Kültür - Page 25

simbiyotik-iliski-mutualizm
16 Temmuz 2018

Simbiyotik İlişki – Mutualizm

Simbiyoz, iki veya daha fazla farklı tür (organizma) arasındaki yakın etkileşimleri açıklar, birbirleriyle birlikte yaşayarak fayda sağlayan olmayı tanımlar. İki türün karşılıklı yardımla yaşama fikri simbiyotik bir ilişkinin özü olarak kabul edilir. Simbiyoz, genel olarak canlılar arası bir ilişki türü olmakla birlikte bu ilişkiye
antagonizma
29 Şubat 2016

Antagonizma

Antagonizma karşıtlık ve belli bir amaca sebep teşkil eden olmak demektir. Antagonist
bilgelik-2
27 Şubat 2019

Bilgelik

Bilgeye ve bilgeliğe yeterince ihtiyaç duymuyor muyuz? Çağımızın konularında ileriye atılım yapılamamasının
5 Temmuz 2018

Gelenek

“Şöyle bir geleneksel Türk tatlısı olan baklavaya ne dersiniz?” Bu cümlede konu
degisimi-yonetmek-ve-liderlik-sanati

Değişimi Yönetmek ve Liderlik Sanatı

1 Şubat 2014
1.4K views
10 mins read
Kendi ömrümüz içerisinde dahi yaşamın ne denli önemli bir değişim içerisine girdiğini ve döngünün inanılmaz farklılıklar yarattığını gözleyebiliyoruz. Bu kadarı bile farklı sonuçlar çıkarmaya sebeptir. En büyük cehalet farklılıklara anlam verememek olmalı. Hele bu iş bir liderlik boyutunda ele alınırsa… Genel değişimde insan Bu yazıda doğallığı, bilimi ve anlamı İslam düşüncesinin engin okyanusundan ayrı tutmadığımı; bilakis her şeyi müşterek düşündüğümü bildirmek isterim. Zira kainatı, evrenleri, insanın içinde bulunduğu evreni ve dünyayı, doğayı ve işletimlerini yaratan ve bilen O’dur. Süreçlerin şifrelerini veren, başlatan ve sonlandıran O’dur. O’nun kapsamadığı yoktur. Kapsam büyük bir doğallığı içerir. Benim genel düşünce sistematiğimde olanlar bunlardır. Evren
mutlak-bilinc-ve-insanin-bilgisi

Mutlak Bilinç ve İnsanın Bilgisi

24 Ocak 2014
5K views
20 mins read
Bu makalede bilimsel ve felsefi düzlemde konuyu derinlemesine irdeleme şansı bulacağız. Sırasıyla, insanın bilgisini, spekülatif bilgiyi, mutlak bilinci, bilimin uğraşılarını ve bilginin meşruiyetini açıklayacağız. Sonuçta bir buluşma önerisini göreceğiz. İnsan Bilgisi İnsanlık “bilginin kimliği” konusunda anlaşamadıkça, hemen her alanda anlaşma güçlüğü çekeceğe benziyor. Bilgi nedir, kim onaylar, nasıl kullanılır? Bu konu Batı felsefesinde önemli ölçüde tartışılmakta ve kendi kültürleri içerisinse doğru bir rotaya oturmuşa benzemektedir. Kültürde ise özellikle Altın Çağ olarak bilinen dönemde çokça tartışılmış, daha sonra durgunluğa girilmiş ve Batı’nın baskın politik ve ekonomik rüzgarıyla bir tür izleyicisi olma yolu tercih edilmiştir. Bilgi sözlüklerde insana göre tarif edilmektedir. Bilginin
maksatli-aforizmalar-ii

Maksatlı Aforizmalar (II)

23 Ocak 2014
1.1K views
5 mins read
Yalanım yok! Bu aforizmaları aklımın içinde belirgin resimli ögeler düşünerek yazıyorum. Saf camın aklıyla, iç ve dış bükeysiz. Böyle yansıyor kağıda sözcükler; belki maksatlı, belki saklı… Düşünceme göre bu aforizmalar insan yaşamı için bir kan damarı! Nedendir bilmem, böyle demek geçti içimden. Bir tıkanıklık durdurur akışı!.. Daha canlı ironiler var elbette. Ama “an” için bunlar gerekli! Bu an için elzem, yalnız kanla ilgili olandır; kanla, damarla, kalple… Güç ve Dil – Terör Dili Terör dili muhatabı ortadan kaldırma tehdidine yöneliktir. Bu işi asimetrik (!) güç unsurunu doğru odakla ve geniş etki üzerine kurduğu tekniği uygulayarak sürdürür. Haklı ve bilgece tutum
biz-kazanacagiz

Biz Kazanacağız!

21 Ocak 2014
1.2K views
4 mins read
İlgileneceksiniz!.. Çünkü bizim öykümüz. Asıl kazancın bükümlü bir aynadan yansıdıklarına dair popüler bilim kokan alegorik bir anlatım: Meşrulaştırıcı paradigma dozunda. Yaşama bir başka pencereden bakacağız. Metafizikten yoksun ama bir o kadar da gerçek algısına boyutsal yaklaşım sunan içerikte… Başlayalım öyleyse: Her zaman, her yerde ve her şartta “biz” kazanırız. Onlar kaybederler. Kazandıklarını zannedenler de kaybederler. Zaman onların kaybettiklerinin şahidi olur, o kadar! Her kazanç katlanarak ilerlemeyebilir. Başlamış kazanç azla yetinir. Durgun kazanç giderek durulur. Şeffaf kazanç sürekli dibi gösterir, berrak ve dingin. Katlanan kazanç çok olanın albenili grafiklerle tasdik edilmiş halidir. El değiştiren kazanç devir süreçlerinin kazançlarından dolayı haber edilir.
stratejik-goz-kirpma

Stratejik Göz Kırpma

20 Ocak 2014
2.4K views
7 mins read
Amacım “Stratejik Göz Kırpma” deyimini kullanarak; politika, strateji, insan doğası, güç ve küreselleşme gibi kompleks konuları kolaylıkla birleştirebilmektir. Politik göz kırpmanın işletilenleri tarafından küreselleştirilen sahnesinde yerel halkın ve muttakinin yerini tayin etmektir. Göz Kırpmak “Göz kırpmak” insana özgü politik bir sinyal şeklidir.[1] İnsana özgüdür ve en iyi bilinenlerden olan bir tavırdır göz kırpmak. İnsanın politik özelliğe sahip bir varlık olduğunun belirgin bir kanıtıdır. “Kaş göz oynatmak” ise daha geniş bir deyimdir, konumuz değildir. Özne birey olur, devlet olur, şirket olur, örgüt olur, toplum lideri olur; dost olur, “dost gibi görünen” olur… Özneler birbirlerine çalım atarken göz kırpar, gizli kapaklı bir
savas-anketi

Savaş Anketi

20 Ocak 2014
2K views
4 mins read
Savaş konusu konuşulduğunda uzun bir süre durup düşünülmeli. Kişisel fikrim böyle ama birilerinin, hem de kardeş olan Ademoğullarının savaş sözcüğünü kolayca dile getirebilmeleri büyük bir paradoks değil mi? Buradaki konu insanın var olma sebebine ters yapılan davranışları; yumuşak veya sert yaptırımları, sıcak ve soğuk savaşları, çatışma ve direnişleri, sanal ve gerçek olanları kapsar. Hepsinde bir aldatma, saldırma, kan, gözyaşı, bunalım, baskı var. İyi de; neden isteniyor bu kadar? Merak ediyorum, insanlar ne düşünüyor. Gelin basit bir anket uygulayalım. Sıradan sorular soralım: İnsanlar savaşı ne zannediyor? O halde böyle bir soru olsun. Cevap verenler ölüm mü, oyun mu, gerekli görüp görmediğini
tartisma-kulturu

Tartışma Kültürü

19 Ocak 2014
2.5K views
4 mins read
Tartışıyor musunuz, yoksa kavga mı ediyorsunuz? Hangisi gerekli? Öğretmenleri daha ilk okuldayken çocuklara tartışmayı öğretiyordu. Oynadıkları oyunlarda çocuklukları gereği birbirlerine horozlananlara öğretmeni çıkıp tarif ediyordu: “Ellerinizi arkanıza bağlayın, el kol kullanmak yok, tartışırken sesinizi yükseltebilirsiniz ama önemli olan bağırmak değil, gerekli sözcüğü bulup söyleyebilmektir; küfür ve kişiliğe hakaret yok; yalanla değil, doğruyla karşındakini alt edebilmektir; birbiriniz gözlerinin içine bakmayı da sakın unutmayın! Tartışırken el-kol yok, dil ve akıl var, bir de gözlerinizin içine bakmak var…” Tartışmak ve fikir münakaşası yapmak kaçınılmazdır ve bir kural üzere gelişir ama kavga etmek doğru değildir. Değil mi? Kültürümüzde yüksek sesle el-kol kullanmadan tartışana da
neyi-degistirebiliriz

Neyi değiştirebiliriz?

18 Ocak 2014
1.4K views
5 mins read
Sokakta gördüğümüz çoğu insanın kaşları çatıksa neyi değiştirebiliriz? Eğitim sistemi sürekli değişiyorsa neyi değiştirebiliriz? Dünkü dostlar bugün kanlı bıçaklıysa… İyi de; o değişmez, bu değişmez; ne olacak öyleyse? Bu daha kötü bir sonuç değil mi? Bu yaşıma kadar olanlara baktığımda, çok şeyin değişmiş olduğunu gördüm. Düşündüm, bu her yerde ve herkes için böyle midir? Başka bir konu ileri sürdüm kendimce; eğer bizler bundan bir asır önce yaşıyor olsaydık, yani geçmişe izdüşümümüzü yansıtsaydık, yansıyan etkiler ölçeğinde bakıldığında, değişenler bu tempoda ve aynı radikal çizgide mi olurdu acaba? Cevap: “Hemen hemen öyle, yaşam zor aslında, bazıları için çok daha fazla, bazılarına ise hafif
gelecege-bakmak

Geleceğe Bakmak

15 Ocak 2014
1.5K views
7 mins read
Zor bir iştir geleceğe bakmak! Anın tarttığı yüklerin muhasebesini yapmadan doldurulması gereken boşluklar vardır, hem de bir hayli. Bireysel yüklerdir çoğu. Baskı altındaki bireyin durmaksızın başladığı güne saatin tiktaklarından hızlı akar sözcükler, belki de fiiller. Trafiğin bile etkili olamadığı birey gerilmeye başlar daha ofisine varmadan. Ve sonra yıkılmaya başlar anın sürprizleri. Soluk almadan geçirilen zamanın içinde akla getirilen aile meseleleri için belki çözücü birkaç telefon savuşturur dertleri. O da şansın varsa. Koca kentlerde her şey sorudur: “Ödeyecek misin?” Bir kaba soruyu dahi nazikleştirmek için bilerek can sıkıcı olan teklifler. “Ödemeyeceğim!” denemeyecek kadar sıkıştırılmışlık başlar faturalı tarifelerle. Bu kez trafik zorlar
guvenlik-icin-kuresel-egitim-programi

“Güvenlik İçin Küresel Eğitim Programı”

14 Ocak 2014
1.4K views
2 mins read
Eski İngiliz Başbakanı Tony Blair onca tecrübesinden sonra küresel bir mesaj veriyor; “Eğitim güvenlik işidir,” diyor; “Küreselleşme aşırılığı (extremists) teşvik ediyor,” diyor.[1] Bununla da yetinmiyor, tüm dünyayı yeni bir çabaya davet ediyor. Tony Blair, fikirlerini ve çözümünü, Kasım 2013’de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde ifade ettiğini açıklamaktadır. Terörist aktörlerin devletlerin dışından, Orta ve Uzak Doğu’dan gelmeleri ve dini kökenli olmaları dikkate değer sonuç olarak açıklanmaktadır. Ayrılıkçıların daha çok gençlere yönelik propaganda yaparak bir ağ (network) oluşturduğunu, Tanrı (!) adına ölmeye hazır bu insanlarla normal hayatın felç edilmek istendiği, korku ve tehdidin bir yaşam tarzı haline geldiği söylemektedir. Küresel faaliyet gören bu kesimler tarihin
1 23 24 25 26 27 32

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA