Kültür - Page 10

bilgelik-2 7.2K views
27 Şubat 2019

Bilgelik

Bilgeye ve bilgeliğe yeterince ihtiyaç duymuyor muyuz? Çağımızın konularında ileriye atılım yapılamamasının asıl nedeni bilge yetiştirebilen bir kültürümüzün olduğunu unutmak mı? Var olan değerlerin işaret ettiklerini yeterince yorumlayamıyoruz, düşüncelerini günümüzdeki kalıplarla belirginleştiremiyoruz, acaba durum böyle mi? Gelir geçer konularla zamanı hoşça değerlendirdiğini zannedenlerden miyiz?
5.3K views
5 Temmuz 2018

Gelenek

“Şöyle bir geleneksel Türk tatlısı olan baklavaya ne dersiniz?” Bu cümlede konu
genetik-kulturel-kimlik 3.1K views

Genetik Kültürel Kimlik

23 Ekim 2014
3.1K views
20 mins read
Son dönemlerde “gen” ve “kültür” konularının irdelemesine çokça tanık olmaktayız. Bu konuda Richard Dawkins’in “Gen Bencildir”[1] ve Matt Ridley’in “Gen Çeviktir”[2] adlı kitabı dikkati çekiyor. Sanırım daha belirginleştirilemeyen çok konu var. Ridley kitabında konuya ilişkin “Kültür Muamması” başlığını atmış. Belli ki o da daha işin başında olunduğunu savunanlardan. Fazla teknik olmasa da bu konuda söyleyeceklerimin olduğunu düşündüm. Özellikle pratiğe dönük bazı konulara değinmenin yararına inanıyorum. İnsana Gerekli Olanlar Neler? Krallıklar, imparatorluklar, sınırsız şirketler, küresel güçler ve zavallı devletler sistemi nedir ki? Bunlar insanın yarattığı doğallıkla mı bezenmişler, yoksa yapaylıkla mı? İnsanlığın doğası bu tür çıkarcı sistematiğin başarısına mı gereksinim duyuyor?
kultur 2.9K views

Kültür

1 Ekim 2014
2.9K views
16 mins read
İnsan doğal (natural) ve kültürlü (cultural) bir varlıktır. Giyinen, yemek pişiren, süslenen, kentler inşa eden, araç-gereç imal eden, bilgi üreten, müzik besteleyen, yaşadığı dünyada kuralları koyan insanın elbette kültürlüdür. Ama kültürün farklı bir şey değil, insan doğasında olduğu gerçeğini de tespit etmeden geçmemeliyiz. Çünkü insandakiler dahil doğadaki tüm yapı taşlarının bir karakteri var.
dil-pratigi 969 views

Dil Pratiği

3 Eylül 2014
969 views
4 mins read
Dilin ilkel halini, daha sıra gelişmiş dile gelmeden anlaşmaya imkan veren iletişimi, bebeklikten itibaren sıralamak ve açıklamak mümkündür. Isı ile temas, dokunuş, gözlerle anlaşma veya çeşitli belli belirsiz sesler çıkarma bunlardan bazılarıdır. Kültürler kendi anlaşma şekilleriyle kendi toplumsal kişiliklerini yaratırlar. Örneğin kulaktan-kulağa, sadece dinlemeye dayalı anlaşma pratiği olan bir dilin baskısında kalan bir gencin büyüyünce nasıl bir davranış tipinin örgüsüne bağlanacağı üç aşağı beş yukarı bellidir. Buna karşılık okuyan, araştıran, sorgulayan, sözün üstün iradeli insanın en önemli belirtisi olduğunu kavrayan bir kültürün dil pratiğinde mükemmellik olacaktır. Aradaki farkları anlamak için her dilden insanın bulunduğu bir uluslararası havaalanına gidin seyredin. Göreceksiniz
anti-zaaf 1.7K views

Anti-zaaf

19 Haziran 2014
1.7K views
5 mins read
Basit anlamıyla zaaf, irade zayıflığı ve bir olumsuzluğa düşkünlük demektir. Toplumsal açıdan olan zaafların çıkış noktası bireylerden ileri gelir. Yani iradesiz insanlar çoğalırsa toplumun zaafları da artar ve toplum irade gösteremeyecek bir hal alır. Aslından ben bu kadar yazıp bıraksam, içinizden çoğunuz ne demek istediğimi anlamış olacaktır. Böylesine bildik bir konuda fazla söylenebilecek bir şey yok, haklısınız. Ama ortaya bir kavram atıyorum, anti-zaaf, onun yüzü suyu hürmetine sizinle birlikte biraz fikir jimnastiği yapalım. Zaaflardan istismarcılar yararlanmak isterler. Sosyal, politik, ekonomik, psikolojik ve diğer sebeplerle biri diğerinin zaafını arar ve bulduğunda onu derinleştirmek isterler, kendi lehine kullanarak durumdan istifade ederler. Başka
imzanin-sorumlulugu 878 views

İmzanın Sorumluluğu

3 Haziran 2014
878 views
5 mins read
Birey (veya kişi) olmak bahsi bize yaşam içinde önemli bir sorumluluk yüklemektedir. Bu sorumluluklarda birey kendi iradesine dayalı kararlar verir. Çoğu kere kararlarını verirken “ben verdim” der, imzasını atar. Ve şahsi yöntemini de savunur. İnsan yalnızdır ve kendi dağarcığındakilerle yaşamına yön verir. Toplu olma yolunda atacağı adımda gerekçelerini ve önceliklerini hazırlarken de bireysel kararlar verir; eş, iş, arkadaş seçerken de esas olan kendi iradesidir. Yalnız verilen karaların isabetli olması önemlidir. Başkasının etkisi varsa bu bireyi başkası kılar. Buna izin verecek de bireyin kendisidir. Şu akla gelmesin; “ortak akıl diye bir şey var, danışılır, tartışılır vs.” Evet, bu konu istenen, doğru
fitnenin-arkeolojisi 2.1K views

Fitnenin Arkeolojisi

23 Mayıs 2014
2.1K views
18 mins read
Arap Ülkelerinde, Türkiye’nin çevresindeki coğrafyalarda, Balkanlar’da, Kafkaslar’da ve elbette Ülkemizde bazı somut ve çok ciddi, tarihe mal edilen olaylar yaşandı, yaşanmakta da. Bunların çağımızda, eskinin kanlı canlı savaşlarının yerine geçtiğini biliyoruz. J. Nye’nin “Yumuşak Güç” uygulamalarındaki yumuşaklık, kelimenin dokunuşundan ve insanların çıkarcılığından ileri gelir. Bir bilgi savaşından, bir küresel siber sahneden bahsediyorum. İşte bu ortamda toplumumuzdaki sorunlara göz atarak fitnenin arkeoloji kazısını yapıyoruz. Fitne konusunu ele alış biçimim, haliyle kullanıldığı yer itibarı ile Müslüman toplum çerçevesinde değerlendirilecektir. Yazımın öznesi de buna göredir. Neleri Bilmeliyim? Çok beylik bir ifade; insan ne olduğunu bilmelidir. Fitneye gelinceye kadarki durumu gözden geçirdiğimizde, temelde insanı
politik-insan 2.8K views

Politik İnsan

22 Mayıs 2014
2.8K views
15 mins read
Bir bütünlük ifade ettiğinden aynı girişi yapacağım. Toplumumuza dair ana sorunları tartışıyoruz. Buraya kadar bazı teşhisler yaptık. Önce “Binyılcı Düşüncenin Türkiye’ye Etkileri” konusunda bir tartışmamız vardı. Burada bir “algı-gerçeklik” sorununa dikkat çekmiştim.[1] Takiben, “Onurlu Olmak” ile ilgili konuya değindik.[2] Sonra, “ezbercilik” sorun sahası üzerinde durduk.[3] Bunu halletmek ve yaratıcı akla yönelmek gerektiği noktasında olduğumuzu düşündük. Daha sonra günümüzün “amatör” bakışının farklarını belirginleştirdik, amatörlük yapmanın mahzurlarını işaret ettik.[4] Ve “Üstün İradeli İnsan” yazılı ile insanın iradesiyle, bilgisiyle, bilinciyle, düşüncesiyle ilgili bağıntısını açıkladık; zannetmeden yaşaması ve cahillikten kurtulması gerektiğine vurgu yaptık.[5] Şimdi de insanın politik tarafını merkeze koyarak, bu özellikle beraber nasıl
ustun-iradeli-insan 2.1K views

Üstün İradeli İnsan

21 Mayıs 2014
2.1K views
15 mins read
Toplumumuza dair ana sorunları tartışıyoruz. Buraya kadar bazı teşhisler yaptık. Önce “Binyılcı Düşüncenin Türkiye’ye etkileri” konusunda bir tartışmamız vardı. Burada bir “algı-gerçeklik” sorununa dikkat çekmiştim.[1] Takiben, “Onurlu Olmak” ile ilgili konuya değindik.[2] Sonra, “ezbercilik” sorun sahası üzerinde durduk.[3] Bunu halletmek ve yaratıcı akla yönelmek gerektiği noktasında olduğumuzu düşündük. Daha sonra günümüzün “amatör” bakışının farklarını belirginleştirdik, amatörlük yapmanın mahzurlarını işaret ettik.[4] Şimdi de “bilmek” ile ilgili yansımaları düşüncelerimizin içine dahil edeceğiz. Üstün İrade, Bilgi, Cehalet, Düşünce ve Zan konularına değineceğiz. Bütün bunlar bizleri şu sorunun cevabına ulaştıracak: “Gerçekten biliyor muyuz, yoksa ne?..” Bütün bunları bilmeyen veya bilmeye kendini kapatan için inceliyoruz,
korku-hakkinda 1.8K views

Korku Hakkında

5 Mayıs 2014
1.8K views
9 mins read
Günlük yaşamda bir yanlışa sapmanın gerisinde yatan sebeplerin başında korkmakla ilgili bir konu var. Korku, Türkiye’nin ilerlemesine, gelişmesine ve değişmesine engeldir. Asıl cesaret savaş meydanlarında değil, kalplerdeki korkuyu alt etmektedir. Toplumun damarlarına işlemiş korkudan kurtulmadıkça hiç bir alanda iyileşme sağlanamaz. Şahsen Türkiye’de asıl toplumsal problemlerin teşhisinde, bu korku konusunu bir hayli önemsemekteyim. Bu yazı ile konunun ana hatları ifade etmeye çalışacağım. Arzum ise konunun enine boyuna tartışılmasıdır. Korku insan için olumsuz bir duygudur. Tehdit ya vardır ya da yaratılır ve böylelikle insan iç dünyasında bilinçli veya bilinçsiz bir tepki yaratır. Tepkiler değişiktir. Korkan insan kaçar, saklanır, saldırır, bağırır, zarar verir,
liderlik-icin-etik-arayisi 2.2K views

Liderlik İçin Etik Arayışı

26 Nisan 2014
2.2K views
14 mins read
Dünya, doğal bütün farklılıklara rağmen bir aynılaştırma kültürünün etkisiyle karşı karşıyadır. Liderlik bunlardan birisidir. Eğer yönetimde ve değişimde bir aynılaştırma sağlanır ise diğerleri de kendi içlerinde kolaylıkla düzenlenebilecektir. İşin doğasına bakılır ise üzerinde durulabilecek değerdeki liderlerin her biri “öznel” bir öyküyle ön plana çıkarlar ve tartışmalar buradan alınabilecek derslerle ilgilidir. Özellikle işletmecilerin düşüncelerinde bu yönlü bir çaba vardır. Fordizm’in F. W. Taylor ile ilgili bağını biliriz. II. Dünya Savaşı sonrası hakim olan Peter Drucker öğretisi ortaya çıktı. Jim Collins’in çok sayıda şirketi tarayıp günümüzün modern anlayışına ortak noktalarda açıklık getirdiği kabul edildi. Bugün ise Steve Jobs’ın tecrübesi didik didik ediliyor.
1 8 9 10 11 12 14

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA