Kültür - Page 26

simbiyotik-iliski-mutualizm
16 Temmuz 2018

Simbiyotik İlişki – Mutualizm

Simbiyoz, iki veya daha fazla farklı tür (organizma) arasındaki yakın etkileşimleri açıklar, birbirleriyle birlikte yaşayarak fayda sağlayan olmayı tanımlar. İki türün karşılıklı yardımla yaşama fikri simbiyotik bir ilişkinin özü olarak kabul edilir. Simbiyoz, genel olarak canlılar arası bir ilişki türü olmakla birlikte bu ilişkiye
antagonizma
29 Şubat 2016

Antagonizma

Antagonizma karşıtlık ve belli bir amaca sebep teşkil eden olmak demektir. Antagonist
bilgelik-2
27 Şubat 2019

Bilgelik

Bilgeye ve bilgeliğe yeterince ihtiyaç duymuyor muyuz? Çağımızın konularında ileriye atılım yapılamamasının
5 Temmuz 2018

Gelenek

“Şöyle bir geleneksel Türk tatlısı olan baklavaya ne dersiniz?” Bu cümlede konu
kelimenin-yalnizligi

Kelimenin Yalnızlığı

14 Ocak 2014
1K views
3 mins read
“Muttakilik” diye bir kelime kullandım. “Bir çoğu gibi ben de inanıyorum,” dedim. Hemen bildik reflekslerle kelime üzerinden düşünceler üretilmeye başlandı. Çünkü zihinler en kısa yolu tercih etmekteydi. Bu tip kelimeler ancak bir “yol” ile özdeşleşebilirdi. Bana, “Sen şucu musun?” diye soranlar çıktı. Böylesine bir yaklaşım, çizi gibi… Bilindiği gibi, yollar var asfalt ve çizili, yollar var patika ve ucu belli olmayan… Ben kendi yolundayım, bireysel güce işaret ediyorum, herkes kendinden sorumlu diyorum. Sorulara “evet” veya “hayır” desem, bildik bir kelime bile yaşadığı yalnızlığın dağlanmasından dolayı bana iç çekebilirdi. Ben kelimelerden çok içerlerim! Bundan dolayı kolaylıkla sorulara cevap veremem. Muttakilik meselesinde
saf-bilinc

Saf Bilinç

12 Ocak 2014
2.1K views
12 mins read
“Yeni İnsan Bilinci” ve “Saf Bilinç” arasındaki farkı irdeleyeceğiz. Tarihsel süreçte ortaya çıkan insanlığın kopuşunu bütüncül bir bakış açısıyla gözden geçireceğiz. Batı kültürünün yarattığı kopuş ile ortaya çıkan gerçeklik, insanlığın yeni yaşamını tarif eder olmuştur. Belki bu noktaya insanlık kendi tanımlı nedenlerini yaratarak gelmiştir. Tanımlı olması birilerinin çabasıyla meşrulaştırılması sayesinde farklı bir yolu tanımlar. Sanki ortada haklılık varmış gibi anlatılır. Bu temel iki yapıyı anlattıktan sonra Türkiye ve Muttakilik bağlamıyla konuyu kısaca özetleyeceğiz. Bütüncül analizimizde ele alacağımız kavramlar; bilinç, bilgi, anlam (mana), dil (sembol), bilim, eylem, teknoloji, bilişim, irade, meşrulaş(tır)ma, sistem, inanç, kopuş, kültür, devlet, modernite ve güvendir. Analizi iki
maksatli-aforizmalar-i

Maksatlı Aforizmalar (I)

9 Ocak 2014
994 views
8 mins read
Yalanım yok! Bu aforizmaları aklımın içinde belirgin resimli ögeler düşünerek yazıyorum. Saf camın aklıyla, iç ve dış bükeysiz. Böyle yansıyor kağıda sözcükler; belki maksatlı, belki saklı… Düşünceme göre bu aforizmalar insan yaşamı için bir kan damarı! Nedendir bilmem, böyle demek geçti içimden. Bir tıkanıklık durdurur akışı!.. Daha canlı ironiler var elbette. Ama “an” için bunlar gerekli! Bu an için elzem, yalnız kanla ilgili olandır; kanla, damarla, kalple… Kazanması zor bir “saygı” Saygı zamanla kazanılır. Belki ömür yetmez görmeye, sonradan gelir; geç de olsa. Ama saygı insanın yaşamının taçlanmasıdır. Geç de olsa gelsin!.. Saygı; hazır cevap olmakla, çok konuşmakla, imkanları kullanıp
tesla-motorun-ogrettikleri

Tesla Motor’un Öğrettikleri

7 Ocak 2014
3.1K views
9 mins read
Burada asıl amaç Tesla’yı anlatmak değildir. Amerika’nın ve teknolojik değişimle insanlığın yeni bir eşiğe geldiğinin altını çizmektir. Yirmi-otuz yıl gibi bir süre içinde çok değişik alanlarda değişimler yaşanacağının işaretlerini göstermeye çalışmaktır. Ülkemizde uzun zamandır elektrikli araçlarla ilgili tartışmalar ve araştırmalar yürütülüyor. Hatta, “Türkiye bor cenneti, bor bu elektrik depolama sistemlerinde kullanılacak… Türkiye bu sektörle çok kazanç elde edecek…” gibi fikirler de ortaya atıldı. Peki, ne oldu? Yakın zamana kadar, TUBİTAK’ın da desteklediği bir elektrikli milli otomobil projesi dışında somut bir adım atılamadı. Dünya otomotiv sektöründe birçok marka öncelikle “melez” araç üreterek piyasada yer alamaya çabaladılar. Avrupa’dan BMW, Japonya’dan Toyota ve
ben-boyle-bir-dine-inaniyorum

Ben böyle bir dine inanıyorum!

4 Ocak 2014
1.4K views
12 mins read
“Din de neymiş?.. Dine neden ihtiyaç duyalım ki?.. Çağımızda, bu kadar yoğun ve önemli meşguliyetlerimiz varken, bu fikirde olanlar kaldı mı ki?..” gibi ifadelerin itibar gördüğü bir dünyada yaşıyoruz. Başlangıçta ifade etmeliyim; bu tip kritikleri dikkate almaktayım. Ama böyle bir dine kim inanmaz ki? Çok doğal, sapmamış, sahih! Bu metin, bir insan tarifi sunumudur. İnancıyla ilgili belirginleştirdiği çerçeve metindir. Bir insan olarak ben, inandığım dinin bir tarifini yapmaya çalışacağım. Anlatımımda ara başlıklarım şunlar olacak: Nefis ve Ruh; Üstün İnsanın Yaratma Gücü; Kötü Güdü; Ruh ve Takva; Yaşam, Din ve Muttaki. Nefis ve Ruh İnsanın yaratma gücü, “üstün” olmasının kanıtıdır. “Üstün
iletisim-yasasi

Dil ve Anlam Yönüyle İletişim Yasası

3 Ocak 2014
926 views
9 mins read
Eğer size sunacaklarımı Saussure veya Chomsky dile getirseydi mutlaka farklı olurdu. Bu farkı dikkatlerde tutalım. Dil anlamakla doğrudan ilişkilidir. İletişim için dil bir araçtır. Anlamak idrak için zarurettir. Bunların hepsi varsa kültür gelişir. Ben burada kültürümüz açısından gözlemlediğim ve içinden seçtiğim eksiklikleri bir bütün içinde tanımlama imkanı bulabileceğim bir akış oluşturdum. Dışa yansıtılan salt bir düşünce midir, yoksa bir ifade etme çabasının hasılası mı? Musil şöyle bir tespit yapıyor: “Dünyada hiç kimse, düşüncelerini, içinden yaşadığı zamanın dil denen giysiyi sırtına geçirme biçiminden tümüyle bağımsız kılamaz. Bu nedenle de kimse, yazdıklarından ne kadarının düşündüklerine tam olarak uyduğunu bilemez; yazma eylemi sırasında
hur-irade-mi-ustun-irade-mi

Hür irade mi, üstün irade mi?

2 Ocak 2014
1.1K views
7 mins read
Bu yazıda; Halife, Muttaki, birey, üstün, politika, ekonomi, hür, irade ve modern gibi başlıca kavramları birlikte düşünerek tartışma fırsatı bulacağız. İnsanın üstün olma yaklaşımına dair bir sonuç çıkaracağız. Politik Varlık: İnsan Birkaç özgün tanım getirelim. Böylece esasa bakışımı daha kolay açıklama imkânı bulabilirim. “Politika,” insanın yaşama dair manevra yöntemlerinden meydana gelir. Gelişme süreçleri kendi kurallarını icat eder ve bunların uygulanmasını ister. İnsanın kendini ifade edebilme kabiliyeti politika ile özdeş görülebilir. İnsan, Hz. Âdem’den (as) itibaren kendini nasıl ifade edeceğine ve nasıl yaşaması gerektiğine dair kararları alır olmuş ve bilinç atmosferine kendince değerler üretmeye başlamıştır. İnsan için politika Âdem (as) kadar
cozumun-jeodezisi

Çözümün Jeodezisi

29 Aralık 2013
1.1K views
4 mins read
Çözüm arayışı içinde olanlara bir yöntem sunacağım. Bu yöntem bir mühendislik çalışması sonucunda ortaya konan jeodezi çalışmasıdır. Öncelikle dönemsel çalışma yapılmalıdır. Bunun için öncelikle doğru ölçümle belirlenmesi gereken bir grid çalışması yapılmalıdır. Aşağıdaki grafik örnek bir çalışmayı gösterir. Anlatımımızı buradan takip edelim. Grafiğe konmayan dış etkiler, baskılar, çekimler mutlaka akılda tutulmalıdır. Tarihsel çizgide etili olan bu süreçler belirli şekilde dünya alanına dökülmüş mihenk taşlarıdır. Örneğin, Fransız ve Avrupa Devrimleri, 1 ve 2. Dünya Savaşları, Soğuk Savaşın bitmesi, Küreselleşme (Reagan, Thatcher dönemleri sonrası dünya) hemen ilk akla gelen büyük değişimlerin etkilerinin olduğu konulardır. Büyük coğrafi değişiklikler, felaketler, buhranlar da bu hesap
stratejik-sabirlilik

Stratejik Sabırlılık

28 Aralık 2013
1.6K views
10 mins read
Sabretmek üzerine kültürel yaklaşımları ifade ettikten sonra, yönetsel erklerin düzlemindeki işlevlerini tartışacağız. Stratejik hataların analizini temel dokusal eksiklikleri işaret ederek yapacağız. Kargaşanın sahibi insancılar “İnsanlar ve İnsancılar” isimli kitabımda ifade ettiğim tanımla, “insancılar”ın inşa ettiği ve daha çok Batı kültürüne ait olan bir sistemin baskın etkisi altındayız. Değişik kültürlerin mensuplarınca, onun gibi ve ona karşı olmanın çelişkisini yaşayanların ortaya koyduğu yaşam tablosu, sadece kendilerine değil, aynı zamanda çevresine de zarar vermektedir. “Muttaki” isimli kitabımda yer alan aşağıdaki görsel (Tablo-1), esas olarak Batı kültürüne mensup insancıların ve onun etkisiyle kendi kültürlerini şekillendirmeye çalışanların yapısal durumunu ifade eder niteliktedir. Tablo-1: Batı kültürünün
dogal-insan-ve-fenotipe-etkiler

Doğal İnsan ve Fenotipe Etkileri

26 Aralık 2013
2.1K views
10 mins read
İnsanın temel ve doğal yapısıyla ilgileniyoruz. Doğa, insanı hem dışarıdaki zenginliğinin tüm etkisiyle, hem de içindeki konuklarıyla sarmış haldedir. Bugün dış doğanın etkisi hakkında daha belirgin ipuçlarına sahibiz. Vücuttaki konuklar hakkında bildiklerimiz ise daha çok sağlık/tıp alanının konusu gibi görülmektedir. Burada esas amacımız insanın doğallığını ve geleceğin insanına etki eden faktörler arasında bu konuyu da değerlendirmemiz gerektiğini vurgulamak olacaktır. İkinci Beyin Yakın zamanda Michael Gershon, “İkinci Beyin” kavramıyla ortaya çıkmıştı. (Second Brain: A Groundbreaking New Understanding of Nervous Disorders of the Stomach and Intestine) Bundan sonra da yeni tanımlar ortaya atılabilir. Aslında bu bir arayıştır. İnsanın derinliklerine indikçe ulaşılması gereken
1 24 25 26 27 28 32

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA