Bir bütünlük ifade ettiğinden aynı girişi yapacağım. Toplumumuza dair ana sorunları tartışıyoruz. Buraya kadar bazı teşhisler yaptık. Önce “Binyılcı Düşüncenin Türkiye’ye Etkileri” konusunda bir tartışmamız vardı. Burada bir “algı-gerçeklik” sorununa dikkat çekmiştim.[1] Takiben, “Onurlu Olmak” ile ilgili konuya değindik.[2] Sonra, “ezbercilik” sorun sahası üzerinde
DevamıDünyalık yükten kasıt, milletin omuzlarına binen, yüksek siyasetle tercih edilenlerden dönüp millete çöken bir yük bu. Uygulamadaki tartışmalar ise çok başka yerlerde ve oldukça dağınık halde. Biz buralara girmeyelim, ana kalemler üzerinde duralım, küreselleşmenin getirdikleri, yeni savaş yöntemleri ve milletin asıl üzerinde duracağı noktalar.
DevamıBugün 12 Ocak, sabah 7 sularında bir yazı için masaya oturdum. Ne yazacağıma karar vermek için düşündüm. Aklıma bir cümle geldi; “Dünya durdu mu?” diye. Bu cümleye göre hem düşünüp hem de bugünlerdeki “sükûnetin” anlatımını yazmaya başladım kendimce. Sıralıyordum, bırakıncaya dek. Şunları yazabilmiştim: Türkiye’de sakin bir hafta sonu… Politikacılar işleri normal seyrinde görüyorlar. Partiler kongre kararları alıyor, iktidar anayasa dönemini başlatıyor, ekonomiden sorumlu bakanlar yeni dönemi anlatıyor; ne güzel her şey normal. Sanki olması gereken gibi… Peki, Doğu Akdeniz’e onca savaş gemisi geldi, boşuna mı? Suriye ve çevresine o kadar asker ve silah yığıldı, boşuna mı? Rusya ile kriz yaşanmaya
DevamıYapılan iş politikadır. Allah’ın (CC) rahmeti ise kavranamaz bir şeydir. İnsan bir peygamber olsa da bu sonuç değişmez, akıbeti asla bilemez. İman sahibi için bu Ademoğlu’nun bir paradoksudur!.. Ademoğlu’nun hakkında bir fikri ve katlanacağı somut bedeli olsa dahi akıbetini anlaması beklenemez, hatta bilgisi azdır, bazı gelişmeler kavramasının ötesindedir ve zamanı sınırlıdır, çünkü ölümlüdür. Hem insanın ortak özelliği; sabırsızdır. İnsan özelliklerini geliştirebilir, bu da rahmete tabidir. Olup biteni böyle okumalıdır. Eğer yanlış okursa önderlik edenlerin çıkmazları halkına yapışır. İyi oldu zanneder ama akıbette olan başkadır. Rahmeti sonsuz olan Allah (CC) insana (mealen), “Sen ne istersen vereceğim; iyi iste iyiye, kötü iste
DevamıIrak Şam İslam Devleti (DAİŞ/ISIS/İŞİD) terör örgütü hakkında yayımlanmış çeşitli raporların, bildirgelerin ve görüşlerin bir irdelemesi yapılacaktır. Burada daha çok DAİŞ gibi örgütleri yaratan mantık üzerinde durulacaktır, rapor ve bildirgeleri hazırlayanların akıllarının arka planı üzerine yoğunlaşmaya gayret edilecektir. Amaç, aynaya bakıldığında ne görülüyor, bu gerçeği belirginleştirmektir. İslam’ın savunmaya ihtiyacı var mı? İslam’ı savunurken asıl yapılan kendimizi savunmak mı oluyor? DAİŞ’e veya bir başkasına bakarak mı İslam’ı savunma ihtiyacı duyacağız? İslam’ın kendiyle sorunu yok, sorunu olan belli dönemlerin içindekiler, ortamın ve şartların akışında sürüklenenler, sorunu olan bizleriz!.. Düşünüyorum ki, ortada bir bataklık var, sivrisinekler türeyebiliyor, tarihsel verilerin ışığında örneklemek mümkün, bazen
DevamıŞöyle sorular geliyor: Din başka, dünya hayatı başka değil mi? Hem öte dünyaya hem de bu dünyaya çalışmak gerekmez mi? Din İslam’dır ve dışında olunamaz. Din kainatın kanunlarıdır. Din kavramının özüne göre zaman ve mekan kavramları ve hatta boyutluluk insanın bildiğinden farklıdır ve daha kapsamlıdır. Allah (CC) alemlerin rabbi olduğundan bu böyledir. Din ezeli, bu hayatı ve ebedi kapsar. Hayat bu dünyadaki canlılık sürecimizdir. Din bu dünyayı başka, öte dünyayı başka kapsar der isek eksik bir ifadede bulunmuş oluruz. Bu dünyada yaşarken din bize ne demişse onu yapmamız gerekir. Örneğin din insana ahlaklı ve bilinçli ol, çalış, paylaş, barış, oku,
DevamıDiyalektik: Sapkın olmanın düşünce yapısı belli. Onlara baktım ve söylediklerinden belli tezler çıkardım. Ardından takva ne diyor, antiteze baktım. Göreceğiniz gibi, diyalektiğin basamakları dışında hiç klişe sözcük kullanmayacağız. Şimdi gelin beraberce tartışalım: 1. Tez: Bu dünya yaşamı birimizinkini veya bir sürecin tecrübesini önemsemiyor, insanlığın tümüne bakıyor. Peki neden? Birimiz önemli değilse, kim veya ne önemli? Eğer amaç tüm insanlığın ölümsüzlüğünü ispat ise bunun bireyle (örneğin benimle) ne ilgisi olur ki? Antitez: Oysa takva, herhangi birimizin minik bir serçeye kış günü iki buğday tanesi vermesini bile önemsiyor. Her canlı ölümü tadacaktır. 2. Tez: Nefse ruh de, ruhu hiçe say, görmezden gel;
DevamıAnlamları yan yana koyunca büyük bir dil sorunsalının kaygısına kapılıp, durup dururken kendimi sorgular oluyorum. Sonuçta, “Muttakiler haklı, esasen tam da böyle olmalı!” diyorum. Bu durum bir yapay kurgudan değil, asıl uzak algıların kendileri için çevrimleşen yapılarından kaynaklanır. Var olan yapıların gezegenler gibi kendileri merkezlerine dönük döngülerin ayrı bir döngünün tanımı gibidir. Aşağıya “Sistemlerin Dinamiği” adını verdiğim bir şekil ekledim. Anlatımı bu basit şekilden takip edelim. Şekilde üç ekseni başlangıçta listeleyelim: 1) (Mevcut Sistem) Üst Sistem: Sapkın Din, Kopuk Bilim, Bencil Ekonomi. 2) (Mevcut Sistem) Alt Sistem. 3) (Gereken Sistem) Alt Sistem yerine, Muttaki Sistemi=Bir Sistem: Sahih İslam, Asıl Bilim, Paylaşan Ekonomi.
Devamı