Kültür - Page 14

bilgelik-2 7.1K views
27 Şubat 2019

Bilgelik

Bilgeye ve bilgeliğe yeterince ihtiyaç duymuyor muyuz? Çağımızın konularında ileriye atılım yapılamamasının asıl nedeni bilge yetiştirebilen bir kültürümüzün olduğunu unutmak mı? Var olan değerlerin işaret ettiklerini yeterince yorumlayamıyoruz, düşüncelerini günümüzdeki kalıplarla belirginleştiremiyoruz, acaba durum böyle mi? Gelir geçer konularla zamanı hoşça değerlendirdiğini zannedenlerden miyiz?
5.3K views
5 Temmuz 2018

Gelenek

“Şöyle bir geleneksel Türk tatlısı olan baklavaya ne dersiniz?” Bu cümlede konu
lisan-i-munasip 2.8K views

Lisan-ı Münasip

1 Ekim 2013
2.8K views
3 mins read
İnsan kendini ifade etme kabiliyetinin en üst sınırına sahiptir. Konuşmak sadece bir iletişim değil aynı zamanda muttakinin kendini ifade etme derecesidir. İyi konuşan aynı zamanda iyi anlatan ve iyi anlayandır. Orta yaşlı bir bey yaya kaldırımında caddeden karşıya geçiyordu. Mobil telefonundan konuşuyordu. Zaten konuşulacak bir yer değildi. Acil bir durum ise kabul edilebilirdi. Ancak esas konu yer değildi. Beyin çok çirkin konuşması idi. Karşısındaki her kim ise onu öldüreceğinden, kafasını patlatacağından küfürlü sözlerle bahsediyordu. Konuşmasını herkes duyuyordu. Daha geniş bakalım. Bizleri bu denli şiddetli konuşmaya iten acaba nedir? Konu her ne ise konuşarak ve anlaşarak halledilmesi gerekirken birinin adeta insanlığından
buyuksehir-devrimi 843 views

Büyükşehir Devrimi

1 Ekim 2013
843 views
3 mins read
Brookings Enstitüsü Yayını olan bir kitap[i] büyükşehirlerin (metropollerin) yaşama olan etkisini inceliyor. Kitap Amerika ile ilgili bir araştırmadır. İçinde yaşadığımız büyükşehirlerin yaşamımızı ne denli değiştirdiğinin farkında mıyız? Kendi bakış açımızla neler yapılmalı, bunları gözden geçirelim. Kaç çeşit devrim var bilmiyorum. Kendiliğinden, zorlamayla, etkili, etkisiz, doğru, yanlış… Ancak kentleşmenin insan üzerine etkisini ön plana çıkarttığımıza göre bu yöndeki değişimlere ait açıklamaları da doğallığıyla kabul edebiliriz. Özellikle metropollerde (büyükşehir) olup bitenler kent algısının en karmaşık ve yoğun hissedildiği bir coğrafyadır. Diğer yandan Amerika’da olanlar dünyanın diğer yerlerinde de olmaktadır. Düşünceme göre küreselleşme ulus devletleri işlevsizleştirirken içinde kim yaşarsa yaşasın metropolleri öne çıkararak
vicdani-egitim 1.7K views

Vicdani Eğitim

1 Ekim 2013
1.7K views
21 mins read
Muttakinin vicdanını eğitmiş olması diğer bütün dışavurumlarında temel konudur. Eğitimin her türlüsünden bahsetmekteyiz. Ama vicdana dönük bir eğitimi de göz önünde tutarsak nelerden bahsetmeliyiz? Birey ve toplumun eğitiminin önemine değinmeye gerek yoktur diye düşünüyorum. Amaç olarak “yaşadığı evrenin içinde uyumlu, kişilik sahibi, vicdanlı insanlar yetiştirmenin ağırlığının bilincinde olmak bile yeterlidir” kanaatindeyim. Hiç olmazsa başlangıçta doğru bir nokta ifade edilmiş olur. Zaten, evinde küs gibi yaşayan modern ailenin bireyleri içinde “çocuk da bir şekilde yetişiyor işte…” deyip çaresizlik ifade etmek insanın iddiasına ters değil mi? Anne işten geldi yorgun, baba çok sinirli, oğlanın sınavları var ama kafasını bilgisayardan kaldırmıyor. Bebek ise
kentlesme 1.5K views

Kentleşme

1 Ekim 2013
1.5K views
6 mins read
Muttaki üretmeyi ve yaratmayı, sistemli ve organize olmayı kentlerde ispatlama çabasındadır. Bu onun en önemli kolaylığı ve sinerjisidir. İnsanın refahı ve güvenliği için kent vazgeçilmezdir. Ama kentli olmak ayrı bir olgudur. Kenti yaratan muttaki kendi içinde bir çelişki yaşar. İçlerinden bazıları kentli olmamak için ayak direr. Kent başlangıçtan bu yana insanın başlıca yaşam, sığınma, kolaylık bulma gibi yararları ile tercih ettiği bir organize ve ortak çıkar alanıdır. Bütün bu kabiliyetleri ile kent insanın yarattığı ama bireysel yaşamı düzenleyen sınırları içeren bir yerdir. Kent alanının şekillenmesi, standartlarının belirlenmesi, dokunun oluşması ve ihtiyaçların karşılanması kültürel endüstrinin ana motorudur. Kent insanın yaşamı için
kuresellesme 1.6K views

Küreselleşme

1 Ekim 2013
1.6K views
17 mins read
İnsanlık uluslar sistemi ve uluslararası düzen derken küreselleşmeye (globalization) geldi dayandı. İnsanlık adına bu alanda neler yapılabileceğini bulmak herkesin görevidir.  Ama önce ne olduğunu tespit etmek gerekir.
uretim-ve-tuketim 3.8K views

Üretim ve Tüketim

1 Ekim 2013
3.8K views
21 mins read
Üretmek ne muhteşem! Çeşitler halinde, sürekli geliştirerek… Bu acaba kendini ispat için mi, doğal mı; yararlı mı, zararlı mı? Evet! Üretim tüketim olmadan gelişmiyor. Üretebilmek için tükettirmek gerekiyor. Bunun ölçüsü ne? Biyo-kütle çoğalması ile ilgili insanoğlunun çabasını değerlendirmeden geçmek mümkün değildir. En azından insanın biyo-kütlesinin çoğalmasına karşılık diğer canlılarınkinin azaldığını görmek ve benzer şekilde dünyadaki kaynakların tüketilmesinde katlanarak bir azalma sürecini işletmek, aynı şekilde kirlenme, bozulma ve diğer çevresel sorunlara yol açma durumu meydana gelmektedir. Bunu insan iradesinin yaptığı doğru-yanlış seçimlerle somutlaştırmaktayız. İradeye esas çalışan nefsin kendisidir. Yani öğrenilenler, değerlendirilenler ve bilinenler ile bir haz duyma, kendini ispatlama, güven içinde
isyerinde-bulunmak 742 views

İşyerinde Bulunmak

1 Ekim 2013
742 views
2 mins read
Çalışma ahlakı konusu üzerinde duruyoruz. Bir işyerinde “bulunmayı” iş kabul eden bir toplum olmanın zararının gelecek nesillere aktarıldığının bilincinde miyiz? Bulunmak! Toplumumuzda kadroların nasıl doldurulduğunu biliyoruz. Çeşitli nedenlerle bir yerlerdeyiz. Aslında çalışmak için bir işyeri bulduysak şanslıyız. Hatta torpille veya kayırmacılıkla neler yapmak istendiği de ayrı bir ahlaki konu. Çağımızın sorunlarından biri de işsizlik. Fakat iş bulmak bu kadar önemliyken işimizin gereği, maaş aldığımız işte ne derece üretkeniz? Eğer üretmiyor ve sadece orada bulunuyorsak, o bir iş sahibi olmak mıdır? Çalışmak mıdır? Ahlaken ve vicdanen rahat olabiliyor muyuz? Çeşitli mazeretler bulup, kendimizi haklı görüp, önce kendimizi, sonra geleceğimizi mi kandırıyoruz?
1 12 13 14

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA