Nükleer - Page 13

8 Ekim 2021

Kırılma Cilt I

Bu bir kitap olacak. Bu günü gününe tutulan notların birikimi ile gerçekleşecek. Geçenlerde bir twit attım ve ne dedim biliyor musunuz? Yazar adaylarına, günlük tutar gibi olanları not edin, bir ay sonra iki ciltlik eser sahibisiniz! Evet, böyle olduğunu size bizzat göstereceğim. Kitabın adını
19 Eylül 2021

İngiliz Dünyası (Anglosphere)

Anglosphere anlaşılmadan küreselleşmeyi, Atlantik’i, NATO’yu, Pasifik’i, jeostratejiyi, küresel güvenliği, silahlanmayı ve hatta
uretim-ve-tuketim
1 Ekim 2013

Üretim ve Tüketim

Üretmek ne muhteşem! Çeşitler halinde, sürekli geliştirerek… Bu acaba kendini ispat için
savas-kavrami
1 Ekim 2013

Savaş Kavramı

Muttaki neden savaşsın ki? Neden biri diğerinin üstüne nükleer bomba atma ihtiyacı
politik-insan
22 Mayıs 2014

Politik İnsan

Bir bütünlük ifade ettiğinden aynı girişi yapacağım. Toplumumuza dair ana sorunları tartışıyoruz.
natonun-gelecegini-tartismak

NATO’nun Geleceğini Tartışmak

2 Ağustos 2016
1.4K views
6 mins read
Soğuk Savaş bitti ve NATO görevlerini yeniden belirledi. Sivil Asker İşbirliği, Barış İçin Ortaklık ve Yeniden Yapılanma gibi konuları öne aldı. Demek ki NATO evrilerek yaşatılan bir kurum. O halde gelecekte NATO olacaksa doğaldır ki faaliyetleri zamanın icaplarına göre değişecektir. Ama eğer getirdiği ile götürdüğü mukayese edildiğinde ihtiyari bir noktada değerlendirilirse, haliyle zaman içinde terki düşünülecektir. Bunun için geriye değil ileriye bakmak gerekir. Örneğin 20-30 yıl sonra dünyada neler olacak?
pakistan-teror-saldirisinin-dusundurdukleri

Pakistan Terör Saldırısının Düşündürdükleri

29 Mart 2016
961 views
2 mins read
IŞİD’in gerçekleştirdiği İstanbul eyleminden 14 gün, Brüksel eyleminden 5 gün, Bağdat eyleminden 2 gün sonra bu kez Pakistan’da yine cihatçıların gerçekleştirdiği bir eyleme maruz kalındı. Pazar günü (27 Mart 2016) Lahor kentinde gerçekleştirilen İkbal Park terör saldırısının dikkat çeken noktaları neler, birlikte bakalım mı? Terör eylemi sonrası yetkililer çoğu kadın, 17’si çocuk 72 ölü, 300 civarı yaralı olduğunu açıkladı. Sebebi ne olursa olsun bu eylem masumlara yönelik bir saldırı olması sebebiyle tüm insanlığı hedef almış görülmektedir. Terör eylemini Taliban’a bağlı Cemaat-ül Ahrar isimli gruba bağlı bir canlı bomba gerçekleştirdi. Eylemden hemen sonra teröristler Twitter üzerinden “Hıristiyanları hedef aldık…” diye bir
turkiyenin-buyuyen-enerji-sorunu

Türkiye’nin Büyüyen Enerji Sorunu

11 Aralık 2015
1.1K views
3 mins read
Günümüzde küresel enerji piyasasının belirleyicisi Amerika oldu. Bu durum yakın gelecekte daha da güçlenecek. Amerika 2025’lerde enerji üretiminin dışında, alternatif enerjilerle, depolama teknolojileriyle ve enerjiyi tüketme alışkanlıklarını değiştirmek suretiyle küresel piyasalar üzerinde daha hakim bir konumda olacak. Bu gözle bakılırsa, Amerika’sız enerji ve güç politikası takip edenler sorun yaşayacaklar denebilir. Bugüne kadar kendini sadece boru hatları yoluyla hayati bir bağlantı köprüsü görmenin dışında Türkiye’nin ikna edici bir enerji politikası oluşturulamamıştır. Küresel enerji piyasasının stratejileri ve uygulamaları bağlamında, mevcutlarda ve ileriye dönük olanlarda vizyon ve hedef bozuklukları ve eksiklikleri söz konusudur. Bu konuda kısa, orta ve uzun vadeli yapılabilecekler uzmanlarca bilinmektedir.
ortadogu-meselesine-nukleer-pencereden-bakinca

Ortadoğu Meselesine Nükleer Pencereden Bakınca

30 Kasım 2015
988 views
9 mins read
Ortadoğu coğrafyasına son sıcak gelişmeleri de dikkate alarak tekrar bakmak gerektiğini düşünüyorum. Bunun için öncelikle bir soruyla yola çıktım: Ortadoğu’nun asıl meselesi nedir? Terör mü? Kitle İmha Silahları (KİS) mı? Totaliter rejimler mi? Yabancı ülke askerlerinin bölgedeki etkileri mi? Bilinen pek çok yapay ve doğal kaynaklı sorun var, değil mi? Bu süreçteki meseleler terör, rejimler, savaşlar, mülteciler ve başka içeriklerle ortaya çıktı; nükleer silah meselesi üzerinden pek olmadı. Acaba neden? Bu konu unutuldu mu? Her bir konunun üzerine asıl başlık olarak “Ortadoğu’daki nükleer tehdit” meselesini koyarsak, size göre ortaya nasıl bir sonuç çıkar dersiniz? Bu sorunun cevabını arayacağız. Ama, “Olan
insani-oldurme-kodu

İnsanı Öldürme Kodu

29 Ekim 2015
1.8K views
3 mins read
Gelişmiş ülkeler, özellikle Amerika, yapay zeka (AI – Artificial Intelligence) tartışmalarını oldukça alevlendirdiler. Gelinen noktada endüstrinin kullandığı bilgisayarlar için “insanı öldürme kodunun” yazılıp yazılmaması tartışıyorlar.
davutoglunun-mirasi-ne-olacak

Davutoğlu’nun Mirası Ne Olacak?

15 Ekim 2015
844 views
7 mins read
Konuya sadece liderlik gözüyle ve fikirler bağlamında ele alalım. Bu gözle Davutoğlu misyonu tamamlandığında kurumsal bağlamda hatırlanabilecekleri inceleyelim. Bunun için daha çok erken, diyenler olabilir. Ama önemli olan bugünden bir değerlendirme yapmaktır, ülke yararına daha iyi sonuçlar çıkarılabilir. Dolayısıyla işimiz ülke yararıdır, kişilerin özelleri değil liderliklerinin analizidir.
modern-dunyanin-muzmin-sorunu

Modern Dünyanın Müzmin Sorunu

14 Temmuz 2015
1K views
7 mins read
Modern insancı kimdir? Çağımızın bütün icaplarını eksiksiz yerine getirebilen, küresel yapıların tümüne nüfuz edebilen, donanımlı, kendine güvenli, gerekli teknolojiyi kolay kullanabilen ve kendi hayatta kalma iradesini kendi seçimleriyle belirleyip gerçekleştirebilen yetkinlikteki birey modern insancıdır. Ben buna “yetkin insan” demekteyim, başkaları “modern insan” diyebilir. Bu kavramı “İnsanlar ve İnsancılar”[1] isimli kitabımda ortaya koymuştum. Muttaki fikrini güncel yaşama yerleştirme aşamasındayken yetkin ile muttakinin farkını açıklamak amacıyla “Muttaki”[2] adlı kitabımda bazı açıklamalar ileri sürmüştüm. Bu tür anlatımların ne önemi olabilir, yani insancının ve muttakinin, diye sorabilirsiniz. Bir örnekle açıklamak isterim. Geç Orta Çağ’ın “Fransiskan-Nominalist Tanrı” inanışını duymuşsunuzdur. Biraz buna değinelim. Göreceğiz ki birbirine
stratejik-belirlilik

Stratejik Belirlilik

11 Temmuz 2015
1.1K views
13 mins read
Anlaşma olacakmış gibi işletilen süreçler taraflarca, “hep bir orta yol vardır,” iyi niyet ifadesiyle beslenir. Ama varılan noktada ayrışma bile bir doğal sonuç olabilir ve ayrışma anlaşma masasında imzaya açılabilir. Bu sonuç post-modern dünyanın sosyolojik evrilmesi şeklinde açıklanacak bir konudur. Temel yaklaşımın ötesinde Türkiye özelindeki değişmez düşüncem ayrışmak değil birleşmektir. Küresel dünyada güç oluşturarak gelişmek en doğru yaklaşım olacaktır. Dolayısıyla önce az da olsa tarihsel bir tahlille hafızalarımıza başvuralım ve politik-askeri süreçleri ön planda tutarak bir inceleme yapalım. Daha sonra sosyolojik konuda bir tespit yapabiliriz. Birinci Uluslaşma Dönemi Uluslaşma dönemlerini ikiye ayırmaktayım. Kendi içindeki dinamiklere bakıldığında bu dönemler çok farklı
batinin-tarihsel-politik-yayilmaciligi

Batı’nın Tarihsel Politik Yayılmacılığı

29 Ekim 2013
2.1K views
19 mins read
1789 Fransız ve 1848 Avrupa Devrimi olarak bilinen ve tüm dünyaya kısa sürede etkileyen Avrupa’daki büyük transformasyonun ideolojik prensipleri halen geçerli görülmektedir. Küresel, kapitalist, liberal, politik yapıda bu güne kadar gelen ideolojik metodun değişmediğini de söylemeliyiz. O halde elimizde Batı’nın politik yayılmacılığına dayalı bir politik şablonun bulunduğunu ve değişik coğrafyalarda yakın gelecekteki gelişmelerin buna göre inceleyebileceğimizi düşünebiliriz. Fransız İhtilali Bugün modern dediğimiz devlet sistemi ki bunun da eskidiği şeklinde tartışmalar devam ediyor, kendi tanımına bağlı bir mantıkla oluşturulmuştu. Modern devlet mantığının ilk tohumları Fransız İhtilali ile atılmıştı. 1789 Fransız İhtilali Avrupa’da muhafazakârlar ile ihtilalciler arasında bir sıkışma yaratmıştı. Aslında bu
kavramsal-icgudu

Kavramsal İçgüdü

2 Ekim 2013
928 views
13 mins read
İnsan kavramlarla yaşayan bir canlılardır. Bilgi ve kendini ifade yeteneği ile birçok donanıma sahip olma gücü sayesinde insanın dışa vurumu kavramsal kökeniyle açıklanabilir. Ben buna “insanın kavramsal içgüdüsü” diyorum. Bilgi insana verilmiş bir güçtür. Edinimlerini de verili olanların üzerine inşa eder. İnsan bilmek ve bilgiyi yönetmekle olan kabiliyetiyle kendini ispat etmektedir. İspat etmeyi, bir şeye karşı olmaya değil, aslında bir şeye bağlı olmaya dönük okumak gerekir. Düşünceme göre iki tür kavram vardır. Birincisi benim “ilahi uyuma dayalı” dediğim, insanlık var olmadan önce de kâinatın sahip olduğu kültüre ilişkin kavramları kapsar. İkincisi ise “iradeli üstün insanın” atanması ile başlayan süreçte ortaya
1 11 12 13

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA