Türkiye’de vergi yanlış fikirler ile kaplı bir alandır. Bu tartışma aynı zamanda kamuya bakış hakkında da bir başka pencere açacak konudur. Ben burada bireyden-devlete olan ilişkiyi belirgin anlayışlarla ilişkilendirerek anlatmak isterim. Vergiyi incelerken faiz konusuyla da karşılaştırmalı bir anlatım yapacağım. Hem buradan vatandaşın bilgisi
DevamıFETÖ’den ders çıkardık, konu bütünüyle terör! Ama Adnan Hocacılardan da bir ders çıkaralım. Ülkece, istismarın ve özellikle dini istismarın hukuktaki yeri, radikalizm ve terör bakımlarından çok gerilerdeyiz. Neler yapılabilir? TCK’da böyle bir suç tarifi var. Dini inanç ve duyguların istismarı ceza kanunumuzda bir suç olarak ele alınmıştır (TCK 158. Md. 1. Bend. a. Fıkr.). Bu kanun maddesinin çevresinde uygulamada gördüklerimiz hakkında neler söylemeliyiz? İnanç İstismarı Suçu diyebileceğim bu konu, sadece maddi unsurlar ve iltisaklar ortaya çıkınca mı hukuken işleme konulabiliyor? Başka yönleri yok mu, örneğin terör?
DevamıToplumda büyük infiale sebep olan böylesi bir konu gündeme gelince hep birlikte çözüme odaklandık. Yasalar düzenleniyor, bilgilendirmeler yapılıyor… Cinsel istismarla ilgili yapılan düzenlemelerde buna sebep olanlara caydırıcı olması bakımından en ağır cezalar verilecek ve infazı sıkı bir şekilde devam ettirilecek. Çocuklara cinsel istismarda bulunanlar için cinsel hadım konusu ayrıntılı uygulamasıyla beraber yasalaşmak üzere. Genel cinsel istismar bir yana, bizim bugünlerde konuştuğumuz çocukların cinsel istismarı gibi daha özel bir konudur, çok hassastır. Bu hassasiyet bireyin yaşamı boyunca çok derinden etkileyicidir. Bu bakımdan toplum sağlığı yönüyle de önemlidir.
DevamıYakın zamanda gördük ki, hayvan üreticileri et fiyatlarının düşmesi için devlete açık bir mesaj verdiler. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu Başkanı Kopuz, “Ette KDV oranının ve canlı hayvan ithalatından alınan yüzde 15 verginin yüzde 1’e düşürülmesiyle etin fiyatını 6 lira aşağı çekebiliriz,” dedi. Buradan şunu anlıyoruz; tarım ve hayvancılık ile milletin yediği içtiği devlet eliyle bir yandan pahalandırılıyor, diğer yandan ilgili sektörlerin zorlanmasına sebep oluyor. Bu iş ilkel dönemlerdeki bir uygulamadır. Vatandaşın 100 hayvanı var ve devlet 15 tanesi benim diyor. Bugün böyle bir anlayış geçerli olabilir mi? Dolayısıyla şu vergi işini bir kez daha masaya yatırmak istedim.
DevamıEkonomiyi fazla hafife alanlar var herhalde… “İki kere iki kaç eder?” sorusuna cevap verirken bile, “Acaba bu sorunun altında ne hinlik var?” diye düşünen takıntılı kafaların ekonomiye odaklanmalarını anlamak güçtür.
DevamıSorular Tam olarak dinden anlaşılması gerekenler nelerdir? Dinin zararı var mıdır, gereksiz bir şey midir? Sorunların sebepleri nelerdir? Tespitler Öncelikle bir tespit yapılmalıdır. Din sosyolojik basitlikte görülecek salt inanç konusu değildir. Dar düşünülürse elbette tartışmalı sonuçlar doğar. Yararı ve gereği hakkında çeşitli fikirler çıkar. Din insanlığın bilebileceği bütün olasılıkları kapsar. Din bu dünya yaşamının tüm ihtiyaçlarını karşılar. Din başka alemlerin ve varlıkların habercisidir. Din anlatımında zamanın, mekanın ve başka boyutların konu edilmesinden çok amacın ve hedefin öne çıkması gerekir. Din insanın sınavını vurgulayan bir anlatımı öncelikli görür. Din önü kapalı gelecek tartışmalarının konusu değildir. Bu yaşamdan sonrasına dair anlatımları da
DevamıYaratan’ın zatı bir muhabbet konusu değildir. O’nun zatı ve sıfatları dahil, emirleri, kainatın düzeni ve kanunları üzerine bilimsel çalışmalar yapılabilir, bu tür yararlı işler inceleme ve araştırma konusu olabilir; hatta astronomi, fizik, jeoloji, kimya, matematik vb dallarda konu irdelenebilir. Ama sanki (haşa) O’nun yanındaymış gibi garip anlatımlarla bir tür kişisel ayrıcalık elde etme işine tevessül edilemez. Hatta Peygamberimiz için de bu kaide geçerlidir. İbadet ederken dahi sürçü lisan eylemek kabul edilir bir hal değildir. Örneğin bir program yaparken, “O onu dedi, bu da böyle yaptı…” türünden açıklamalar hiç değildir. Alemlerin (bu belki sayısız evren demek, belki bu evrende başka başka
DevamıYalanım yok! Bu aforizmaları aklımın köşesinde beliren resimli ögeleri düşünerek yazıyorum, saf camın aklıyla, iç ve dışbükeysiz. Böyle yansıyor kağıda sözcükler; belki maksatlı, belki saklı… Düşünceme göre bu aforizmalar insan yaşamı için bir kan damarı! Nedendir bilmem, böyle demek geçti içimden. Ancak bir tıkanıklık durdurur akışı. Daha canlı ironiler var elbette, ama “an” için bunlardan söz etmek gerekli. Bu an için elzem, yalnız al kanla ilgili olandır; kanla, damarla, kalple… Bu dünya ve hatta yaşam kurgusu öyle bir döngü içinde ki her şey bir diğerine bir şekilde dokunmakta. Yıldızlar yıldızlara, insanlar insanlara… Yalıtılmak, dışarıda durmak veya kaçmak mümkün değil. Bu
Devamıİnsanın ne yaptığını bilmesi… Kendi kendime soruyorum, örneğin Hitler ne yaptığını biliyor muydu? Eğer O sadece “kötü” bir örnekse, ya diğerleri için ne diyeceğiz? Benzer adımları atan veya atmak için çabalayan figürlere “iyidir” demek, geniş bir pencereden bakışa veya uzun bir vadede ne anlam taşır? Küresel sistemde hemen her şey herkesi ilgilendirir. Tersini düşünmek budalalık olur. Belki ilgi alanlarının vazgeçilmezlerini yönetmekle ilgili konuları ayrı tutmalı ve üzerlerinde özenle durmalıyız, ne dersiniz? Kanaatler hep vardır, iyi veya kötü… Bir küresel köydeysek eğer, sistemler bu denli iç içe girdiyse, sizce kimin kanaati daha doğru? Güvenilir insan kim, kimin arkasından gidilir? Farklı toplumların
Devamı