Ekonomi - Page 7

tezat 3.1K views
22 Mayıs 2018

Tezat

Bırakın Amerika’yı, Türkiye’de bile bir merkantilizm tartışması var. Yoksa ilk neo-merkantilist teorisyenler
varlik-fonu-olusturuluyor 751 views

Varlık Fonu Oluşturuluyor

9 Ağustos 2016
751 views
2 mins read
Geçtiğimiz günlerde açıklandığı üzere Başbakanlığa bağlı bir Türkiye Varlık Yönetimi Anonim Şirketi kurulacaktır. Bu şirket Türkiye’nin eksik kalan alanlardaki kalkınmasında, alternatif alanlarda sıçrama yapmasında ve stratejik yatırımların gerçekleştirilmesine hız verilmesinde önemli bir fonksiyonu gerçekleştirecektir. Yabancı yatırımların iştiraki bağlamında ise bir sigorta hüviyeti taşıyacaktır. Bilindiği üzere Türkiye’nin kamuoyuna da duyurduğu büyük ölçekli projeler bulunmaktadır. Kanal İstanbul, Milli Savaş Uçağı Projesi, Nükleer Santral vs. Bu gibi maliyeti yüksek projelerin başlatılması ve ileri götürülmesi açısından en önemli soru işareti bütçe ile ilgiliydi. Bu fon ile bütçe bağlamında bir planlama yapma imkanı ortaya çıkmış olacaktır.
offshore-panama-belgeleri 687 views

Offshore Panama Belgeleri

5 Nisan 2016
687 views
4 mins read
Bilindiği gibi G20 zirvesinde “şeffaflık” hükmü gereği bazı tedbirlerin alınacağı işaret edilmişti. Bu doğrultuda offshore hesapları ile ilgili somut bir adım atılmış oldu. Panama Belgeleri olarak isimlendirilen ve deşifre edilen bu offshore hesapları ve bazı önemli kişiler ile aslında küresel piyasalarda bu işin önüne geçmek isteyenlerin bir karşı saldırısı başlatılmış oldu. Bugün için ifşa edilen bir şirkete ait (The Mossack Fonseca) 11,5 milyon belgedir, yarın daha neler çıkacağı beklenmelidir. Şimdiden herkes buzdağının görünmeyen kısmına odaklanmış durumda.
iranin-potansiyeli-ve-ortak-cikarlar 777 views

İran’ın Potansiyeli ve Ortak Çıkarlar

15 Mart 2016
777 views
3 mins read
Amerika uzun yıllar İran’a ambargo uyguladı. Bu zaman içerisinde Almanya İran’ın en yakın ilişkide olduğu Batı devleti oldu. Bir süre bazı altyapı ve teknoloji üretiminin temelleri Alman ürünlerine endekslenmiş idi. Diğer yandan Rusya ile neredeyse ittifak halinde oldu. Özellikle savunma sanayii ürünleri için Rusya ve Çin İran’a büyük destek verdi. Karşılığında ise bölgesel politikalarda İran bu ülkelere imkanlar sağladı. İran dinamik, potansiyeli olan ve genç bir nüfusa sahip ülkedir. İran’ın 2015 sayımına göre nüfusu 82 milyon civarındadır. Nüfusunun %60’ı 35 yaş altıdır. Her yıl üniversitelerden 250 bine yakın mezunun % 85’i mühendistir. Toplam nüfusun %87’si okuryazardır. Kadınların okuma yazma oranı
turizmin-buyuk-krizi 865 views

Turizmin Büyük Krizi

25 Şubat 2016
865 views
2 mins read
Yaşanan bölgesel politik gerginliklerin ardından zarar gören sektörlerin başında turizm oldu. Suriye sınırındaki olaylar, gerçekleşen birkaç hain terör eylemi ve Rus uçağının düşürülmesi gibi başlıca olaylar turizmin beklentilerini zora soktu. Bugünlerde dört koldan turizm konusunu tartışır olduk. Sadece bu yıl değil, birkaç yıl daha Rus ve Alman başta olmak üzere yurtdışından turistin önceki yıllara göre daha az sayıda gelebileceği tehlikesi ağırlık kazandı. Turizmciler; bu işleri başımıza devlet açtı, o halde devlet çare bulsun, iması ile yetkililerden destek istediler. Hükümet dokuz maddelik bir eylem planı açıkladı ve işte size devlet babanın eli, biz üstümüze düşeni yaptık, hadi şimdi bakın işinize, şeklinde
vergi-sorunu 1.4K views

Vergi Sorunu

19 Şubat 2016
1.4K views
14 mins read
Yakın zamanda gördük ki, hayvan üreticileri et fiyatlarının düşmesi için devlete açık bir mesaj verdiler. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu Başkanı Kopuz, “Ette KDV oranının ve canlı hayvan ithalatından alınan yüzde 15 verginin yüzde 1’e düşürülmesiyle etin fiyatını 6 lira aşağı çekebiliriz,” dedi. Buradan şunu anlıyoruz; tarım ve hayvancılık ile milletin yediği içtiği devlet eliyle bir yandan pahalandırılıyor, diğer yandan ilgili sektörlerin zorlanmasına sebep oluyor. Bu iş ilkel dönemlerdeki bir uygulamadır. Vatandaşın 100 hayvanı var ve devlet 15 tanesi benim diyor. Bugün böyle bir anlayış geçerli olabilir mi? Dolayısıyla şu vergi işini bir kez daha masaya yatırmak istedim.
tekellestiren-ve-rekabeti-onleyen-uygulamalar 1.2K views

Tekelleştiren ve Rekabeti Önleyen Uygulamalar

14 Şubat 2016
1.2K views
2 mins read
Devlet kendi ödevi olan tekelleşmeyi önleyici ve rekabeti artırıcı çabalarını dolaylı da olsa yine kendi eliyle engelleyebilir mi? Hukuksal yapısı gelişmekte olan devlet sistemlerinde bu tip çelişkilerin görülmesi mümkündür. Devlet belli uygulamalar için sistemin önünü açıcı teşvikler vermektedir. Bu tamamen iyi niyetle yapılıyor olabilir. Ancak sonuçları itibarı ile uygulamalardan sadece bir veya birkaç şirket yararlanabilmektedir ve bu firmalar diğerlerine göre devlet eliyle büyümektedir. Özellikle kriz zamanlarında bu tip uygulamalar öne çıkmaktadır. Politikacılar, ki içlerindeki ita amirleri başta olmak kaydıyla, krizlerde sektörlerin sorunlarına çözücü politikalar üretiyor görünmek amacıyla tekliflere açık yaklaşım sunarlar. Gelen tekliflerin içinde sanki herkese açıkmış gibi bazı kolaylıklar
refah-olcusu-icin-yapilan-hesaplar-yanlis-mi 1.1K views

Refah ölçüsü için yapılan hesaplar yanlış mı?

24 Ocak 2016
1.1K views
5 mins read
Davos 2016’da Dördüncü Sanayi Çağı konusu üzerine bilim insanları tartışıyorlar. Belli ki bazı anlayışlar ve metotlarda değişiklikler yapılacak. Peki, Türkiye bu sürecin neresinde, biliyor muyuz? Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) hesabı konusundan hareketle gelin genel bir eleştiri yapalım. Türkiye’de iktisat okuyanlar bildiklerini unutsunlar. Dünya Ekonomik Forumu’nda (WEF) IMF Başkanı Christine Lagarde, Nobel ödüllü Prof. Joseph Stiglitz ve MIT’de Prof. Erik Brynjolfsson ekonominin değerlendirilmesinde GSYH’nın (GDP) sağlıklı bir hesaplama yöntemi olmadığını ve yerine yeni bir metodun bulunması gerektiğini hep bir ağızdan ifade ettiler. Halbuki biz de tam GSYH’mızı artırdığımızı söyleyip övünüyor, işlerin rayında gittiğinin kanıtı olarak bu veriyi sürekli tekrarlıyorduk. Oldu

Davos ve Dördüncü Sanayi Devrimi

21 Ocak 2016
1.5K views
6 mins read
Daha ziyade ekonomi başlıklı küresel ilerlemelerin hazmedilmesi ve yeni kavramlara dayalı model belirleme süreçlerine ev sahipliği yapan Davos, Dünya Ekonomik Forumu’nun (World Economic Forum-WEF) bu yılki başlığı Dördüncü Sanayi Devrimi. İsviçre’nin bu güzel beldesi dünyanın önde giden kişilerini ağırlıyor. Spekülasyonlar ve tepkiler bir yana, Davos’un bu yılki toplantısı için belirtilen bu temel başlık doğru mudur? Başlık başka bir ifadeyle nasıl anlaşılmalıdır? Şöyle soralım: Yaşanan bu değişim nedir, insanlığa neler getirir ve bütün bu değişim süreçleri nasıl yönetilir? Eğer bir fert olarak karşımda duran bir gerçek ise benim de asıl merak ettiğim bu: Durum nedir? Davos’ta konuşanlar, el sıkışanlar, kapitalizm veya
fedin-aciklamasi-ve-turkiyenin-iki-odevi 657 views

FED’in Açıklaması ve Türkiye’nin İki Ödevi

17 Aralık 2015
657 views
3 mins read
FED’in beklenen faiz artırımı ABD’nin krizden tamamen çıktığını teyit eder niteliktedir. Dolar daha da güçlendi ve ABD’nin küresel açıdan elini sağlamlaştırdı. Bu sıkıntıyı atlatan Amerikan yönetiminin seçmenlerine vermesi gereken bir hesap da kapanmış oldu. Bu demektir ki şimdi rahatlıkla başka açılımlara yönelebilir. Rezerv para olması sebebiyle dolarla iş yapan tüm küresel piyasalar bundan olumlu etkilendi. Bundan böyle bazı olumsuzluklar mevzubahis olur ise bunların sebepleri ülkelerin kendi hallerine dayalı görülecektir. Genel olarak değerlendirirsek bu karar; ambargo ve petrol fiyat politikalarının etkisiyle birlikte kırılganlaşan Rus ekonomisindeki hassasiyeti derinleştirebilecek, Brezilya’ya siyasal istikrarsızlıklarını çözmesi yönünde son bir ihtar verecek, Çin ve Japonya’yı biraz daha
cameron-abyi-tekrar-sorgulatiyor 829 views

Cameron AB’yi Tekrar Sorgulatıyor

9 Kasım 2015
829 views
3 mins read
İngiltere Başbakanı David Cameron’un yakın günlerde vermiş olduğu beyanata göre Avrupa Birliği konusunda üye ülkelere bir dilek paketi sunacak. Açıklananlardan anlaşıldığı kadarıyla bu sorgulayıcı dileklerin başlıkları; daimi yakın işbirliği, çoklu-para birliği ve kırmızı kart gösterme şeklindedir. Bu dilek paketi aslında AB içinde yeni bir tartışma başlatmak amaçlıdır. Ayrıca Cameron eş zamanlı olarak bir de halkına AB’yi oylatacaktır. İngiltere halen AB’ye yarı-bağımlı statüsündedir. İngiltere, 1973 yılından bu güne üyesi olduğu AB için, bundan önce iki kez benzer tartışmaları açmış ve bir kez de halkını referanduma çağırmıştır. Görülüyor ki Cameron yeni bir referandum ve tartışma süreciyle İngiltere adına yeni kazanımlar peşindedir. 1957

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA