Menendez

24 Eylül 2023
Okuyucu

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Bob Menendez ve eşi hakkında New York Güney Mahkemesi Savcıları tarafından rüşvet aldığı nedenle iddianame hazırladı. Şahsen Menendez’i, Türk düşmanlığına dair girişimlerini dikkate alarak 2019’dan bu yana ben de merakla takip ediyorum. Fakat bu rüşvet iddiası olayı gerçekleşince, uluslararası ilişkiler, ABD’nin dış politikasındaki çarpılıklar, gibi hususları daha fazla düşünmeye başladım. ABD’nin iç meselesi veya herhangi bir adi ceza meselesi değil bu tür olaylar; tam anlamıyla ABD’nin dış politika yapma biçimi! ABD dış politikasını belli para döngülerine dayalı olarak gerçekleştiriyor. Rahatsızlık veren bu. Evvela ABD bu husus sorgulamalıdır. Menendez gibiler elbette (varsa) cezasını görsün. Ama hesaplaşma burada kalmasın. ABD dünyada hakkını yediği tüm olaylar yönüyle vicdanları rahatsız etmektedir, etraflıca buna bakmalıdır. Güç mücadelesi önce güven verenlerle olur, sapkınlarla değil! Aşağıda 2019’dan bugünlere bazı hatırladığım olayları yazdım, sonra ne anladığımı ifade ettim. Siz de düşünün!

ÇARŞAMBANIN GELİŞİ

ABD’li Senatör Bob Menendez daha çok Barış Pınarı Harekatı zamanında dikkatimi çekti, “bu bize sorun yaratacak kişi” dedim içimde, öyle de oldu. O dönemde Menendez’in (bugün iddia edildiği üzere) rüşvetle dış politika yaptığını, ABD’nin devlet otoritesini şahsi çıkarına kullandığını, Türkiye gibi güçlü bir NATO üyesi ülkeyi bile düşman gördüğünü, bunun için her türden dolambaçlı işleri yaptığını tam anlayamamışım!..

Güney Kıbrıs Rum bölgesinden Cyprus Mail bir haber yapıyor, bunun haberine dayalı Menendez fikir beyan ediyor, twit atıyor, bunun üzerine Cyprus Mail, Menendez şöyle dedi şeklinde bir haber daha yapıyor. Peki Menendez ne diyor? “Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde (MEB) ihlaller peşinde, Avrupa Birliği (AB) hayati değerler için üyesini tam destekliyor…” diyor. Bu yazıda sırasıyla yazılmış, Kıbrıs’ta iki kesimlilik yok, Ada Rumların, hatta AB üyesi ve tam desteğinin alıyor, Batı çıkarlarıyla ortaklık var, MEB konusunda çıkarların korunması ve geliştirilmesi gerekir, Türkiye saldırgan taraf… İşte ABD’nin politikası budur. Cyprus Mail’in müteakip haberinde de “Menendez’den Kıbrıs’a tam destek,” deniyor.

Menendez Nisan 2019’da şöyle dedi: “Amerika Birleşik Devletleri’nin Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail’le güçlü ve gelişen ilişkileri sayesinde Doğu Akdeniz’deki çıkarları önemli boyutlardadır. Bu ülkeler arasında son yıllarda enerji eksenli gelişen işbirlikleri daha geniş kapsamlı bölge güvenliği, ekonomi ve enerji ile ilgili işbirliklerine kapı aralamıştır. Birleşik Devletler’in bu işbirliğini derinleştirmek ve Doğu Akdeniz’i daha güvenli hale getirmek ve bu işbirliğini kullanmak için devreye girme zamanı gelmiştir. Bu tasarı barış, refah ve uluslarımızın güvenliği adında ortak çabalarla bu dostluk ilişkilerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.

Peşinden, “ABD’nin Kıbrıs’ta Türk ve Rum kesimlerine birlikte uyguladığı ambargoya rağmen adada 40 bin Türk askerinin bulunduğu ve bir kısım Amerikan menşeli silahların burada kullanıldığını,” vurgulayan Türkiye’ye karşı hazırladığı tasarı hakkında çalıştı. ABD’li Senatör Marco Rubio da; “Güney Kıbrıs’a uygulanan silah ambargosunun kaldırılması ve Yunanistan’a askeri desteğin arttırılmasıyla bu tasarının bölgedeki kilit ortaklarımızın istikrarına daha kapsamlı bir yaklaşım sağlayacaktır,” dedi.

Rubio ve Menendez imzalı tasarıda öngörülen diğer düzenlemeler şöyleydi: 

  • ABD, İsrail, Yunanistan ve (Güney) Kıbrıs arasındaki enerji işbirliğini arttırmak için “Birleşik Devletler-Doğu Akdeniz Enerji Merkezi”nin kuruluşuna onay verilmesi; 
  • Yunanistan’a 3 milyon dolarlık askeri destek sağlanması; 
  • Yunanistan ve (Güney) Kıbrıs’a ikişer milyon dolarlık askeri eğitim desteği sağlanması; 
  • Beyaz Saray’dan Kongre’ye Doğu Akdeniz’deki ülkelerle kapsamlı enerji ve güvenlik işbirliği stratejisi ve bölgedeki Rusya ve diğer ülkelerin zararlı aktiviteleri hakkında rapor sunmasının talep edilmesi. 
  • Kanunda, Rusya’dan S-400’leri alan Türkiye’ye F-35’lerin verilmemesi.

Tasarıydı ve sonra bunlar gerçekleşti! Menendez’in yoğun çabasıyla kanun çıktı, uyguylamalarını da gördük.

ABD’nin 2019’da çıkardığı bir Doğu Akdeniz Enerji ve Güvenlik Kanunu var. Menendez işbaşında! Bu tarihten itibaren bölgede ABD süreci ilerletti; Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Suriye, Yunanistan, silahlanma, enerji gibi bildiğimiz konuların somutlaşmasını tesis eder mahiyette Yunanistan ile Stratejik İşbirliği Anlaşması‘na gitti. Ocak 2020’den başlayarak (Biden işbaşında), Türkiye’ye karşı olan ABD’nin negatif tutumu daha da belirginleşti. ABD’li ve Yunanlı Dışişleri ve Savunma Bakanları’nın imzaladıkları işbirliği metinlerini hatırlayalım. 2021’de Yunanistan-ABD Savunma ve İşbirliği Anlaşması yenilendi.

BİDEN VE MENENDEZ

2019’da ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Bob Menendez, “Türkiye’ye CAATSA uygulansın,” diye kanun teklifi veren isimdir. Menendez, özellikle 2019-21 arasında Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ta resmi ve özel ziyaretlerinde, Türkiye aleyhine politikaların sözcüsüydü, bugün değişmedi. Hatta Türkiye Azerbaycan’a destek olunca, 2022-23 arasında daha çok bu yönde Türk düşmanlığı sürecinde yer aldı.

Joe Biden hep ikili oynadı, samimi değildi, Menendez ile politik açılardan paslaştılar. 2020’de Biden, dönemi başlar başlamaz Türkiye’ye karşı şunları gördük: Ermeni (sözde) soykırım tasarısını oylaması, S-400 ve F-35 meseleleri, Türkiye’ye yaptırımlar, ABD’nin FETÖ ve SDG’ye (PKK/YPG) verdiği destek ve Suriye kuzeyine bir garnizon devletçik kurma projesini sürdürmeleri, Yunanistan ve GKRY’nin tarafında saf tutarak Türkiye aleyhindeki politikaları, gibi.

Senatör Menendez, Türkiye’nin, “küresel toplumun karşı karşıya olduğu, Rusya, Çin ve iklim değişikliği kadar büyük bir zorluk,” olduğunu söyledi. Atina Üniversitesi’nde fahri doktora aldığı törende konuşan Menendez, Türkiye’nin “Doğu Akdeniz’de kalıcı bir tehdit” olduğunu ve NATO müttefiki olmasına rağmen Yunanistan’ın Ege’de egemenliğine meydan okuyan bir ülke olduğunu, söyledi. Menendez, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, “Doğu Avrupa ve Güney Kafkasya’da bölücü bir politika” yürütmekle suçladı. 

Menendez, çok çalıştı (!) ve ABD’nin, Atina’da düzenlenen, Dördüncü ABD-Yunanistan Stratejik Diyaloğu İkili Ekonomik ve Enerji İşbirliği sürecine Türk düşmanlığı ile katkı verdi.

RÜŞVET İDDİASI

Geçtiğimiz gün ABD’den haberler gelmeye başladı… New York Güney Mahkemesi Savcıları, New Jersey’den ABD Senatörü Bob Menendez ve eşini; çeşitli yolsuzluk eylemleri, rüşvet kapsamında nakit para, altın külçeleri ve lüks bir araba aldıkları iddiasıyla suçladı. Menendez, ‘aktif bir karalama kampanyasının kurbanı’ olduğunu söyledi. Menendez’in suçlandığı bir diğer konu ise rüşvet karşılığı ABD’nin Mısır’a silah satışını kolaylaştırma sözü vermesi. İddianamenin açıklanmasından birkaç saat sonra Menendez, ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanlığı’ndan geçici olarak ayrıldı.

GÜVENSİZLİK

Menendez şöyle dursun, ama Amerika da kendini bu işlerden nasıl kurtaracak, etraflıca düşünsün. Değilse, zaten kritik seviyede olan güvenirliği iyiden iyiye yok olacak!

Menendez’i değil, ABD dış politikasını dikkate alıyorum. Bu şahıs ve daha önceki yıllarda örnekleri görülen diğer ABD politikacıları şunu yapıyor, bazı ülkelerin veya güç odaklarının (örneğin Mısır’ın) işlerini geliştirmek için bunlardan rüşvet alıyor. Hani güçler dengesinde ABD en üstlerde ya, (güya) dünyayı yönetiyor ya, senatörler de kendilerini ABD dışındaki ülkelerin üstünde görüyorlar ya… Uluslararası sistemde bu türden bir politikacı kendini her şeye yetkili görüyor, yazık böyle dünya düzenine! Demek ki ABD dış politikası rüşvete açık ve bu yönüyle ABD’nin dünya liderliği (!) ise çöp tenekesi… Bu akılla ve politikayla çıkıp başka ülkeleri ve liderleri suçluyorlar.

ABD’nin bu çarpık politik ilişkileri Hollywood filmlerinin konusu olabilir, buna diyeceğim yok. Ancak onurlu ülkeler ve politikacıları için bu türden konular birer ilk senaryosu değil. Sonra ABD çıkıp, Çin veya Hindistan ile sağlıklı bir ilerleme sağlayamazsa, kendini açıklayacağı referansı olmayacağındandır, başkaca çıkarları bir tarafa koyarak bunu ifade ediyorum. Hatta ABD, düşmanı Rusya’ya hukuktan ve adaletten bahsederken, birçok ülke gözlemliyor, bunu kim söyledi diye. ABD dış politikası güven vermiyor, bu açık!

KAMU VİCDANI

Ben sade bir vatandaş olarak şunu mu anlamalıyım, zaten politikacılar iş takipçisidir, her biri diğerinin alışverişini bilir, aralarında bir konsensüs vardır, biri diğerini ısırmaz, bu böylesi çarpık bir düzendir…

Hayır! Ben bunu kabul edemem. İnsani vasfıma karşı bu tür konuları hakaret kabul ederim. Kamu vicdanı diye bir şey var, öyle değil mi?

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Türkiye’nin Denge Politikası

DİĞER YAZI

Geliştiren Kentler

Politika 'ın son yazıları

24 views

Amerika’da Gazze Protestoları

Gazze'deki yaşanan zalimce olayların gerçekliği ve Batılı politikacıların ikiyüzlü uygulamaları bugün Amerika'da tartışılıyor ve protesto ediliyor. Yarın bu protestolar Avrupa'da da yaygınlaşabilir. Öyleyse diyebiliriz: Gazze sınırlarını aştı!
36 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
48 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
51 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
82 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme