Yunanistan Gerginliğinin Arka Planı

23 Kasım 2021
Okuyucu

Doğu Akdeniz’den başlayan ve genişleyen büyük bir kırılma; Yunanistan ve Türkiye gerginliği üzerinden kendilerine çıkar elde edenler var. Durumu bütün çıplaklığıyla ve son günlerde olanlarla birlikte değerlendirmek isterim. Strateji, silahlanma, diplomasi, politika… Bütün konuları öz itibarıyla mercek altına alacağım.

Savaş o kadar kolay olmaz, ama savaş diplomasisini kullanarak çok şey yapılabilir. Hangi sebeplerle? Caydırıcılıkla, doğrudan ve dolaylı baskıyla kazanım elde etmek, silah satmak, iç ve dış politik dengeyi kurmak, gibi. Savaş olmaz ama gerginlik olur. Zaten gerginlik her şekilde hâkim durumda. Üçüncü ülkeler ve gri bölgeler başat güçlerin kendi aralarındaki gerginliğin oyun bahçesi gibidir. Gerginlik halinde taraflardan kim ne kadar duruma dayanabilecek diye bakılır. Bu gerginlik hali politik sebeplerle yaratılabilir. Gerginlik öncesinde ve içinde başka taraflar da güç mücadelesine dahil olurlar, kendi kazanımlarını gözetirler. Halat çekme oyunu gibi…

Şöyle bir çevreye göz atalım. Son günlerde yoğun biçimde iki NATO müttefiki Yunanistan ve Türkiye arasında en üst perdeden konuşmalar yapılıyor. Bu durumu en fazla oranda ABD taraflı mecralardan planlı yürütülen kampanyalarla görmekteyiz. 

Benzer şekilde Ukrayna (Kırım) merkezli gelişen şekilde NATO ve Rusya yine planlı gerginlik hali gelişmektedir. Buna ilave olarak düzensiz göç konusu ile manipüle edilebilen Polonya ve Belarus sınırı, ancak daha geniş açıdan bakılırsa Avrupa ve Rusya sınırı üzerinde bir gerginlik vardır. Büyük çaplı tatbikatlar, Karadeniz’e gelen ABD ve İngiliz gemileri, bölgede uçan stratejik bombardıman uçakları, sınır hatlarına sürülen askeri güç unsurları bulunmaktadır. Baskı bir şekilde Trans-Kafkaslar bölgesine kadar uzanmaktadır. 

(Lütfen Fay Hatları yazısına bakınız.)

İstendiğinde hatırlatılabilecek başka alanlar da var ama bahsettiğim çerçeve dışında ele alınması gereken bir konudur bunlar. Şöyle ki: Afganistan’da olup biten ABD’nin çıkışıyla birlikte gelişen Taliban ve yine radikal terör eylemleri konusunu hemen unuttuk bile, ama terör bu istendiğinde hatırlatılabilir. Ortadoğu’da özellikle Yemen’de yine hatırlatılan çatışmalar var, Libya ve diğer Afrika alanındaki hususlar malum. 

Bu etkileşim içinde bugünlerde Doğu Akdeniz’de Yunanistan, Güney Kıbrıs, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri Medusa isimli bir tatbikat yapıyorlar. Bu tatbikat da neyin nesi? Amaç açıkça belli ABD, Fransa ve İsrail bu ülkeleri öne sürerek Türkiye’nin sorumluluk ve ilgi sahasına baskı uygulamak istiyorlar. Bir tür medya ve gösteri tatbikatı bu; ilgili ülkeleri bir araya getirip hedefledikleri Türkiye’ye mesaj vermenin dışında önemi olmayan türden.

O halde Balkanlardan Doğu Akdeniz’e kadar olan bölgede Türkiye ve Yunanistan gerginliğinden medet umanlar var desek yanlış olmaz. Yunanistan’a silah satışları, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’a arka çıkmalar, savunma anlaşmaları yapılması, gibi. Kimse çıkıp, masaya oturun ve anlaşmazlıkları çözün demiyor, dikkatinizi çekiyordur; üstelik burada adı geçen ülkeler dost ve müttefik ülkeler. Bir tarafa güç verip, diğer tarafı kötülüyorlar, sürekli saldırgan var diye haber yapıyorlar. Kim o saldırgan? Türkiye mi?

Şimdi de ABD’li Senatör Bob Menendez, Türkiye’ye verilmeyen F-35’leri Yunanistan’a verelim diyor. Versinler! Ama sebep ne? Türkiye tehdit gösterilerek bunu yapmak istiyorlar. Türkiye neden tehdit olsun ki? Sorunu çözelim diyen taraf Türkiye. Ama Bob Menendez’in 2018’den bu yana Türkiye aleyhindeki beyanlarına ve verdiği Türkiye karşıtı yaptırım ve kanun tekliflerine bakılırsa açıkça görülür: Türkiye Suriye’den çıksın, Suriye’ye bir garnizon devlet kurulsun, Türkiye Doğu Akdeniz’de enerji aramasın, Güney Kıbrıs’ın parsellerine girmesin, Türkiye Münhasır Ekonomik Bölge iddiasında bulunmasın, Yunanistan’ın tezlerini kabul etsin, Türkiye Kıbrıs’tan askerini şeksin, KKTC’nin iddiası ortadan kalksın. Ama aynı Bob Menendez çok kolay bir argüman ile bunları yapıyor. Yasa tekliflerinin en üstüne gerekçe olarak, Türkiye Rus malı S-400 satın aldı, diyor ve peşinden sıralıyor.

Bu yaklaşım bölgesel açıdan en fazla İsrail’in, Yunanistan’ın ve (GKRY’yi bünyelerine aldıktan sonra) denizden sınırlarını Levant bölgesine kadar uzatan Avrupa Birliği’nin işine yarıyor.

Yunanistan F-35 alırsa bu ağ (şebeke, network) ile çalışan uçak sistemi sayesinde ne sağlar? Doğu Akdeniz’de İtalya ve İsrail sonrasında Yunanistan da bu şebekeye girince İngiltere ve ABD’nin de bölgedeki F-35 güçleriyle beraber olacaklarını dikkate almak gerekir. Sürekli hatırlatıyorum, F-35 savaş uçağıdır ama bu kadar değil, ağıyla birlikte hareket eder. Nedir bu? Lojistik (parça, bakım, silah, yakıt), komuta kontrol ve istihbarat yönüyle yarı otonom harekât yapan, yani bir tür robot olan bu sistem en uygun çözümleri tanımlı sahada kendisi üretir. Bob Menendez’in belki de fikren kurguladıklarının son hamlesinde bu silah sistemi var. Peki, Bob Menendez demek ABD demek mi? Kim arkasında bu Senatör’ün ve neye hizmet ediyorlar? Kim veya kimler Türkiye’ye F-35’leri verdirtmedi, ağa dahil etmekten uzak tuttu?

ABD, Rusya ile bir savaş mı hazırlanıyor? Soğuk Savaş zamanında düşmanı SSCB ile sıcak savaşa girmeyen ABD uyguladığı yöntemlerle zaferle kazandı. Biz de onlardan öğrendik, bu işlerin nasıl olduğunu. Acaba Türkiye üzerinden ABD’nin uzun ve orta vadede Rusya’ya ve kısa vadede Doğu Akdeniz çıkarlarına yönelik yapılabilecekleri neler olabilir? Anlamıyor muyuz bunu?

Bitireyim: Türkiye, Yunanistan ile sorunlarını barışçı yollarla çözecektir, Başbakan Miçotakis bunu böyle bilmelidir. Yunan halkı borçlanıp durmasın, bunun en gereksiz yol olduğu aşikardır, zira kullanılıyorlar.

Miçotakis aldanıp Adalar Denizi’nde (Ege) olmayacak işlere kalkışmasın. Bu önce bölgesel barış ve istikrara, adalardaki Yunan halkının zararına sonuçlar doğurur.

İçeride yaratılan gerginliğe bilerek veya bilmeden alet olanlar var. Bu kesimler yeniden düşünsünler. Türkiye haklarından vaz geçmiş değildir. Ancak çözüm yolu savaş olamaz! Karşımızdakileri ikna edeceğiz; bu süreci onların yöntemlerini kullanarak atlatacağız, doğrusu bu değil mi? Dikkat edin, bizden politik taviz bile istiyorlar. Ya sonra? Taleplerinden geride mi duracaklar? O halde akıllı güç yöntemini kullanacağız. Kendini kullandıranlara veya bilerek bu duruma alet olanlara sözüm budur.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Politika 'ın son yazıları

30 views

Amerika’da Gazze Protestoları

Gazze'deki yaşanan zalimce olayların gerçekliği ve Batılı politikacıların ikiyüzlü uygulamaları bugün Amerika'da tartışılıyor ve protesto ediliyor. Yarın bu protestolar Avrupa'da da yaygınlaşabilir. Öyleyse diyebiliriz: Gazze sınırlarını aştı!
39 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
52 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
56 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
85 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme