Kültür - Page 31

simbiyotik-iliski-mutualizm 9.7K views
16 Temmuz 2018

Simbiyotik İlişki – Mutualizm

Simbiyoz, iki veya daha fazla farklı tür (organizma) arasındaki yakın etkileşimleri açıklar, birbirleriyle birlikte yaşayarak fayda sağlayan olmayı tanımlar. İki türün karşılıklı yardımla yaşama fikri simbiyotik bir ilişkinin özü olarak kabul edilir. Simbiyoz, genel olarak canlılar arası bir ilişki türü olmakla birlikte bu ilişkiye
antagonizma 9.5K views
29 Şubat 2016

Antagonizma

Antagonizma karşıtlık ve belli bir amaca sebep teşkil eden olmak demektir. Antagonist
bilgelik-2 7.1K views
27 Şubat 2019

Bilgelik

Bilgeye ve bilgeliğe yeterince ihtiyaç duymuyor muyuz? Çağımızın konularında ileriye atılım yapılamamasının
5.3K views
5 Temmuz 2018

Gelenek

“Şöyle bir geleneksel Türk tatlısı olan baklavaya ne dersiniz?” Bu cümlede konu
irenizme-duyulan-ihtiyac 1K views

İrenizme Duyulan İhtiyaç

2 Ekim 2013
1K views
5 mins read
İnsanlar konuşma, iletişim kurma ve kendini ifade etme yeteneği ile donatılmış, bu yolla bilinç atmosferine katkı sağlayan ve dünyada gelişmenin bir anlamda motoru olan üstün varlıktır. Öyleyse bir an için konuşmada ve iletişimde ne sorunumuz var diye düşünelim. “İrenizm” kavramını hatırlayalım. Tam karşılığı “iletişimde barış” olarak ifade edilebilir. Bizim için yeni bir şey değil. Ancak bunun iyi bilinip kurallarının belirgin olarak açıklanmış olmasına rağmen toplum liderlerinin, politikacıların veya kamuoyu huzurunda beyanat verenlerin nezdinde yansıması ne derece etkin kullanılıyor? Biraz bu konuya yaklaşmamızda yarar vardır. Batı kültürü, iletişimin ve bu bağlamda medyanın olanca gücüyle topluma etkili olmasını görünce çok önceleri irenizmin
kavramsal-icgudu 914 views

Kavramsal İçgüdü

2 Ekim 2013
914 views
13 mins read
İnsan kavramlarla yaşayan bir canlılardır. Bilgi ve kendini ifade yeteneği ile birçok donanıma sahip olma gücü sayesinde insanın dışa vurumu kavramsal kökeniyle açıklanabilir. Ben buna “insanın kavramsal içgüdüsü” diyorum. Bilgi insana verilmiş bir güçtür. Edinimlerini de verili olanların üzerine inşa eder. İnsan bilmek ve bilgiyi yönetmekle olan kabiliyetiyle kendini ispat etmektedir. İspat etmeyi, bir şeye karşı olmaya değil, aslında bir şeye bağlı olmaya dönük okumak gerekir. Düşünceme göre iki tür kavram vardır. Birincisi benim “ilahi uyuma dayalı” dediğim, insanlık var olmadan önce de kâinatın sahip olduğu kültüre ilişkin kavramları kapsar. İkincisi ise “iradeli üstün insanın” atanması ile başlayan süreçte ortaya
merkezcilik 4.7K views

Merkezcilik

1 Ekim 2013
4.7K views
6 mins read
İnsanlık için yönlerin önemi sürekli bir anlam taşımaktadır. Ayrıca dünyanın yuvarlak olması da bir anlam taşıyor. Gidilecek hep bir yön vardır ve tur tamamlandığında varılan yer başlangıç noktasıdır. Hareket ifadesinde bu gibi düşünceleri çoğaltmak mümkündür. Ya düşünsel olarak sağa sola veya aşağı yukarı gidip gelen, dönüp başlangıca ulaşan biri için acaba ne düşünürüz? Düşüncede kamil insan bulunduğu yeri doğru tarif edebilmelidir. Eğer bu sağlam bir yer ise orada aynı tutarlılıkla tutunabilmelidir. Orada gelişmeli ve güçlenmelidir. Oradan vermeli, oradan yetmeli, oradan görmelidir… Merkezcilik kavramını daha geniş açıdan Cephe isimli kitabımda açıklama fırsatı buldum. Şimdi burada kısaca bir tanıtım yapmak isterim. Sorumluluk sahibi
muttaki 2.6K views

Muttaki

1 Ekim 2013
2.6K views
25 mins read
Siteye adını veren bu kavram aynı zamanda “Muttaki” isimli kitabımın da konusu idi. Günlük yaşamda bu kavramı kullanmanın yaygın hale gelmesi çabası içindeyim. Muttaki Arapça bir sözcüktür. Kur’an’da tanımı yapılmış ve insana atfedilen yüksek bir değere karşılık gelmektedir. Muttaki “takva sahibi olan” demektir. Sözlük anlamı olarak takva, kuvvetli bir iradenin himayesine girerek korunan, sakınan ve kendini muhafaza altına alan insana denir. İslâm felsefesine göre muttaki; iman edip emir ve yasaklara uyan, Allah’a karşı gelmekten sakınan, dünya veya ahirette insana zarar verecek söz, fiil ve davranışlardan sakınan anlamındadır.  Bu tanımı biraz daha pratik hale getirecek olursak, muttakinin bir kimlik ifadesi olduğunu söylememiz gerekir.
isyerinde-bulunmak 747 views

İşyerinde Bulunmak

1 Ekim 2013
747 views
2 mins read
Çalışma ahlakı konusu üzerinde duruyoruz. Bir işyerinde “bulunmayı” iş kabul eden bir toplum olmanın zararının gelecek nesillere aktarıldığının bilincinde miyiz? Bulunmak! Toplumumuzda kadroların nasıl doldurulduğunu biliyoruz. Çeşitli nedenlerle bir yerlerdeyiz. Aslında çalışmak için bir işyeri bulduysak şanslıyız. Hatta torpille veya kayırmacılıkla neler yapmak istendiği de ayrı bir ahlaki konu. Çağımızın sorunlarından biri de işsizlik. Fakat iş bulmak bu kadar önemliyken işimizin gereği, maaş aldığımız işte ne derece üretkeniz? Eğer üretmiyor ve sadece orada bulunuyorsak, o bir iş sahibi olmak mıdır? Çalışmak mıdır? Ahlaken ve vicdanen rahat olabiliyor muyuz? Çeşitli mazeretler bulup, kendimizi haklı görüp, önce kendimizi, sonra geleceğimizi mi kandırıyoruz?
kamusal-alan 1.9K views

Kamusal Alan

1 Ekim 2013
1.9K views
4 mins read
Bir an için algıda meydana gelen farkın içinde yaşadığımız alanı daraltabileceğini düşünelim. Göreceğiz ki bundan en fazla kendimiz zararlı çıkarız. Nasıl mı? Kamu ile başlayalım ve kamusal alanı gözden geçirelim. Belki geniş olmanın bir yolunu bulmuş oluruz. Kamu Sözlük anlamı açık olan “kamu” sözcüğünün kullanıldığı yerlere bakınca, üzerine fazla anlam yüklemenin olumsuz yanlarını da üslenmiş oluyoruz. TDK sözlüğünde, halkın bütünü, halk, amme; halk hizmeti gören devlet organlarının hepsi anlamında tarif edilmektedir. Öz Türkçede bütün ve hepsi anlamında kullanılmaktadır. Öncelikle Avrupa’da Aydınlanma döneminde ve daha sonra Fransız Devrimi ile dünya siyasal sistemini oldukça etkilemiştir. Burada ön plana çıkan “public” kavramı bir
lisan-i-munasip 2.8K views

Lisan-ı Münasip

1 Ekim 2013
2.8K views
3 mins read
İnsan kendini ifade etme kabiliyetinin en üst sınırına sahiptir. Konuşmak sadece bir iletişim değil aynı zamanda muttakinin kendini ifade etme derecesidir. İyi konuşan aynı zamanda iyi anlatan ve iyi anlayandır. Orta yaşlı bir bey yaya kaldırımında caddeden karşıya geçiyordu. Mobil telefonundan konuşuyordu. Zaten konuşulacak bir yer değildi. Acil bir durum ise kabul edilebilirdi. Ancak esas konu yer değildi. Beyin çok çirkin konuşması idi. Karşısındaki her kim ise onu öldüreceğinden, kafasını patlatacağından küfürlü sözlerle bahsediyordu. Konuşmasını herkes duyuyordu. Daha geniş bakalım. Bizleri bu denli şiddetli konuşmaya iten acaba nedir? Konu her ne ise konuşarak ve anlaşarak halledilmesi gerekirken birinin adeta insanlığından
buyuksehir-devrimi 845 views

Büyükşehir Devrimi

1 Ekim 2013
845 views
3 mins read
Brookings Enstitüsü Yayını olan bir kitap[i] büyükşehirlerin (metropollerin) yaşama olan etkisini inceliyor. Kitap Amerika ile ilgili bir araştırmadır. İçinde yaşadığımız büyükşehirlerin yaşamımızı ne denli değiştirdiğinin farkında mıyız? Kendi bakış açımızla neler yapılmalı, bunları gözden geçirelim. Kaç çeşit devrim var bilmiyorum. Kendiliğinden, zorlamayla, etkili, etkisiz, doğru, yanlış… Ancak kentleşmenin insan üzerine etkisini ön plana çıkarttığımıza göre bu yöndeki değişimlere ait açıklamaları da doğallığıyla kabul edebiliriz. Özellikle metropollerde (büyükşehir) olup bitenler kent algısının en karmaşık ve yoğun hissedildiği bir coğrafyadır. Diğer yandan Amerika’da olanlar dünyanın diğer yerlerinde de olmaktadır. Düşünceme göre küreselleşme ulus devletleri işlevsizleştirirken içinde kim yaşarsa yaşasın metropolleri öne çıkararak
toplu-tasima-vasitasinda-yer-vermek-neden-o-kadar-onemli 850 views

Toplu taşıma vasıtasında yer vermek neden o kadar önemli?

1 Ekim 2013
850 views
2 mins read
Kent kültürünün kendine bağlı kuralları var. Basit ama gerekli olan kurallar aynı zamanda birey ve toplumun uyumlu, özverili ve sağlıklı olmasının da harcıdır. Hava buz gibiydi. Karanlık basalı bir saati geçti. Herkes evine gitmek için toplu taşıma vasıtalarına saldırıyor. Belki bunu da kaçırırsa yaşlı adam en az bir saat sonra gelecek otobüsü yakalayabilecek. Elinde akşam ailecek yiyecekleri mandalinalar var. Vaktiyle evine ulaşsa da çocukları uyumadan onları görebilse ve götürdüğü mandalinaları önlerine koyabilse… Neyse bir kargaşa içinde gelen otobüse binebildi. Yolculuğu iyi şartlarda bir saat kadar sürecek. Otobüsün içi hınca hınç dolmuş durumda. Kalabalıktan değil mandalina paketini kendini bile koruyamıyor. Mandalinaların
cevrecilik-hakkinda 1.4K views

Çevrecilik Hakkında

1 Ekim 2013
1.4K views
2 mins read
İnsanlığın yaşam serüveni çoğalmak, diğer canlılar üzerinde egemenliğini artırmak ve yeryüzünün her türlü kaynağını elde etmek gibi işlevleri kapsamaktadır. Acaba bunun bedeli çevreden mi çıkmakta? Bugün yaklaşık yedi milyar, gelecekte daha fazla nüfusu ile insanlığın sürekli ürediğini ve üretip tükettiğini düşünürsek, aslında sermayenin tümüyle yeryüzünün doğal çevriminden geldiğini bir kez daha aklımızdan geçirmiş oluruz. Aslında ürettiklerimiz bile kaynağını yeryüzünden aldıklarımızdır. Bir anlamda doğanın ürettiklerinin alınması, şekillendirilmesi, uygun hale getirilmesi ve kullanıma sunulması süreci göz önünde tutulursa, akılda tutulması gereken bir konu olarak karşımıza şu çıkar: Doğanın kendisi bir çevrimle eko-sisteminde bir zarar veya olumsuzluk üretmezken, buna insan da itaat etmeli,

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA