İnsan politik varlıktır. Politik olması doğallığından ileri gelir. İnsan kendini en iyi ifade etme özelliğine sahip varlıktır. Bir kabulle diyelim ki, bu doğal yapı bu evrende en gelişmiş halde insanda bulunur. İnsan biyolojik ve fizyolojik donanımı itibarı ile en kapasiteli bilinç gücüne sahiptir ve
MoreE. Husserl (Kesin Bilim Olarak Felsefe), J. P. Sartre (Varlık ve Hiçlik), M. Merleau-Ponty (Algının Fenomenolojisi)… Bu filozoflar ve başkaları varlık, hiçlik, fenomenoloji hakkında tartışmışlardır. Batı felsefesinde bu tartışma bir üst seviye aramaktadır ama kanaatimce gerekli zemin zamanın malzemelerini kullandığından ve bu nedenle bugün açısından sağlam tutulamadığından, neredeyse aynı sözler tekrar edilir olmaya başlamıştır. Bu çerçevede hareket ederek bu tartışmaya bir ölçüde katılmak istedim. Çıkış yolu evrenle ilgili olsa gerek, zira mevcut düşüncelerin odağında dünya ile sınırlı bir kurgu yer alıyor. Belki ilk bakışta bu kurgu insana daha gerçekçi gelebilir ama yeni gerçeklik tanımlanacak olursa sanıyorum bir boyut da atlanabilecektir.
MoreSözcükler bir anlamı, ismi, hareketi, durumu, arzuyu temsil ve ifade ederler. Bütüncül ifade ile aslen sözcükler bir anlamı olduğu kadar belli bir kültür açısından da yüklüdürler. Kültür, doğal durumlardan ve yine doğal olan canlıların etkisiyle sonuçlardan etkilenir ve şekillenir. En belirgin kültür kapasitesi insana özgüdür. Kültür, bireyin usunda, insanlığın ise ilk başından itibaren geliştirip birbirine aktardığı ve bir yerde yoğunlaşarak kendini bir atmosfermişçesine hissettirdiği bilincinde, gelişir ve kendini belirginleştirir. Bireye, bir şey veya durum ile karşı karşıya iken “Bu nedir?” diye sorulduğunda verilecek cevap erişilmişlerle, hazmedilmişlerle ve bilinen kadarıyla olacaktır. Kültürler kendi bilgi dağarcığından istifade ile sorulara cevap bulurlar. Size
MoreSokak çok hareketli; sürekli ilişki, konuşma, eylem, sürtüşme, alıp-verme dolu. Bazen umursamaz olunuyor ve sokak, işyeri, kazanç, karın doyurma ve sosyal olma fikrinin dışına çıkılamıyor. Herkes haklı: İnsan böyle olduğu için değerli ve değer üreten bir varlık. Eşitlikler, haklar, özgürlükler, gerçekler hayaller, duygular ve pek çok hayata dair konu bu noktada düşünülür oluyor; bazıları öne çıkıyor, göze batıyor, hepsi bu. Ama yarın bir başka süreç ve etkilenmeler olabilir, buna dair insan sürekli hesap, tahmin, düzenleme ve hazırlık yapıyor. Normal olan bu noktada tartışılıyor; çünkü kişisel bakışlar ve baskın farklılıklar burada kendini önemsetiyor. Sonuçta kim kime zulmediyor, kimi istismar ediyor, kimi
MoreGiriş Bu herkese kolay gelen konuyu işlemek için olgunlaşmam gerektiğini düşünmüşümdür. Çünkü Kur’an, insan ve yaşam bağlamında en önemli vurgusunu “ahlak” kavramına dayandırmıştır. Hz. Muhammed (SAS) de bunun paralelinde, güzel ahlakı geliştirmeye çaba sarf etmiştir. Benim bunu yeterince anlamadan açıklamam elbette büyük bir sorumsuzluk olurdu. Ayrıca bu tür kavramları çok kolay bilebilseydik, daha az hata yapardık herhalde… Bugün Müslümanlar içinde ahlak tanımı “helal-haram” kolaycılığıyla açıklanmaktadır. Bu yaklaşım kesinlikle ahlakı ve dahi dini, İslam’ı, Hz. Peygamber’in (SAS) yaşamını yanlış okumakla özdeştir. Eğer ahlak konusu belli bir doğru ile açıklanamıyor ise Kur’an ahlakı ve Müslüman’ı yaşama dahil olamıyor, konu bu denli önemlidir.
MoreRüzgarlar eser, bir oradan bir buradan, her şiddetinde tenime dokunur, belki bir tokat olur, belki de ürperti. Bu kadar doğalken yaşamın kanunu, rüzgarı yok saymakla vakit harcayanları işitirim hemen yakınlarımda. Kim bunlar acaba, yapay gerçekliğin ürünü varlıklar mı, kandırılmışlar mı? Örneğin insanı doğal görmeyenleri fark ederim, insanın doğal beslenmediğini , üremediğini ve hatta ölmediğini konu edip tartışanları işitirim. İnsanın yapageldiklerini; elbise giymesini, modayı takip etmesini veya binalar inşa etmesini, mimari eserler vermesini veya kimyasal temizleyicileri kullanmayı, nano teknoloji bezlerle temizlik yapmayı dışlayanların tartışmalarını duyarım. İnsanın doğal yetenekleriyle yapaylığı yaratabildiğini bundan dolayı önemli olduğunu bir türlü düşünemeyenlere bakıp içerlerim: Kimin eseri
MoreModern insancı kimdir? Çağımızın bütün icaplarını eksiksiz yerine getirebilen, küresel yapıların tümüne nüfuz edebilen, donanımlı, kendine güvenli, gerekli teknolojiyi kolay kullanabilen ve kendi hayatta kalma iradesini kendi seçimleriyle belirleyip gerçekleştirebilen yetkinlikteki birey modern insancıdır. Ben buna “yetkin insan” demekteyim, başkaları “modern insan” diyebilir. Bu kavramı “İnsanlar ve İnsancılar”[1] isimli kitabımda ortaya koymuştum. Muttaki fikrini güncel yaşama yerleştirme aşamasındayken yetkin ile muttakinin farkını açıklamak amacıyla “Muttaki”[2] adlı kitabımda bazı açıklamalar ileri sürmüştüm. Bu tür anlatımların ne önemi olabilir, yani insancının ve muttakinin, diye sorabilirsiniz. Bir örnekle açıklamak isterim. Geç Orta Çağ’ın “Fransiskan-Nominalist Tanrı” inanışını duymuşsunuzdur. Biraz buna değinelim. Göreceğiz ki birbirine
MoreSorular Tam olarak dinden anlaşılması gerekenler nelerdir? Dinin zararı var mıdır, gereksiz bir şey midir? Sorunların sebepleri nelerdir? Tespitler Öncelikle bir tespit yapılmalıdır. Din sosyolojik basitlikte görülecek salt inanç konusu değildir. Dar düşünülürse elbette tartışmalı sonuçlar doğar. Yararı ve gereği hakkında çeşitli fikirler çıkar. Din insanlığın bilebileceği bütün olasılıkları kapsar. Din bu dünya yaşamının tüm ihtiyaçlarını karşılar. Din başka alemlerin ve varlıkların habercisidir. Din anlatımında zamanın, mekanın ve başka boyutların konu edilmesinden çok amacın ve hedefin öne çıkması gerekir. Din insanın sınavını vurgulayan bir anlatımı öncelikli görür. Din önü kapalı gelecek tartışmalarının konusu değildir. Bu yaşamdan sonrasına dair anlatımları da
MoreLatince pagus kırsal kesim, köylü ve cahil anlamına gelir. İngilizce peasant ve Fransızca paysan da buradan türetilmiştir. Romalı aristokrasi karşısındakini aşağılamak için “köylü” anlamına gelen “pagan” derdi. Bugün refah seviyesi yüksek kesimlerin bir kısmı, her ne kadar saygı duyuyor görünse bile inanan kesime bir köylüymüş gibi bakmaktadır. Onlara göre inanç sahipleri cahillerdir, insan olmanın gücüyle hareket edenler ise elitlerdir. Ben bunlara “insancı” diyorum.
MoreOkullarda öğrendiklerimiz bilmemiz gerekenler değil mi? Çok basit ve geçerli olanlar anlamamız gerekenler değil de nedir? Günlük yaşamın başarısını inkar edebilir miyiz? Yaşamla gerçek arasında büyük bir kopukluk mu var? Kültürümüzde neden farklı bir anlatım ve dil var? Farklılık neden bir istismar konusu olabiliyor? Size farklı düşünceleri bütünleştirecek bir anlatımla çok kapsamlı ve derin bir konuyu aktaracağım. Okuduktan sonra, kimliği, kisvesi veya sundukları ne olursa olsun, “Beni farklı bir algıya sürükleyenlerden kurtulmalıyım,” deyin doğrusu budur.
More