tezat
Tezat

Tezat

22 Mayıs 2018
Okuyucu

Bırakın Amerika’yı, Türkiye’de bile bir merkantilizm tartışması var. Yoksa ilk neo-merkantilist teorisyenler buralarda mı? Nedir derdimiz? Devlet kavramını ihya etmek mi, yoksa küresel ekonomide yeni bir devrim gerçekleştirmek mi? Amerika bir yana, son dönemde Türkiye’de alternatif ekonomik model gerekli diyen bir kesim merkantilizmin yeni bir versiyonunu etraflıca tartışmaya başlamış, hatta kabuller yapmış… Farkında mısınız? Devlet, altın, vergi, ticaret kavramlarını yan yana getirmiş ve bunlarla yeterli gördükleri, kendilerince adil bir sistemden söz eder olmuş.

Daha çok Batı Avrupa merkantilizmi feodalizm sonrasında, en az dört-beş asır önce bulmuş, uygulamış, hem de ne uygulama, esasen sömürgecilikle birlikte merkantilizmi geliştirmiş, zenginlemiş, sonra devleti ve dünya sistemini tekrar yorumlamış. Burada kalınmış mı? Hayır. Zamanla demokrasi, özgürlük, eşitlik kavramlarına dayalı değerler öne çıkmaya başlamış. İnsanlık bireysel hakların öne çıktığı bir kurguyla devam edilmesi yoluna gitmiş, dolayısıyla buna uygun yeni yöntemler oluşturmuş, hatta konu sadece ekonomi olarak da kalmamış, sosyal, siyasal, bilim, teknoloji, felsefe, kültür, hukuk, pek çok alanda gelişme göstermiş, hepsiyle birlikte yeni yaşam şekli inşa etmiş. Bütün bunlar doğal gelişmeyle açıklanabilir şeyler, biz buna evrimleşme de diyebiliriz.

Örneğin bugün pek çok yenilikle iç içeyiz. En azından uzayda uydular var. Bilgisayar, internet, sanal pos cihazı, sanal hesap, sanal kredi, vb. o kadar çok yenilik var ki, okyanusta yelkenlideyken dünya borsalarını takip edebiliyor, yatırımlarınızı yönlendirebiliyorsunuz. Örneğin bir yazılım yaparak milyarlarca dolarlık servet yapabiliyorsunuz. Siri ile konuşarak çok şeyinize müdahale edebilir oldunuz. 3D Baskı, Yapay Zeka, Büyük Veri, Robotlar, vb. konularda ürünler çıktı bile. Örneğin sağlıkta tanı ve operasyon sistemlerindeki cihazlara bir bakın. Kimine göre çok gereksiz bir arayış gibi gelse de piyasada “ilkel” kripto para sistemleri de dolaşmaya başladı. Yarın ne olur bilinmez! Bugünün gözde şirketleri Google, Amazon, Apple, Microsoft, Alibaba, hatta Tesla, Space-X ne tür bir ekonomik performansla açıklanabilir? Bu şirketlerin birinin yıllık kazancı onlarca ülkenin bütçesini katlar durumda.

Siz Batı’da yeni başlayan bir girişimcinin sadece birkaç yılda nasıl küresel düzeye çıkabildiğini, nasıl sermaye bulabildiğini inceleyin bakın, işin altyapısındaki köklü anlayışların neler olduğunu göreceksiniz. Aynı şekilde, sonuca bakmadan sistemin başlangıcındaki ögeleri inceleyin, örneğin, FED’in çalışma şeklini anlamadan demokrasi ve küresel yapı hakkında fazla bir şey söylemeyin…

Hatta şunu da söylemeniz mümkün, insanlık burada da kalmayacak, yarın daha başka sistemlerle yönetilecek, bunun yaşam şartlarıyla ilgisi olacak. Örneğin uzayda koloni kuran bazı devletler veya şirketler, madenlerin önemini tekrar hatırlayarak, belki neo-merkantilist diyebileceğimiz, ama XVI. asırdan çok farklı bir kültür ve anlayış ile işin teori ve pratiğini ortaya koyabileceklerdir. Ama böyle bir gelişme yolunu izlemeyenler, doğal olmadıkları ve ezbere hareket ettikleri için, kendilerini nasıl tanımlamaya çalışırlarsa çalışsınlar, işlevsel olmayan bir sistem içinde sıkışıp kalacaklardır.

Bazı düşünceler idealinizde olabilir, inanabilirsiniz de, ama dünyada halen dönen değerin (bunu tüm ekonomik varlıklar olarak düşünün) yarısından fazlası size ait olursa belki bir şeyler inşa etmeye gücünüz yetebilir. Başkalarının yazdığı teoriyi öğrenmiş olmanız, sınavlardan geçer not almanız yetmeyecektir. Aynen şöyle, bir bilimsel teziniz vardır, ama o zaman itibarı ile imkanlarınız yoktur, bir türlü yaşama dahil edebileceğiniz teknolojik gereci yapıp kullanamazsınız. O zaman neyin iddiası içinde olabilirsiniz ki?

Ütopya hakkında derinleşmeniz şart! Kaldı ki bu yapılan ütopya bile değil. Neyse, Türkiye ölçeğinde işin özü şu, devlet önemli, dünya sisteminden doları çöpe atalım kurtulalım, altın sistemine geçelim derseniz, bu söylem olarak öne sürülebilir bir konu olur. Ama örneğin gelişmekte olan bir ülkede bu tür düşünceler zaman kaybı yaratır, yerinde çalışmak gerekir, hepsi bu. Ha, derseniz ki ABD merkantilizme geçiyor, neo-liberallere taş çıkartacak, işte bak o zaman durup düşünürüm. Nerede, neyi tartıştığımıza iyi bakalım. Oksimoronluk iyi değildir, öyle değil mi?

Neden bunlar oluyor dersiniz? Henüz kapitalist olmadan kapitalizmin en ileri şekline atlıyorsunuz, modern olmadan post-modern oluyorsunuz, liberal olmadan neo-liberallerin elinde oyuncak oluyorsunuz, bir de popülizmi politika diye düşünüyorsunuz, işte sonuç buraya çıkıyor. Doğrusu şudur; kapitalizmi bulanlar en iyi kapitalizm eleştirisi yaparlar, aynı şey komünizm için de geçerlidir, liberalizm veya merkantilizm için de…

Bakın bugüne kadarki gelişime, ne görüyoruz? Sanayi Devrimi’ni yapan ve bunu en çabuk uygulayan kültürler diğerlerini bulabiliyor ve adapte olabiliyor. Eğer insanlık Bilgi Devrimi’ni gerçekleştirdi ise bu gelişme taş üstüne taş koymakla ilgili olabiliyor. Sistem kurarak ve işleterek; ama dahası bilim ve felsefede insanı ve tüm sistem ögelerini iyi analiz ederek oluyor. Fikirlerini savunsam da savunmasam da örneğin Calvin, Malthus, List, Kant, Hegel, Fisher, Marks, Smith, Marshall, Mill, Keynes, Hayek, Friedman kendiliğinden çıkmıyor, var olanların üstüne yenisini arayıp deneyerek buluyor, eleştiri yapma hakkına sahip oluyor.

Hatta öyle bir eleştiri oluyor ki sonucunda o yaşadığımız I. ve II. Dünya Savaşları bile meydana geldi. Sadece Avrupa’da değil, dünya sathında milyonlarca insan öldü, kaynak sarfı meydana geldi, yönetimler ve sistemler değişti, yeni arayışlar söz konusu oldu. Rasgele mi? Hayır, insanlık tarihini ve aynı zamanda gelişimini böyle meydana getiriyor olsa gerek! Doğal gelişme ve hazmetme süreci olmadan, başka tür doğumlara gebe kalmak nasıl bir şey olabilir ki? Teori üretirken bile laboratuvarınızda test edecek modellemelere ihtiyacınız var.

Bir hülya sahibi olmak başka, yeni bir ürünü meydana getirip rafa koymak çok başka… Benim de kişisel düşüncelerim, hayallerim var, ama ben bunları birine söyleyemem bile. Bu dünya öyle bir yer değil! Eğer, dünyanın ilk on ekonomisi içine gireceğim dediyseniz başarılı olacağınız ortam budur, burada çalışacaksınız, başka bir saha yok. Yeni bir gelişme alanı yaratacaksanız mevcudun üzerine yaratacaksınız, geriye dönerek değil. İmparatorluk, altın, vergi, din, devlet diyerek bir ekonomik model inşa etme devri çoktan geçti. Adam Smith’in devri geçti; ama onun söylediklerinden geçerli olanlar yok mu? Var elbette. Trump gibi liderler yeni bir emperyalist dünyadan söz edebilir, yeni bir merkantilizmden de söz edebilir; ama bu kadar!.. Trump gibilere imrenmemek gerekir. Bugün devlet, dünya ve insanlık ne demek, bizim bunların ne anlama geldiğini bilmediğimizi mi düşünüyorsunuz? Çok güzel yapacaktım ama bana fırsat vermediniz, diyerek tarihe geçilebileceğini düşünüyorsanız, böyle bir tarihi okuyacak öğrenci de olmayacak, bundan emin olun. Her şey toplam değerlerle meydana gelebiliyor, birikim; bakın bu nokta başarılı olmanız için çok önemlidir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Ticaret Savaşına Ara

fed-haziranda-faiz-artiracak
DİĞER YAZI

FED Haziran’da Faiz Artıracak

Ekonomi 'ın son yazıları

450 views

Küresel Kapitalizmin Vizyonu İçinde

Keşifler, sanayi devrimleri, Aydınlanma, Rönesans ve Reform Hareketleri, Fransız İhtilali, ulus devletler ve derken hızla bugünlere gelen insanın serüvenine çok farklı yaklaşımlarda bulunanlar var. Bugünden Sömürgeciliği, Emperyalizmi ve Orta Çağı yeniden hatırlatan yazarlar var. Her şey bir yana, her yaşanan gün, hatta saniye, 8 milyarlık dünya için çok değerli!
482 views

Kapitalizmin Kritiği

Güncel konulara ve kavramlara bakarak, kapitalizm gerçeğini, yaşananları, ülkelerin, politikacıların ve entelektüelin durumunu irdeleyelim. Gerçekleri, yanılmaları ve kritikleri gözden geçirelim.
570 views

BRICS Hakkında

Güney Afrika'da 22-24 Ağustos tarihlerinde BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) liderler zirvesi 15nci toplantısı gerçekleşiyor. Şimdi önemli soru ortak para birimi olacak mı? Bunu göreceğiz. Ancak böyle bir karar olsa nasıl mümkün olabilir, tarifini yapalım.
1.3K views

ABD’nin Jeo-politikası ve Küresel Ekonomideki Baskısı

Küresel ekonomik şartların aşırı derecede değişiklik göstermesinin mantıklı bir açıklaması olmalıdır. Rastgele gelişmelerin yaşanması şeklinde açıklamalar ve büyük ekonomilerin bunun üzerine politika üretmeleri pek kabul edilebilir değildir. 2008’de başlayan olumsuz dalga Covid-19'dan sonra, bugün Ukrayna’daki savaşın getirdiği olumsuz ekonomik şartları da geçti, gelişmeler salt politika deyip bakılamaz noktada, bugün Ukrayna'da bir savaş oluyorken, Hint-Pasifik’te hemen her an bir provokasyon ile şartlar gerginleştirilmektedir. Normal ekonomi yaklaşımlarıyla "normal, birbirini tetikliyor," şeklinde açıklanabilecek olumsuz ekonomik gelişmelerle, özellikle ABD kaynaklı jeopolitik ve jeostratejik girişimlerle, daha da derin sorunlar olmaya dönüştürülmektedir.
1K views

Global Inflation and Geopolitical Situation

Today we focused on the Ukraine issue. On the other hand, we have a big global problem, related to the economy. We do not talk about the relevance of these negative economic developments to the sanctions imposed on Russia, because the world wants this war to end. So who is making sacrifices or will make more, how will the atmosphere of Post-Ukraine develop?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme