turkiyede-televizyon-haberciligi
Türkiye’de Televizyon Haberciliği

Türkiye’de Televizyon Haberciliği

15 Ekim 2018
Okuyucu

Sayısız basın emekçisi yoğun gayretle Türkiye’nin haber programlarını hazırlayıp sunuyorlar. Bu özverili çalışmaya (mevcuda) bakarak, küçük bir değerlendirme yapacağım. Gelişen dünyanın ve bunun içinde bizce hayati olan Türkiye’nin durumuna bakarak, “Daha iyi nasıl olabilir acaba,” diye, haber tüketicisi gözüyle konuyu ele almak istiyorum. Zorlukların ne denli önemli olduğunu az da olsa bildiğimden, analizimi sadece zamanı ve kapsamı gözeterek yapacağım.

Hafta içi rasgele bir günde, yaşama dönük saatlerde (07:00-23:00 arası), haber yayını yapan bir televizyon kanalında konu ve zaman dağılımı nedir?

Haber Hava Durumu Ekonomi Kültür-Sanat Spor Bilim-Teknoloji Özel Haber Prog. Sağlık
Top. Dk. 450 55 100 20 140 10 55 30
Oranı (%) 0.52 0.07 0.12 0.02 0.17 0.01 0.07 0.02

 

Şöyle rakamlar üzerinden kabaca bir delendirme yapalım. Bir haber kanalında yayının yarısı haber. Tekrarlala beraber sürekli haber veriliyor. Hava durumu, sağlık, kültür ve sanat, bilim ve teknoloji konularından daha fola yer buluyor. Spora (ki içinde futbol ağırlıklıdır,) verilen değer bırakın diğerlerini, ekonomi süresinden bile fazladır. Şöyle denebilir: Haberlerin içinde zaten diğer her konuda olan ve haber değeri taşıyan konu yer alıyor. Ama ben de diyorum ki, böyle bile olsa bir sorun var. Data (veri, işlenmemiş veri, bilgi parçası, emare,) ile tamamlanmış bilgi (işlenmiş, analizi ve sentezi yapılmış, yorumlanmış, değerlendirmesi yapılmış,) arasında fark vardır. Bu fark, her bir disiplindeki haberin (küresel, yerel, politik haber; hayati, duyuru mahiyetli bilgilendirme; emtia, finans, piyasa, sektörler, iş-yatırım, teknoloji alanlarında ekonomi ve haber; sağlık, bilim&teknoloji, spor, yaşam konularınının her birinde sosyal bağlamla ve kendi içinde haber…) oluşumunda ve takibinde ayrı bakış açılarını gerektirir.

Bazı medya kuruluşları, “Biz zaten haber, spor, ekonomi olarak ayrı kanallar açtık,” diyebilirler. Olabilir. Bir fikir verdiği için burada haber kanalı olarak çok izlenen bir örnek ele alınmıştır. Bu temel bakışın genellenmesi daha kolay yapılabilmektedir, üstellik geçerli verilerden istifade edilmiştir. Ancak en temel kritiği örneğin ekonomide yapmak mümkündür; ekonominin içini doldururken politik ve spekülatif haberler öncelik almaktadır, bunun yerine daha çok elde edilen veriler ve küresel öncelikli veriler esas alınabilir. Benzer biçimde diğer konularda da kritikler yapılabilir.

Yukarıdaki rakamsal değerleri bir de grafiksel olarak gösterelim:

Şimdi de program başlıklarına tek tek değinelim:

– Haber Programları: Günümüzde çok olay meydana geliyor. Bir haber günde yaklaşık 10-14 kez değişik şekillerdeki ifadeleri ile tekrarlanıyor. Daha çok yaşamda olumsuz sonuçlu haber konusu ediliyor. Haber denince yaşamın olumlu sonuç verenlerine de bakılması söz konusu edilebilir mi? Madem ki bilincimiz tam açıkken (en azından gözümüz ve kulağımız açıkken,) sürekli tekrar edilen bir akış var, o halde olumlu bilgilerin de bilinçte yer etmesi önemsenmeli midir?

– Hava Durumu: Günümüzde çok çeşitli akıllı sistem ve uygulama ile hava durumu bilgileri alınabilmektedir. Artık kim, ne tür bilgi istiyor ise buna erişmekte zorlanmıyor. Televizyonlardaki bilgiler ise bir kısmı ile “neden öyle olduğunu” açıklar mahiyettedir. Daha çok bu işin teknik gerekçeleriyle ilgilenenlere hitap etmektedir. Son zamanlarda bilgiyi talep eden halka göre bir anlatım arayışına gidildi ise de konunun doğallığından olsa gerek, bu tam başarılamadı. Aslında pek zorlamaya da gerek yok. Bu konu bütünüyle ele alınabilecek bir alandır.

– Ekonomi: Ekonomi günlük yaşamın her anına etki eden bir konudur. Ama Türkiye’de bu konu daha ziyade “döviz bilgisi” üzerinden sunulmaktadır. Ekonominin küresel anlamdaki değerleri ve Türkiye ile ilişkisi görselleştirilir ise aynı zamanda eksikler ve yapılması gerekenler de ortaya çıkacaktır. Dar kapsamdan küresel açılıma doğru bir anlayışın önü açılmalıdır. Çok şey söylenebilir, en azından her seviyedeki ve her ihtiyaç duyana bakarak bir içerik hazırlanabilir. Sosyo-ekonomik açıdan bakmanın yanı sıra, konunun kendi teknik kapsamına göre de verilenleri çeşitlendirmek söz konusu edilebilir. Ekonominin yorumunu yapmakta güçlük çekenlere önerim şudur: Bırakın siz kendi analizlerinizi ve sunularınızı, bu bakışla kapsamı daraltıyorsunuz. Bırakın analiz yapmayı ve sonuç çıkarmayı, bunu bilgi tüketicisi kendi yerine ve derinliğine göre yapabilir. Siz daha fazla ve daha güzel-doğru veriyi verin, arada bir de değişik bakış açılarına göre yorumlatın.

Kültür: Süre az. Sanki, “sanat ve kültürde bu kadar,” dercesine dar bir anlatım söz konusudur. İlave verilen zamanda ne anlatılabilir? Bu konu ilgililerle daha profesyonelce projelendirilmelidir. Bir defa konuya sadece sanat etkinliği bağlamında bakılması da eksikliktir, diğer alanlarla ilişkisine dikkat etmek gerekir. Zira sosyo-ekonomik bakış açısı kültüre önemli bir katkı sağlayacaktır. Bakış açısı genişletilebilir. Bu program bir duyuru panosu gibi düşünülmemelidir.

– Spor: Türkiye toplumu için henüz yerine oturmamış ve çok bilinen bir konudur. Haber kanalları da aynı sıkıntıya katkı verir biçimde işlev görmektedirler. Olaya kültürdeki gibi, sosyo-ekonomik bakımdan bakılması ilk adım olabilir. Sporun sadece futbol olmadığını hemen herkes biliyor ve dillendiriyor. Bu sistem içindeki insanların çıkarına hizmet etmekten ziyade, ülkenin genel politikalarına ve halkın ihtiyaçlarına göre bir açılım söz konusu edilmelidir.

– Bilim&Teknoloji: Sadece, “bu da olsun,” dercesine yapılan bir programdır. Bakınca, “Türkiye’de bu konuda hiç bir şey yokmuş,” diye sonuç da çıkmaktadır. Tekno-kentler, bilim merkezleri, sanayiciler, yatırımcılar, kuluçka merkezleri, vs. her bir noktadan sürekli haber yapılması gerekmektedir. Gelişmiş haber organlarına bakılırsa teknoloji konusu çok ayrı şekillerde tasnif edilmektedir; teknoloji şirketlerine, halkın kullandığı her bir gerece ve bunlarla ilgili ortaya çıkan sosyal düzene bağlı bir kapsam seçilmektedir.

– Özel Program: Haber, analiz, tartışma kapsamındaki programlardır. Daha nitelikli ve daha uzun süreli çalışmalar yapılması uygundur. Hatta Sağlık, Spor, Bilim&Teknoloji, Ekonomi, vs. alanların da özel program kapsamında geliştirilmesi söz konusu edilmelidir. Özel programların Türkiye’nin genel ve özel politikalarına dönük hazırlanması, daha derin konularda tüm dünyaya ihraç edilebilecek haber, analiz programları yapılması konu edilmelidir. Küresel bakış burada da gereklidir.

– Sağlık: Sağlık konusunu Bilim&Tekonoloji ile de desteklemek gereklidir. Biyoloji, fizyoloji, genetik, psikoloji vs. bağlamlı, ama çeşitli içeriklerle çalışmalar yapılmalıdır. Temel hedef haber vermek şeklinde düşünülse de bu sağlık konusu “koruyucu sağlık” bakımından çok temel bir sorumluluk alanıdır. Geliştirilmelidir.

Başka ne konular var? Dünya televizyonlarının en önemli bakış açısı “küresel” çapta olmaktadır. Genel haber kanalı ise her bir branşa göre ayrıntılı tasnif şekli söz konusu edilmektedir. Örneğin sadece ekonomi temelli bir yayıncı için bile tasnif değişmektedir. Haber şablonlarını hazırlarken dar bir bakış açısından kurtulma günü gelmiştir. Seçilecek alan ve konu çok, önemli olan buralara yönelmektir. Reytingleri etkileyen sadece tüketici profilinin taleplerine göre bakış açısı yakalamak değildir, aynı zamanda kaliteli ürün yapmak, “yeni bu da var” deme cesaretiyle ortaya çıkabilmektir.

Unutmayalım, haberciliğin menzili gelişmenin de menzilidir. Ülkeyi geliştirmek, dünyanın her yerinde kendinden söz ettirmek ve oralarda olanları kendi toplumuna getirmek için çok önemli bir sorumluluk üslenilmektedir. Dünyanın her yerinde, anında, bizatihi var olmak ve bununla güncele etki etmek… Zor iş ama büyük olmak bu demek.

Günümüz haberciliğinde, çok miktardaki teknik ve farklı veriyi işleme kabiliyeti öne çıkmıştır. Bu, kapasitesi yüksek ve bir sistem içinde bulunmayı sağlayan, dinamik ve yoğun işlemcili habercilik yöntemidir; ilk bakışta söylenebileceklere göre değil, farklı teknik alanlara göre isabetli ve (gerçek tüketiciyi, profesyoneli karşısına alarak) tatmin edici bir bakış açısı geliştirir. Kolaycı haberciler meydana geleni veya olanı bir yerlerden bulup yayınlamak üzerine odaklanırlar.

Şimdi gelelim gelecekte daha fazla önemsenecek konulara. İletişimciler değişik platformlarda bu alandaki gelişmeleri dile getiriyorlar, daha fazla tartışmak ve sahiplenmek gerekmektedir. Medya kavramının alanı genişledi, çeşitlendi, hızlandı. Bu kavram felsefeden politikaya çok geniş bir yelpazede konu edilmektedir.

Günümüzde internet üzerinden habercilik (internet haber) konusu daha fazla öne çıktı. Artık hemen herkes elinde bir akıllı telefon veya kamera, tabiri yerindeyse haberci konumunda. Gerçekten çok yerinde sonuçlar da elde edilmiyor değil. Bugün bazı internet-video platformları profesyonel habercilerden daha fazla göz gezdirilen alanlar oldu. Şimdiden haber yayıncıları sosyal medya platformlarına parça bilgiler koyarak bu alanda kendilerini göstermek için çalışıyorlar, bu alanda istihdama ve teknolojiye yatırım yapıyorlar. Gelişmiş ülkelerin yayıncılarının yaptıklarına bakılmak suretiyle bir gelişme metodu seçilmiş, ayak uydurulmaya çalışılmaktadır. Ama her şeyin özünde, halka seyrettirmek ve haber vermek, hatta doğru bilgi vermek ve çok iyi sunmak, gibi kaygılar var. Bu bakımdan, yapılan her ne ise; kalite, zamanlama, en doğruyu en geniş kitlelere sunma gibi belli ilkelerin yerine getirilmesi gerekmektedir.

Çok genel olarak ifade etmeliyim ki, yukarıdaki grafik belli ölçülerde değişmelidir. Ben burada örnek bir grafik sunmak isterim ama bunu yapmayacağım. Yukarıdaki grafiğe bakıp okurlar kendi kendilerine düşünsünler; bu nedir, daha iyi nasıl olur, diye. En son söyleyeceğim şu, günümüzde popülizm, algı yönetimi, propaganda ve kamu diplomasisi kavramları öne çıktı. Öyleyse habercilerin bu alanda yapabilecekleri yeni ve önemli pek çok şey olmalı! Peki, haberciliğe destek gerekli mi? Evet. Hele hele küresel olunacaksa!… Bu (maddi ve manevi) destek basın özgürlüğü kapsamında kalmak kaydıyla, kamu diplomasisi ve sosyo-ekonomik kalkınma programları gereği tartışılmalı (üniversiteler, entelektüel çevreler, medya meslek mensupları, STK’lar…) ve bir çözümle ele alınmalıdır. Dışarıya ses duyurmak öyle kolay değil, mücadele şart!..

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

insan-ve-sosyo-politik-dogallik
ÖNCEKİ YAZI

İnsan ve Sosyo-politik Doğallık

gucun-bilesenleri-ve-turkiye
DİĞER YAZI

Gücün Bileşenleri ve Türkiye

Kültür 'ın son yazıları

387 views

Eleştiriler

Sizlere günümüzün iyi algılanması gerektiği bağlamında, özellikle bizi ilgilendiren yönleriyle, sosyal bilimler ve dış politikaya dair bazı eleştirilerimi aktaracağım. Dünya hızla değişiyor, güç dengeleri bildiğimiz biçimden oldukça farklılaştı, eğer bunlara ait kavramlara ve anlayışlara vakıf olamıyorsak, konuşuruz ama aslında başka bir şey anlatırız.
382 views

Devrim

Bize devrimin ne tarafı kaldı? Diyeceksiniz ki hangi devrimin? Açıklayacağım. En başta şöyle sloganik işaret edeyim: Devrimden değil, sapkınlardan ve geç kalmışlıktan kork!
584 views

Generalist

Ülkeler ve dünyamız için iyi bilinmesi gereken bir konuyu işleyeceğim, generalist olmak. Buna karşılık gelen bir sözcük aradım bulamadım, yine de ben genele yetkin diyeceğim. Genele yetkin kimseler kimler, örnekleri neler? Uluslararası İlişkiler, Ekonomi ve Askerlik sahalarında örnekler vereceğim, neden gerekli, bunu açıklayacağım.
532 views

ENTELEKTÜEL SORUNSALI

Temelde insanın doğası, zamanın getirdikleri ve sürekli gelişen küresel zorluklar var. Bunun üzerine her alanda tereddüt uyandıran değişik adımlar ve gerçek bir hedef. Sözü edilen şu, kalkınmak! Eğer artık kalkınmışlar sınıfında olmak istiyorsanız!.. Gerçekten istiyor musunuz? İşe bu emelin ne denli büyük bir mücadeleyi gerektirdiğinin farkında olmakla başlanmalı. İşte tam da bu noktada, düşünsel içerikli bir açıklamam olacak. 
2.1K views

Sıradan ve Mükemmel

Bu makalede sizlere insan zihni içerisindeki tarif veya algı ile gerçeğe ilişkin olanın farkını açıklayacağım. Ele alacağım temalar sıradancılık, mükemmelcilik ve gerçeklik ötesi hakkındadır. Başta soralım, karşılaştığınız şey gerçek mi, yoksa gerçek ötesi mi?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme