Latince pagus kırsal kesim, köylü ve cahil anlamına gelir. İngilizce peasant ve Fransızca paysan da buradan türetilmiştir. Romalı aristokrasi karşısındakini aşağılamak için “köylü” anlamına gelen “pagan” derdi. Bugün refah seviyesi yüksek kesimlerin bir kısmı, her ne kadar saygı duyuyor görünse bile inanan kesime bir
DevamıNe yazık ki bu coğrafyada inanç konusu Yahudilerin dinine dönüşmüş durumdadır. İlah kavramı üzerinde birleşilmiştir. Buna göre sahte Müslüman inanışı, “sahih İslam” dininden tamamen ayrı bir yönelişe dahil olmuş ve bu bağlamda her ne kadar adı başka olsa da çoğu yönü ile Yahudileşmiştir. Burada kullanılan tabir “Yahudileşmek” biçimindedir; Yahudi olmak değildir. Yahudiler zamanında her nasıl Museviliği saptırarak kendi algılarını meydana getirdiler ise bugün görülüyor ki benzer yöntemlerle sapkın Müslümanlar kendi algılarını yaratmışlardır. Aile içi ilişkilerle, okullarla, sosyal düzenle, siyasal oluşumlarla birlikte kurumsallaşmışlardır. Yahudiler binlerce yıldır nasıl kendi algılarını kurumsallaştırdılar ve zamana uygun biçimde dönüştürdüler ise müşriklerce de benzer biçimde bir
DevamıHakiki Müslüman olmak neden bu kadar zor? Biliyorum, aslında bu soru eksik, şöyle sorulmalı: Bir insan kainatı kapsayan sahih İslam’ın dışında kalmayı neden bu kadar ister? Tam soru budur. Ancak bu sorunun cevabını vermek için “şahit” olmak gerekir. Bu ise bir mertebedir, zordur. Dolayısıyla eksik de olsa ilgilenmemiz gereken ilkidir; Müslümanlıkla ilgili sorunun cevabını vermekle yetinelim. Hakiki Müslüman olmak zor. Çünkü “inanmak” denen güdü, tercih, irade, yöneliş çok kapsamlı ve bu nedenle sapkınlıklara çok açık bir konudur. “Doğru inanmak!” ifadesi dahi yeterli gelmeyebilir. “Ne kadar doğru?” sorusunun cevabı, bu gelişen evrende sürekli yüklenen ilave değerleriyle “daha doğru” olmayı güçleştirir. İnsanlık
DevamıBugünlerde çokça dile getirilen “İslamcılık” fikrinin temellerine inerek bir inceleme yapmanın yararına inanmaktayım. Buradan hareketle “münafıklık” kavramına daha yakından bakma imkanı bulacağım.
DevamıIrak Şam İslam Devleti (DAİŞ/ISIS/İŞİD) terör örgütü hakkında yayımlanmış çeşitli raporların, bildirgelerin ve görüşlerin bir irdelemesi yapılacaktır. Burada daha çok DAİŞ gibi örgütleri yaratan mantık üzerinde durulacaktır, rapor ve bildirgeleri hazırlayanların akıllarının arka planı üzerine yoğunlaşmaya gayret edilecektir. Amaç, aynaya bakıldığında ne görülüyor, bu gerçeği belirginleştirmektir. İslam’ın savunmaya ihtiyacı var mı? İslam’ı savunurken asıl yapılan kendimizi savunmak mı oluyor? DAİŞ’e veya bir başkasına bakarak mı İslam’ı savunma ihtiyacı duyacağız? İslam’ın kendiyle sorunu yok, sorunu olan belli dönemlerin içindekiler, ortamın ve şartların akışında sürüklenenler, sorunu olan bizleriz!.. Düşünüyorum ki, ortada bir bataklık var, sivrisinekler türeyebiliyor, tarihsel verilerin ışığında örneklemek mümkün, bazen
DevamıYaratan’ın zatı bir muhabbet konusu değildir. O’nun zatı ve sıfatları dahil, emirleri, kainatın düzeni ve kanunları üzerine bilimsel çalışmalar yapılabilir, bu tür yararlı işler inceleme ve araştırma konusu olabilir; hatta astronomi, fizik, jeoloji, kimya, matematik vb dallarda konu irdelenebilir. Ama sanki (haşa) O’nun yanındaymış gibi garip anlatımlarla bir tür kişisel ayrıcalık elde etme işine tevessül edilemez. Hatta Peygamberimiz için de bu kaide geçerlidir. İbadet ederken dahi sürçü lisan eylemek kabul edilir bir hal değildir. Örneğin bir program yaparken, “O onu dedi, bu da böyle yaptı…” türünden açıklamalar hiç değildir. Alemlerin (bu belki sayısız evren demek, belki bu evrende başka başka
DevamıHiçbir şey rastlantı değil; irade var, neyin, neden ve nasıl yapılacağı bilgisi var. Bu insan aklının alamayacağı büyüklükte bir bilinç sistemidir, bir kısmıyla insana ötedir. Diğer yandan insanın bilgisi önemlidir, gelişmeye sebeptir; hem doğal hem de gerçektir.
Devamı