaktadır. NATO, Doğu Avrupa’ya daha fazla yığınak yaptı. Baltık ve Arktik bölge önem kazandı.
  • Rusya’nın (Putin) durumu stabil hale geldi. Yaptırımlar ve sahadaki yavaş ilerleme görünür sonuçlardır, ancak yarattığı etki Batı’nın tahmininden azdır. Halen Putin, Ukrayna’ya verilen desteği engelleyecek yolu bulamıyor. Putin, Çin ile birlikte Pasifik’te varlık göstererek ABD’nin dikkatini başka alanlara çekmek istemektedir. Putin, NATO’nun Doğu Avrupa’ya yığınak yapmasından memnun değil. Putin, “Rusya olmadan küresel meselelerde çözüm olamaz,” fikrini kabul ettirecek faaliyetler içindedir. Putin’in imdadına küresel ekonomik daralma, enerji ve gıda krizi gibi meseleler yetişti, biraz da Rusya bunu körükledi, şimdi bu konulara dayalı yeni stratejik planlar yapmaya başladı. Ukrayna’da Putin’in planı, Donbas ve Kırım bölgeleriyle sınırlıdır. Bu hedefe birkaç hafta sonra eriştiğinde, Ukrayna’yı tekrar masaya çekmek olacaktır. Burada ne diyecek? “Ver Kırım ve Donbas’ı, buna göre anlaşalım, ABD’den sana fayda gelmez,” şeklinde olacaktır.
  • Zelensky ülke liderliğinde kendini ispat etti. Ancak ülkede durum kritik seviyededir. ABD başta, Batı’dan alınan askeri ve mali yardımlarla ayakta kalmaktadır, bu yönden isteklerinin önemli kısmının karşılandığı görülmektedir. Alınan yardım paketlerinin tutarları giderek artmaktadır. Bunlar bir yerde teşvik manasına gelmektedir. Özellikle ABD ve İngiltere savaşın kısa sürede sonuçlanmasından yana olmadıklarını daha net açıklamaktadırlar. Rusya, Kırım ve Donbas’tan çıkmadıkça ABD ve Ortaklarının Zelensky’e destekleri sürecektir. Zelensky de kendi lehine olan gelişmelere bakarak, Rusya’nın ülkesinden çıkması hedefini öne çıkarmış ve bu durum yapılması beklenen görüşmelere etki etmektedir. Durum böyle geliştiğinden savaşın süresi uzamakta ve Ukrayna’nın daha çok yıprandığı görülmektedir. Burada ortaya çıkan durum ise Ukrayna’ya ağır silahların ve daha hassas istihbarat desteğinin verilmesi, Enformasyon Savaşı ve Siber Savaş gereği Rusya’ya yapılan ataklardır. Önceki rapordan ayrılan husus, bu yıkımın daha fazla sürmesinin Ukrayna’yı daha fazla çıkmaza soktuğu anlayışının yavaş yavaş Kiev’de de anlaşılmaya başlandığı ve bu gerçeği işaret edercesine, Kissinger gibi birinin hatırlatmada bulunmasıdır. Şu bir gerçek oldu, halen Ukrayna fiilen bir NATO ülkesi gibidir, ayrıca AB’ye resmen üyelik başvurusu işleme alınmış haldedir.

Buradan varılan sonuç ne? Şöyle özetleyebilirim: Savaşın Ukrayna-Rusya arasında değil, Rusya-ABD arasında gerçekleştiği daha belirgin anlaşılmaya başlanmıştır. Putin operasyonel olarak Donbas ve Kırım’ı kendine bağlayarak barışa gitmek istiyor, stratejik manada NATO’nun etkisini azaltmanın çabası içindedir. Ancak NATO el artırmış ve Putin’in düşüncesinin tersine hareket etmiştir. Zelensky ise harekatın ilk ayından itibaren topraklarının tamamına sahip olmaktan söz etmektedir, Kırım ve Donbas’ı geri istemektedir. Halbuki Kırım ve Donbas’ta Rus birliklerinin (Ukrayna tarafından) çıkarılması artık mümkün görülmemektedir. Bugüne dek, harekâtın bitmesini “ABD ve Ortakları tarafından istenmiyor” diye düşünürken, son dönemin küresel gelişmelerine bakıldığında, Rusya da operasyonun uzamasını isteyen taraf konumuna gelmiş gözükmektedir. İşte bu durum Ukrayna’yı oldukça olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Joe Biden’in net açıklaması: “Rusya, Ukrayna’da yenilmedikçe bu savaş bitmeyecektir, bu Uzun Savaş’tır.” Halen kalıcı ateşkes ve barış amaçlı girişimlerde bir ilerleme olması yönünde somut bir gösterge yoktur. Bu konuda Türkiye’nin girişimleri tek bir umut ışığıdır. Esasen Batı’nın sürdürdüğü Ekonomik, Enformasyon, Politik ve Hibrit Savaşın ve Ukrayna’ya verilen yeni silahların barışı bir süre daha ötelediği anlamı çıkarılabilir. Rusya’nın İkinci Safha olarak işaret ettiği “Özel Operasyon”u içinde Donbas ve Kırım’da ilerlemesini en azından önümüzdeki ayların tamamını da geçirecek yavaşlıkta seyrettiği gözlenmektedir. Rusya’nın ele geçirdiği yüzde 20’lik Ukrayna toprakları tarım alanı ve madenler olarak çok önemlidir, hatta liman bölgeleri de düşünülürse, Ukrayna bu arazi kesimini kaybederse, önemli bir zenginlikten mahrum kalacaktır.

Bu değerlendirmelerin soncunda okurlara bir karar eğrisi sunuyorum. Örnek:

Bu G130 için olan duruma yapılan değerlendirme şöyle demektedir:

  • Putin, operatif yönden Ukrayna meselesinin uzamasından sorun duymadığı bir evrededir.
  • Zelensky, Rusya ordusu ülkesinden çıkmadıkça Putin ile anlaşmaz görünüyor, aldığı destekler teşvik edici, ancak ülkesinin geleceği hakkında iplerin kendisinde olmadığı görülüyor. Ukrayna fiili açıdan bir NATO üyesi ülke şekline dönüştü.
  • Batı dünyası Ukrayna’ya tarihin en büyük desteğini veriyor. Küresel sorunlar arttı, gıda güvenliği, enerji, ekonomi, vs.

Bu eğriyi takip neden önemli? Eğer, büyük bir iddiayı yazar gibi üslupla ortaya çıkanlara bakarak mukayese ederseniz anlayacaksınız, bu periyodik değişimi gözlemek her durumda sizin önde olmanızı sağlayacaktır, bazı gelişmelerin neden daha önce olmadığını da gelecek için sağlam bir veri tabanınız olacak. Böylelikle bir sonraki adımı ifade edebileceksiniz.

Tarafların son durumlarına ilişkin gelişmeler çerçevesinde neler söylenebilir? 

  • ABD ve Ortakları açısından: Bu blok Ukrayna’ya tam destek vermekte, sürekli diplomatik faaliyet içinde hareket etmekte ve gündem oluşturmaktadır. Joe Biden’ın Madrid NATO Zirvesi sonrasında basın toplantısında ifade ettiği üzere savaşın başından bu yana ABD, Ukrayna’ya 7 milyar dolarlık askeri yardım yapmıştır. Savaşın başından bu yana fiilen tespit edilenler bize bugün net bir resim vermektedir, NATO Doğu Avrupa’ya daha güçlü şekilde yerleşmiş haldedir. Yine NATO Zirvesi’nden ifade edildiği üzere, Doğu Avrupa’da 8 acil müdahale tugayı bekletilmektedir, bölgede 800.000 NATO askeri, Kara, Hava ve Deniz unsuru bulunmaktadır. Gelinen noktada Ukrayna; resmen Avrupa Birliği aday ülkesi oldu ve fiilen NATO ülkesi halindedir, politika, silah, donanım, doktrin, usul ve diğer bütün yönlerle değişim göstermektedir.
  • Rusya açısından: Yavaş da olsa Donbas bölgesinde harekât devam etmektedir. İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girmeleri yönünde sürecin başlatılması, Litvanya’nın Kaliningrad’a geçişi kapatması ve NATO’nun hem konvansiyonel hem de nükleer kapasitesiyle Doğu Avrupa’da askeri kapasitesini artırması, daha dikkat çekici gelişmeler olmaktadır. Çin’in hem operasyona dayalı ihtiyaçları karşılama hem de küresel meseleler üzerine gizli kapaklı da olsa destek vermesi bir nebze olsun rahat nefes almasına imkân vermektedir.

Bu söylenenler öyle rastgele sözler değildir; teoriler, stratejiler ve gelişmelerin takibi gibi hususlar biliniyor, isabet kaydediliyor ve ondan sonra, bir hükümle bazı noktalar öne çıkarılıyor.

BÜYÜK STRATEJİ

Ukrayna’yı destekleyen başta ABD olmak üzere bu Batı bloku tarafından daha için başındayken, Rusya’yı böyle bir savaştan caydırmak amaçlı belirgin bir girişimin olmadığını görmek bizlerde daha esaslı bir planın devrede olduğunu düşündürdü. Sürece hep bu doğrultuda baktım. Hatta ABD’nin Büyük Stratejisi’ni deşifre ettim. Burada konuyla ilgili hazırladığım grafiği göstereyim:

Peki ABD’nin sıklıkla sözünü ettiği Uzun Savaş Stratejisi nedir? Bunu da açıkladım: Bu ABD’nin Rusya’ya silah sıkmadan savaşı kazanması için büyük bir stratejidir. Usul nasıl işliyor? İstikrarsızlıklar içinde yıpratmak (askeri ekonomik psikolojik), nüfuz bölgelerini istikrarsızlaştırıcı yöntemleri uygulamak ve Biden Doktrini gereği, İttifak (NATO) ve Ortaklarının (AB, G7, vs.) askeri gücünün caydırıcı rolünü aktif kullanmak, şeklinde işliyor. Uzun Savaş bir stratejidir! ABD, Suriye krizinin uzamasını neden istiyor dersiniz? Birçok neden ileri sürülebilir, ancak bugünkü Ukrayna’da sürmesi istenen Uzun Savaş gibi düşünün. Suriye’de Rusya uzun süre kaldıkça buranın bataklığı içinde yıpranacaktır. ABD; Suriye’yi terör örgütleri ve İran ile (DAEŞ, PKK, Hizbullah vs. birçok taşeron örgüt var, bunlarla) bir bataklık halinde tutuyor, Esad’ın bir şekilde koltuğunda kalmasına izin veriyor, Türkiye’nin (haklı) operasyonlarını kontrol ediyor ama engel olmuyor. ABD, Uzun Savaş stratejisini uyguluyor. Barack Obama döneminden bu yana yöntem ve öncelik farkları olsa da bugün Joe Biden dahil, Müesses Nizam aynı stratejiyi tatbik ediyor. Rusya’nın Ukrayna’da ve Suriye’de yıpranması ABD kadar Avrupa’nın ve Çin’in de işine gelmektedir. Bu noktadan sonra Rusya’nın Ukrayna’yı tamamen zapt etmesi gibi bir ihtimal olmayacağına göre, Putin’in Zelensky’ye barış teklif etmesi dışında bir çözümü kalmamış görülüyor. Diğer olasılık nedir? Rusya uzun yıllar bu fiili çatışma şartlarını devam ettirmek zorundadır ki bu her aktör için gayet yıpratıcı bir yoldur.

Putin’in ABD’ye karşı yapabilecekleri nelerdir? Başta ABD dahil olmak üzere, demokrasilere siber saldırılar ve dezenformasyon yapabilir. (ABD seçimlerine müdahale ettiği bir vakıadır.) Gri bölgelerde Rusya çıkarına gelişmeler kaydedebilir. (Bölgemizdeki faaliyetler bu yönde değerlendirilebilir.) Gri alanlarda ve özellikle Hint-Pasifik’te ABD karşıtlığını körüklemeye devam edebilir. Rusya’nın nükleer caydırıcılığını artırabilir. Son olarak, Çin ile ilişkilerini daha da güçlendirebilir. Putin’in Ukrayna’daki emellerini gerçekleştirmesi için tek şansı var idi. Bu da yönetimi ele geçirmekti. Aslında bu tarz bir uygulama Rusya’nın en iyi bildiği yöntemdir. Ukrayna’da iyi hazırlanıldığında yönetim savaşmadan değiştirilebilirdi. Belki kanlı gösteriler bile tertip dilebilirdi, ama bugünkü savaş hali görülmezdi. Neticede Putin savaş yolunu seçti. Peki, Putin nasıl kazanacak? İhtirasa kapıldı, yanlış hesap yaptı, her ne ise sonuçta Putin savaşa girdi. Ne yapabilirdi? Aslında herkesin de beklediği bu olmuştu: Savaş başlar başlamaz Kiev Yönetimi’ni ele geçirip değiştirmek için planı eksiksiz olmalıydı. Olmadı! 24 Şubat’ta Kiev önlerine gidip, 25 Mart’ta burayı terk etmesi, Putin’in emelinden uzaklaştırdı. Başka bir hedef belirledi ama bu kazanmanın yolu değildi. Donbas’a ve Kırım’a sahip olmak kazanmak için yeterli olabilir mi?

Bugün Ukraynalılar Avrupalı, Avrupa Birliği üyeliğine başvuruları resmen kabul edildi ve süreç başlatıldı. Putin, Ukrayna için AB üyeliğinin Rusya’ya tehdit olmadığını açıkladı. Bugün bakın, Savaş’ın dördüncü ayı bitti ve silah sistemleri ve askeri usulleri bakımından Ukrayna fiilen NATO üyesi gibi oldu. Donbas ve Kırım’ı kaybetse bile Ukraynalıların bundan böyle Ruslarla birlikte olma şansları hiç yok. Bu dudumda Putin neyi kazanmış oldu, stratejik toprak parçasını mı? Diğer açıdan bakın: NATO daha fazla Rusya’ya yaklaştı. Fiilen Ukrayna NATO toprağı, İskandinavya tamamen NATO üyesi olma yolunda ve NATO’nun Moskova’ya üç cepheden, kuzeyden (Finlandiya), batıdan (Polonya) ve güneyden (Ukrayna) uzaklığı 800 km kadar oldu. Baltık’ta Rus toprağı Kaliningrad nefes alamıyor…

UZUN SAVAŞ

ABD’nin Uzun Savaş stratejisi ve Rusya’nın karşılık verme kararlılığı tam bir güç mücadelesi ve liderler Biden ve Putin için risk alma sürecidir. Putin, Ukrayna ve Suriye’de kazanmak ister, kaybetmeyi göze alamaz, kaybetme noktasına gelir ise dünya için bu çok kritik bir eşik olur. Nükleer savaş başlatmak nasıl olabilir? Şifre gir ve düşmeye bas! Bu kadar mı? Otokrat Putin için yapılan tahmin şöyle: Eğer savaşta kendini çaresiz görürse Putin’in bir nükleer savaş başlatmasının önünde hiçbir engel yok. Peki aynı konuya ABD bakımından bakıldığında ne söylenebilir? ABD’de verilecek bir büyük karar için kim olursa olsun Başkan ve Savunma Bürokrasisi bir denge yaratır.

Büyük güçler neyi bekliyor?

  • ABD, bu Uzun Savaş neticesinde Rusya zayıf düşsün ve Avrupa’nın ilgisine muhtaç kalsın ister. Bu olursa, daha rahat biçimde Çin’e odaklanabilir.
  • Avrupa’nın önceliği nedir? Rusya’yı ve ABD’yi bir şekilde savaşın içerisinde tutmak olabilir. Bu Uzun Savaş’ta, stratejik ve küresel çaplı izolasyona tabi tutulan Rusya, Ukrayna’da kaybeden (çok yıpranan) taraf olursa, daha sonra Rusya, Avrupa’ya muhtaç bir büyük kıta haline dönüşebilir.
  • Çin ise zayıflamış bir Rusya üzerindeki etkisini güçlendirmeye çalışır, hatta Avrupa’ya rakip olur. Eğer Ukrayna’daki savaşı kazanması yolunda bugün Çin dahi Rusya’nın yanında görünüyor ise aldanmamak gerektiğini hatırlatırım; sonuçta, tıpkı ABD gibi bu Uzun Savaş, Çin’in de işine gelen bir durumdur.

ABD, İngiltere, G7 ve AB ülkeleri kadar Çin de Rusya’nın daha çok yıpranmasından ve savaşın bir müddet daha uzamasından yanadır. Ukrayna halkı büyük güçlerin çıkarına hizmet etmektedir. Son olarak, Post-Ukrayna’ya hazırlık şarttır.

BARIŞ

Barış olur mu? Şu an ABD ve onunla birlikte hareket eden blokun Ukrayna’daki savaşı durdurmak adına girişimlerini zamanının gelmediğinin en büyük kanıtı, müzakere masalarını desteklememeleridir. Eğer bir zaman gelir ve ABD ve Ortakları barış yapılmasına karar verirlerse ilk göreceğiniz şey Rusya ile yapılacak müzakerelerin sıkılığının ve çeşitliliğinin artması olacaktır.

Öyleyse, savaş yeni başladı dememiz gerekir. Buradan kimleri ne kazandığını söylemek için henüz çok erken!

VİZYON

Batı bloku belirginleşti, yaklaşık 50 ülke, ki içinde gelişmiş ülkeler var, otokrasileri hedef alan bir yolu seçtiklerini ilan etti. İçinde bulunulan savaştan dolayı Rusya’ya karşı belirgin bir karşı cephe olarak faaliyet gösteriliyor. Ama bundan ziyade, esasen ABD ve Çin karşı karşıyalar. Bu giderek tırmanan cepheleşmenin bizleri 2027-2035 tarihleri arasında daha sorunlu zamanlarla yüzleştireceğini değerlendiriyorum. O halde henüz tırmanma sürüyor, ama sıcak mı soğuk mu olur bilinmez, gerginlikler ve çatışmalar sadece bu başat ülkelerin içinde değil, gri alanlarda artış gösterecek görülüyor. Bu her yönden, ekonomiden askeri alanlara, bir küresel kontrol etme ve üstünlük kurma meselesidir.

JEOPOLİTİK

Dünyada ve ülkemizde şu an kimlerden jeopolitik bir açıklama duydunuz? Benim önerim şu oldu: Baskıyla Daraltmak.

ABD’nin yapmak istediği Çin’in alanını daraltmaktır. Aşamalı bir stratejinin devrede olduğunu söylemek mümkündür. Buna göre; bugün Rusya yıpratılıyor ve müteakiben Çin’e daha fazla teksif sağlanacak. Bunun başka açıklaması “tek düşman” ilkesidir. Yani şimdi düşman Rusya, 2027’lerde Çin olacaktır. Hazırlıklar buna göredir.

Jeopolitik olarak, “Çevresi Daraltılacak Çin ve Rusya Etki Bölgesi” tarifini yaptım ve bu bölgeyi yaklaşık sınırlarıyla haritaya işaretledim. (Haritaya Bakınız.) Rusya ve Çin’e ilave, İran ve Kuzey Kore de ABD için tehdit ülkelerdir. Bunlar ABD Ulusal Strateji Dokümanı’nda yer alır. Dolayısıyla işaretlenen bölgede bu ülkeler yer alır.

Son günlerde bir fiili çaba gözlenmektedir, bu tür konuları önemsemekte yarar olacaktır. Rusya ve Çin, BRICS ülkelerine bir “rezerv para birliği” oluşturma çağrısı yaptı. İlk etapta buna İran ve Arjantin de katılmak için düşüneceklerini bildirdiler. 

Çevresi Daraltılacak Çin ve Rusya Etki Bölgesi fikrine göre, bu bölge nasıl daraltılabilir, sorusunu cevaplamamız gerekir. Biden Doktrini bir kısmıyla bunu açıklıyor, şöyle ki; İttifak ve Ortaklarla ve Akıllı Güç uygulamasıyla, ulusal ve küresel güç unsurlarının tüm alanlarıyla aynı anda ve “baskıyla daraltma” sağlanacaktır veya buna gayret edilecektir. Başka ifadelerle buna “çevreleme” şeklinde tanım getirenler de olabilir. Sorun değil, burada öne çıkarılması gereken husus, işaretlenen jeopolitik alandır.

Bu açıklanan çerçevede düşündüğümüzde önümüzdeki dönemde izlememiz gereken stratejik gelişmeler de bir ölçüde belirlenmiş olacaktır kanaatindeyim. Ancak sonuçlandırmadan öngörü bağlamında şunu ifade etmeliyim, “güçlü ittifaklar, alabildiğine caydırıcılık, kıyasıya rekabet ve sürekli ön alma” yöntemlerine ihtiyaç olan gittikçe gerilen bir dönemdeyiz, bunun farkında olarak yolumuzu çizmemiz gerektiğini bilelim.

SONUÇ

Stratejide kazanmak esastır. Güçler arasında mücadele çeşitli ceplerde ve araçlar kullanılarak süregelir. Her gücün kendine oranla bir stratejisi varsa da büyük güçlerin stratejileri diğerlerini kapsadığından küresel güç mücadelesinde asıl konuşulması gerekenler bunlardır. Böylelikle asıl kazanımın yönünü de değerlendirmek mümkün olur.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu


[1] Foreign Affairs, Barry R. Posen, Ukraine’s Implausible Theories of Victory, The Fantasy of Russian Defeat and the Case for Diplomacy, July 8, 2022.

[2] Politik Merkez, Ukrayna-Rusya Savaşının Durum Değerlendirmesi (G100), 5 Haziran 2022.

[3] Politik Merkez, Ukrayna-Rusya Savaşının Durum Değerlendirmesi (G130), 4 Temmuz 2022.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Şiddetin Alfabesi

DİĞER YAZI

Rusya’nın Yeni Deniz Doktrini Üzerine

Güvenlik 'ın son yazıları

51 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
86 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
141 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
189 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
214 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme