COVID-19’un şaşkınlığı içinde bile küresel çapta çok hızlı bir değişimi göğüslediğimizi zannettikçe, Ukrayna’daki savaş uzadıkça, Rusya’nın gücü törpülendikçe, stratejik silahlar gerginlik alanlarına sevk edildikçe, dünyanın dikkati Hint-Pasifik eksenine doğru çekildikçe, yeni tür ekonomik düzenin çalkantılı halinin yeni normalleri bağlamındaki alışkanlıklar için toplumların sürüklenmesini izledikçe, her şey tepetaklak oldukça, hatta geleceğe bakarken duyulan endişenin bile artık kanıksanır halde olduğunu gördükçe, size ne diyeyim? Sizce bugün için Dünyanın Sürüklenmesi (Senaryo-2) görünümü insanlığı nerelere taşıyacak? Bizlere Yeni-Karanlık Çağ’ı yaşatıyorlar diyebilir miyiz? Bundan maksat Yeni-Aydınlanma mı olacak?
Bu makale sizlere bundan sonraki dünya düzeninin kodlarını veriyor. 2040 sonrasında yaşanacakların inşası bugünlerde oluyor. Dördüncü Sanayi Devrimi, Post-Ukrayna, Üçüncü Dünya Savaşı, 2040 sonrası, Amerika’nın planı, neomedyevalist yaşam koşulları, yeni sosyo-ekonomik uygulamalar, bunları ve dahasını beraber okumak gerekiyor. Eminim, bu makaledeki tespitleri ve iddiaları hiç aklınızdan çıkarmayacaksınız! Çocuklarınıza dahi okutacaksınız...
Ülkede 29 Ekim kutlamaları yapılırken bir Cumhuriyet tartışması yapılır mı? Yapılıyorsa bu kabul edilebilir mi? Tartışma Cumhuriyet zemininde değildir, aslen Demokrasi hakkındadır. Demokrasi kültürü sürekli gelişir, tartışmaya değerdir.
Anlaşma olacakmış gibi işletilen süreçler taraflarca, “hep bir orta yol vardır,” iyi niyet ifadesiyle beslenir. Ama varılan noktada ayrışma bile bir doğal sonuç olabilir ve ayrışma anlaşma masasında imzaya açılabilir. Bu sonuç post-modern dünyanın sosyolojik evrilmesi şeklinde açıklanacak bir konudur. Temel yaklaşımın ötesinde Türkiye özelindeki değişmez düşüncem ayrışmak değil birleşmektir. Küresel dünyada güç oluşturarak gelişmek en doğru yaklaşım olacaktır. Dolayısıyla önce az da olsa tarihsel bir tahlille hafızalarımıza başvuralım ve politik-askeri süreçleri ön planda tutarak bir inceleme yapalım. Daha sonra sosyolojik konuda bir tespit yapabiliriz. Birinci Uluslaşma Dönemi Uluslaşma dönemlerini ikiye ayırmaktayım. Kendi içindeki dinamiklere bakıldığında bu dönemler çok farklı
Soyut ve somut dünyaların anlatımını yaparak bir inceleme yapacağız. Soyut alanda öncelikle insani ve doğal tavrın kökenine değineceğiz, bazı ütopik batıl politikaları ve bunların insanlara yansıyan araçlarını gözden geçireceğiz. Somut dünyayı anlatırken tarihi ve dramatik örnekler vereceğiz, yeni dünyayı inceleyeceğiz ve sonra yakın geleceğe bakacağız.