Bu konu günümüzde çok önemli oldu! Savaşı bilen biri olarak işlemeden geçemeyeceğim. Bazı sorularımız olacak, sırasıyla onları cevaplandıracağız. Savaş nasıl bir şeydir? Bir devlet stratejik olarak savaş halinde olmayı seçtiyse sonuç ne olur? Peki, toplumun özgürlüğü bir tehdit unsuru olabilir mi? Barış stratejisi uygulamak ne demektir? Hazırlıksız
DevamıBir yönüyle pandemi, küreselleşme, yeşil enerji ve derken tedarik zincirleri. Diğer yönüyle ABD ve Çin rekabeti. Büyüyen ekonomiler, büyüyen sanallık. Hükümetler sürekli ekonomi konuşuyorlar, krizleri çözmekle ilgileniyorlar. Döviz, enflasyon, faiz, işsizlik... Sorun çok. Biz bu noktada çok temel değer kavramı üzerine bilgilerimizi tazeleyelim.
DevamıAzerbaycan’dan 2011 yılında Türk vatandaşlığına geçen Ramil Guliyev (27) Londra’da yapılan Dünya Atletizm yarışmalarında, televizyonları başında izleyen milyonlar ayrı, 56 bin kişinin izlediği 200 m. yarışında tarihi bir zafere imza attı. Bu konu bizi nasıl ilgilendiriyor? İlgilendiriyor… Hem de çok köklü bir konu bu!
DevamıYakın zamanda gördük ki, hayvan üreticileri et fiyatlarının düşmesi için devlete açık bir mesaj verdiler. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu Başkanı Kopuz, “Ette KDV oranının ve canlı hayvan ithalatından alınan yüzde 15 verginin yüzde 1’e düşürülmesiyle etin fiyatını 6 lira aşağı çekebiliriz,” dedi. Buradan şunu anlıyoruz; tarım ve hayvancılık ile milletin yediği içtiği devlet eliyle bir yandan pahalandırılıyor, diğer yandan ilgili sektörlerin zorlanmasına sebep oluyor. Bu iş ilkel dönemlerdeki bir uygulamadır. Vatandaşın 100 hayvanı var ve devlet 15 tanesi benim diyor. Bugün böyle bir anlayış geçerli olabilir mi? Dolayısıyla şu vergi işini bir kez daha masaya yatırmak istedim.
DevamıAmerika dünyaya liderlik ediyor, küresel ölçekte kaynakları yönetiyor, vizyon koyuyor, yeni kavramlara odaklanmayı sağlıyor, kültürel değişimin öncülüğünü yapıyor, politikaları belirliyor ve aslında oyunun kuralını koyuyor. Peki, bunu nasıl başarıyor? Size hakim-üst akılla desem yeterli olur mu? Bu 2016’nın ilk yazısı olduğuna göre anlatıma biraz eğlence katmalıyım. Konuyu daha iyi canlandırabilmek için Hollywood perspektifinden bakmayı yeğleyeceğim. Ama lütfen reel politikanın işaret ettiği Amerika’dan ve teşbihle sözünü edeceğimiz Hollywood’dan hoşlanmayanlar araya girip sevimsizliğe sebep olmasınlar. Çünkü amaç bunları sevip sevmemek veya fanatizm değil. Esasında bahsetmek istediklerim bugünlerde herkesin sorguladığı türden başlıkları kapsıyor: Dünya, politika, diplomasi, uluslararası ilişkiler, liderlik… Mesele bu her biri
DevamıGiriş Konumuz küresel sosyo-ekonomik değişimi doğasına uygun incelemek ve bu konudaki algıyı biraz daha günlük yaşamımıza yaklaştırabilmek olacaktır. Küresel dönüşüm sistemi günlük hayatımızı belirleyebilmek açısından hayati bir faktör olmuştur. Bazen devletler, bazen şirketler, bazen de liderler değişimi sistemleştirmektedir. Yenilikler ve değişimler olagelmektedir ama sistemleştirilirse kökleşmekte ve örneklik teşkil etmektedir.
DevamıIrak Şam İslam Devleti (DAİŞ/ISIS/İŞİD) terör örgütü hakkında yayımlanmış çeşitli raporların, bildirgelerin ve görüşlerin bir irdelemesi yapılacaktır. Burada daha çok DAİŞ gibi örgütleri yaratan mantık üzerinde durulacaktır, rapor ve bildirgeleri hazırlayanların akıllarının arka planı üzerine yoğunlaşmaya gayret edilecektir. Amaç, aynaya bakıldığında ne görülüyor, bu gerçeği belirginleştirmektir. İslam’ın savunmaya ihtiyacı var mı? İslam’ı savunurken asıl yapılan kendimizi savunmak mı oluyor? DAİŞ’e veya bir başkasına bakarak mı İslam’ı savunma ihtiyacı duyacağız? İslam’ın kendiyle sorunu yok, sorunu olan belli dönemlerin içindekiler, ortamın ve şartların akışında sürüklenenler, sorunu olan bizleriz!.. Düşünüyorum ki, ortada bir bataklık var, sivrisinekler türeyebiliyor, tarihsel verilerin ışığında örneklemek mümkün, bazen
DevamıModern insancı kimdir? Çağımızın bütün icaplarını eksiksiz yerine getirebilen, küresel yapıların tümüne nüfuz edebilen, donanımlı, kendine güvenli, gerekli teknolojiyi kolay kullanabilen ve kendi hayatta kalma iradesini kendi seçimleriyle belirleyip gerçekleştirebilen yetkinlikteki birey modern insancıdır. Ben buna “yetkin insan” demekteyim, başkaları “modern insan” diyebilir. Bu kavramı “İnsanlar ve İnsancılar”[1] isimli kitabımda ortaya koymuştum. Muttaki fikrini güncel yaşama yerleştirme aşamasındayken yetkin ile muttakinin farkını açıklamak amacıyla “Muttaki”[2] adlı kitabımda bazı açıklamalar ileri sürmüştüm. Bu tür anlatımların ne önemi olabilir, yani insancının ve muttakinin, diye sorabilirsiniz. Bir örnekle açıklamak isterim. Geç Orta Çağ’ın “Fransiskan-Nominalist Tanrı” inanışını duymuşsunuzdur. Biraz buna değinelim. Göreceğiz ki birbirine
DevamıDilin Önemi Eğer kavramlar akılda bir yer bulduktan ve buradan başka kavramlarla ilişki kurabildikten sonra dışa açılıp kullanılabiliyorsa anlam kazanırlar. Kavramlar zihinde işleme tabi tutulmalı, sözle veya yazıyla kullanılmalıdır. Konuşulan dil bu amaçla önemli bir işlev görür. Kullandıkça dil kavramları, kavramlar da dili beslerler. Bütünüyle birey için bu bir sürekli gelişme demektir. Farklı bir sonuç daha gerçekleşebilir; bu işin olumsuz gelişmesi ile ilgilidir. Dil sürekli aynı şeyleri kullanıyorsa, hatta eskileri tekrarlıyorsa ve artık soru olmaktan öte geçmiş konuları gereksiz yere açıklıyorsa körleşir. Bu durumda değişmeyen veya gelişmeyen bir kültüre dayalı kör kavramlar akılda kökleşir, yani bir sabitlik hali mevzubahistir. Toprağın
Devamı