Amerika - Page 18

15K views
8 Ekim 2021

Kırılma Cilt I

Bu bir kitap olacak. Bu günü gününe tutulan notların birikimi ile gerçekleşecek. Geçenlerde bir twit attım ve ne dedim biliyor musunuz? Yazar adaylarına, günlük tutar gibi olanları not edin, bir ay sonra iki ciltlik eser sahibisiniz! Evet, böyle olduğunu size bizzat göstereceğim. Kitabın adını
post-kapitalizmin-yonetim-erki 4.6K views
14 Nisan 2014

Post-kapitalizm

Yakın zamanda “Yeni Küresel Devrim” konusunu işlemiştim[1]. Bu devrim sürecinin içinde olduğumuzu
stratejik-goz-kirpma 2.3K views

Stratejik Göz Kırpma

20 Ocak 2014
2.3K views
7 mins read
Amacım “Stratejik Göz Kırpma” deyimini kullanarak; politika, strateji, insan doğası, güç ve küreselleşme gibi kompleks konuları kolaylıkla birleştirebilmektir. Politik göz kırpmanın işletilenleri tarafından küreselleştirilen sahnesinde yerel halkın ve muttakinin yerini tayin etmektir. Göz Kırpmak “Göz kırpmak” insana özgü politik bir sinyal şeklidir.[1] İnsana özgüdür ve en iyi bilinenlerden olan bir tavırdır göz kırpmak. İnsanın politik özelliğe sahip bir varlık olduğunun belirgin bir kanıtıdır. “Kaş göz oynatmak” ise daha geniş bir deyimdir, konumuz değildir. Özne birey olur, devlet olur, şirket olur, örgüt olur, toplum lideri olur; dost olur, “dost gibi görünen” olur… Özneler birbirlerine çalım atarken göz kırpar, gizli kapaklı bir
savas-anketi 1.8K views

Savaş Anketi

20 Ocak 2014
1.8K views
4 mins read
Savaş konusu konuşulduğunda uzun bir süre durup düşünülmeli. Kişisel fikrim böyle ama birilerinin, hem de kardeş olan Ademoğullarının savaş sözcüğünü kolayca dile getirebilmeleri büyük bir paradoks değil mi? Buradaki konu insanın var olma sebebine ters yapılan davranışları; yumuşak veya sert yaptırımları, sıcak ve soğuk savaşları, çatışma ve direnişleri, sanal ve gerçek olanları kapsar. Hepsinde bir aldatma, saldırma, kan, gözyaşı, bunalım, baskı var. İyi de; neden isteniyor bu kadar? Merak ediyorum, insanlar ne düşünüyor. Gelin basit bir anket uygulayalım. Sıradan sorular soralım: İnsanlar savaşı ne zannediyor? O halde böyle bir soru olsun. Cevap verenler ölüm mü, oyun mu, gerekli görüp görmediğini
kuresellesme-yolundaki-yonetsel-tartismalar 1.1K views

Küresel Düzen Yolundaki Yönetsel Tartışmalar

20 Aralık 2013
1.1K views
9 mins read
Küreselleşme yönetsel açıdan kendi düzenini inşa etme yolunda ilerliyor. Bu yolda, mevcut hükümetlerin meydana getirdiği sorunları ve gelecekte ortaya çıkacak düzenin tarifini yapacağız. Teşhisin gerçekçi şekilde ifade edilmesi, buradan hareketle ortaya çıkan cari tartışmaların esas kaynağının yansız yorumlanabilmesi amacıyla sizlere analitik bir yaklaşımla sunulacaktır.
kuresel-sermaye-ulke-politikalari-ve-ustun-insan-gucu 1.4K views

Küresel Sermaye, Ülke Politikaları ve Üstün İnsan Gücü

14 Kasım 2013
1.4K views
9 mins read
Basit bir anlatımla başlayalım, herkesin elinde olmaya başlayan cihazların edinimiyle ilgili hesapla yola çıkalım. Buradan devlet işleyişi, bütçe uygulamaları, küresel sermayenin düzeni, insan gücü, liderlik, gelişme, politikalar ve erdemlerle ilgili konulara değinelim. Sonuçta da muttakinin görüşünü vurgulayalım. Göreceğiz ki bireysel gücün önemi her noktada kendini hissettiriyor. Teknolojiden Alınan Vergi Üretilmeyen ve tüketime konmayan her teknolojik üründen dolayı sayısız kaybın olduğunu devletten çok vatandaş bilmeli. Örneğin bir teknolojik ürünün üretildiği ülkede parakente satışı 1.000 $ olsun. Aynı ürünün örneğin ülkemizdeki satışının 4.000 TL olduğunu biliyoruz. Ürün satışı normal şartlardaki bir hesapla 3.000 TL’yi geçmemesi düşünülürken arada 1.000 TL’lik farkın olmasını neyin
mutluluk-kenti-icin-meykirlik-sanati 1.2K views

Mutluluk Kenti İçin “Meykırlık Sanatı”

13 Kasım 2013
1.2K views
13 mins read
İnsanlara aynı türden bir hayal işlemek mümkün mü? Magazinde yer alan kentleşmekle ilgili albenili görsellerin amacı nedir? Size, “Mutluluk için para kazanmanız gerekiyor, bununla refah ve güvenlik içinde olacaksınız…” denmesi yeterli geliyor mu? İdealinizde neler var? Rantla geçinen mi, yoksa sorumluluk içinde yaşayan bilinçli biri olmak mı? Bu tür sorulara “meykırlık sanatı” ironisiyle açıklık getireceğiz. Kente Dair Meykırlık Sanatı Tarihsel algıda insanlar için kent bir ülkedir. Toplumla bazen kent bazen ise ülke devletleri kurmuştur. İleride nasıl bir yapıya girileceğini değişik vesilelerle irdelemekteyim. Antik anlatımlarda filozoflar, “Bu kent…” der ve bilgece konuşmalar yaparlardı. Şimdinin insanı daha çok politikacıların ve medyanın işbirliğiyle
her-sey-cocuklar-icin-degil-mi 862 views

Her şey çocuklar için değil mi?

31 Ekim 2013
862 views
10 mins read
Gözümüz gibi baktığımız çocuklarımız tam da gözümüzün önündeler! Farkındayız değil mi? Yoksa “Çağın gereği neyse o olur!” düşüncesine kapılıp, daha çok kendi işlerimize mi öncelik veriyoruz? Sorumlulukların en büyüğü çocuklarımız üstündeki olandır. Çocuklarımız hakkında hemen yakın plandaki konuları inceleyerek biraz dertleşelim, ne dersiniz? Değişen Çağ Yaşamlarımız dünyanın değişim süreçlerine bağlı olarak istemediğimiz, bir türlü disiplin altına alamadığımız bir biçimde gelişmiş olabilir. Olanların önüne sistemsel ve toplumsal geçilemiyorsa özveriyle ve bireysel olarak geçmek aslında bir vazifedir. Bu ise muttaki tavrıdır. Hiç şüphesiz kendi şartlarının bilinciyle ve güçlükleriyle dolu olarak ebeveynlerimiz ellerinden geleni yaptılar. Peki, şimdi biz gerekeni yapabiliyor muyuz? Eğer çağımız
batinin-tarihsel-politik-yayilmaciligi 2.1K views

Batı’nın Tarihsel Politik Yayılmacılığı

29 Ekim 2013
2.1K views
19 mins read
1789 Fransız ve 1848 Avrupa Devrimi olarak bilinen ve tüm dünyaya kısa sürede etkileyen Avrupa’daki büyük transformasyonun ideolojik prensipleri halen geçerli görülmektedir. Küresel, kapitalist, liberal, politik yapıda bu güne kadar gelen ideolojik metodun değişmediğini de söylemeliyiz. O halde elimizde Batı’nın politik yayılmacılığına dayalı bir politik şablonun bulunduğunu ve değişik coğrafyalarda yakın gelecekteki gelişmelerin buna göre inceleyebileceğimizi düşünebiliriz. Fransız İhtilali Bugün modern dediğimiz devlet sistemi ki bunun da eskidiği şeklinde tartışmalar devam ediyor, kendi tanımına bağlı bir mantıkla oluşturulmuştu. Modern devlet mantığının ilk tohumları Fransız İhtilali ile atılmıştı. 1789 Fransız İhtilali Avrupa’da muhafazakârlar ile ihtilalciler arasında bir sıkışma yaratmıştı. Aslında bu
bilim-ve-teknolojide-neredeyiz-ve-ne-yapiyoruz 1.6K views

Bilim ve teknolojide neredeyiz ve ne yapıyoruz?

23 Ekim 2013
1.6K views
6 mins read
Bilim ve teknolojinin baş döndüren hızı karşısında şaşkınlık duymamak elde değil! Bazı devletler bu konuda bir hayli yol aldılar. Küresel piyasalarda dönen hacmin büyük bir kısmını bu yolla elde ediyorlar ve yatırımlar bu alanlara giderek kayıyor. Ellerimizde, evlerimizde ve ofislerimizde olan ne varsa sanki bir bilim kurgu misali gelişiyor. Bu önemli konuda kendi konumumuzun bir değerlendirmesini yapmamız gerekiyor kanaatindeyim. Rakipler hangi noktadalar? Bu evrende gelişmeyen, değişmeyen bir şey göremedim. Siz gördünüz mü? Bilim kurgu denilen şey bile sürekli ileri gidiyor. Dünün kurgusu bugünün gerçeği… Demek ki “bilimle” ilgilenmek ve sürekli “kurmak” gerekiyor. Peki, bu işin yolu söylendiği kadar basit mi?
kontrole-kontrol-netizenlerle-netpolitisation 1K views

Kontrole Kontrol: Netizenlerle Netpolitisation

3 Ekim 2013
1K views
13 mins read
Bir an için yaşamı kendi kurallarına göre değerlendirelim. İlerleme bile insana bedel ödetir. Değil mi? Eğer ülke lideriyseniz halkınızı, eğer paranın lideri veya bilim ve teknolojinin lideriyseniz dünyayı kontrol etmelisiniz. Kontrol edilen ise kendini özgür hissetmek ister. İşte size bir anlaşmazlık: Kontrol edenler ve edilenlerin bir örneği… Sonuç nereye gidiyor? Netizen’e mi? Netpolitisation’a mı?  Yeni Buluş İnternet Diğer her buluşta olduğu gibi sırası geliyor ve (örneğin) internet yokken icat ediliyor. Sonra yaygınlaşıyor. Yoğun şekilde kullanılıyor. Yatırımcılar büyük yatırımlar yapmaya başlıyor. Gençler sürekli uygulamalar geliştiriyor. Yeni iş imkânı bulunuyor. Ekonomide kapasite yaratılıyor, hem de katma değeri bir iş kolunda… İnsanların günlük
buyuksehir-devrimi 836 views

Büyükşehir Devrimi

1 Ekim 2013
836 views
3 mins read
Brookings Enstitüsü Yayını olan bir kitap[i] büyükşehirlerin (metropollerin) yaşama olan etkisini inceliyor. Kitap Amerika ile ilgili bir araştırmadır. İçinde yaşadığımız büyükşehirlerin yaşamımızı ne denli değiştirdiğinin farkında mıyız? Kendi bakış açımızla neler yapılmalı, bunları gözden geçirelim. Kaç çeşit devrim var bilmiyorum. Kendiliğinden, zorlamayla, etkili, etkisiz, doğru, yanlış… Ancak kentleşmenin insan üzerine etkisini ön plana çıkarttığımıza göre bu yöndeki değişimlere ait açıklamaları da doğallığıyla kabul edebiliriz. Özellikle metropollerde (büyükşehir) olup bitenler kent algısının en karmaşık ve yoğun hissedildiği bir coğrafyadır. Diğer yandan Amerika’da olanlar dünyanın diğer yerlerinde de olmaktadır. Düşünceme göre küreselleşme ulus devletleri işlevsizleştirirken içinde kim yaşarsa yaşasın metropolleri öne çıkararak

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA