insanin-superpozisyonu
İnsanın Süperpozisyonu

İnsanın Süperpozisyonu

2 Haziran 2015
Okuyucu

İnsanın bilinçlenme sürecinde gerekli olan doğal ve kuantal verinin ne şekilde olacağını bir kez daha düşünelim; fizikte olduğu gibi, ekonomide, vizyon belirlemede, strateji tayininde ve politikada… Sonuçta göreceğiz ki, her durumda insan eksik kalmaktadır. Bu durum işin doğasından ileri gelmektedir. Ama insanın en sonuda bir süperposizyonu olmalıdır, değil mi? Bu da doğal ve gerçek bir sonuçtur, inkar edilemez!

Tanım

En temel anlamıyla süperposizyon (superposition) üstüne koyma, birikme, çakışma veya çakıştırma anlamına gelir. Bu terim jeolojide tortulların birikmesiyle ilgili kullanılır. Fizikte iki veya daha fazla oluşumun (varlığın, özelliğin, parçanın, farklı gücün, örneğin dalganın) yeni bir fiziksel oluşum için üst üste gelmesidir. Terimin ekonomik alanında aynı şekliyle kullanılmaması dikkatimi çekti. Ancak ekonomi bilimi tıpkı kuantum fiziği gibi önemli ihtimaliyat hesapları yapmış durumdadır. Buna göre ekonomide iki veya daha fazla şeyin üst üste gelerek yeni bir şey yapması mümkündür.

Kolay olması bakımında şöyle açıklayabilirim, önce fizikten örnek verelim: Bir osiloskopta incelediğiniz iki ters sinüzoidal dalga birleşince düz bir dalgayı meydana getirir, bu yenilik o dalgaların süperpozisyon halidir. Matematikte Binary sistemine göre örnekleyelim: 1+1=1, 1+0=0, 0+0=1 Mantık alanında örnekleyelim: Doğru+Doğru=Doğru, Doğru+Yanlış=Yanlış…

Şimdi kuantum fiziğindeki örneği daha yakından inceleyelim. Bunun için önce aşağıdaki videoyu izleyelim:

Youtube video (https://www.youtube.com/watch?v=tAIC-FkE2rs)

Konuya uzak olanlar için şu hatırlatmayı yapmalıyım, süperpozisyon 2+2’nin 4 yapmadığının da bir açıklamasıdır.

Schrödinger’in Olmayan Kedisi

Şüphesiz Schrödinger’in kedisi sadece kuantum fizikçileri için değil, aynı zamanda ekonomistler için de önemlidir. Kuantum mekaniğindeki süperpozisyon [aşağıdaki videodadır] hali, basit anlatımıyla aynı anda atomun hem zayıf hem de güçlü olma durumu, örneğin ekonomideki büyümenin ve küçülmenin de açıklaması için temel bir esastır.

Youtube video (https://www.youtube.com/watch?v=dZsXu5QdZtc&spfreload=10)

Ekonomideki belirlilik genellikle yazı-tura (1 veya 0; kazanç veya kayıp…) gibi gözlenebilen ve günyüzüne çıktığını düşündüğümüz değerlendirmelere dayandırılmaktadır. Peki, bir eksiklik olabilir mi? Bu konuda Schrödinger’in farazi deney tarifi çok önemlidir. Bir kutu içindeki kedinin aynı anda ölü veya diri olabileceğine karşılık gelen belirsizlik hali tamamen gerçek/somut olan bir atomun çok doğal belirsizlik haline tekabül etmektedir. Ortamda az da olsa radyoaktivite var fakat atomun parçalanma olasılığı (doğallıkla) değişkenlik göstermektedir. Atomun süperpozisyonu gibi somut gerçeklik bizi bu belirsizlik haliyle yüzleştirmektedir. Yaşamın genelinde bunu gözardı etmek hata olur. Şimdi bu konuya yazı/tura yerine ekonomik değerlerin artması/eksilmesi bağlamında bakalım. Sayısal veriler bize artma/eksilmeyi somut şekilde sunmaktadır. Ama bunlar kedi yaşıyor/ölü gibi sonraki tespite bağlıdır; belli bir zaman aralığında, sürecin devam ettiği bir tür kapalı ortamda anlaşılamaz, bazı iddialarda bulunulsa bile bu sadece bir olasılıktır.

Örneğin ekonomi alanında çalışanlar çıkıp, “dünya ekonomisi 2015 yılında bir önceki yıla oranla % 8 büyüdü, refah arttı…” gibi ifadeler vermektedir. Tıpkı Schrödinger’in kedisi betimlemesindeki gibi düşünürsek, bunun doğal anlamı tartışılır ve sözü edilen büyüme sizce göreceli değil midir? Bu durumda ekonomik verilerin büyüme/küçülme ifadeleri bir süperpozisyondan başka bir şey değildir.

Örnek: Kuantal Ekonomi

Geniş bir pencereden bakıldığında ekonomi dünyasının daha iyi anlaşılabilmesi için çok daha iyi yollar bulunmalıdır. Bilgi var, hesap yöntemleri de var; ama zaman zaman o kadar anlamsız işlerin yapıldığı gözleniyor ki, bunlar ya vizyonsuzlukla ilgili ya da bilime kılıç çekmek gibi bir şey, kasıtlı yapılan işlemler.

Ekonomide belli değerlendirmelerin sonuçlarının bir kısmı gözlenebilse de akıp giden insan yaşamında bir anlam taşıyamayabileceğinden ötürü büyük değişkenlikler içinde konusu edilen bu türden ortaya atılmış sonuç ifadeleri özellikle geniş boyutlarda bir hayli anlamsız kalmaktadır. Dikkat edildiğinde söyleyebiliriz ki, çoğumuza göre maddi etkiler görece zenginlikler ve anlık tatminler yaratmaktadır.

Kuantal varlıkları ekonominin bireyleri gibi görebiliriz. Her türlü oluşum ve sonuç doğaldır. Nasıl atom güneş gibi bir doğal kaynaktan alınabiliyorsa ekonomik olan her şey de doğal olan insan kaynağının iradi değerleme sisteminden alınır. Atom için radyasyon ne ise ekonomi için de dalgalanma odur.

Örnek olarak bir kedi değil de kendimizi düşünelim. Konumuz ekonomi olduğundan ifadelerimiz zenginlik/fakirlik şeklinde olsun. Doğarken zengin veya fakir bir aileden gelmemiz mümkündür. Fırsatların en uygun olasılığı yan yana getirmesi ile zaman içinde zenginleşmek mümkün olabilir, hatta tersi de söylenmelidir. Neticede yaşam devam ederken insan, öyle veya böyle, orada veya burada, şu veya bu sebeple ölme noktasına gelebilir, ki bu anlık da olabilir, belli bir süreyi de kapsayabilir. Ama ölüm varlık veya yokluk içinde, hiç bir şeyin farkına varmadan veya yaşamın asıl değerlerini az da olsa başka yorumlayarak gerçekleşebilir.

Hep söylenir ya, kefenin cebi yok, diye… Özellikle Batı kültürü bu düşünceyi bireysel değil daha başka yorumlamaktadır. Bu bakış açısına göre bireysel değerler değil, tüm insanlık değerlerinin ilerlemesi/gerilemesi, birinin değil bir ailenin, şirketin, grubun veya ülkenin refahını artırması/eksiltmesi önemli görülmektedir. Ama yine de uzun süreçlere bakıldığında bu tip değerlendirmelerin tarihte değiştiği, gelecekte de değişebileceği ihtimali hep vardır. Bunun için güçlü ve hazırlıklı olmak gerekmektedir, ileriye yönelik stratejik planlar ve programlar işletilmelidir.

Diğer yandan dünya ölçeğinde insan biyo-kütlesi artmakta ve çevre değerleri eksilmektedir. Bir kısım insanın (küresel tepki grupları buna %1’lik kesim demektedir) refah içinde yaşadığı düşünülebilir. Diğer kesim büyük çoğunluktadır (%99) ve giderek iki kesim arasındaki sayısal büyüklüklerle ifade edilebilecek makas artış göstermektedir.

Sanki ortada belirsizliklerle dolu deney kutuları var. Bugünün ekonomi kuramları bu kapsamdaki belirsizliklere ilişkin bütüncül bir açıklama getirebiliyor mu? Eğer amaç tatmin olmak ise o zaman konu büyük ölçüde yazı-tura gibi bilinen maddi değerlerin dışında kalacaktır. Bu noktada maddi/doğal/gerçek olanlar için ekonominin kuramları, sonucu asıl kazanca dönüştürülecek şekilde tıpkı kuantum bahsindeki gibi tekrar irdeleyelim derim. Çünkü Schrödinger’in kuramından yola çıkıldığında paralel evrenlerde aynı kedi hem ölü hem de diri olma hallerini farklı şekillerde yaşayabilmektedir. Bu insanın farklı zamanlarındaki ve farklı boyutlardaki evrenlerinde kazançlı çıkabileceği şekilde açıklanabilir bir değer sisteminin mümkün olabileceğine de eşdeğerdir. İşte tekrar gözden geçirilmesi gereken kuantal ekonomi konusu budur.

Bilindiği gibi makro ve mikro ekonominin objektifleri ve kapsam alanları farklıdır. Benim burada ele aldığım süperpozisyon daha ziyade makro yapılara karşılık gelebilecek türdendir. Dileyenler için konu mikro seviyede yapılabilecek çalışmalara da açıktır. Örneğin iki veya daha fazla farklı piyasaya veya arz-talep dengesine ait verilerin bir sonuç elde edilmesindeki belirsizlik hallerinin doğası bu kapsamdaki bir araştırma konusunu tarif edecektir. Piyasada sürekli arbitraj yapılmaktadır. Buna ilişkin hesaplamaları görece-gerçeklerle değerlendirmek söz konusudur.

İnsanın Handikabı

Ekonomide süperpozisyonu belirginleştirirken kuantal ekonomi kavramını ortaya koydum. Bunlar bilinmeyen konular değiller. Ancak benim burada yapmak istediğim, işin doğallığı kapsamında kavramların yerli yerine oturtulmasıdır. Bu bakımdan düşünelim; acaba politikanın hesaplanmasında kullanılan “harekat araştırması” (operational research) denklemleri neye tekabül etmektedir, gelecekte ekonomi ile politika arasında kullanılan bağıntı daha da güçlenecek midir?

Şimdiden söylemeliyiz ki, vizyona ve stratejiye dayalı olasılıkların reel hesaplamalarında kuantal verilere ve denklemlere ihtiyaç vardır. Çünkü gözlenemeyen şeyler sebep olduğu değişimlerdeki ihtimallerin içinde gizlenerek insana işar verirler ve matematiksel veri halinde “ben buradayım” diyebilirler. Doğruya yakın sonuçlar alabilmek için bunlar en son çareyi açıklayan bir yöntem olarak insana gereklidir. Aksi halde bir asır sonrası için bugün ortaya konan ve inşasına başlanan bir stratejinin yüksek ihtimalle doğru sonuç vermesi nasıl mümkün olabilir ki?

Ancak burada hesaba katılması gereken temel eksikliğe dikkat çekmekte yarar görüyorum. İster fiziksel maddenin işleyişini açıklayan hesaplamalar, ister bugünden ileriye ekonominin nereye yatırım yapmasının belirlenmesi, isterse bir politik gücün birçok düşünceyi birleştirerek meydana getirdiği stratejisi olsun, ele aldığı verilerde insanın ve doğasının anlıklara dayalı belli sabitelerle ele alınması sürekli eksik sonuçlar verecektir. Hep bir bilinmezlik ihtimalinin var olacağı gerçektir. Çünkü insanın bilincine dahil olan bilgilerin belli kısmının birer sabit değil de hepsinin birlikte doğal ve kesin doğru haliyle bilinmesinin mümkün olmaması gerçeği bizleri bu tür çabalara itmektedir. İhtimal hesaplamaları fizikte de, ekonomide de, politikada da belki insanın göremediği, doğrudan ölçüm yapamadığı konularda elinden gelen en iyi yöntemdir. Ama burada sözü edilen, hesaplarda kabul edilen sabiteler bilgi eksikliğinin bir sonucu olarak insanoğlunun en önemli handikabıdır. İşin doğasındaki eksiklik de budur.

Sonuç

Ekonomideki süperpozisyon bireyleri ve hatta toplumları aldatmasın. Farklı bir pencereden bakıldığında, aslında değer yüklemesini insanlığın düşüncelerinin, çabalarının ve ilişkilerinin belirginleştirdiği her tür takas aracı bir görece değerleme anlamı taşır. Kim nereden bakıyorsa anlamı ona göre farklılık gösterir.

Şimdiki serbest piyasa koşullarına dayalı kapitalist yönetim tam bir işletim sistemidir. Aktörleri, argümanları ve diğer değerleri görece bellidir. Bilinen her değer aynı zamanda karşıtı bağlamında bir başka değerdir, inkar edilemez ve elbette önemlidir. Politikalar kesin doğruymuş gibi işleme tabi tutuluyor, bu insanı yanıltmasın.

Bireye ait asıl kazanç için kuantal bilinç bahsi geliştirilmelidir. Bu ise bizleri sıkı şekilde sorumluluk sahibi, yani muttaki olmaya iter.

İnsan için sunulan süpervizyon kendisi ve doğası için akıp giden dinamik yaşamın ta kendisiyle açıklanabilir. Sizce evrendeki dinamik yaşamın doğasını tüm verileriyle birlikte tam olarak bilmek ne derece mümkün olabilir? Eğer insan tıpkı varlık sebebinde olduğu gibi bu sorunun cevabını arıyorsa bulacağı gerçek ve doğal olan bilinmezliklerdedir, yani gaiptir.

Kültür 'ın son yazıları

370 views

Eleştiriler

Sizlere günümüzün iyi algılanması gerektiği bağlamında, özellikle bizi ilgilendiren yönleriyle, sosyal bilimler ve dış politikaya dair bazı eleştirilerimi aktaracağım. Dünya hızla değişiyor, güç dengeleri bildiğimiz biçimden oldukça farklılaştı, eğer bunlara ait kavramlara ve anlayışlara vakıf olamıyorsak, konuşuruz ama aslında başka bir şey anlatırız.
367 views

Devrim

Bize devrimin ne tarafı kaldı? Diyeceksiniz ki hangi devrimin? Açıklayacağım. En başta şöyle sloganik işaret edeyim: Devrimden değil, sapkınlardan ve geç kalmışlıktan kork!
562 views

Generalist

Ülkeler ve dünyamız için iyi bilinmesi gereken bir konuyu işleyeceğim, generalist olmak. Buna karşılık gelen bir sözcük aradım bulamadım, yine de ben genele yetkin diyeceğim. Genele yetkin kimseler kimler, örnekleri neler? Uluslararası İlişkiler, Ekonomi ve Askerlik sahalarında örnekler vereceğim, neden gerekli, bunu açıklayacağım.
513 views

ENTELEKTÜEL SORUNSALI

Temelde insanın doğası, zamanın getirdikleri ve sürekli gelişen küresel zorluklar var. Bunun üzerine her alanda tereddüt uyandıran değişik adımlar ve gerçek bir hedef. Sözü edilen şu, kalkınmak! Eğer artık kalkınmışlar sınıfında olmak istiyorsanız!.. Gerçekten istiyor musunuz? İşe bu emelin ne denli büyük bir mücadeleyi gerektirdiğinin farkında olmakla başlanmalı. İşte tam da bu noktada, düşünsel içerikli bir açıklamam olacak. 
2.1K views

Sıradan ve Mükemmel

Bu makalede sizlere insan zihni içerisindeki tarif veya algı ile gerçeğe ilişkin olanın farkını açıklayacağım. Ele alacağım temalar sıradancılık, mükemmelcilik ve gerçeklik ötesi hakkındadır. Başta soralım, karşılaştığınız şey gerçek mi, yoksa gerçek ötesi mi?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme