Ankara’da 16 Eylül 2019 tarihinde gerçekleştirilen Beşinci Üçlü Zirve’nin sonuçları değişik platformlarda değerlendiriliyor. Aslında, kalıcı barış yolunda Cenevre’ye gidilmesi noktasında anayasa komisyonu üzerine çalışacak Suriyeli listesinin tamamlanması ve usul yönüyle çalışmalara başlanması safhasına gelinmesi, gerçekleştirilen zirvelerin en somut başarısı oldu. Zaman içinde Astana için karşı taraftan çok olumsuz kritikler yapıldı. Örneğin İdlib’de belli bir ilerleme sağlayamayınca, “Astana Ruhu öldü mü?” sorusu ortaya atıldı. Hatta başta Avrupa ülkeleri korktu, “Eyvah yine mi sığınmacı akını!” dediler. O zaman şöyle soralım; ya Astana Ruhu olmasaydı diye.
Dün Rusya DİB Sergey Lavrov’un Suriye’deki çözüm, Güvenli Bölge (Lavrov buna Tampon Bölge dedi) ve Türkiye’nin güvenlik endişelerine ilişkin Uzak Doğulu haber kanallarına verdiği demeç ne anlam taşıyor? Önce Lavrov’un demecine bakalım ve sonra değerlendirelim. Çünkü Lavrov bize birtakım ipuçları veriyor.
Suriye konusundan üç garantör ülke olan Rusya (Vladimir Putin), İran (Hasan Ruhani) ve Türkiye (Recep Tayip Erdoğan) tarafından, BM 2254 sayılı kararı veçhiyle, Cenevre’de süren çalışmalara destek vermek amacıyla başlatılan Astana Süreci gereği, Soçi’de 14 Şubat 2019 tarihinde, bir zirve gerçekleştirilmiştir. Burada önemli kararlar alınmıştır. Bunlardan en önemlisi Suriye için sürdürülen Astana çerçevesindeki sürecin kararlılıkla devam ettirileceği hususudur. Bir sonraki zirve İstanbul’da devam edecektir. Nereye kadar? Toprak bütünlüğüne sahip bir Suriye devletinin halkı tarafından tekrar kurulmasına kadar. Ya sonra?
Suriye konusundaki gelişmeler hızlandı. Daha çok ABD’nin Suriye’den çekilmesi ve güvenli bölge konusu konuşuluyor. Anlaşılan o ki, ABD, Rusya liderliğinde ve Türkiye’nin inisiyatif alması üzerine Suriye’de bu şartlarda yapılabilecek en iyisi ne ise, o yola doğru girilmiş görünüyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Twitle Türkiye’yi ekonomik olarak tehdit etmesinden sonra diplomasi çalışmaya devam ediyor. Dün gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Başkan Trump ile telefonla görüştüler. Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün Grup Toplantısında yaptığı açıklamalar var. Burada Erdoğan’ın kullandığı ifade önemli. Trump ile yaptığı telefon görüşmesini anlatan Erdoğan, ”Tarihi öneme sahip bir anlayış birliğine vardığımıza inanıyorum,” ifadesini kullandı. Bugün Brüksel’de ABD ve Türk Genelkurmay Başkanları teknik bir görüşme yapıyorlar. Gelişmeler bunlar. Bu durumda asıl mesele ne, bunu ortaya koymaya çalışalım.
Dün dünya basını ve diplomasi dünyası ABD’nin açıkladığı Suriye’den çekilme kararıyla sarsıldı. Acaba Türkiye’nin bu kararın alınmasındaki rolü neydi? Jeopolitik ve güç dengeleri bağlamında buraya kadar olup bitenin analizini yaparak buradan çıkarılacak dersleri işaret edelim.
ABD’nin Suriye’deki askeri varlığına yönelik önemli gelişmeler yaşanıyor. Reuters Haber Ajansına konuşan bir ABD’li yetkili, “Suriye’den tüm askerleri çekmeyi değerlendirdiklerini,” açıkladı. Suriye’den çekilme kararının Erdoğan-Trump görüşmesinden sonra alındığını açıklayan Reuters Haber Ajansı, ABD’li bir yetkiliye dayandırdığı haberinde ise çekilme takviminin 60-100 gün içinde tamamlanacağını bildirdi. ABD’nin Suriye topraklarında 2 bin civarında askeri bulunuyor. Bu haberin ardında kısa bir değerlendirme yapalım.
Türk, Rus ve İran Dışişleri Bakanları bugün Cenevre’de buluşuyorlar. Konu Suriye. Bu toplantının ayrıntıları ne ile ilgilidir? Türkiye açısından önemi nedir?
Washington’da Birleşmiş Milletler Genel Kurul (UNGA) toplantıları yapılıyorken ortaya bir inisiyatif çıktı; Suudi Arabistan, Mısır, Fransa, Ürdün, Almanya, İngiltere ve ABD Bakanları “küçük” bir toplantı grubuyla Suriye meselesini kendi aralarında konuşmaya başladılar. Bunun adı Small Group (Küçük Grup). İlgili Bakanlar, “BM Güvenlik Konseyi Kararı – 2254 uyarınca siyasi bir çözüme doğru ilerlemek için zorunluluk görüyor,” dediler.
Afrin Harekatı başlamadan bir değerlendirme yapalım. Sonrasına bakalım. Tarafların hedefleri neler, kim ne beklenti içinde, görelim. Belki Afrin’e bakarken bir adım sonrasını da göz önünde tutarak tartışmamız gerekiyor.