Yakın zamanda “Yeni Küresel Devrim” konusunu işlemiştim[1]. Bu devrim sürecinin içinde olduğumuzu işaret etmiştim. Şimdi de post-kapitalizm ve buna bağlı yönetim erkinin yapısını sistemsel olarak ortaya koyacağım.
DevamıSiyaseti, stratejiyi, yaşanan dünya meselelerini ve liderlik bahsini açıklamak bazıları için kolaydır, bazıları içinse zor. Bunun nedeni sadece konu ve kapsamlarını çok fazla olmasından kaynaklanmaz, zamanın gelişimi içinde şartların henüz tam tarif edilemediği ve olgunlaşmanın tamamlanmadığı noktadayken bunun üzerine akılları çeldirenlerin fazla olması da kaynaklık eder. Bu makalemde hem kapsamı gereği çok fazla tartışmanın yapılabileceği başlıkları ele alacağım hem de Henry Kissinger’ın tarif ettiği liderliğin eleştirisini yapacağım. Böyle yapmamın nedeniyse, bu zorluk derecesi yüksek konulara daha üst perdeden bakarak sizlere bir açıklama getirebilmenin pratiğini göstermek olacaktır. Ama sonuçta sizler kendi düşünceleriniz ölçüsünde bir gelecek öngöreceksiniz, benim burada bir yönlendirmem olmayacaktır.
DevamıAmerikan Enternasyonalizmi, Joe Biden, Liberal demokratik devlet yönetimi, Amerika’nın Büyük Stratejisi, ABD sistemi ve jeopolitikası ve diğer ülkeler.
DevamıBugün Çin’in ve Çinli şirketlerin inovasyon konusunda ne denli yol kat ettiğini görmekteyiz. Yapay zeka, kuantum işletim sistemi, 5G internet… Türkiye veya ülkedeki şirketler neden bir kritik ürünü üretenlerden biri olamasın, bilimsel ve teknolojik sahada küresel çapta kendine bir yer bulamasın? Bu yazıda mevcut çabalar ve konular hakkında ifade edilecek bir şey olmayacak. Daha çok temel konuları bulacaksınız. Bu bir liderlik ve politika, ama sonuçta refah ile güvenlik konusudur. Bilimsel ve teknolojik alanda geç kalmak asla kabul edilecek bir konu değildir. Teknoloji yaratmak nasıl olur? Bu konu neden önemli?
DevamıBakıyorum da insanların aklı bir hayli karışık. Sapla samanı karıştırıyor, elmayla armudu birlikte hesaba katıyor. Olmaz!.. Güneş balçıkla sıvanmaz! Öyleyse dünyaya nasıl bakmalıyız? Felsefi bir yazı, ama tartışmaya değer bir konu oldu kanısındayım.
DevamıSon dönemde Türkiye’deki politik sahneye yakından bakıldığında giderek bir militanlaşma halinin geliştiğini ve hatta ileri boyutlara ulaştığını söylemek hiç de yanlış olmayacaktır. Bu iyi mi, kötü mü?
DevamıSon günlerde özellikle Rusya, Suriye ve PYD konularından dolayı kamuoyunda olduğu kadar politika çevrelerinde de Amerika’nın ne yapmak istediği konusunda endişeler yaşandı. Amerika’nın Türkiye ile müttefik olup olmadığı dahi sorgulandı. Yaptıkları açıklamalardan dolayı Amerika’nın sözcüleri kınandı. Bu tip algı farkları bir intibak eksikliğinden mi yoksa, menfaatler gereği bilinçli davranışlar mı kaynaklandı, tartışmaya açık bir konudur. Genel bakışla şu soru öne çıkıyor: Bunca yıldır çoğu stratejik konuda iç içe yaşandığı halde Türkiye’nin Amerika algısında bugün için bir sorun mu yaşanıyor? Biraz teorik olacak ama, hatırlatmakta yarar var. Amerika’da değişik aktörler, dengeler ve dinamikler var. Bunların bir kısmı önceliklerinin küresel çapta, diğer
DevamıAmerika dünyaya liderlik ediyor, küresel ölçekte kaynakları yönetiyor, vizyon koyuyor, yeni kavramlara odaklanmayı sağlıyor, kültürel değişimin öncülüğünü yapıyor, politikaları belirliyor ve aslında oyunun kuralını koyuyor. Peki, bunu nasıl başarıyor? Size hakim-üst akılla desem yeterli olur mu? Bu 2016’nın ilk yazısı olduğuna göre anlatıma biraz eğlence katmalıyım. Konuyu daha iyi canlandırabilmek için Hollywood perspektifinden bakmayı yeğleyeceğim. Ama lütfen reel politikanın işaret ettiği Amerika’dan ve teşbihle sözünü edeceğimiz Hollywood’dan hoşlanmayanlar araya girip sevimsizliğe sebep olmasınlar. Çünkü amaç bunları sevip sevmemek veya fanatizm değil. Esasında bahsetmek istediklerim bugünlerde herkesin sorguladığı türden başlıkları kapsıyor: Dünya, politika, diplomasi, uluslararası ilişkiler, liderlik… Mesele bu her biri
DevamıKonuya sadece liderlik gözüyle ve fikirler bağlamında ele alalım. Bu gözle Davutoğlu misyonu tamamlandığında kurumsal bağlamda hatırlanabilecekleri inceleyelim. Bunun için daha çok erken, diyenler olabilir. Ama önemli olan bugünden bir değerlendirme yapmaktır, ülke yararına daha iyi sonuçlar çıkarılabilir. Dolayısıyla işimiz ülke yararıdır, kişilerin özelleri değil liderliklerinin analizidir.
DevamıYaşananlar neler? İstihbarat ve liderlik konularında neler söylenebilir? Genel olarak algıda bir paradoks var mı? Olması gerekenler neler? Bu konuları inceleyelim.
Devamı