Kültür - Page 10

simbiyotik-iliski-mutualizm
16 Temmuz 2018

Simbiyotik İlişki – Mutualizm

Simbiyoz, iki veya daha fazla farklı tür (organizma) arasındaki yakın etkileşimleri açıklar, birbirleriyle birlikte yaşayarak fayda sağlayan olmayı tanımlar. İki türün karşılıklı yardımla yaşama fikri simbiyotik bir ilişkinin özü olarak kabul edilir. Simbiyoz, genel olarak canlılar arası bir ilişki türü olmakla birlikte bu ilişkiye
antagonizma
29 Şubat 2016

Antagonizma

Antagonizma karşıtlık ve belli bir amaca sebep teşkil eden olmak demektir. Antagonist
bilgelik-2
27 Şubat 2019

Bilgelik

Bilgeye ve bilgeliğe yeterince ihtiyaç duymuyor muyuz? Çağımızın konularında ileriye atılım yapılamamasının
5 Temmuz 2018

Gelenek

“Şöyle bir geleneksel Türk tatlısı olan baklavaya ne dersiniz?” Bu cümlede konu
once-aklin-ayarlari-duzeltilsin

Önce Aklın Ayarları Düzeltilsin

29 Temmuz 2016
1.1K views
2 mins read
Memleketimin insanları neden gidip bu tür asla affı mümkün olmayacak bir işe kalkıştı, hem bu dünyasını hem de öbür dünyasını mahvetti? Belanın arkası gelecek mi, bu veya başka kisvelerde? Cevap var, önce aklın ayarları düzeltilsin. O halde toplumsal bir ayardan geçme süreci gerekli bize, tez elden, hem de en yakınlarımızdan başlatılmalı bu süreç, aileden. Örneğin benim ne anne, ne de baba tarafımda Fethullahçı, hatta tarikatçı hiç olmadı. Sülalemde yoksul da var, zengin de; alim de var, cahil de; ama hiç gerici, milletine silah çeken olmadı. Sülalemde Osmanlı’nın son döneminde dört padişahla sarayda birlikte yaşamış olan var, Gazi Osman Paşa ile
uzuntuye-gark-olmak

Üzüntüye gark olmak

26 Temmuz 2016
2K views
4 mins read
Bu yazı “Muttakilik“ten alınmıştır. Üzülmek Tek bir hatadan kaynaklı ise bir kere üzülmek kabul edilebilir, ama hata düzeltilmek içindir. Tahribat onarılsın ve hata bir daha yapılmasın diye özür dilenir, gerekirse hoş görülür, çünkü bu insanın kendini bilmesi demektir; iyiye doğru gitmek her daim desteklenir. İyiye gidiş varsa üzüntü karşılığını almıştır, değmiştir. Vebal kendi içinde saklanır. Eğer hatalar tekerrür ederse üzülmek başkalaşır, insanı kemirmeye başlar, insanlık kendiyle yüzleşir; bu kötüdür. Artık vebal tescillenmiştir, insanı aşmıştır, hesabı daha ilerilere aittir. Ya iki defa üzülmek, derin üzülmek, sürekli üzülmek ne demek? İdrakımız nasıl olacak?
uzuntuye-gark-olmak

Üzüntüye gark olmak

26 Temmuz 2016
836 views
4 mins read
Üzülmek Tek bir hatadan kaynaklı ise bir kere üzülmek kabul edilebilir, ama hata düzeltilmek içindir. Tahribat onarılsın ve hata bir daha yapılmasın diye özür dilenir, gerekirse hoş görülür, çünkü bu insanın kendini bilmesi demektir; iyiye doğru gitmek her daim desteklenir. İyiye gidiş varsa üzüntü karşılığını almıştır, değmiştir. Vebal kendi içinde saklanır. Eğer hatalar tekerrür ederse üzülmek başkalaşır, insanı kemirmeye başlar, insanlık kendiyle yüzleşir; bu kötüdür. Artık vebal tescillenmiştir, insanı aşmıştır, hesabı daha ilerilere aittir. İki defa üzülmek Bazı şahsiyetleri bize vali, komutan, başkan, hoca, gazeteci, vs. diye sundular, getirip önümüze koydular. Sizin için seçtik dediler, hem de en iyisi bu
kristal-vazo

Kristal Vazo

14 Temmuz 2016
1.7K views
10 mins read
Bir anlığına bütüncül ve daha önemlisi yansız bir bakış açısı ile politik gündem ve kritik tartışmalar konusu üzerine yoğunlaşalım. Bakın ilk akla gelenler neler olacak? Tartışma kültürü en temel şekilde demokrasilerde, entelektüel alanlarda, bilim ve sanatta bir erdemlilik ölçütüdür. Şartlarına riayet edildi ise tartışma gereklidir, değilse bir kavgadan öte değildir. Tartışmanın bir seviyesi, amacı, muhatabı, süreci vardır ve bütünüyle insana özgü olgun bir davranış olarak sürdürülür. Eğer tartışma başka amaçların elde edilmesinde bir araç halinde kullanılıyor ise bunun değeri ve hedefi başka şekillerde ele alınmalıdır. Bu ve benzeri teorik yaklaşımları başlangıçta aklımızda tutalım isterim. Ama biz daha çok uygulamaya bakacağız.
sibernetik-insan-homo-siberius

Sibernetik İnsan: HOMO SIBERIUS

8 Temmuz 2016
2.1K views
6 mins read
Bugün dünya neyi tartışmaya başladı, biliyor muyuz? Kendini nelere yeterli görmeye başladı bu insanoğlu? Yeni tip teknoloji düşkünleri, yenilikçiler, yatırımcılar, yöneticiler, CEO’lar hangi tür arayışların peşindeler? Her defasında tekrarlanır, düşünce boyutunda pek de yeni sayılamayacak bakış açılarının odağına yerleşen bir ilerleme konusu, atabileceği sonraki adımlara insanlığı hazırlarken elindekilere bakar ve sorgular, zamanı geldi mi, diye. Eğer pek çok yeniliği gerçekleştirerek kendini kanıtlayan Elon Musk bugün çıkıp yakın gelecekte sibernetik konuyla ilgili bir yatırımı yaşama geçireceğini duyuruyorsa, bu sadece onun cesaretinin kanıtlanması değil, aynı zamanda insanlığın geldiği seviyeyi gösteren bir ilerlemenin de işaretidir. Hatırlayın ilk Terminatör filmi ile sinemaseverlere bir sibernetik öykü
toplum-sagligi-acisindan-sosyopatlik-ve-normallesme

Toplum Sağlığı Açısından Sosyopatlık ve Normalleşme

30 Haziran 2016
2.1K views
9 mins read
Neden sosyopat konusunu ele aldım? Etrafımıza dikkatlice baktığımızda sosyal sorunlu çok insan olduğunu daha belirgin şekilde görebileceğiz. Bu “koruyucu sağlık” gibi ele alınması gereken bir konuyken görmezlikten gelinen bir olgu halinde kalmaktadır. Neden? Toplum sağlığının psikolojik bozukluklar boyutunu önemsemek şarttır. Özellikle ülkede sosyal çalkantıların çok yaşandığı bir dönemde psikolojik sorunları görmezden gelmek doğru olmaz. Sağlıksız olan insanlar yardım almak zorundadır. Bu belirgin bir kuraldır. Psikoloji de buna dahildir. Eğer sorunsuzlar yardım gerektirenleri ayıt edemezler ise sonra bu topluma kaynamış sorunlu haldeki kesim kendilerini meşrulaştırırlar ve normal sosyal yapı bir şekilde dejenere olur, ki bu toplumsal çöküntünün de bir gerekçesi haline
1-ve-0dan-ben-cikmaz

1 ve 0’dan “Ben” Çıkmaz

23 Haziran 2016
1.3K views
3 mins read
David Eagleman’ın Beyin, Senin Hikayen, isimli kitabını okuyorum. Bakın Eagleman ne diyor? “İnsanınkine benzer bir zeka yaratmaya her kalkıştığımızda, nörobilimin merkezi ve çözülmemiş bir sorunuyla karşı karşıya buluruz kendimizi: “Ben” olma duygusu kadar zengin ve öznel bir olgu –acının yakıcılığı, kırmızının kırmızılığı, greyfurtun tadı- nasıl olur da işlemlerini yürütüp duran milyarlarca basit beyin hücresinden doğar?.. Milyarlarca hücre ne yapar da “ben” olmakla tanımlanan öznel deneyimi ortaya çıkarır?” (s. 229) İnsanın karmaşık beyin yapısı ile ilgili meraklı ve heyecanlı araştırmalar devam ederken ve yapay zeka (Artificial Intelligence – AI) imalatı için belli adımlar atılmışken ben de bu tezi ortaya atıyorum: 1
pedagojik-formasyon-degismeli-mi

Pedagojik Formasyon Değişmeli mi?

21 Haziran 2016
1.1K views
6 mins read
Memleket meselelerini konuşuyoruz ve her bir sonuç ifadesinde “Eğitim şart!” diyoruz. Eğitim programları var, kurumlar da var, eğitmenler-öğretmenler de tamam, sürekli kitap basılıyor, en büyük işveren MEB, ama yıllardır bitmeyen temel bir sorun var ki bir eksikliği kritik konusu diyoruz. Henüz bir sistemde mutabık kalamadığımızdan dolayı kendimizi rahat hissedemiyoruz. Bir savruluş içinde yetişen çocuklarımız üniversiteler bitiriyor, iş güç sahibi oluyor, hatta kendileri ana baba olup sorumluluk noktasına geliyor; bakıldığında ne trafik içinde düzgün hareket edilebiliyor, ne sosyal ortamlarda kendini ifadede rahatlık oluyor, ne sporda başarı var, ne sıradan bir insanın ilgileneceği kadar müzikte faaliyet söz konusu, ne kitap okunuyor, ne
aklin-evrimine-dair

Aklın Evrimine Dair

8 Haziran 2016
2.1K views
26 mins read
Evrende gelişme, bir başka deyişle evrim sürüyor. Yıldızlar sönüyor, yenileri meydana geliyor. İnsanın öyküsü milyarlarca yıl ile açıklanabilecek halde. Son geldiği noktada ise üstün insanın öyküsü yaklaşık 50-100 bin yıl gibi bir süre ile açıklanabiliyor. Yaklaşık 10 bin yıl önce Tarım Çağı’na giren üstün insan bugün kendi kabına sığmıyor, başka yaşanacak yerler peşinde. Genetik çalışmaları devam ediyor. Sentetik kan ve doku imal etme aşamasında. Yapay zeka pazara çıktı çıkacak. Devasa değişimin bizlere söylediklerini dikkate almak gerekir. Çünkü devasa gelişmeyi göz ardı etmek demek, kör olmakla özdeştir. Belki bu gibi gelişmeleri tartıştıkça başka önemli yollara da ulaşabilme imkanı oluyor. Bu imkanı
hikayeler

Hikayeler

25 Mayıs 2016
1.5K views
4 mins read
Size hikaye anlatmayacağım. Hikayelerle aramızdaki ilişkiyi açıklayacağım. Gayet iyi biliyorsunuz ya, yine de ortak düşüncelerimizi paylaşalım, çünkü bu bizim en değerli hikayemiz. İnsan kendi hikayesini yazar. Ama nasıl, nerede? Başka hikayelerin arasında, ortamında, etkisinde, atmosferinde ve belli bir şekilde… Nerede sorusunun cevabını, yani atmosfer bahsi tanımlanabiliyor, ki ben buna daha önceleri bilinç atmosferi de demiş idim. Buna karşılık nasıl sorusunun cevabı açık şekilde tanımlanabilen bir karşılık bulamadı, öyle değil mi; belli bir şekilde dedik. Nasıl? İnsan kendi hikayesini başka hikayelerin ortamında ve etkisinde, bildikleriyle, gördükleriyle, bazen hayalinde, bazen gerçek, bazen zorlayarak, ihtirasla, bazen armağan kazanmışçasına kolay şekilde yazar. Bana II.
1 8 9 10 11 12 32

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA