Amerika - Page 16

14.9K views
8 Ekim 2021

Kırılma Cilt I

Bu bir kitap olacak. Bu günü gününe tutulan notların birikimi ile gerçekleşecek. Geçenlerde bir twit attım ve ne dedim biliyor musunuz? Yazar adaylarına, günlük tutar gibi olanları not edin, bir ay sonra iki ciltlik eser sahibisiniz! Evet, böyle olduğunu size bizzat göstereceğim. Kitabın adını
post-kapitalizmin-yonetim-erki 4.5K views
14 Nisan 2014

Post-kapitalizm

Yakın zamanda “Yeni Küresel Devrim” konusunu işlemiştim[1]. Bu devrim sürecinin içinde olduğumuzu
konjonktur-ve-paradigma 1.6K views

Konjonktür ve Paradigma

30 Eylül 2015
1.6K views
16 mins read
İki kavram üzerinde duracağız: Konjonktür ve paradigma. Bu yazıda özgün bir bakışla bahse konu kavramları tanımlama fırsatımız olacak. Buna dayalı olarak hem kuramsal bir eleştiri hem de gerçeklik üzerine bir yorum okuyacağız. Tarihsel dizin herkesçe bilinmektedir. Farklı olabilecek noktalar zamanın getirdiklerini ve öne çıkan konuları ifade etmekle açıklanabilir. Asıl önemlisi ise yaşam tarzlarındaki çelişkinin ortaya konabilmesidir. Takip eden başlık ilerlemenin paradigması ile ilgili değerlendirme bölümü olacaktır. Kavramsal İrdeleme Konjonktür, belli belirsiz şartlarda olup bitenin yorumlanabilir haldeki durumudur. Konjonktür için önemli ögelerin bir araya gelmesi, belli fırsatların oluşması ve geneli kapsayan bir anlamın meydana gelmesi düşünülmelidir. Konjonktür bir “durum” ifadesi ise
demokratik-sistem-insasi 2.6K views

Demokratik Sistem İnşası

8 Eylül 2015
2.6K views
14 mins read
Uluslararası düzen devletler sistemiyle idare edilmeye devam ediyor. Devletler içinde yasama, yürütme ve yargı erkleri çalışıyor. Yürütme politik liderliğin belirgin mevkiidir. Gelişmiş rejim olan ileri demokrasi, ileri bir demokrasi kültürüne ihtiyaç duyar. Bu tür kültür yerleşmişse taşlar rayına oturmuş demektir, tersi durumda tereddütler yaşanır. Amacımız yerleşik bir sistemin inşasına mani olan bazı özel konuları gözden geçirmektir. Eğer ortamda bir politik avantaj varsa, hemen liderliğe soyunanlar oluyor, bu sanki bir iş imkanı gibi görülüyor. Halbuki yerleşmiş sistemlerde politika yaygındır ama liderlik mevkileri hemen kolay işgal edilemez, kurumsallık, parti ve devlet bilinci çok önemlidir, demokrasi daha o mevkilerden başlar. Sıradan insanlar çıkıp
normallik 1.3K views

Normallik

19 Ağustos 2015
1.3K views
9 mins read
Normal olunabilir mi? Biz neden normal olamıyoruz? Normal olma hali kime göre normal kabul edilir? Eğer normallik hali bir kabulle tanımlanıyorsa, kimin neyi kabul edeceğine, kimler karar veriyor? Kabul edilmesi gereken konuları bir başkası belirliyorsa, konunun merkezindekilerin çıkış kapısının anahtarını kimler elinde tutuyor? Öyleyse, kabul etmekle ilgili bir sorunu tartışmanın zorluğunu düşünebiliyor muyuz? Amaç normal ve anormal kavramlarını tartışmaktır. Belli bir kesime yönelmek veya yönlendirmek değildir. Aslında bu yazının ruhunda bu tür düşünceler de eleştirilmektedir. Örnekler ve isimler konuyu canlandırmak için önemsenmelidir. Sorusu çok bir anlatım yapacağım. Ama yine de sonuçta siz belli bir fikirle kendi sorunuzu sorun derim. Güneşin anormal doğduğunun söylenmesi hemen akla yine anormal bir sonuç ifadesi ile kıyamet
kavramlarin-hazmi 1.6K views

Kültürde Değişim

13 Temmuz 2015
1.6K views
10 mins read
Dilin Önemi Eğer kavramlar akılda bir yer bulduktan ve buradan başka kavramlarla ilişki kurabildikten sonra dışa açılıp kullanılabiliyorsa anlam kazanırlar. Kavramlar zihinde işleme tabi tutulmalı, sözle veya yazıyla kullanılmalıdır. Konuşulan dil bu amaçla önemli bir işlev görür. Kullandıkça dil kavramları, kavramlar da dili beslerler. Bütünüyle birey için bu bir sürekli gelişme demektir. Farklı bir sonuç daha gerçekleşebilir; bu işin olumsuz gelişmesi ile ilgilidir. Dil sürekli aynı şeyleri kullanıyorsa, hatta eskileri tekrarlıyorsa ve artık soru olmaktan öte geçmiş konuları gereksiz yere açıklıyorsa körleşir. Bu durumda değişmeyen veya gelişmeyen bir kültüre dayalı kör kavramlar akılda kökleşir, yani bir sabitlik hali mevzubahistir. Toprağın
pagandan-muttakilige 2.4K views

Pagandan Muttakiliğe

25 Haziran 2015
2.4K views
9 mins read
Latince pagus kırsal kesim, köylü ve cahil anlamına gelir. İngilizce peasant ve Fransızca paysan da buradan türetilmiştir. Romalı aristokrasi karşısındakini aşağılamak için “köylü” anlamına gelen “pagan” derdi. Bugün refah seviyesi yüksek kesimlerin bir kısmı, her ne kadar saygı duyuyor görünse bile inanan kesime bir köylüymüş gibi bakmaktadır. Onlara göre inanç sahipleri cahillerdir, insan olmanın gücüyle hareket edenler ise elitlerdir. Ben bunlara “insancı” diyorum.
yenilikler-uretim-sistemimizi-zorluyor 1K views

Yenilikler Üretim Sistemimizi Zorluyor

22 Haziran 2015
1K views
10 mins read
Ülkemizde üretim konusu ne seviyededir? Neler yapılmalıdır? İdeale yakın bir üretim modeli nasıl olur? Küresel pazarda yer almanın bedeli nedir? Kısmen de olsa bu soruları cevaplamaya çalışacağım. Değişik dönemlerde değişik teknoloji üreticilerinden alınmış üretim sistemlerini kullanmaktayız. Bu üretim sistemleri bugün yoğun şekilde dijital değişimin etkisi altındadır. Küresel sistemde değişimi öne çıkaran gelişmelerin başında Büyük Bilgi (Big Data) düşüncesi gelmektedir. Hesaplamalarda kullanılan veri miktarı çok ileri seviyelere çıkmıştır. Bunun dışında yapılan hesap yöntemleri belliyse de daha fazla bilgi kullanımı dikkate değer görülmektedir. Analitik düşünce her üretim alanına girmiş durumdadır, iş yönetimi akıllı sistemlerle desteklenmektedir. İnsan ve makine arasındaki işbirliğini artırıcı değişik arayüzler devreye
din-ve-ibadet-istismari 1.2K views

Din ve İbadet İstismarı

20 Haziran 2015
1.2K views
6 mins read
Yaratan’ın zatı bir muhabbet konusu değildir. O’nun zatı ve sıfatları dahil, emirleri, kainatın düzeni ve kanunları üzerine bilimsel çalışmalar yapılabilir, bu tür yararlı işler inceleme ve araştırma konusu olabilir; hatta astronomi, fizik, jeoloji, kimya, matematik vb dallarda konu irdelenebilir. Ama sanki (haşa) O’nun yanındaymış gibi garip anlatımlarla bir tür kişisel ayrıcalık elde etme işine tevessül edilemez. Hatta Peygamberimiz için de bu kaide geçerlidir. İbadet ederken dahi sürçü lisan eylemek kabul edilir bir hal değildir. Örneğin bir program yaparken, “O onu dedi, bu da böyle yaptı…” türünden açıklamalar hiç değildir. Alemlerin (bu belki sayısız evren demek, belki bu evrende başka başka
yeni-kuresel-duzen-nasil-yonetilir 2.6K views

Yeni Küresel Düzen Nasıl Yönetilir?

21 Mayıs 2015
2.6K views
16 mins read
Daha da belirginleşen küresel sorunlara gereğince odaklanabilmemiz için ilgililere neler önerilmektedir? Evren genişliyor, yeni yapılar meydana geliyor, her boyutta bilinç artıyor, insan medeniyeti kendi dünyasında sürekli gelişme içerisinde… İnsanlık bilinçlendikçe ve daha fazla bilgi ürettikçe kendi değişikliğini de üretiyor. Daha çok politik, ekonomik, sosyal, bilimsel ve teknolojik alanlarda küreselleşme noktasında tespit edilen yeni değerlerle birlikte başkalaşmanın hızı ve kapsamı da artmış görülüyor. Giderek nüfus olarak çoğalan, hareket kabiliyeti artan ve bilgiyi daha çok kullanarak üretim-tüketim sistemlerini değiştiren insanlığın yeni dünyasındaki değişimin gerekliliklerine uygun bir yönetimin nasıl olması gerektiğini cevaplamaya çalışıyoruz.  Yeni Küresel Düzenin Başlıca Soruları Küresel ölçekte gerçekleştirilen analizlere dayanarak
politik-kutup-tespiti 820 views

Politik Kutup Tespiti

7 Nisan 2015
820 views
8 mins read
  Berlin Duvarı yıkıldı ve ardından, tek kutuplu bir dünya nasıl olur, soruları gündeme geldi. Peki, halen tek kutuplu bir dünyada yaşadığımızın farkında mıyız? Tek kutuplu bir dünyada yaşadığımız hakkındaki görüşe karşıt yaklaşımı olan birçok yazar vardır. Bunların başında küresel güçleri ayrı bir kutup gibi görenler ve tam da ABD’nin karşısına koyanlar gelmektedir. Hatta kutupluluk fikrinin eskide kaldığını savunanlar dahi mevcuttur. Diğer bazı görüşleri savunanlar AB, Rusya, Çin vb yerleri canlandırmakla ilgili konulara eğilmekteler. Sözü edilen yerlerle ilgili olarak uygulamada görüldü ki, AB zor şartların altında kendine ait bir çıkış yolu arar olmuş, Rusya özellikle Ukrayna konusundan sonra önemli bir
uzun-savas 2.3K views

Uzun Savaş

15 Ocak 2015
2.3K views
18 mins read
Daha yakın zamanda Nijerya’da Boko Haram iki bin kişiyi katletti. Aynı tarihlerde Fransa’da bir “terör” hadisesi meydana geldi. Çeşitli çevreler konuyu derinlemesine tartışıyorlar. Nedenler ve sonuçlar masaya yatırılıyor. İki olayın birbirine yakın tarihlerde olması ibret alınacak başka sonuçları da gündeme getirdi. Akla şu soru geldi: Bu nasıl bir savaş?

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA