Kültür - Page 12

bilgelik-2 7.2K views
27 Şubat 2019

Bilgelik

Bilgeye ve bilgeliğe yeterince ihtiyaç duymuyor muyuz? Çağımızın konularında ileriye atılım yapılamamasının asıl nedeni bilge yetiştirebilen bir kültürümüzün olduğunu unutmak mı? Var olan değerlerin işaret ettiklerini yeterince yorumlayamıyoruz, düşüncelerini günümüzdeki kalıplarla belirginleştiremiyoruz, acaba durum böyle mi? Gelir geçer konularla zamanı hoşça değerlendirdiğini zannedenlerden miyiz?
5.3K views
5 Temmuz 2018

Gelenek

“Şöyle bir geleneksel Türk tatlısı olan baklavaya ne dersiniz?” Bu cümlede konu
dogal-insan-ve-fenotipe-etkiler 1.9K views

Doğal İnsan ve Fenotipe Etkileri

26 Aralık 2013
1.9K views
10 mins read
İnsanın temel ve doğal yapısıyla ilgileniyoruz. Doğa, insanı hem dışarıdaki zenginliğinin tüm etkisiyle, hem de içindeki konuklarıyla sarmış haldedir. Bugün dış doğanın etkisi hakkında daha belirgin ipuçlarına sahibiz. Vücuttaki konuklar hakkında bildiklerimiz ise daha çok sağlık/tıp alanının konusu gibi görülmektedir. Burada esas amacımız insanın doğallığını ve geleceğin insanına etki eden faktörler arasında bu konuyu da değerlendirmemiz gerektiğini vurgulamak olacaktır. İkinci Beyin Yakın zamanda Michael Gershon, “İkinci Beyin” kavramıyla ortaya çıkmıştı. (Second Brain: A Groundbreaking New Understanding of Nervous Disorders of the Stomach and Intestine) Bundan sonra da yeni tanımlar ortaya atılabilir. Aslında bu bir arayıştır. İnsanın derinliklerine indikçe ulaşılması gereken
modernizm-ve-kent-sistemi 2.5K views

Modernizm ve Kent Sistemi

9 Aralık 2013
2.5K views
7 mins read
Belirgin şekilde vurguladığım konu, bir “modernizm” süzgeciyle, bir “kent” sistemini ilişkilendirmektir. Eğer modernizm olgusu hazmedilmeden kent yönetimi hakkında değerlendirme yapsaydım, bunun büyük ölçüde eksik olacağını savunmaktayım. Salt politik sistemdeki yaklaşım, cepheler değişse de üç aşağı beş yukarı aynıdır. Başlangıçta, konunun bu cari halinin tartışma dışında olduğunu bildirmek isterim. Benim çizdiğim çerçeve; üstün iradeli insan ve muttaki gibi kavramlarla, gelecekte (ki 2025’lerden sonra belirgin şekilde görebileceğiz) küresel sistemin daha çok mega kentlerde yaşayacağı projeksiyonu üzerine inşa edilmektedir. İnceleme için asıl soru şudur: Eğer bugün birtakım eksiklikler varsa da, perspektif olarak gerekli hazırlıklar ne şekilde olmalıdır, modernizmi gecikmeden kent sistemine hangi yaklaşımla
kent-yasami-ve-biz 2.4K views

Kent Yaşamı ve Biz

2 Aralık 2013
2.4K views
10 mins read
Bizler liberal kapitalist demokratik bir sistemle, başka toplumlarla entegre, daha çok kentlerde yaşam süren insanlarız. Baskın küresel yapının gereklerini yerine getirebiliyoruz. Giderek nüfus artıyor, kentler kalabalıklaşıyor, paranın her şeyin önünde koşmasını isteyenlerin sayısı artıyor… Kentler bizi boğmadan, birer savaş alanı olmadan, yeterince zaman önce gerekli tedbirleri alabilecek miyiz? Bir adım daha ileri gidip sormak istiyorum: Bu sinir, kibir, vurdumduymazlık, çıkarcılık, biraz da düşüncesizlik daha da artarsa, çok mu mutlu olacağız? Yaşıyorsak başka çaresi yok! Eğer gidişat kentlere yığılmaya yöneldiyse, sorunlar daha da karmaşık hale gelecekse, tedbirlerimiz, projelerimiz yeterli mi? Haletiruhiyemiz nasıl? Şu ankinden başka seçeneklerimiz ve hayallerimiz varsa, neden işe
egitim-ve-insan-gucu-politikalari-hakkinda 1.8K views

Eğitim ve İnsan Gücü Politikaları Hakkında

18 Kasım 2013
1.8K views
5 mins read
Güncel bir konuyu ama güncel savların dışında, temel yaklaşıma ilişkin düşüncelerimi paylaşarak tartışacağız. Konumuz eğitim! Her türlü tartışmanın sonucunu bağlarız, “eğitimi çözmeden olmaz arkadaş…” deriz ya, ben de öyle yapacağım. Bir önerim var: Tüm eğitim politikalarını tekrar değerlendirelim; özgün, köklü, gerçekçi, Türkiye’yi tespit ettiği hedeflere ulaştıracak ve hatta küresel sistemde örnek olacak bir yapıya doğru kanalize olalım. Eğitimle ilgili değerlendirmelerimi geniş şekilde “İnsanlar ve İnsancılar” isimli kitabımda işlemiştim. Temel olarak fikrim şöyle: Eğitimde kökleşmiş ve özgün bir kurumsal yapıya kavuşmak önemlidir. Almanya’da Bildung varsa ve halen değiştirilmeden yaşatılıyorsa; biz kendi kültürümüzdeki bundan daha eski ve köklü bir yapıyı neden terk etmek zorunda
sarlmandan-gelecege 1.2K views

Şarlman’dan Geleceğe

17 Kasım 2013
1.2K views
3 mins read
Dünya kültürü denilen şey baskın Batı kültürünün içinden çıkmadır. Geleceğin resmedildiği her türlü projeksiyon da buna dönük hazırlanmaktadır. Şöyle bir düşüncem var: “Gelecekte liberal küresel tek devlette federal mikro yönetimler mega kentlerden yönetilecekler.” Ama buraya nasıl geldik, çok kısa anlatmamı ister misiniz? Kutsal Roma Cermen İmparatoru Şarlman’ın (742-814) ilk somut Avrupa düşüncesini gerçekleştirdikten çok geçmeden bugün dünya birliğini konuşur olduk. Avrupa hem kendi içinde hem de başka kıtalarda savaşarak bir arayış içine girdi. Örneğin Haçlı Savaşları (1095-1270) olarak bilinen süreçle Avrupa Orta Doğu’da bir kan dökme mücadelesi başlattı. Dini sebepler ortaya atıldı. Orta Çağ sanki tüm dünyanın veba ile savaşı
tasavvurun-geregi 910 views

Tasavvurun Gereği

14 Kasım 2013
910 views
8 mins read
“Okumalar” yapıyorum. Sadece harflerle dökülenlere değil, ilerisine ve gerisine de bakmaya çalışıyorum. Okumak başka bağlantılar kurmak demektir, derinleşmenin ta kendisidir… Bu okumada ara başlıklar şunlar: Okuma, Gaibe İman, Tasavvur, Küfür Kültürü, Bilgisel Beslenme, Batı’nın Tanrı Tasarımı, Bireysel Çıkış, Betimleme: “Kendince” ve Sonuç. Okuma Batı kültürünün idrakini belirginleştirebilmek için veciz bir anlatımdan yola çıkıyorum. Alman filozof ve din adamı Meister Eckhart (1260-1327) diyor: “Tanrı’yı gördüğüm göz, Tanrı’nın beni gördüğü gözün aynıdır.” Sözün ne anlamda söylendiğinin daha iyi bilmek için benim aynı tarihte ve yerde bulunmam gerekiyordu. Eksiksiz bir algıyla sizlere bunu o şartta açıklayabilirdim. Bu mümkün değil. Eğer bir insanın bin
mutluluk-kenti-icin-meykirlik-sanati 1.2K views

Mutluluk Kenti İçin “Meykırlık Sanatı”

13 Kasım 2013
1.2K views
13 mins read
İnsanlara aynı türden bir hayal işlemek mümkün mü? Magazinde yer alan kentleşmekle ilgili albenili görsellerin amacı nedir? Size, “Mutluluk için para kazanmanız gerekiyor, bununla refah ve güvenlik içinde olacaksınız…” denmesi yeterli geliyor mu? İdealinizde neler var? Rantla geçinen mi, yoksa sorumluluk içinde yaşayan bilinçli biri olmak mı? Bu tür sorulara “meykırlık sanatı” ironisiyle açıklık getireceğiz. Kente Dair Meykırlık Sanatı Tarihsel algıda insanlar için kent bir ülkedir. Toplumla bazen kent bazen ise ülke devletleri kurmuştur. İleride nasıl bir yapıya girileceğini değişik vesilelerle irdelemekteyim. Antik anlatımlarda filozoflar, “Bu kent…” der ve bilgece konuşmalar yaparlardı. Şimdinin insanı daha çok politikacıların ve medyanın işbirliğiyle
batinin-tarihsel-politik-yayilmaciligi 2.1K views

Batı’nın Tarihsel Politik Yayılmacılığı

29 Ekim 2013
2.1K views
19 mins read
1789 Fransız ve 1848 Avrupa Devrimi olarak bilinen ve tüm dünyaya kısa sürede etkileyen Avrupa’daki büyük transformasyonun ideolojik prensipleri halen geçerli görülmektedir. Küresel, kapitalist, liberal, politik yapıda bu güne kadar gelen ideolojik metodun değişmediğini de söylemeliyiz. O halde elimizde Batı’nın politik yayılmacılığına dayalı bir politik şablonun bulunduğunu ve değişik coğrafyalarda yakın gelecekteki gelişmelerin buna göre inceleyebileceğimizi düşünebiliriz. Fransız İhtilali Bugün modern dediğimiz devlet sistemi ki bunun da eskidiği şeklinde tartışmalar devam ediyor, kendi tanımına bağlı bir mantıkla oluşturulmuştu. Modern devlet mantığının ilk tohumları Fransız İhtilali ile atılmıştı. 1789 Fransız İhtilali Avrupa’da muhafazakârlar ile ihtilalciler arasında bir sıkışma yaratmıştı. Aslında bu
suretin-catismasi 1.2K views

Suretin Çatışması

28 Ekim 2013
1.2K views
9 mins read
Resim ve felsefenin iç içe duruşunda suretin insanlık için nasıl bir çatışma yarattığına bakacağız. Özgün bir çizgi ile Batı kültürünün eleştirisini yapacağım. Başta söylemeliyim: Haddimi bilirim. Foucault veya Magritte de kim oluyor diyecek biri değilim. Ancak tartışmayı aksettirebilmek için düşüncelerimi anlatacak bu yolu seçtim. Rahmetli dedemin Padişah Vahdettin’in askeri olduğu zamanda çekilmiş saray fotoğrafları var. Rahmetli ninem ise bu fotoğrafları evinin duvarlarına asmazdı. Evlerinde ve gönüllerinde surete değer verilmezdi! Resme ciddiyetle lise dönemlerinde başlamıştım. Aklımın arka planında aileden gelen bu “suret” eleştirisi bir bulut gibiydi. En azından suret olmasın diye “ipsiz sapsız” diyebileceğim ama aslında ip kullandığım tablolar yapıyordum. Size
spor-konusuna-koklu-bir-bakis 2.2K views

Spor konusuna köklü bir bakış

24 Ekim 2013
2.2K views
12 mins read
Bu yazıda merkezde spor olmak üzere, sağlık, endüstri, ekonomi, kültür, sosyal ve politik kavramların iç içe durduğunu bulacaksınız. Kısa da olsa sporun düşünsel boyutundan yaşam standardına kadarki çeşitli yönlerine değineceğiz. Elbette kendimize bir ev ödevi çıkaracağız. Başlık hakkında Yazıyı okuduktan sonra neden bu işi alfabesinden başlattığımı daha iyi anlayacaksınız. TDK sözlüğünde “spor” şöyle tarif ediliyor: Bedeni veya zihni geliştirmek amacıyla kişisel veya toplu olarak gerçekleştirilen, bazı kurallara göre uygulanan hareketlerin tümü. Ben bu yazıya ne isim vereyim, “spor” desem mi, “spor” yerine “beden ve zihin sağlığı” desem ne olur, diye düşündüm. Sonuçta olası yanlış ve eksik algıya engel olmak için

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA