Başat güç ABD’nin tutumları ister istemez başka ülkelerin gidişatına etki etmektedir. Öyleyse terör gibi çok öne çıkmış bir tehdit konusunun objektif gözle tekrar irdelenmesinde yarar vardır. Zira ABD, uyguladığı politikalarda, diplomaside ve hukukta bu terör konusunu yoğun biçimde ele almaktadır. Buna karşılık elde edilen sonuçlar, daha iyi olması beklenirken, giderek karmaşıklaşmaktadır.
Ortadoğu yine ısınıyor. Gelişmeler peşi sıra geldi. Bugün İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin açıklamaları güne damgasını vurdu. İsrail ve Amerika’da başka açıklamalar ve hazırlıklar var. Neler oluyor, hepsine birlikte bakalım.
Stokholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü’nün (SIPRI) verilerine göre, 2018’de toplam küresel askeri harcama (bir önceki yıla göre yüzde 2,6’lık artışla,) 1,8 trilyon dolara yükseldi. Böylelikle Soğuk Savaş’tan (1998’den) bu yana artış en yüksek seviyeye ulaşmış oldu. 1998 ile bu günkü seviye mukayese edildiğinde artış yüzde 76’dır.
Günümüz seçimleri küreselleşmenin etkisi altında mı? Küresel politikada çıkarcılık ülkelerin seçimlerinden daha başka bir sonuç mu bekliyor? Uluslar sistemi demokratik ve ekonomik açılardan küreselleşmenin baskısı altında mı? Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kurumların etkinliğinde bu yönde bir sorun mu var?
Başar Esad, Golan Tepeleri’nin İsrail’e satılmasını ne pahasına kabul etti? Golan tek başına düşünülmemeli. Çünkü Golan demek başka bir açıdan Filistin demek oluyordu. Bu konu yeterince tartışılmadı. ABD Başkanı Trump’ın kararını, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun seçimler öncesi elde ettiği avantajı ele aldık, ama Esad’ın ülkesine, Arap dünyasına, Filistin davasına yaptığı bu ihaneti yeterince tartışmadık.
Popülizmi fazlaca tartıştık, özellikle ABD Başkanı Donald Trump döneminde. Ancak bunlar hazırlanan projelerdir, işin bu kısmını pek tartışamıyoruz. Size popülizm diplomasisi konusunu anlatabilmek için, örnek olarak, twit diplomasisini ve Gordion düğümü taktiğini işaret edeceğim. Yine bugün dünyada öne çıkan politika konusu örneği olarak, Filistin meselesini göstereceğim. Sonuçta burada, küresel güç odaklarının, bir ABD Başkanı üzerinden, popülizm diplomasisi ile köklü Filistin meselesini ne şekilde yönettiğine örnek vermiş olacağım. Başka meselelerin yönetilmesini ve geleceğimizi siz düşünün!..
Twitler atıldı, Dışişleri uyardı… Biz olana bakalım! Durum tamamen İsrail’in istediği gibi gelişiyor. İsrail’in Golan’ı işgalinin ABD tarafından bu şartlar içinde tanınmasının esasını düşündüğümüzde anlıyoruz ki, dünya (haliyle) kendi meselelerine bakarken İsrail Büyük İsrail Projesinde çok önemli bir eşiği daha geçiyor. Nasıl mı?
ABD’de Başkan Donald Trump’ı ve Savunma Bürokrasisini etkilemek isteyen kesimlerin Suriye’de bulunması düşünülen 400 ABD askeri ile ilgili gerekçeleri neler? Bu 400 askerin DEAŞ ile mücadele için Suriye’de kalması gerektiği işaret ediliyor, yani bu ABD askerinin Suriye’de bulunmasının hukuki meşruiyeti konusudur. Diğer yandan dört gerekçe ileri sürülmektedir ve Trump bu gerekçeleri kabul etmiştir. TC Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin çözmek durumunda olduğu sorunun tarifi ancak bir kısmıyla bu gerekçeler içindedir. Nedir bunlar?
İran devriminin 40. yılındayız. Görkemli Şah Rıza Pehlevi dönemi daha dün gibiyken, 1979 yılında İran İslam Devrimi’ni yapan Ayetullah Ruhullah Humeyni’nin heyecanlı kalabalık tarafından Tahran Havaalanında karşılandığı o görüntüler de gözümüzün önünde duruyor. Dünya sahnesinde 1979’dan bu yana İran hep gündemde oldu. İranlı yöneticiler Amerika’ya “şeytanın ülkesi”, Amerikalı yöneticiler ise İran’a “şer ülkesi” muamelesi yaptı. Mesele elbette bir yönüyle bu dünyalık petrol paylaşımı, diğer yönüyle de öteki dünyalık dine hizmet idi! İşte soru şu: Humeyni yönetimi yaptıkları devrim sayesinde dünyalık ve öbür dünyalık beklentilerini karşılayabildiler mi, geçen 40 yıla bakıp bu konuda ne söyleyebilirler, yoksa bu sorunun cevabını vermek için
Başkan Donald Trump, 2 Şubat 2018’den itibaren ABD ve RF (eski SSCB) tarafından imzalanan Orta Ölçekli Nükleer Kuvvetler Anlaşmasını (INF) askıya aldı. Trump’a NATO destek verdi. Vladimir Putin, Güvenlik Konseyi’ni topladı ve RF’nin anlaşma olmadığını belirtti. Dünya medyası manşet attı, Soğuk Savaş mı, diye.