Epizodik ve Semantik

29 Mart 2021
Okuyucu

“Biliyor musunuz, hatırlıyor musunuz?” Kimi zaman bu soruyu sormuşuzdur. Bu sorunun verilen cevaplarına bakılarak bireylerde ve toplumlarda bazı farkların olduğunu bilmemiz gerekiyor. İş te size çok basit bir anlatımla epizodik ve semantik hafızayla yaşamın nasıl şekillendiğinin bir göstergesi.

Bilginin kaynağı evrendir, insan da evrenin içindedir, insan da bilgi kaynağıdır. Ancak insanın gelişmiş beyni hem bilgi üretir veya bilgiyi anlamlandırır hem de yaşam içindeki tarife dayalı detayları kapsar. Üretilen ve anlamlandırılan bilgi semantik ile ilgilidir. Yaşam içinde meydana gelen olayların tarifini kapsayan bilgi ise epizodiktir. Örneğin yaşanmış bir olayla ilgili bir bilgi ortaya konuyor ise bu epizodik hafızanın kullanılmasına dayalıdır. Bazı beyinler ise yaşanmış olayların sistematiğine, anlamına, tanımına, özelliğine dair belli anlamlı açıklamaları ortaya koyarlar, bunlar ise semantik hafızadan çıkarımla üretilen bilgidir.

Her ikisi için de insan hafızasında bilgi depolanır. Bunların neyi tarif ettiği noktasında bir bakış açısı geliştirilecek olunursa, hafızadaki üretilen veya üretilmiş bilginin (semantik) yaşanan olaylardaki detayları işaret eden bilgilerden (epizodik) farklı olduğunu anlamış oluruz. Örneğin zamanı üretemezsiniz, basit bir tarifle; yaşam içinde zamanı kazanır veya kaybedersiniz (ifade etme biçimi olarak böyledir). Ama bir olayda geçen zamanı hatırlarsınız. Bir olayın içindeki örneğin “saat dokuz idi” diye tarif ettiğiniz bir bilgidir, ama bu olayla ilgili ayrıntıdır. Benzer şekilde yer ve duygu bilgisi de bu tarz bir ayrıntıdır; örneğin, “bu feci kaza şu kavşak noktasında gerçekleşti,” dersiniz.

Hafızadakilerin tasnifiyle ilgili bilgi farklılıklarını ve bunun içinde epizodik hafıza (olaysal hafıza) ayrıntısını ilk tanımlayan kişi Endel Tulving olmuştur. Tulving, insanın uzun süreli açık belleğinin bilgi depolamasındaki iki ayrı mekanizmayı, epizodik (olaysal) ve anlamsal (semantik) şeklinde ayıran ilk bilim insanıdır. İnsanın hafızası kısa ve uzun süreli bellek şeklindedir. Uzun süreli bellek açık (explicit) ve örtük (implicit) bellek olarak ayrılır. 

Epizodik (olaysal) bellek, belirli zamanda ve yerde meydana gelen geçmiş kişisel deneyimlerin toplamıdır; açık bir biçimde ifade edilebilen veya canlandırılabilen yaşanan olayların zamanını, konumunu, yaşanmışlıkla ilişkili duygularını ve diğer detayları depolamak, gerektiğinde bunu kullanmak üzere insandaki işlevsel kapasitedir. 

Evet, hafızada tutulan yer, zaman, duygu, gibi detaylar da birer bilgidir ama örneğin insanın üretme yeteneğiyle ilgili değildir. Daha çok muhatap kişiye, “Hatırladığın bu mu?” diye sorarız ve o da bize hafızasında tuttuğu kişisel detayı aktarır, bu epizodiktir. Pratikte bizler buna “hatıra veya deneyim” olarak bakarız. Tersi durumda, “Ortaya koyduğun bilgi, fikir, analiz, sentez, düşünce bu mu?” deriz, o kişi ürettiği bilgiyi aktarır. Böylelikle, hafızadan gelen bu bilgilerin farkı yanı sıra kişilerin hafıza kullanma beceri ve alışkanlıkları, hatta kapasiteleri de birer farklılık ifade etmiş olur. Pratikte buna “bilmek” şeklinde değer veririz.

İnsanla hayvanı ayıran özelliklerden birisi de bu bellekteki bilgiyi edinme ve kullanan becerilerine dayalıdır. Örneğin hayvanlar bilgiyi yaşam içinde öğrenirler, örneğin anneleri öğretir, anne yavrusunun yaşamsal bir konuyu en az bir kez deneyimlemesini sağlar, daha sonra o hayvan hafızadaki bu deneyimi aynı biçimlerde tekrarlar. Bu “ilkel” öğrenme biçimi insanlar için de geçerlidir. Örneğin çokça verilen bir örnek vardır; sıcak bir cisme dokunan çocuk bu acı veren deneyimini yaşayarak öğrenir. Başka örnek, bir pilot adayına uçağı kullanmasını öğretirken hafızasında yer edecek simülasyonlarla çalıştırırsınız.

Öte yandan semantik hafıza insanı diğer bilinen canlılardan ayıran en belirgin kabiliyettir. Zira insan bilgiyi üretir. Bilgi üretme biçiminin gelişmesi öğrenme metotlarının buna dönük düzenlenmesiyle gerçekleştirilebilir. Analitik beyin de diyebileceğimiz kabiliyetin geliştirilmesi için çocuklara veya gençlere mevcutların üstüne çıkarak yeni bir buluş yapmanın kanallarını açma ve bu yolları kullanma imkânı verilir. Sürekli soru sorma, başka açılardan bakma, neden-sonuç ilişkisi ve deneysel ortamlarda yeni bir durumu, hali, standardı bulup buna yeni bir isim ve anlam yükleme becerisi sağlanır. 

Semantik hafızayı kullanma becerisine erişen analitik beyin yapısı gelişmiş kişilerin pratikteki karşılığı bilim insanı, mucit, vs. olur. Ancak bu yetenek uç noktalardakini gösterir ve insana uzakmış gibi duran bir muamma veya zorluk halinde algılanırsa toplumsal ilerleme açısından çok yanlış bir engelleme kendi ellerinizle oluşturulmuş olur. Dolayısıyla semantik kapasitenin ve analitik çözümlemeli bireysel gelişmelerin yaygınlaştırılması gerekir. 

Ülkelerin birbirine mukayeseyle gelişmiş ve gelişmemiş (veya gelişmekte olan) yapılarını tarif ederken belli tasnifler yapılır. Ülkeler için rutin ve rutin olmayan, manuel ve analitik beceriler gibi ayrımlar yapılır. Örneğin gelişmiş ülkelerden Almanya’da istihdam edilen rutin olmayan analitik beceri kapasitesi 2019 yılında yüzde 46,4 iken, gelişmekte olan bir ülke konumundaki Türkiye’de bu oran yüzde 22,8 olmaktadır. Demek ki Almanya’nın Türkiye’dekine oranla analitik kapasitesi neredeyse yarı yarıyadır. Yıllara göre bu kapasiteyi toplar ve ortaya çıkan bilim ve teknolojiye karşılık yorumlarsanız, her iki ülkenin sosyo-ekonomik mukayesesini ve kalkınmışlığını çok iyi ifade etmiş olursunuz. (Aşağıdaki tablo detaylı mukayeseyi gösterir.)

Epizodik bellekle kapasite üretmenin getirisi çoğu yönden sınırlıdır. Zira zaman ve yer her neyse de duygu konusunun sosyal yaşama ve buna ilave olarak sosyo-ekonomik yapıya etki etmesi düşündürücü bir konudur. Türkiye’yi düşünün, eğitim sisteminde ezbere (hatırlamaya) dayalı bir uygulama ön plandaysa sürekli başkalarının semantik bilgilerinin ezberlenmesi gibi bir adım arkadan tabip eden kapasiteyi kullanmak durumundasınız. Bunun yerine kendi semantik belleğinizi oluşturuyor ve buna bağlı analitik sosyo-ekonomik kapasitenizi yaşama dahil edebiliyorsanız, başkalarını takip eden değil, kendi çabanızla öne geçen, bilim ve teknolojik kapasitesi oluşturan bir kültürü meydana getirmiş olursunuz.

Epizodik bellekle iş yapanların bazı özelliklerinden bahsetmemiz gerekebilir. Sıralayalım: Dış etkilerle duyguları ve algıları kolaylıkla etkilenebilir veya baskılanabilir. Başkalarının kavramlarına muhtaçlık zordur, bir yerde tam anlamadan ilerleme imkânı aramak manasına gelir. Her defasında yeni yaşanmış bir olayın detayı hafızaya yüklendiğinden akılda karışıklıklar meydana gelebilir. Birey tarafında genellikle görsel hafızaya güvenilir, diğer duyuların getirdiği bilgilerin harmanlandığı kanıt veya tecrübe biriktirme yetisi giderek kaybolur. Epizodik bellek kullananlar sürekli iddiada bulunurlar, ben gördüm, biliyorum derler, ama bilgisinin sınırlarını ve anlam ifade etme durumunu dahi tam olarak değerlendiremezler. Deneyimler kısa sürelidir. Birbirine zorlanarak eklenmiş deneyimlerden genellemeler yapılmak istenir, ama bu yanlış ve eksik bilgiyle analiz yapmanın da sebebi olur, fark etmezler. Hafızadaki hızlı unutmak ve tüketmek söz konusudur. Otobiyografik bilgi esaslı sosyal ve iş düzenleri kurarlar, kişilerle kaim bir anlayış şeklini kabul etmişlerdir. Bu tip kişilere erişildiğinde kendi kapasitelerini hissederler, temas edilmese kendi bilgileriyle ilerlemeye imkân bulamayacaklarını içten içe düşünürler ve bu onları çaresiz ve kaygılı kişilik sınırına düşürür.

Sonuç olarak şunu söylemeliyiz, epizodik ve semantik, her ikisi de insan için hayatidir, ancak kişisel gelişim ve eğitim sisteminin programları bakımından semantik belleğin geliştirilmesi hususu asla ihmal edilmemelidir. Fark buradadır!

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Haddi Aşmak

DİĞER YAZI

Bize Bayram Gerekli

Kültür 'ın son yazıları

304 views

Eleştiriler

Sizlere günümüzün iyi algılanması gerektiği bağlamında, özellikle bizi ilgilendiren yönleriyle, sosyal bilimler ve dış politikaya dair bazı eleştirilerimi aktaracağım. Dünya hızla değişiyor, güç dengeleri bildiğimiz biçimden oldukça farklılaştı, eğer bunlara ait kavramlara ve anlayışlara vakıf olamıyorsak, konuşuruz ama aslında başka bir şey anlatırız.
303 views

Devrim

Bize devrimin ne tarafı kaldı? Diyeceksiniz ki hangi devrimin? Açıklayacağım. En başta şöyle sloganik işaret edeyim: Devrimden değil, sapkınlardan ve geç kalmışlıktan kork!
461 views

Generalist

Ülkeler ve dünyamız için iyi bilinmesi gereken bir konuyu işleyeceğim, generalist olmak. Buna karşılık gelen bir sözcük aradım bulamadım, yine de ben genele yetkin diyeceğim. Genele yetkin kimseler kimler, örnekleri neler? Uluslararası İlişkiler, Ekonomi ve Askerlik sahalarında örnekler vereceğim, neden gerekli, bunu açıklayacağım.
447 views

ENTELEKTÜEL SORUNSALI

Temelde insanın doğası, zamanın getirdikleri ve sürekli gelişen küresel zorluklar var. Bunun üzerine her alanda tereddüt uyandıran değişik adımlar ve gerçek bir hedef. Sözü edilen şu, kalkınmak! Eğer artık kalkınmışlar sınıfında olmak istiyorsanız!.. Gerçekten istiyor musunuz? İşe bu emelin ne denli büyük bir mücadeleyi gerektirdiğinin farkında olmakla başlanmalı. İşte tam da bu noktada, düşünsel içerikli bir açıklamam olacak. 
1.9K views

Sıradan ve Mükemmel

Bu makalede sizlere insan zihni içerisindeki tarif veya algı ile gerçeğe ilişkin olanın farkını açıklayacağım. Ele alacağım temalar sıradancılık, mükemmelcilik ve gerçeklik ötesi hakkındadır. Başta soralım, karşılaştığınız şey gerçek mi, yoksa gerçek ötesi mi?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme